|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
akın (insanlar/hayvanlar için) |
surge n.
|
|
Is the EU equipped to cope with this imminent surge of arrivals?
AB, yaklaşan bu göçmen akınıyla başa çıkabilecek donanıma sahip mi?
More Sentences
|
2 |
General |
memeli hayvanlar |
mammals n.
|
|
Hippopotamuses are huge mammals.
Suaygırları kocaman memeli hayvanlardır.
More Sentences
|
3 |
General |
evcil hayvanlar |
domestic animals n.
|
|
Neither wild nor domestic animals appear to have any premonition of death.
Ne vahşi ne de evcil hayvanların ölümle ilgili bir önsezisi yok gibi görünüyor.
More Sentences
|
4 |
General |
evcil hayvanlar |
pets n.
|
|
Does Tom have any pets?
Tom'un evcil hayvanı var mı?
More Sentences
|
5 |
General |
hayvanlar alemi |
animal world n.
|
|
Early man had to compete with the whole animal world for his food.
İlk insan, yiyeceği için tüm hayvanlar alemi ile rekabet etmek zorundaydı.
More Sentences
|
6 |
General |
nadir hayvanlar |
rare animals n.
|
|
Some people keep rare animals as pets.
Bazı insanlar nadir hayvanları evcil hayvan olarak besliyor.
More Sentences
|
Agriculture |
|
7 |
Agriculture |
soğukkanlı hayvanlar |
cold-blooded animals n.
|
|
Fish are cold-blooded animals.
Balıklar soğukkanlı hayvanlardır.
More Sentences
|
General |
|
8 |
General |
memeli hayvanlar devri |
cenozoic n.
|
|
9 |
General |
halka gösterilen yabani hayvanlar (sirkte vb) |
menagerie n.
|
|
10 |
General |
yumurtadan çıkan hayvanlar |
hatching n.
|
|
11 |
General |
hayvanlar için yazı uykuda geçirme |
estivation n.
|
|
12 |
General |
seyyar canlı hayvanlar sergisi |
menagerie n.
|
|
13 |
General |
küçük hayvanlar hastanesi |
pet clinic n.
|
|
14 |
General |
sanatta hayvanlar |
animals in art n.
|
|
15 |
General |
sergi amaçlı vahşi hayvanlar koleksiyonu |
menagerie n.
|
|
16 |
General |
sürüngen hayvanlar bilgini |
herpetologist n.
|
|
17 |
General |
hayvanlar için yazı uykuda geçirme |
estivating n.
|
|
18 |
General |
vahşi hayvanlar |
wildlife n.
|
|
|
19 |
General |
nesli tükenmiş hayvanlar |
extinct animals n.
|
|
20 |
General |
hayvanlar alemi |
the animal kingdom n.
|
|
21 |
General |
sürüngen hayvanlar ilmi |
herpetology n.
|
|
22 |
General |
hayvanlar alemi |
animal kingdom n.
|
|
23 |
General |
mikroskobik hayvanlar |
animalcules n.
|
|
24 |
General |
zararlı böcek ya da hayvanlar |
vermin n.
|
|
25 |
General |
nesli tükenmekte olan hayvanlar |
animals in danger of extinction n.
|
|
26 |
General |
nesli tükenmekte olan hayvanlar |
endangered animals n.
|
|
27 |
General |
etobur hayvanlar |
carnivora n.
|
|
28 |
General |
yumurtadan çıkan hayvanlar |
hatch n.
|
|
29 |
General |
et yiyen hayvanlar |
flesh-eating animals n.
|
|
30 |
General |
yabani hayvanlar ve bitkiler |
wildlife n.
|
|
31 |
General |
yabani hayvanlar |
wildlife n.
|
|
32 |
General |
yabani hayvanlar |
wild animals n.
|
|
33 |
General |
ehli hayvanlar |
domestic animals n.
|
|
34 |
General |
hayvanlar dünyası |
animal planet n.
|
|
35 |
General |
rehber hayvanlar |
support animals n.
