Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
bound
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"bound"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 92 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
bound
v.
zıplaya zıplaya gitmek
2
Common Usage
bound
v.
zıplamak
3
Common Usage
bound
v.
sıçramak
4
Common Usage
bound
adj.
bağlı
General
5
General
bound
n.
hoplama
6
General
bound
n.
sekme
7
General
bound
n.
sıçrama
8
General
bound
n.
sıçrayış
9
General
bound
n.
geri tepme
10
General
bound
n.
zıplama
11
General
bound
n.
fırlama
12
General
bound
n.
atlayış
13
General
bound
n.
had
14
General
bound
n.
sınır
15
General
bound
n.
hudut
16
General
bound
n.
çit
17
General
bound
n.
istikametinde/yönlü
18
General
bound
n.
ani ve yoğun heyecan
19
General
bound
n.
ötesine geçilemeyen sınır
20
General
bound
n.
geçiş sınırı
21
General
bound
n.
giriş sınırı
22
General
bound
n.
bir ayaktan diğer ayağa sekme
23
General
bound
n.
ayak değiştirme
24
General
bound
n.
hamle
25
General
bound
v.
zıplaya zıplaya gitmek
26
General
bound
v.
zıplamak
27
General
bound
v.
zıplatmak
28
General
bound
v.
sekip geri gelmek
29
General
bound
v.
hoplamak
30
General
bound
v.
sıçratmak
31
General
bound
v.
sekmek
32
General
bound
v.
kısıtlamak
33
General
bound
v.
sınırlarını çizmek
34
General
bound
v.
fırlamak
35
General
bound
v.
sektirmek
36
General
bound
v.
kuşatmak
37
General
bound
v.
kalgımak
38
General
bound
v.
sınırlamak
39
General
bound
v.
sıçramak
40
General
bound
v.
sınır koymak
41
General
bound
v.
bağımlı olmak
42
General
bound
v.
seke seke gitmek
43
General
bound
v.
çevrilmek
44
General
bound
adj.
kayıtlı
45
General
bound
adj.
düşkün
46
General
bound
adj.
ciltlenmiş
47
General
bound
adj.
ciltli
48
General
bound
adj.
bağlı
49
General
bound
adj.
mecbur
50
General
bound
adj.
kesin
51
General
bound
adj.
engellenemeyen
52
General
bound
adj.
gitmek üzere
53
General
bound
adj.
zorunlu
54
General
bound
adj.
kararlı
55
General
bound
adj.
sargıyla kaplı
56
General
bound
adj.
sargıyla sarılı
57
General
bound
adj.
bağırsakları tıkalı
58
General
bound
adj.
birine (teşekkür) borçlu
59
General
bound
adj.
yakından bağlantılı
60
General
bound
adj.
yakından ilgili
61
General
bound
adj.
sarmak
62
General
bound
adj.
e giden
63
General
bound
adj.
istikametinde
64
General
bound
suf.
(belli bir yerde) hapis olan
65
General
bound
suf.
(belli bir yerden) çıkamayan
66
General
bound
suf.
(kitap) ciltli
67
General
bound
suf.
gelen
68
General
bound
suf.
giden
69
General
bound
suf.
istikametinde/yönünde
Trade/Economic
70
Trade/Economic
bound
adj.
sözleşmeli
Law
71
Law
bound
adj.
ciltli
72
Law
bound
adj.
sözleşmeli
Technical
73
Technical
bound
n.
limit
74
Technical
bound
n.
sınır
Computer
75
Computer
bound
adj.
bağımlı
Medical
76
Medical
bound
adj.
kabız
Math
77
Math
bound
n.
sınır
78
Math
bound
n.
bağımlı değişken
79
Math
bound
n.
üst sınır
80
Math
bound
n.
alt sınır
81
Math
bound
n.
medyan
82
Math
bound
n.
bir kümenin büyüklüğüne yönelik tahmin
83
Math
bound
v.
bir şeyin sınırı olmak
Physics
84
Physics
bound
adj.
(vektör) bağlı
Chemistry
85
Chemistry
bound
n.
bağlı madde
Linguistics
86
Linguistics
bound
adj.
bağımlı
Military
87
Military
bound
n.
