hazırlıklı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

hazırlıklı



Bedeutungen von dem Begriff "hazırlıklı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hazırlıklı ready adj.
hazırlıklı prepared adj.
hazırlıklı provident adj.
hazırlıklı fail-proof adj.
hazırlıklı well-prepared adj.
hazırlıklı readied adj.
hazırlıklı boun adj.
hazırlıklı prest [obsolete] adj.
hazırlıklı provided [obsolete] adj.
Idioms
hazırlıklı on (one's) guard adj.
hazırlıklı on the alert expr.
Archaic
hazırlıklı bound adj.

Bedeutungen, die der Begriff "hazırlıklı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 96 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
hazırlıklı toplum prepared community n.
hazırlıklı olma preparedness n.
afete hazırlıklı olma faaliyeti/çalışması disaster preparedness activity n.
depreme hazırlıklı olma earthquake preparedness n.
hazırlıklı ve tetikte olma concert pitch n.
geleceğe hazırlıklı olma forehandedness n.
acil duruma hazırlıklı olma code red n.
(gelecekteki ihtiyaçlara) hazırlıklı olma forehandedness n.
bir duruma hazırlıklı hale gelme preparation n.
hazırlıklı olma preparation n.
hazırlıklı konuşma set speech n.
hazırlıklı olmak be prepared v.
-e karşı hazırlıklı olmak provide against v.
'-e karşı hazırlıklı olmak foresee [obsolete] v.
kışa hazırlıklı winterised adj.
kışa hazırlıklı winterized adj.
az hazırlıklı underprepared adj.
yeterince hazırlıklı olmayan underprepared adj.
fazla hazırlıklı overprovident adj.
hazırlıklı olarak providently adv.
hazırlıklı bir şekilde preparedly adv.
Phrasals
hazırlıklı olmak be up to v.
tehlikeye/belaya karşı hazırlıklı olmak buckle up v.
bir şeye hazırlıklı olmak bargain for v.
bir şeye hazırlıklı olmak bargain for something v.
bir şeye hazırlıklı olmak bargain on something v.
(bir şeye) hazırlıklı olmak bargain on (something) v.
(bir şeye) karşı hazırlıklı olmak provide against (something) v.
(bir şeye) karşı hazırlıklı olmak provide for (something) v.
(birine/bir şeye) hazırlıklı/hazır olmak reckon with (someone or something) v.
(birine/bir şeye) hazırlıklı olmak watch out for (someone or something) v.
Phrases
hazırlıklı ol, bir dalga daha geliyor bend over, here it comes again expr.
her şeye hazırlıklı olun be prepared for anything expr.
Proverb
en iyiyi umut et en kötüye hazırlıklı ol hope for the best but expect the worst
en iyiyi umut et ama en kötüsü için de hazırlıklı ol hope for the best and prepare for the worst
en iyiyi umut et ama en kötüsü için de hazırlıklı ol hope for the best but expect the worst
en iyiyi umut et en kötüye hazırlıklı ol hope for the best and prepare for the worst
başta hazırlıklı ve odaklı olmak çoğu zaman başarı getirir a good beginning makes a good ending
barış istiyorsan savaşa hazırlıklı ol if you want peace, prepare for war
Colloquial
kaçınılmaz sorunlara ya da sıkıntılara hazırlıklı ol bend over, here it comes again expr.
kaçınılmaz sorunlara ya da sıkıntılara hazırlıklı ol bohIca (bend over, here it comes again) expr.
bunları duymaya hazırlıklı ol keep an ear out for those expr.
her şeye hazırlıklı ol expect the unexpected expr.
beklenmedik şeylere hazırlıklı ol expect the unexpected expr.
ihtiyatlı/hazırlıklı olmak adına out of an abundance of caution expr.
(biri/bir şey için) hazırlıklı on the alert (for someone or something) expr.
(biri/bir şey için) hazırlıklı on the alert (for someone or something) expr.
oyunu oynayacaksan sonuçlarına da hazırlıklı olacaksın/katlanacaksın if you wanna play, you gotta pay expr.
hazırlıklı/hazır mı? how is fixed for? exclam.
Idioms
olabilecek her türlü olaya ya da krize hazırlıklı olmak screw oneself up to concert pitch v.
her ihtimale hazırlıklı olmak screw oneself up to concert pitch v.
olabilecek her türlü olaya ya da krize hazırlıklı olmak screw one up to concert pitch v.
her ihtimale hazırlıklı olmak screw one up to concert pitch v.
her şeye hazırlıklı olmak hold oneself in readiness v.
her şeye hazırlıklı olmak keep one's powder dry v.
hazırlıklı olmak hold oneself in readiness v.
hazırlıklı olmak keep one's powder dry v.
hazırlıklı olmak be on one's guard v.
sürprizlere hazırlıklı olmak be in for a surprise v.
tehlikelere/sürprizlere hazırlıklı olmak always be on (one's) guard v.
tehlikelere/sürprizlere hazırlıklı olmak always be on (one's) guard v.
önceden hazırlıklı olmak be ahead of the game v.
hazırlıklı olmak be au fait with v.
hazırlıklı olmak be on guard v.
hazırlıklı olmak be on your guard v.
hazırlıklı olmak be on your guard v.
bir şeye karşı hazırlıklı olmak brace oneself for something v.
her türlü sonuca hazırlıklı olmak cover all bases v.
hazırlıklı olmak keep powder dry v.
her şeye hazırlıklı armed at all points adj.
en zor problemlere karşı hazırlıklı loaded for bear adj.
olabilecek en kötü senaryolara karşı hazırlıklı loaded for bear adj.
her türlü sıkıntıya karşı hazırlıklı loaded for bear adj.
mücadeleye hazırlıklı fighting fit [uk/australia] adj.
bir duruma hazır/hazırlıklı fighting fit [uk/australia] adj.
savaşa/mücadeleye hazır/hazırlıklı in fighting trim expr.
hazırlıklı ol keep your powder dry expr.
her şeye hazırlıklı on your toes expr.
(birinden/bir şeyden) çok daha hazırlıklı/önde/becerikli two jumps ahead (of someone or something) expr.
'-den çok daha hazırlıklı/önde/becerikli two jumps ahead of expr.
(birinden/bir şeyden) çok daha hazırlıklı/önde/becerikli two leaps ahead (of someone or something) expr.
(birinden/bir şeyden) çok daha hazırlıklı/önde/becerikli two steps ahead (of someone or something) expr.
Speaking
buna hazırlıklı olmanı istiyorum I want you to be prepared for it expr.
hazırlıklı olmalısın you need to prepare yourself expr.
Trade/Economic
bir teşkilat ajanının ilk buluşmada öncesinde hazırlıklı ya da hazırlıksız olarak istihbaratı kaynaktan alması cold pitch n.
Aeronautic
çarpışmaya hazırlıklı olun brace for impact n.
Marine
(gemiyi) fırtınaya hazırlıklı hale getirmek snug v.
seyahate veya fırtınalara hazırlıklı (gemi) snug adj.
Psychology
hazırlıklı öğrenme prepared learning n.
Military
hazırlıklı savunma deliberate defence n.
hazırlıklı yarma deliberate breaching n.
hazırlıklı taarruz deliberate attack n.
hazırlıklı geçiş deliberate crossing n.
hazırlıklı pusu deliberate ambush n.
savaşa hazırlıklı olma combat readiness n.
hazırlıklı savunma deliberate defense [uk] n.