|
|
36 |
General |
rehber hayvanlar |
assist animals n.
|
|
37 |
General |
rehber hayvanlar |
assistance animals n.
|
|
38 |
General |
rehber hayvanlar |
service animals n.
|
|
|
39 |
General |
rehber hayvanlar |
helper animals n.
|
|
40 |
General |
nakil kompartımanı (büyük hayvanlar için) |
travel compartment n.
|
|
41 |
General |
taşıma çantası (küçük hayvanlar için) |
travel compartment n.
|
|
42 |
General |
hayvanlar için yazı uykuda geçirme |
aestivating n.
|
|
43 |
General |
hayvanlar için yazı uykuda geçirme |
aestivation n.
|
|
44 |
General |
vahçi hayvanlar |
wild animals n.
|
|
45 |
General |
göç eden hayvanlar |
migrating animals n.
|
|
46 |
General |
hayvanlar alemi |
animality n.
|
|
47 |
General |
nesli tükenmiş hayvanlar |
extinct animals n.
|
|
48 |
General |
nesli tükenen hayvanlar |
extinct animals n.
|
|
49 |
General |
uçan hayvanlar |
flying animals n.
|
|
50 |
General |
çifte koşulmuş hayvanlar |
team n.
|
|
51 |
General |
memeli hayvanlar devri |
age of mammals n.
|
|
52 |
General |
zararlı hayvanlar |
cattle [obsolete] n.
|
|
53 |
General |
içinde farklı türden ahşap hayvanlar bulunan gemi şeklinde çocuk oyuncağı |
noah's ark n.
|
|
54 |
General |
bitkiler ve hayvanlar |
flora and fauna n.
|
|
55 |
General |
hayvanlar üzerinde deney yapılmasına karşı olan kimse |
bestiarian [uk] n.
|
|
56 |
General |
avlanan hayvanlar |
vermin n.
|
|
57 |
General |
hayvanlar veya bitkiler üzerindeki zararlı etki |
blast n.
|
|
58 |
General |
insanlar veya hayvanlar tarafından tüketilen şey |
meat n.
|
|
59 |
General |
özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar üzerine yazılmış bilimsel eser |
megafauna n.
|
|
60 |
General |
değersiz hayvanlar |
hinderlings [dialect] [uk] n.
|
|
61 |
General |
hayvanlar ve bitkilerinin oluşumlarının incelenmesi |
morphology n.
|
|
62 |
General |
(hayvanlar için) dişi ebeveyn |
dame n.
|
|
63 |
General |
damızlık hayvanlar |
pen n.
|
|
64 |
General |
evcil hayvanlar için kuru gıda |
provand [dialect] n.
|
|
65 |
General |
evcil hayvanlar için kuru gıda |
provant [dialect] n.
|
|
66 |
General |
hayvanlar için gerekli unsurları sağlama |
subsistence n.
|
|
67 |
General |
(hayvanlar) peydahlamak |
get v.
|
|
68 |
General |
(bazı kuş ve hayvanlar) tiz tiz bağırmak |
shriek v.
|
|
69 |
General |
(bazı kuş ve hayvanlar) tiz ses çıkartmak |
shriek v.
|
|
70 |
General |
hayvanlar tedavisiyle ilgili |
veterinary adj.
|
|
71 |
General |
hayvanlar üzerinde denenmemiş |
cruelty-free adj.
|
|
72 |
General |
hayvanlar arası |
interanimal adj.
|
|
73 |
General |
hayvanlar üzerinde denenmemiş |
cruelty-free adj.
|
|
74 |
General |
(özellikle hayvanlar için) vücudu orantılı |
clever adj.
|
|
75 |
General |
(hanedan armalarındaki hayvanlar) kafaları zıt yönde duracak şekilde uzanan |
counter-couchant adj.
|
|
76 |
General |
(hanedan armalarındaki hayvanlar) zıt yönde koşan |
counter-courant adj.
|
|
Phrases |
|
77 |
Phrases |
hayvanlar için vegan! |
vegan for animals! expr.