(kara harekatında) genellikle düşman ateşi altındaki ordunun yaptığı tek hamle
88
Military
bound
n.
bir birimin tek hamleyle kat ettiği mesafe
Sport
89
Sport
bound
v.
sıçramak
Bookbindery
90
Bookbindery
bound
adj.
(kitap) ciltli
Archaic
91
Archaic
bound
adj.
hazır
92
Archaic
bound
adj.
hazırlıklı
Bedeutungen, die der Begriff
"bound"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 383 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
branch bound technique
n.
dal sınır yöntemi
2
General
lower bound
n.
alt sınır
3
General
state bound by market and price mechanism
n.
piyasa ve fiyat mekanizmasına dayalı devlet
4
General
least upper bound
n.
en küçük üst sınır
5
General
bound set
n.
sınır ayrımı
6
General
bound book
n.
ciltli defter
7
General
bound for
n.
-e giden
8
General
bed-bound resident
n.
yaşlılar evinde yaşayan yatalak durumdaki kişiler
9
General
time-bound
n.
zaman kısıtlaması
10
General
weather-bound
n.
kötü hava şartlarından dolayı limanda mahsur kalmış (gemi)
11
General
bound for
n.
gitmek üzere
12
General
leather bound book
n.
deri ciltli kitap
13
General
soft-bound
n.
ciltsiz kitap
14
General
bound to be
n.
mahkum
15
General
custom-bound carpet
n.
özel sipariş halı
16
General
be bound up with
v.
bağlı olmak
17
General
be bound up with
v.
ilgili olmak
18
General
be deeply bound up with
v.
derinden bağlı olmak
19
General
duty-bound
v.
manen kendini borçlu hissetmek
20
General
be bound at the limit
v.
limite bağlı olmak
21
General
be bound up
v.
ilgili olmak
22
General
be bound up
v.
ilişkisi olmak
23
General
be bound up
v.
ait olmak
24
General
be bound up
v.
bağlı olmak
25
General
bound one’s wrists
v.
bileklerini bağlamak
26
General
be bound
v.
doğal/kaçınılmaz/mahkum olmak
27
General
be bound to start
v.
başlayacağı kesin olmak
28
General
bound [obsolete]
v.
sektirmek
29
General
bound [obsolete]
v.
zıplatmak
30
General
homeward bound
adj.
memleket yolunda
31
General
well bound
adj.
yolunda giden
32
General
homeward bound
adj.
evine dönen
33
General
bound by an oath
adj.
antlı
34
General
east bound
adj.
doğuya giden
35
General
homeward bound
adj.
yurda geri gelmekte olan
36
General
bound by contract
adj.
sözleşmeye bağlanmış
37
General
duty-bound
adj.
vazifesine müdrik
38
General
duty-bound
adj.
görevine bağlı
39
General
not-bound
adj.
bağlı değil
40
General
muscle-bound
adj.
kaslı
41
General
bound for
adj.
yönelmiş
42
General
rule-bound
adj.
kurallara bağlı
43
General
root-bound
adj.
kök-salmış
44
General
root-bound
adj.
kökleri düğümlenmiş
45
General
context-bound
adj.
bağlam bağımlı
46
General
context-bound
adj.
içerik bağımlı
47
General
space-bound
adj.
uzaya doğru/uzaya
48
General
culture-bound
adj.
kültüre bağlı
49
General
wheelchair-bound
adj.
tekerlekli sandalyeye bağlı
50
General
bound up (with)
adj.
-e bağlı
51
General
bound up (with)
adj.
(ile) ilişkili
52
General
bound up (with)
adj.
(ile) ilgili
53
General
bound to be
adj.
kesin
54
General
bound to be
adj.
muhakkak
55
General
tradition-bound
adj.
geleneğe bağlı
56
General
tradition-bound
adj.
geleneklere bağlı
57
General
word-bound
adj.
kelimelerle sınırlandırılmış
58
General
word-bound
adj.
kelimelerle kısıtlı
59
General
word-bound
adj.
akıcı olmayan
60
General
word-bound
adj.
akıcı konuşamayan
61
General
bound (by)
adj.
…. ile yükümlü
62
General
bound (on) [us]
adj.
kararlı
63
General
homeward-bound
adj.
eve yönelik
64
General
homeward-bound
adj.
eve yönelmiş
65
General
honour-bound
adj.
ahlaklı
66
General
honour-bound
adj.