|
|
Colloquial |
|
78 |
Colloquial |
insan dışındaki tüm hayvanlar |
dumb animal n.
|
|
|
Idioms |
|
79 |
Idioms |
avlanan hayvanlar ve kuşlar |
fur and feather n.
|
|
80 |
Idioms |
gezinen insanlar/hayvanlar |
waggers n.
|
|
Speaking |
|
81 |
Speaking |
hayvanlar rüya görür mü? |
do animals dream? expr.
|
|
82 |
Speaking |
hayvanlar rüya görür mü? |
do animals have dreams? expr.
|
|
83 |
Speaking |
hayvanlar arkadaşlarımdır ve ben arkadaşlarımı giymem |
animals are my friends and i don’t wear my friends expr.
|
|
Law |
|
84 |
Law |
koyunlar ve bir yıllık hayvanlar dışındaki besi hayvanları |
great cattle n.
|
|
Politics |
|
85 |
Politics |
yetiştirme amaçlı hayvanlar |
rearing animals n.
|
|
Institutes |
|
86 |
Institutes |
özellikle hayvanlar konusunda insani amaç ve uygulamaları destekleyen kuruluş |
humane society n.
|
|
Computer |
|
87 |
Computer |
satılık evcil hayvanlar |
pets available n.
|
|
Traffic |
|
88 |
Traffic |
vahşi hayvanlar geçebilir |
wild animals n.
|
|
89 |
Traffic |
ehli hayvanlar geçebilir |
domestic animals expr.
|
|
Marine |
|
90 |
Marine |
küçük hayvanların büyük hayvanlar tarafından yenme oranı |
grazing rate n.
|
|
91 |
Marine |
küçük hayvanların büyük hayvanlar tarafından yenmesi |
grazing n.
|
|
92 |
Marine |
yüzen hayvanlar |
swimming animal n.
|
|
Medical |
|
93 |
Medical |
genetik olarak duyarlı hayvanlar |
genetically susceptible animals n.
|
|
94 |
Medical |
hayvanlar arasında kolayca yayılabilen hastalık |
epizooty n.
|
|
95 |
Medical |
hayvanlar yoluyla bulaşan hastalık |
animal-borne disease n.
|
|
96 |
Medical |
(ilaç veya tıbbi cihaz için) hayvanlar üzerinde deney yapılan aşama |
preclinical phase n.
|
|
97 |
Medical |
(ilaç veya tıbbi cihaz için) hayvanlar üzerinde deney yapılan aşama |
preclinical test n.
|
|
98 |
Medical |
(ilaç veya tıbbi cihaz için) hayvanlar üzerinde deney yapılan aşama |
preclinical trial n.
|
|
99 |
Medical |
(ilaç) hayvanlar üzerinde deney aşamasında olan |
preclinical adj.
|
|
Veterinary |
|
100 |
Veterinary |
hayvanlar arasında hızla yayılan hastalık |
epizootic n.
|
|
101 |
Veterinary |
hayvanlar arasında hızla yayılan |
epizootic adj.
|
|
Food Engineering |
|
102 |
Food Engineering |
gıda değeri olan canlı hayvanlar |
edible animals n.
|
|
Chemistry |
|
103 |
Chemistry |
hayvanlar alemi |
animal kingdom n.
|
|
Biology |
|
104 |
Biology |
memeli hayvanlar bilimi |
therology n.
|
|
105 |
Biology |
kamçılı tek hücreli hayvanlar sınıfı |
class flagellata n.
|
|
106 |
Biology |
kamçılı tek hücreli hayvanlar sınıfı |
class mastigophora n.
|
|
107 |
Biology |
belirli bir mikrohabitatta bulunan hayvanlar |
microfauna n.
|
|
108 |
Biology |
hayvanlar arasındaki genetik ilişkilerin immünolojik reaksiyon karşılaştırma yoluyla incelenmesi |
immunogenetics n.
|
|
109 |
Biology |
bölünerek çoğalan hayvanlar |
fissipara n.