şeref sözü vermiş
67
General
muscle-bound
adj.
(aşırı egzersiz yapma sonucunda) elastik olmayan aşırı gelişmiş kasları olan
68
General
muscle-bound
adj.
aşırı gelişmiş kaslarla engellenen
69
General
muscle-bound
adj.
esnek olmama ile karakterize olan
70
General
muscle-bound
adj.
katı
71
General
muscle-bound
adj.
katılık ile karakterize olan
72
General
gold-bound
adj.
altınla çevrili
73
General
rock-bound
adj.
kayalarla çevrili
74
General
rock-bound
adj.
ulaşılmaz
75
General
rock-bound
adj.
erişilmez
76
General
rock-bound
adj.
sert
77
General
rock-bound
adj.
boyun eğmez
78
General
outward-bound
adj.
dışa bağlı
79
General
outward-bound
adj.
dışa doğru olacak şekilde bağlı
80
General
outward-bound
adj.
yabancı parçalara bağlı
81
General
outward-bound
adj.
(açık denizde) yola koyulmuş
82
General
outward-bound
adj.
(açık denize) yola çıkmış
83
General
bound by
adj.
ile bir arada tutulan
84
General
bound by
adj.
ile bir araya getirilen
85
General
bound by
adj.
ile birleştirilen
86
General
at a bound
adv.
bir hamlede
87
General
homeward-bound
adv.
eve doğru
88
General
bound to
prep.
zorunlu
89
General
bound to
prep.
kesinlikle
90
General
bound to
prep.
mutlaka
91
General
-bound
suf.
ilerlemesi engellenmiş anlamı veren son ek
92
General
-bound
suf.
bağlı anlamı veren son ek
Phrasals
93
Phrasals
bound off
v.
bir noktadan diğerine bağlamak
Proverb
94
Proverb
talk of the devil and he is bound to appear
iti an çomağı hazırla
95
Proverb
talk of the devil and he is bound to appear
iyi insan lafının üstüne gelirmiş
Colloquial
96
Colloquial
chair-bound paper-pusher
n.
sandalyesinden kalkmadan sıkıcı evrak işleriyle uğraşan memur
97
Colloquial
in honour bound
expr.
namus borcu görerek
98
Colloquial
in honour bound
expr.
onur meselesi yaparak
99
Colloquial
in honour bound
expr.
kendi sorumluluğunda görerek
100
Colloquial
in honour bound
expr.
namus borcu olarak
101
Colloquial
I dare be bound [obsolete]
expr.
eminim
Idioms
102
Idioms
all oak and iron bound
n.
sapasağlam
103
Idioms
be bound up in (something)
v.
derinlemesine uğraşmak
104
Idioms
be bound up in (something)
v.
(bir işe) dalmak
105
Idioms
be bound up in (something)
v.
(kendini bir şeye) kaptırmak
106
Idioms
take the ball before the bound
v.
dereyi görmeden paçaları sıvamak
107
Idioms
take the ball before the bound
v.
sekmeden önce topu almaya/topa vurmaya çalışmak
108
Idioms
take the ball before the bound
v.
çalıştığı yerden çıkmamak
109
Idioms
take the ball before the bound
v.
bir beklentiyle acele/tedbirsiz/dikkatsiz davranmak
110
Idioms
take the ball before the bound
v.
aceleci davranıp batırmak
111
Idioms
be duty bound to do
v.
bir şeyi yapmaya zorunlu olmak/hissetmek
112
Idioms
be bound and determined
v.
çok kararlı olmak
113
Idioms
be bound and determined
v.
çok azimli olmak
114
Idioms
be duty bound to do
v.
görev icabı/gereği yapmak
115
Idioms
be bound hand and foot
v.
hiçbir şey yapamaz durumda olmak
116
Idioms
be bound hand and foot
v.
eli kolu bağlı olmak
117
Idioms
be honour-bound to do something
v.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
118
Idioms
feel honour-bound to do something
v.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
119
Idioms
feel honor-bound to do something
v.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
120
Idioms
be honour bound to do something
v.
(birşeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
121
Idioms
feel honor bound to do something
v.
(birşeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
122
Idioms
be honor-bound to do something
v.
(bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
123
Idioms
be duty/honour bound to do something [uk]
v.
bir şeyi kendine görev edinmek
124
Idioms
feel duty/honour bound to do something [uk]
v.
bir şeyi kendine görev edinmek
125
Idioms
take the ball before the bound
v.
aceleci davranmak
126
Idioms
take the ball before the bound
v.
topa erken çıkmak
127
Idioms
feel duty bound to (do something) [us]
v.
(bir şeyi yapmaya) zorunlu hissetmek
128
Idioms
feel duty bound to (do something) [us]
v.
(bir şeyi yapmayı) görevi olarak görmek
129
Idioms
be bound to (be or do something)
v.
kesin (bir şey olacak/yapacak) olmak
130
Idioms
be bound to (be or do something)
v.
muhakkak (bir şey olacak/yapacak) olmak
131
Idioms
be bound to (be or do something)
v.
(bir şey olmaya/yapmaya) eğilimli olmak
132
Idioms
be bound to (be or do something)
v.
(bir şey olacağı/yapacağı) muhtemel olmak
133
Idioms
be bound to (be or do something)
v.
muhtemelen (bir şey olacak/yapacak) olmak
134
Idioms
be duty bound
v.
zorunda olmak
135
Idioms
be duty bound
v.
zorunlu olmak
136
Idioms
be duty bound
v.
görevi olmak
137
Idioms
be duty bound
v.
mesul olmak
138
Idioms
be honor-bound
v.
onur meselesi olmak
139
Idioms
be honor-bound
v.
şeref meselesi olmak
140
Idioms
be honor-bound
v.
namus meselesi olmak
141
Idioms
be/feel duty/honour bound to do something [uk]
v.
bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
142
Idioms
be/feel duty/honour bound to do something [uk]
v.
bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
143
Idioms
be/feel duty/honour bound to do something [uk]
v.
bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
144
Idioms
be/feel duty/honor bound to do something [us]
v.
bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
145
Idioms
be/feel duty/honor bound to do something [us]
v.
bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
146
Idioms
be/feel duty/honor bound to do something [us]
v.
bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
147
Idioms
bound for (somewhere or something)
v.
(bir yere/şeye) giden
148
Idioms
bound for (somewhere or something)
v.
(bir yere/şeye) yönelmiş
149
Idioms
bound to do something
v.
bir şey yapacağı kesin olmak
150
Idioms
bound to do something
v.
bir şey yapmaya mahkum olmak
151
Idioms
bound to do something
v.
bir şey yapmak zorunda olmak
152
Idioms
be bound to do
v.
yapacağı kesin olmak
153
Idioms
be bound to do
v.
yapmaya mahkum olmak
154
Idioms
be bound to do
v.
yapmak zorunda olmak
155
Idioms
be bound to
v.
kesin olmak
156
Idioms
be bound to
v.
zorunda olmak
157
Idioms
be bound to
v.
kararlı olmak
158
Idioms
be duty bound to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmak/hizmet etmek zorunda olan
159
Idioms
be duty bound to (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) mesul olan
160
Idioms
be duty bound to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmak/hizmet etmek görevi olan
161
Idioms
be duty bound to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmayı/hizmet etmeyi görev bilen
162
Idioms
be duty bound to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmayı/hizmet etmeyi kendine görev edinen
163
Idioms
be duty bound to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakma/hizmet etme görevi üstüne düşen
164
Idioms
bound and determined to
adj.
-e azmetmiş
165
Idioms
bound and determined to
adj.
konusunda azimli
166
Idioms
bound and determined to
adj.
-de çok kararlı
167
Idioms
bound and determined to
adj.
-de çok azimli ve kararlı
168
Idioms
bound and determined to
adj.
-i kafaya koymuş
169
Idioms
bound and determined to (do something)
adj.
(bir şey yapmaya) azmetmiş
170
Idioms
bound and determined to (do something)
adj.
(bir şey yapmak) konusunda azimli
171
Idioms
bound and determined to (do something)
adj.
(bir şey yapmakta) çok kararlı
172
Idioms
bound and determined to (do something)
adj.
(bir şey yapmakta) çok azimli ve kararlı
173
Idioms
bound and determined to (do something)
adj.