|
|
110 |
Biology |
fisyon yolu ile çoğalan hayvanlar |
fissipara n.
|
|
111 |
Biology |
belirli bir bölgede veya dönemde yaşamış, özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde bulunup çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar ile ilişkili |
megafaunal adj.
|
|
112 |
Biology |
(özellikle hayvanlar) plasentalı |
placental adj.
|
|
113 |
Biology |
(özellikle hayvanlar) plasentalı |
placentate adj.
|
|
114 |
Biology |
(kuş ve memeliler hariç hayvanlar) değişkensıcaklı |
poikilothermous adj.
|
|
115 |
Biology |
(kuş ve memeliler hariç hayvanlar) vücut sıcaklığı ortama göre değişen |
poikilothermous adj.
|
|
Biochemistry |
|
116 |
Biochemistry |
doğadaki azotun madenler, hayvanlar ve bitkiler arasındaki dağılımını saptayan döngü |
nitrogen cycle n.
|
|
Marine Biology |
|
117 |
Marine Biology |
büyük çoğunluğu denizlerde, birkaç türü tatlı sularda yaşayan, doku içeren bir hayvanlar alemi şubesi |
cnidaria n.
|
|
118 |
Marine Biology |
deniz veya göl tabanı faunasının kurt veya ufak kabuklu hayvanlar gibi çıplak gözle görülebilen küçük canlıları |
meiofauna n.
|
|
119 |
Marine Biology |
taraklı hayvanlar |
phylum ctenophora n.
|
|
Zoology |
|
120 |
Zoology |
sinir sistemi olmayan hayvanlar |
acrita n.
|
|
121 |
Zoology |
hayvanlar arasında birine yıkıcı olup diğerine etki yapmayan parazitik ilişki |
amensalism n.
|
|
122 |
Zoology |
(bazı taksonomik sınıflandırmalarda) solucan benzeri türleri içeren omurgasız hayvanlar grubu |
amera n.
|
|
123 |
Zoology |
amfibi hayvanlar |
amphibia n.
|
|
124 |
Zoology |
çok hücreli hayvanlar |
metazoa n.
|
|
125 |
Zoology |
dev hayvanlar |
megafauna n.
|
|
126 |
Zoology |
hem suda ve karada yaşayabilen hayvanlar |
amphibia n.
|
|
127 |
Zoology |
hayvanlar âlemi |
animal kingdom n.
|
|
128 |
Zoology |
iki parmaklı tembel hayvanlar |
two-toed sloth n.
|
|
129 |
Zoology |
karada yaşayan hayvanlar |
land animals n.
|
|
130 |
Zoology |
kış uykusuna yatan hayvanlar |
hibernating animals n.
|
|
131 |
Zoology |
kemirici hayvanlar |
gnawing animals n.
|
|
132 |
Zoology |
memeli hayvanlar bilimi |
mammalogy n.
|
|
133 |
Zoology |
omurgasız hayvanlar |
spineless animals n.
|
|
134 |
Zoology |
omurgasız hayvanlar |
invertebrate animals n.
|
|
135 |
Zoology |
otla beslenen hayvanlar |
grass-feeding animals n.
|
|
136 |
Zoology |
otla beslenen hayvanlar |
grass-fed animals n.
|
|
137 |
Zoology |
tekerlekli hayvanlar |
rotifera n.
|
|
138 |
Zoology |
üç parmaklı tembel hayvanlar |
three-toed sloth n.
|
|
139 |
Zoology |
ağzı veya iç organları olmayan hayvanlar |
amorphozoa n.
|
|
140 |
Zoology |
hayvanlar alemi |
kingdom animalia n.
|
|
141 |
Zoology |
hayvanlar alemi |
animalia n.
|
|
142 |
Zoology |
(taksonomik sınıflandırmada) hayvanlar takımı |
animal order n.
|
|
143 |
Zoology |
hayvanlar alemi |
animalia n.
|
|
144 |
Zoology |
plasentası olmayan memeli hayvanlar |
aplacentata n.
|
|
145 |
Zoology |
örümcekler takımını oluşturan eklembacaklı hayvanlar |
araneid n.
|
|
146 |
Zoology |
tek toynaklılar ve çift toynaklılar olarak ikiye ayrılan, tırnakları toynak biçiminde gelişen memeli hayvanlar |
ungulata n.
|
|
147 |
Zoology |
hayvanlar aleminin yasaları |
zoonomia n.
|
|
148 |
Zoology |
hayvanlar üzerinde deney yapan kimse |
zooperist n.
|
|
149 |
Zoology |
hayvanlar üzerinde deney yapma |
zoopery n.
|
|
150 |
Zoology |
deliklerde yaşayan hayvanlar |
latebricole n.
|
|
151 |
Zoology |
yeraltında yaşayan hayvanlar |
burrowing animals n.
|
|
152 |
Zoology |
iki eli olan hayvanlar |
bimana n.
|
|
153 |
Zoology |
iki eli olan hayvanlar |
bimanes n.
|
|
154 |
Zoology |
iki eli olan hayvanlar |
bimanus n.
|
|
155 |
Zoology |
keseli hayvanlar |
subclass metatheria n.
|
|
156 |
Zoology |
çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük hayvanlar |
microfauna n.
|
|
157 |
Zoology |
otçul hayvanlar |
herbivora n.
|
|
158 |
Zoology |
otobur hayvanlar |
herbivora n.
|
|
159 |
Zoology |
üç parmaklı tembel hayvanlar |
genus bradypus n.
|
|
160 |
Zoology |
tembel hayvanlar takımı |
bruta n.
|
|
161 |
Zoology |
tembel hayvanlar takımı |
edentata n.
|
|
162 |
Zoology |
tembel hayvanlar takımı |
order edentata n.
|
|
163 |
Zoology |
hayvanlar hiyerarşisi |
hierarchy n.
|
|
164 |
Zoology |
hayvanlar arasındaki ölçülebilir benzerlikler |
homology n.
|
|
165 |
Zoology |
memeli hayvanlar gurubu |
synapsids n.
|
|
166 |
Zoology |
tomurcuklanma yoluyla üreyen hayvanlar |
gemmipara n.
|
|
167 |
Zoology |
tomurcuklanma yoluyla üreyen hayvanlar |
gemmipares n.
|
|
168 |
Zoology |
karıncayiyen ve tembel hayvanlar grubuna ait nesli tükenmiş çeşitli otçul memelilere verilen ad |
giant ground sloth n.
|
|
169 |
Zoology |
hepçil hayvanlar |
omnivora n.
|
|
170 |
Zoology |
hayvanlar üzerindeki güle benzer renk |
rosette n.
|
|
171 |
Zoology |
tekerlekli hayvanlar şubesine mensup bir sınıf |
bdelloidea n.
|
|
172 |
Zoology |
(bitki örtüsü, kayalık) vahşi hayvanlar için doğal sığınak ve koruma sağlayan faktörler |
cover n.
|
|
173 |
Zoology |
(hayvanlar arasında) çok eşlilik sistemi |
polygyny n.
|
|
174 |
Zoology |
vahşi hayvanlar |
ferae n.
|
|
175 |
Zoology |
tarih öncesi hayvanlar |
prehistoric fauna n.
|
|
176 |
Zoology |
sosyal hayvanlar kolonisi |
state n.
|
|
177 |
Zoology |
gerçek dokusu olan hayvanlar |
subkingdom metazoa n.
|
|
178 |
Zoology |
(flamingo vb. hayvanlar için) yaşamları boyunca aynı eşle birlikte olmak |
mate for life v.
|
|
179 |
Zoology |
(flamingo vb. hayvanlar için) tek eşli olmak |
mate for life v.
|
|
180 |
Zoology |
(flamingo vb hayvanlar için) tek eşli olmak |
mate for life v.
|
|
181 |
Zoology |
(flamingo vb gibi hayvanlar için) yaşamı boyunca aynı eşle çiftleşmek |
mate for life v.