(bir şey yapmayı) kafaya koymuş
174
Idioms
bound up in
adj.
derinlemesine içinde
175
Idioms
bound up in
adj.
içinden çıkılmaz biçimde karışmış
176
Idioms
bound up in
adj.
-e gömülmüş
177
Idioms
bound up in
adj.
-in içinde kaybolmuş
178
Idioms
bound up in
adj.
-in içine derinlemesine dalmış
179
Idioms
bound up in
adj.
-in içine batmış/gömülmüş
180
Idioms
bound up in (something)
adj.
derinlemesine (bir şeyin) içinde
181
Idioms
bound up in (something)
adj.
(bir şeye) gömülmüş
182
Idioms
bound up in (something)
adj.
(bir şeyin) içinde kaybolmuş
183
Idioms
bound up in (something)
adj.
(bir şeyin) içine derinlemesine dalmış
184
Idioms
bound up in (something)
adj.
(bir şeyin) içine batmış/gömülmüş
185
Idioms
bound up with (someone or something)
adj.
tamamen (biriyle/bir şeyle) meşgul
186
Idioms
bound up with (someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) gömülmüş
187
Idioms
bound up with (someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) dalmış
188
Idioms
bound up with (someone or something)
adj.
(birine/bir şeye) bağlı
189
Idioms
bound up with (someone or something)
adj.
(biriyle/bir şeyle) ilişkili
190
Idioms
duty bound
adj.
mesul olan
191
Idioms
duty bound
adj.
yapmak görevi olan
192
Idioms
duty bound
adj.
yapmak zorunda olan
193
Idioms
duty bound
adj.
bakmayı görev bilen
194
Idioms
duty bound
adj.
yapmayı kendine görev edinen
195
Idioms
duty bound
adj.
yapma görevi üstüne düşen
196
Idioms
honor bound
adj.
şeref/onur/namus meselesi yapmış
197
Idioms
honor bound
adj.
kendine görev edinmiş
198
Idioms
honor bound
adj.
kendi görevi bilmiş
199
Idioms
honor bound
adj.
kendini mecbur hissetmiş
200
Idioms
honour bound
adj.
şeref/onur/namus meselesi yapmış
201
Idioms
honour bound
adj.
kendine görev edinmiş
202
Idioms
honour bound
adj.
kendi görevi bilmiş
203
Idioms
honour bound
adj.
kendini mecbur hisseden
204
Idioms
bound and determined
expr.
çok azimli ve kararlı
205
Idioms
bound hand and foot
expr.
çaresiz
206
Idioms
bound and determined
expr.
çok azimli
207
Idioms
bound and determined
expr.
çok kararlı
208
Idioms
bound hand and foot
expr.
eli kolu bağlı
209
Idioms
I'll be bound!
expr.
kesin!
210
Idioms
I'll be bound
expr.
kafamı keserim ki
211
Idioms
as all oak and iron bound
expr.
turp gibi sapsağlam
212
Idioms
all oak and iron bound
expr.
turp gibi
213
Idioms
(in) honor bound (to do something)
expr.
(bir şeyi yapmak) onur meselesi olmuş
214
Idioms
(in) honor bound (to do something)
expr.
(bir şeyi yapmak) şeref meselesi olmuş
215
Idioms
(in) honor bound (to do something)
expr.
(bir şeyi yapmak) namus meselesi olmuş
216
Idioms
(in) honor bound (to do something)
expr.
(bir şeyi yapmak) onur/namus meselesi olarak zorunlu hale gelmiş
217
Idioms
all oak and iron bound
expr.
turp gibi
218
Idioms
all oak and iron bound
expr.
sapasağlam
219
Idioms
all oak and iron bound
expr.
turp gibi
220
Idioms
all oak and iron bound
expr.
sapasağlam
Speaking
221
Speaking
I'll be bound
expr.
bahse girerim
222
Speaking
I'll be bound
expr.
eminim
223
Speaking
I'll be bound
expr.
var mısın bahse
Trade/Economic
224
Trade/Economic
outward bound vessel
n.
dışarı giden gemi
225
Trade/Economic
east bound vessel
n.
doğu yönüne doğru seyreden gemi
226
Trade/Economic
bound rates
n.
gümrük tarife anlaşmalarında gösterilen oranlar
227
Trade/Economic
desk-bound
n.
masa başı
228
Trade/Economic
bound rate
n.
mümkün olan en üst düzey
229
Trade/Economic
bound rate
n.
tavan oranı
230
Trade/Economic
be bound
v.
bağlı olmak
231
Trade/Economic
range-bound
adj.
belirli bir aralıkta seyreden (hisse senedi vb)
232
Trade/Economic
desk-bound
adj.
ofis işi
233
Trade/Economic
product-bound
adj.