|
|
182 |
Zoology |
(oksijen soluyan hayvanlar) su altında yüzmek |
mill v.
|
|
183 |
Zoology |
sinir sistemi olmayan hayvanlar ile ilgili |
acritan adj.
|
|
184 |
Zoology |
sinir sistemi olmayan hayvanlar ile ilgili |
acrite adj.
|
|
185 |
Zoology |
karıncayiyenler, tembel hayvanlar ve armadillonun bulunduğu dişsiz memeli hayvanlar takımına ait |
edental adj.
|
|
186 |
Zoology |
karıncayiyenler, tembel hayvanlar ve armadillonun bulunduğu dişsiz memeli hayvanlar takımına ait |
edentalous adj.
|
|
187 |
Zoology |
karıncayiyenler, tembel hayvanlar ve armadillonun bulunduğu dişsiz memeli hayvanlar takımına ait |
edentated adj.
|
|
188 |
Zoology |
aynı türden hayvanlar arasında tanıtıcı olan (özellik, renk) |
episematic adj.
|
|
189 |
Zoology |
hayvanlar alemine ait |
zoic adj.
|
|
190 |
Zoology |
hayvanlar alemi ile ilişkili |
zoic adj.
|
|
191 |
Zoology |
bitkilerle veya diğer hayvanlarla beslenen (hayvanlar) |
holozoic adj.
|
|
192 |
Zoology |
(hayvanlar) döngüye tabi |
cyclic adj.
|
|
193 |
Zoology |
(hayvanlar) tür sayısında periyodik dalgalanmaya tabi |
cyclic adj.
|
|
194 |
Zoology |
kalın derili hayvanlar grubu ile ilgili |
pachydermoid adj.
|
|
195 |
Zoology |
(hayvanlar) yarı ağaçsıl |
semiarboreal adj.
|
|
196 |
Zoology |
(üreme dönemindeki hayvanlar) çiftleşme ile ilgili |
syndyasmian adj.
|
|
197 |
Zoology |
belirli türde dişi olan hayvanlar anlamı veren son ek |
-odontia suf.
|
|
Botanic |
|
198 |
Botanic |
yaprakları büyükbaş hayvanlar için zehirli olan isotoma cinsine mensup bitkilere verilen ad |
tibey n.
|
|
199 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusu ve ortasında yetişen, otlayan hayvanlar için zehirli bir bitki |
mountain deathcamas (zigadenus glaucus) n.
|
|
200 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusu ve ortasında yetişen, otlayan hayvanlar için zehirli bir bitki |
white camas n.
|
|
201 |
Botanic |
pembemsi beyaz çiçekleri olan, büyükbaş hayvanlar için zehirli bir doğu abd çalısı |
sorrel tree n.
|
|
202 |
Botanic |
pembemsi beyaz çiçekleri olan, büyükbaş hayvanlar için zehirli bir doğu abd çalısı |
staggerbush n.
|
|
203 |
Botanic |
pembemsi beyaz çiçekleri olan, büyükbaş hayvanlar için zehirli bir doğu abd çalısı |
lyonia mariana n.
|
|
204 |
Botanic |
ekmeklik buğdayın hayvanlar ve insanlarca tüketilen taze yaprakları |
wheatgrass n.
|
|
205 |
Botanic |
güney afrika'ya özgü, hayvanlar üzerinde öldürücü etkisi olan çok yıllık bir çalı |
gif n.
|
|
206 |
Botanic |
güney afrika'ya özgü, hayvanlar üzerinde öldürücü etkisi olan çok yıllık bir çalı |
gifblaar n.
|
|
207 |
Botanic |
güney afrika'ya özgü, hayvanlar üzerinde öldürücü etkisi olan çok yıllık bir çalı |
dichapetalum cymosum n.
|
|
208 |
Botanic |
dünya dışı hayvanlar |
alien fauna n.
|
|
209 |
Botanic |
polenleri hayvanlar tarafından taşınan |
zoophilous adj.
|
|
210 |
Botanic |
hayvanlar tarafından yayılan tohumlu |
epizoic adj.