ürüne bağlı
Law
234
Law
bound bailiff
n.
mahkeme emrini davalıya okuyan ve suçluyu tutuklayan şerif memuru
235
Law
be bound to a limit
v.
bir sınırlamaya/kurala/şarta bağlı kalmak
236
Law
bound in honour
adj.
namus borcu saymakta
Politics
237
Politics
bound tariff rates
n.
zorunlu tarife oranları
Technical
238
Technical
adsorbable organically bound halogens
n.
adsorplanabilir organik bağlı halojenler
239
Technical
bound vector
n.
bağlı vektör
240
Technical
bound electron
n.
bağlı elektron
241
Technical
bound styrene content
n.
bağlı stiren muhtevası
242
Technical
bound variable
n.
bağlı değişken
243
Technical
bound styrene
n.
bağlı stiren
244
Technical
unbound and bound applications
n.
bağlayıcısız ve bağlayıcılı uygulamalar
245
Technical
slag bound mixtures
n.
cüruf bağlacılı karışımlar
246
Technical
compute bound
n.
hesap sınırlaması
247
Technical
hydraulically bound mixture
n.
hidrolik bağlayıcılı karışım
248
Technical
hydraulically bound mixtures
n.
hidrolik bağlayıcılı karışımlar
249
Technical
modulus of elasticity of hydraulically bound mixtures
n.
hidrolik bağlayıcılı karışımların elastiklik modülü
250
Technical
indirect tensile strength of hydraulically bound mixtures
n.
hidrolik bağlayıcılı karışımların dolaylı çekme dayanımı
251
Technical
compute bound
n.
hesaplama sınırlaması
252
Technical
direct tensile strength of hydraulically bound mixtures
n.
hidrolik bağlayıcılı karışımların doğrudan çekme dayanımı
253
Technical
compute bound
n.
hesaplama darboğazı
254
Technical
covalently bound bromine
n.
kovalent olarak bağlı brom
255
Technical
nominal bound monomer percentage
n.
nominal bağlı monomer yüzdesi
256
Technical
organically bound oxygen content
n.
organik olarak bağlı oksijen muhtevası
257
Technical
bound testing
n.
sınır testi
258
Technical
free and metal bound forms of the chelating agents
n.
şelatlaştırıcıların serbest ve metale bağlı formları
259
Technical
water bound macadam
n.
sulanarak sıkıştırılmış makadam
260
Technical
water-bound macadam
n.
sulanarak sıkıştırılmış makadam
261
Technical
fly ash bound mixtures
n.
uçucu kül bağlayıcılı karışımlar
262
Technical
tip-bound antigen
n.
uca bağlı antijen
263
Technical
upper bound
n.
üst sınır
264
Technical
tip-bound antigen
n.
uca bağlı bağıştıran
265
Technical
tip-bound biomolecule
n.
uca bağlı canlı molekülü
266
Technical
loosely bound electron
n.
(atom çekirdeğinden) kolayca ayrılabilen elektron
267
Technical
in-bound
v.
istasyona yaklaşmak
268
Technical
out bound
v.
istasyondan uzaklaşmak
269
Technical
cement-bound
adj.
çimento ile bağlanmış
270
Technical
peripheral bound
adj.
çevresel donatı sınırlamalı
271
Technical
processor-bound
adj.
işlemci sınırlamalı
272
Technical
weather-bound
adj.
kötü hava nedeniyle rötar yapmış (gemi veya uçak)
273
Technical
emulsion-bound
adj.
sıvı bağlayıcılı
274
Technical
powder bound
adj.
toz bağlayıcılı
Computer
275
Computer
lower bound envelope
n.
alt sınır zarfı
276
Computer
bound span
n.
bağımlı yayılma
277
Computer
bound electron
n.
bağlı elektron
278
Computer
bound to unknown type
n.
bilinmeyen türe bağlama
279
Computer
compute bound
n.
hesaplama darboğazı
280
Computer
bound html
n.
html ilişkisini kur
281
Computer
compute bound
n.
hesap sınırlaması
282
Computer
bound column
n.
ilişkili sütun
283
Computer
bound object frame
n.
ilişkili nesne çerçevesi
284
Computer
bound envelope
n.
sınır zarfı
285
Computer
upper bound envelope
n.
üst sınır zarfı
286
Computer
peripheral bound
adj.
çevresel donatı sınırlamalı
287
Computer
processor bound
adj.
işlemci sınırlamalı
288
Computer
bound hyperlink
expr.
köprü ilişkisini kur
Informatics
289
Informatics
lower bound
n.
alt sınır
290
Informatics
least upper bound
n.
en küçük üst sınır
291
Informatics
greatest lower bound
n.
en büyük alt sınır
292
Informatics
upper bound
n.
üst sınır
Textile
293
Textile
gathered self-bound seam
n.
büzgülü self-bound dikiş
294
Textile
self-bound seam
n.
self-bound dikiş
Construction
295
Construction
bound water
n.
bağlı su
296
Construction
cement bound macadam
n.
çimento makadam
297
Construction
cement-bound macadam
n.
çimentolu makadam
298
Construction
cement-bound macadam
n.
çimento makadam
299
Construction
unreinforced cement bound concrete blocks
n.
donatısız çimento bağlayıcılı beton kaplama blokları
300
Construction
hydraulically bound materials
n.
hidrolik bağlayıcılı malzemeler
Automotive
301
Automotive
bound electrons
n.
atom çekirdeğinin iç yörüngesindeki elektronlar
Traffic
302
Traffic
traffic-bound macadam
n.
araç trafiği ile sıkıştırılmış makadam
Aeronautic
303
Aeronautic
bound vortex
n.
birleşik girdap
304
Aeronautic
bound sulphur
n.
bileşik kükürt
305
Aeronautic
bound rubber
n.
lastik durucusu
306
Aeronautic
in bound
v.
istasyona yaklaşmak
Marine
307
Marine
outward bound
n.
dış sınır
308
Marine
bound waves
n.
dalga grubu
309
Marine
wind bound
n.
rüzgarın uygun olmamasından dolayı limandan çıkamama
310
Marine
bound long wave
n.
uzun periyotlu dalga grubu
311
Marine
bound long waves
n.
uzun periyotlu dalga grubu
312
Marine
storm-bound
adj.
fırtına sebebiyle bir yerde durmuş
Petrol
313
Petrol
organically bound oxygen
n.
organik olarak bağlı oksijen
Medical
314
Medical
membrane-bound proteins
n.
membrana bağlı proteinler
315
Medical
free-to-bound
adj.
bağlanmaya uygun
316
Medical
membrane-bound
adj.
membrana bağlı
317
Medical
nonprotein-bound
adj.
proteine bağlı olmayan
Veterinary
318
Veterinary
egg-bound
n.
yumurtlayamama
319
Veterinary
egg-bound
adj.
yumurtlayamayan (kuş)
Food Engineering
320
Food Engineering
bound moisture
n.
bağlı nem
321
Food Engineering
bound-water
n.
bağlı su
Math
322
Math
lower bound
n.
alt sınır
323
Math
lower bound
n.
altsınır
324
Math
bound variable
n.
bağımlı değişken
325
Math
bound vector
n.
bağımlı vektör
326
Math
greatest lower bound
n.
en büyük alt sınır
327
Math
least upper bound
n.
en küçük üst sınır
328
Math
smallest upper bound
n.
en küçük üst sınır
329
Math
sphere packing bound
n.
küre paketi sınırı
330
Math
linear programming bound
n.
lineer programlama sınırı
331
Math
upper bound
n.