|
|
211 |
Botanic |
hayvanlar tarafından yayılan meyveli |
epizoic adj.
|
|
Agriculture |
|
212 |
Agriculture |
damızlık hayvanlar |
breeding herd n.
|
|
213 |
Agriculture |
soğukkanlı hayvanlar |
coldblooded animals n.
|
|
214 |
Agriculture |
zararlı böcek ya da hayvanlar |
vermin n.
|
|
215 |
Agriculture |
çiftlikteki büyükbaş hayvanlar |
bow n.
|
|
Breeding |
|
216 |
Breeding |
sürüdeki en kaliteli hayvanlar |
tops n.
|
|
217 |
Breeding |
büyükbaş hayvanlar |
bovine animals n.
|
|
218 |
Breeding |
küçükbaş hayvanlar |
sheep and goat n.
|
|
219 |
Breeding |
satılmak üzere sergilenen hayvanlar |
yarding n.
|
|
220 |
Breeding |
yakalama, kesim veya damgalama için toplanan hayvanlar |
drive n.
|
|
Social Sciences |
|
221 |
Social Sciences |
canlı hayvanlar üzerinde deney yapılması aleyhtarlığı |
antivivisection n.
|
|
222 |
Social Sciences |
hayvanlar üzerinde deney yapılmasına karşı olan kimse |
antivivisectionist n.
|
|
223 |
Social Sciences |
hayvanlar üzerinde deney yapılmasına karşı olma |
antivivisection n.
|
|
Literature |
|
224 |
Literature |
orta çağ fantastik oyun ve bazı hikâyelerde canavar, yaratık ve hayvanlar hakkında bilgi içeren kitapçık |
bestiary n.
|
|
225 |
Literature |
hayali hayvanlar |
fictional animal n.
|
|
History |
|
226 |
History |
(eski yunan'da) gerçek ve efsanevi hayvanlar hakkında ahlaki içerikli hikayeler ve masallar içeren kitap |
physiologus n.
|
|
Archaeology |
|
227 |
Archaeology |
yeryüzünde yaşamış en büyük etçil hayvanlar |
carnosaura n.
|
|
Religious |
|
228 |
Religious |
temiz olmayan hayvanlar |
unclean animals n.
|
|
229 |
Religious |
yahudilikte yenmesi yasak olan hayvanlar |
unclean animals n.
|
|
230 |
Religious |
hayvanlar yardımıyla fal bakma |
zoomancy n.
|
|
Environment |
|
231 |
Environment |
popülasyonlarının yeniden arttırılması gereken hayvanlar |
seedstock n.
|
|
232 |
Environment |
hayvanlar, bitkiler veya çevre için zararlı |
ecotoxic adj.
|
|
Geology |
|
233 |
Geology |
yabani koşullarda yaşayan hayvanlar |
feral n.
|
|
Hunting |
|
234 |
Hunting |
ormanlar ve ormanlarda yaşayan hayvanlar hakkında bilgili bir avcı |
woodman [obsolete] [uk] n.
|
|
235 |
Hunting |
ayı gibi büyük hayvanlar için ağır fişek yüklü |
loaded for bear adj.
|
|
Latin |
|
236 |
Latin |
ehlileştirilmiş hayvanlar |
domitae naturae n.
|
|
Archaic |
|
237 |
Archaic |
hayvanlar için gerekli unsurları sağlama |
subsistency n.
|
|
Reptiles |
|
238 |
Reptiles |
kertenkeleye benzer hayvanlar anlamına gelen son ek |
-sauria suf.
|
|
Entomology |
|
239 |
Entomology |
üç ana embriyonik hücre tabakası olan hayvanlar |
triploblastica n.
|
|
240 |
Entomology |
balkanlar'a özgü, çocuklar veya hayvanlar için ölümcül olabilen bir kara sinek |
columbatz fly (simulium columbatczense) n.
|
|
Star Wars |
|
241 |
Star Wars |
evcil hayvanlar' "v" parçalar |
pets' "n" pieces n.
|
|