üstsınır
332
Math
lub (least upper bound)
abrev.
en küçük üst sınır
333
Math
glb (greatest lower bound.)
abrev.
en büyük alt sınır
Statistics
334
Statistics
breakdown bound
n.
bozulma sınırı
335
Statistics
branch and bound methods
n.
dal ve sınır yöntemleri
Chemistry
336
Chemistry
determination of bound nitrogen after combustion and oxidation to nitrogen dioxide using chemiluminescence detector
n.
bağlı azotun yakıldıktan ve azot dioksite yükseltgendikten sonra kemilüminesans dedektör kullanılarak belirlenmesi
337
Chemistry
bound nitrogen
n.
bağlı azot
338
Chemistry
bound styrene
n.
bağlı stiren
339
Chemistry
inorganically bound total fluoride
n.
inorganik bağlı toplam florür
340
Chemistry
organically bound manganese
n.
organik bağlı mangan
341
Chemistry
organically bound chlorine
n.
organik olarak bağlı klor
Biochemistry
342
Biochemistry
protein-bound iodine (pbi)
n.
proteine bağlı iyot
343
Biochemistry
protein bound iodine
n.
proteine bağlı iyot
Marine Biology
344
Marine Biology
triple bound
n.
üçlü bağ
Astronomy
345
Astronomy
gravitationally bound
adj.
kütleçekimsel olarak bağlı
Botanic
346
Botanic
pot-bound
adj.
(saksıdaki bitki) saksıdan taşan
347
Botanic
pot-bound
adj.
(saksıdaki bitki) saksıya sığmayan
Breeding
348
Breeding
crop-bound
n.
kümes hayvanlarında aşırı yemekten kursağın şişip felç olması
349
Breeding
crop-bound
adj.
(kümes hayvanı) aşırı yemekten kursağı şişip felç olmuş
Forestry
350
Forestry
wood-bound
adj.
uzun ve odunsu çitlerle çevrili
351
Forestry
wood-bound
adj.
ormanlık alanla çevrili
352
Forestry
wood-bound
adj.
ağaçlık alanla çevrili
Education
353
Education
university-bound students
n.
üniversiteye gidecek öğrenciler
354
Education
college-bound students
n.
üniversiteye gidecek öğrenciler
355
Education
outward bound®
n.
(birleşik krallık'ta) gençlere macera eğitimi vermek için tasarlanmış bir programın markası
Linguistics
356
Linguistics
bound form
n.
bağımlı biçim
357
Linguistics
bound morpheme
n.
bağımlı biçimbirim
358
Linguistics
rank bound
adj.
düzey bağımlı
Environment
359
Environment
adsorbable organically bound halogens
n.
adsorplanabilen organik bağlı halojenler
360
Environment
bound/friable asbestos
n.
bağlı/gevşek asbest
361
Environment
wood-bound
adj.
tarıma engel ağaçlara veya çitlere sahip
Geography
362
Geography
bound brook
n.
new jersey eyaletinde yerleşim yeri
363
Geography
south bound brook
n.
new jersey eyaletinde yerleşim yeri
Meteorology
364
Meteorology
frost bound line
n.
don sınırı
Geology
365
Geology
strata-bound type
n.
strata-bound tipte
Military
366
Military
alternate bound
n.
aşarak sıçrama
367
Military
bound barrel
n.
eğrilmiş namlu
Wagering
368
Wagering
bound [dialect]
v.
bahiste bulunmak
369
Wagering
bound [dialect]
v.
bahse girmek
Bookbindery
370
Bookbindery
half-bound
n.
yarım ciltli
371
Bookbindery
quarter-bound
adj.
iki farklı malzemeyle ciltlenmiş (kitap)
372
Bookbindery
leather-bound
adj.
deri ciltli
373
Bookbindery
cloth-bound
adj.
(kitap) kumaş ciltli
374
Bookbindery
soft-bound
adj.
(kitap) ince kapaklı
375
Bookbindery
soft-bound
adj.
(kitap) karton kapaklı
376
Bookbindery
soft-bound
adj.
(kitap) kağıt kapaklı
377
Bookbindery
soft-bound
adj.
(kitap) plastik kapaklı
378
Bookbindery
hf bd (half-bound)
abrev.
yarım ciltli
Printery
379
Printery
perfect bound
n.
amerikan cilt
380
Printery
bound copy
n.
ciltli/kaplı nüsha
381
Printery
bds. (bound in boards)
abrev.
(kitap) sert kapaklı
Archaic
382
Archaic
bound (with)
v.
ortak sınır oluşturmak
Star Wars
383
Star Wars
outward bound
n.
dışsal seyahat
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bound
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy