bağlı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bağlı



Bedeutungen von dem Begriff "bağlı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 117 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
bağlı attached adj.
bağlı faithful adj.
bağlı connected adj.
bağlı bound adj.
General
bağlı adhesive adj.
bağlı conditional adj.
bağlı consequent adj.
bağlı appendant adj.
bağlı banded adj.
bağlı bound adj.
bağlı obligate adj.
bağlı subject adj.
bağlı cohesive adj.
bağlı appurtenant adj.
bağlı dependant adj.
bağlı spellbound adj.
bağlı linked adj.
bağlı germane adj.
bağlı legato adj.
bağlı copulate adj.
bağlı contingent adj.
bağlı amenable adj.
bağlı devoted adj.
bağlı inseparable adj.
bağlı hooked adj.
bağlı incident adj.
bağlı laced adj.
bağlı affiliated adj.
bağlı adhered adj.
bağlı ensuant adj.
bağlı conjoint adj.
bağlı related to adj.
bağlı subordinated adj.
bağlı impotent adj.
bağlı fitted adj.
bağlı affined adj.
bağlı adjective adj.
bağlı bonded adj.
bağlı connected with adj.
bağlı observant adj.
bağlı incidental adj.
bağlı corded adj.
bağlı connected adj.
bağlı relative adj.
bağlı subsidiary adj.
bağlı subordinate adj.
bağlı tied adj.
bağlı ligated adj.
bağlı attendant adj.
bağlı dependent adj.
bağlı reliant adj.
bağlı engaged adj.
bağlı fast adj.
bağlı fixed adj.
bağlı loyal adj.
bağlı allegiant adj.
bağlı strapped adj.
bağlı adfiliated adj.
bağlı adjective adj.
bağlı related adj.
bağlı empight [obsolete] adj.
bağlı jiggy adj.
bağlı kerchered [obsolete] adj.
bağlı jugate adj.
bağlı hardcore adj.
bağlı hard-core adj.
bağlı liege adj.
bağlı immoveable adj.
bağlı committed adj.
bağlı connex adj.
bağlı ditionary adj.
bağlı pinioned adj.
bağlı satellite adj.
bağlı satellitic adj.
bağlı puisne adj.
bağlı self-devoted adj.
bağlı sessile adj.
bağlı wired adj.
bağlı stand-up adj.
bağlı super adj.
bağlı superficial adj.
bağlı synsemantic adj.
bağlı under prep.
bağlı subject to prep.
bağlı inferior to prep.
bağlı subordinate to prep.
bağlı due to prep.
bağlı of prep.
bağlı conn (connected) abrev.
Trade/Economic
bağlı dependant adj.
bağlı affiliate adj.
bağlı adherent adj.
bağlı dependent adj.
bağlı ancillary adj.
bağlı affiliated with adj.
Law
bağlı appurtenant adj.
bağlı loyal adj.
bağlı connected adj.
bağlı dependent adj.
bağlı ancillary adj.
Politics
bağlı aligned adj.
Technical
bağlı conjugate adj.
bağlı fixed adj.
bağlı relative adj.
bağlı coupled adj.
bağlı anchored adj.
bağlı dependent adj.
bağlı adherent adj.
bağlı associated with adj.
bağlı related adj.
Computer
bağlı linked adj.
bağlı connected adj.
Biochemistry
bağlı conjugated adj.
Marine Biology
bağlı congugated adj.
Archaic
bağlı implicit adj.
bağlı devote adj.
bağlı feal adj.

Bedeutungen, die der Begriff "bağlı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
bağlı kurum affiliate n.
bağlı olan şirket (başka bir şirkete) affiliate n.
bağlı olmak depend v.
(fikir) sıkı sıkıya bağlı olmak hug v.
isteğe bağlı optional adj.
General
bağlı kimse subsidiary n.
bağlı olma adhesion n.
bağlı olma durumu consequentialness n.
arka arkaya bağlı çifte kızak bobsled n.
birbirine çok bağlı topluluk phalanx n.
protestanlığa tutuculukla bağlı olma evangelicalism n.
aynı mağazalar zincirine bağlı mağaza chain store n.
bağlı olma dependance n.
sendikaya bağlı olmayan nonunion n.
isteğe bağlı olmama nonarbitrariness n.
dinine çok bağlı olan kimse devotee n.
manastıra bağlı rahibe conventual n.
bağlı bulunma consisting in n.
topuğundan bağlı slingback n.
vatandaşlarının ortak dil, tarih vb faktörlerce birbirlerine bağlı olduğu egemen devlet nation state n.
bir katedrale bağlı olan papaz canon n.
kurallara aşırı derecede bağlı olan amir martinet n.
çekülün ucuna bağlı olan kurşun plummet n.
kadere bağlı olma fatefulness n.
etkileşime bağlı tutum interactive attitude n.
bağlı olma interconnection n.
hayatın bağlı olduğu şey lifeline n.
derebeyine bağlı kimse liege n.
haraca bağlı olma tributariness n.
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası mainland n.
isteğe bağlı sigortalılık voluntary insurance n.
şarta bağlı satış conditional sale n.
karaya bağlı buz landfast ice n.
çekülün ucuna bağlı olan kurşun plumb n.
anglikan kilisesine bağlı olmayan kimse nonconformist n.
bağlı yüksekokulları olan üniversite collegiate n.
kendine bağlı bireylere karşı babanın çocuğuna davrandığ (devletin/hükümetin/bir kuruluşun/patronun) paternalism n.
arka arkaya bağlı iki kızak bobsleigh n.
bağlı şirket affiliate n.
isteğe bağlı olma permissiveness n.
çekülün ucuna bağlı olan kurşun plumb bob n.
kol ve bacak gibi vücuda eklemle bağlı organ limb n.
bir direğin ucuna uzun bir iple bağlı olan bir top ile oynanan çift kişilik bir oyun tetherball n.
bağlı liste linked list n.
birbirine bağlı olma interconnection n.
bağlı olma dependence n.
tonoz çapasına bağlı yoma ile istikamet değiştirme kedging n.
bağlı unutma dependent forgetting n.
arka arkaya bağlı iki kızak bobsled n.
konfederasyona bağlı kimse confederate n.
kendi görüşlerine sıkı sıkıya bağlı olan hardliner n.
derebeyine bağlı kimse vassal n.
mahatma gandhi'nin geliştirdiği 'satyagraha' diye anılan sivil itaatsizlik stratejisine bağlı kişi satyagrahi n.
bağlı kalma (eve/yatağa) confinement n.
birbirine bağlı yaşlı evli çift darby and joan n.
duygusal olarak bağlı olmama noninvolvement n.
bağlı olmama nondependence n.
bağlı olmama noncohesiveness n.
(devletin/hükümetin/bir kuruluşun/patronun) kendine bağlı bireylere karşı babanın çocuğuna davrandığı gibi davranması paternalism n.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan kimse opinionist n.
hokan dil familyasına bağlı bir dil yanan n.
bağlı kaya katmanları terrane n.
bağlı ortaklar associated partners n.
bağlı ortak associated partner n.
karaya bağlı buz fast ice n.
-e bağlı kalma adhesion to n.
yoğunluğa bağlı olmayan etken density-independent factor n.
yasaya bağlı vatandaş law-abiding citizen n.
cinsiyete bağlı kalkınma indeksi gender-related development index n.
araca bağlı ekipman vehicle-mounted equipment n.
ürüne bağlı koşullar product-related conditions n.
birbirine bağlı olma interdependence n.
ipe bağlı şekilde süvarinin kemerinden sarkan küçük kese sabretache n.
görevine çok bağlı kimse sharpy n.
ilgili veya bağlı bakanlık the relevant department n.
abhazlara bağlı bir alt etnik grup asadzwa n.
abhazlara bağlı bir alt etnik grup jigets n.
abhazlara bağlı bir alt etnik grup sadz n.
tamamen bağlı olma total dependency n.
bağlı olmayan kişi disaffected person n.
kıdeme bağlı haklar seniority rights n.
sıkı sıkıya bağlı kalınan/olunan ilkeler cherished principles n.
bağlı haldeki ayıya köpek saldırtma gösterisi bear baiting n.
birbirine bağlı olma interconnectedness n.
bağlı ve ilgili kuruluşlar related and affiliated institutions n.
birbirlerine zincirler ile bağlı biçimde satılmaya götürülen köle grubu slave coffle n.
birbirlerine zincirler ile bağlı biçimde satılmaya götürülen köle grubu coffle n.
atalarına/geleneklerine aşırı derecede bağlı kişi filiopietist n.
atalara/geleneklere aşırı bağlı olma/hayranlık duyma durumu filiopietistic n.
ingiliz kilisesine bağlı kimse anglican n.
yere bağlı balon captive balloon n.
yere bağlı balon moored balloon n.
kiliseye çok bağlı olan churchy n.
manastıra bağlı rahip conventual n.
havalanlarında, tren istasyonlarında, bavulları taşımak için kullanılan, birbirlerine bağlı açık treyler/palet dizisi baggage train n.
sendikaya bağlı olmayan non-union n.
duygusal olarak bağlı olmama non-involvement n.
bağlı kuruluş subsidiary n.
körü körüne modaya bağlı kimse fashion victim n.
sıkı sıkıya bağlı olma orthodoxy n.
boyundan bağlı elbise tie neck dress n.
bütün dünyanın birbirine bağlı ve bağımlı olması ve insanların buna uygun davranması one-world n.
(bir dine bağlı olmayan) tanrıcı deist n.
katolik okullarında görev yapan, inançlı fakat rahibeler gibi dini kurumlara ve evlenmeme kuralı gibi kurallara bağlı olmayan kiliseye mensup öğretmen lay teacher n.
bilekten bağlı çocuk ya da kadın ayakkabısı anklet n.
dışa bağlı artış accrescence n.
bağlı büyüme accrescence n.
dar görüşlü, orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olan kendini beğenmiş kimse babbitt n.
orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olarak oluşan dar görüşlülük babbitry n.
orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olarak oluşan dar görüşlülük babbittry n.
herhangi bir kiliseye veya binaya bağlı olmayan çan kulesi campanile n.
bağlı kalma adhesion n.
bağlı toplumlar affiliated societies n.
başka halklara bağlı halklar affiliated societies n.
bağlı topluluklar affiliated societies n.
büyümeye bağlı olarak mülke yapılan ekleme accession n.
üzerinde rütbe ve bağlı olunan makam sembolleri bulunan tören şapkası cap of maintenance n.
yeniden bağlı hale gelme reattachment n.
(eskiden avustralya ve yeni zelanda'da) sahil kurtarma ekibinde cankurtaranın yüzerken bağlı olduğu kemerin makarasını çalıştıran görevli reel man n.
(eskiden avustralya ve yeni zelanda'da) sahil kurtarma ekibinde cankurtaranın yüzerken bağlı olduğu kemerin makarasını çalıştıran görevli reelman n.
bağlı kimse regular n.
kraliyete ya da aristokrat bir aileye bağlı din adamı chaplain n.
bir yere bağlı olunmayan heyecan verici hayat tarzı nomadism n.
bağlı olmama nonattachment n.
dini metinlere sıkı sıkıya bağlı kimse textman n.
arka kısmı kurdele ile bağlı peruk tie n.
arka kısmı kurdele ile bağlı peruk tiewig n.
unvana bağlı olarak titularly n.
ortak bir yan duvar ile başka eve bağlı olan çok katlı aile evi town house n.
hiçbir kimseye bağlı olmaksızın malik olunan arazinin sahibi allodiary n.
belirli bir inanç, mezhep veya siyasi görüşe bağlı olmayan kimse anythingarian n.
belirli bir inanç, mezhep veya siyasi görüşe bağlı olmama anythingarianism n.
rusya'ya bağlı bir özerk cumhuriyet udmurt autonomous republic n.
tek görüşe veya tarza bağlı kalmaksızın en iyi olanı seçerek karar verme eclectic method n.
bağlı kısım veya grup underfaction n.
bağlı memur underofficer n.
bağlı yetkili underofficer n.
başkasına bağlı olan mal sahibi underpossessor n.
(bir şeye) kendisinden üstün birine bağlı olarak sahip olan kimse underpossessor n.
bağlı olmama undevotion n.
işine bağlı olmama undutifulness n.
bir ucu birine/bir şeye, diğer ucu da yükselebilen ve alçak uçan bir hava aracının yakalayıp havalandırdığı büyük bir balona bağlı kablo (askeri veya gizli servislerin kişileri tehlikeli durumlardan kurtarmak için kullandığı bir yöntem) skyhook n.
bağlı köpek bandog n.
birbirlerine zincirler ile bağlı biçimde satılmaya götürülen köle grubu kaffle n.
birbirine bağlı olmama unsolidity n.
havada asılı iplere bağlı koltuklardan oluşan yüksek atlı karınca yo-yo (ride) n.
rızaya bağlı olarak fiziksel şiddet ve baskının kullanıldığı cinsel ilişki şekli bdsm n.
(bir yere) gönülden bağlı kimse child n.
bir pagan tanrısına bağlı kimse votary n.
ekmek fırınını temizlemek için kullanılan bir ucuna çaput bağlı sopa malkin [dialect] [uk] n.
dinine çok bağlı kimse man n.
bağlı toprak biland [obsolete] n.
eski askerlerin bağlı olduğu ulusal askeri kurum legion n.
rusya federasyonu'na bağlı özerk bir cumhuriyet mari autonomous republic n.
batı-orta rusya'da, volga havzasının orta kısmında yer alan, rusya federasyonu'na bağlı bir cumhuriyet mari el republic n.
hamutun koşum kayışına bağlı eğri çubuklara takılan deri kayış hame strap n.
kurallara körü körüne bağlı kimse hard-ass n.
yerel kiliseden kongre sistemine bağlı bir unvanla dini toplantıya yollanan kimse messenger n.
topografik yapıya bağlı olarak iklimde meydana gelen çok küçük geçişleri inceleyen bilim dalı microclimatology n.
su yolunda birbirine bağlı kütük bariyeriyle kapatılmış alan boom n.
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri haulm n.
şansa bağlı olma hazardousness n.
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri hem [dialect] [uk] n.
standartlara körü körüne bağlı toplum herd n.
duygusal olarak bağlı olunan aile ortamı home n.
evlerine bağlı insanlar homebound n.
(körebe oyununda) gözü bağlı oyuncu hoodman n.
paspasta bezin bağlı olduğu baş kısmı mophead n.
pencere makara tellerini makaraya çekmek için kullanılan ipe bağlı küçük kurşun ağırlık mouse n.
borudaki tıkanıklığı açmak için su tesisatçıları tarafından kullanılan ipe bağlı kurşun ağırlık mouse n.
bağlı kalma adherence n.
derebeyine bağlı olma liegedom n.
kamıştan yapılan ve kargı ile balık avlamak için yem dizilmiş halat bağlı sal ligger [dialect] [uk] n.
bir litürjiye bağlı kimse liturgist n.
(eskiden) bağlı bulunduğu şirketin üniformasını giyme ve diğer imtiyazlardan yararlanma hakkına sahip olan özgür erkek liveryman n.
doğaüstü kişi veya olayların insanın hayal gücünden kaynaklandığını ileri süren görüşe bağlı kimse mythicist n.
birbirine prangayla bağlı mahkumlar gang [us] n.
ahlaken bağlı olunan kimse veya şey obligation n.
hukuken bağlı olunan kimse veya şey obligation n.
yasal olarak bağlı olma obligation n.
etik olarak bağlı olma obligation n.
teamüle bağlı olan kimse observer n.
(keşif, gözlem için) bağlı balona binen görevli observer n.
standartlara sıkı sıkıya bağlı kalma rigor n.
bir yönteme sıkı sıkıya bağlı kalma rigor n.
ilkelere sıkı sıkıya bağlı kimse rigorist n.
standartlara sıkı sıkıya bağlı kalma rigour n.
bir yönteme sıkı sıkıya bağlı kalma rigour n.
edebi, sanatsal branşlarda kendisinden önceki bir ustanın ilke ve yöntemlerine sık sıkıya bağlı kimse descendant n.
edebi, sanatsal branşlarda kendisinden önceki bir ustanın ilke ve yöntemlerine sık sıkıya bağlı kimse descendent n.
zamanı geçmiş bir ilkeye sıkı sıkıya bağlı grup guard n.
hükümdara bağlı birlikler guards n.
yöneticiye bağlı birlikler guards n.
tek tutacağa bağlı çeşitli araçları içeren cihaz multitool n.
düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalanların bakış açısı officialdom n.
düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalanların davranışları officialdom n.
görevine bağlı officious [obsolete] n.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan kimse opinionatist n.
isteğe bağlı şey optional n.
(bağlı kuruluşun gerçekleştirdiği satışa ilişkin yönetim personeline ödenen) komisyon override n.
alışkanlıklarına bağlı kimse routineer n.
alışkanlıklarına bağlı kimse routinist n.
bir sanatın veya bilimin icrasında bağlı kalınan prensip rule n.
kurallara aşırı bağlı kimse rule-monger n.
törelere bağlı insanlar old school n.
amaca sıkı sıkıya bağlı kalma özelliği commitedness n.
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası common at large n.
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası common in gross n.
bağlı olma connection n.
bağlı mülk connex [obsolete] n.
birbiriyle bağlı tekrar eden birimlerden oluşan desen diaper n.
daha büyük veya önemli bir şeye bağlı olan şey incident n.
aslına bağlı kalmama infidelity n.
yaşlılığa bağlı unutkanlık dotary n.
uzaylıları, ufolojiye bağlı konuları, tarihi ve kozmolojide ve gezegenler arası seyahat konusundaki bilgiyle ilgili ilerlemeleri inceleyen bir çalışma sahası alientology n.
bölgeye bağlı hakimiyet command n.
şövalyelik tarikatı komutanlığına bağlı maaş ya da sosyal yardım commandery n.
şövalyelik tarikatı komutanlığına bağlı maaş ya da sosyal yardım commandry n.
birbirine bağlı parçalardan oluşan bütün complex n.
birbirine bağlı bir dizinin birleşmesi concatenation n.
birbirine bağlı olan unsurlardan oluşan dizi concatenation n.
birbirine bağlı şeylerin sırası concatenation n.
papalık'a bağlı tören sembolleri ve ayinler dignities n.
bağlı bölge dominion n.
bağlı koşul donnée n.
düşünsel olarak birbirine bağlı kişilerden oluşan grup family n.
aşırı bağlı kimse fanatic n.
körü körüne bağlı kimse fanatic n.
araç arkasına bağlı paraşüt ile gerçekleştirilen bir spor parakiting n.
paralel hareket yaratan bağlı mekanizma parallel motion n.
ırkına bağlı olma piety n.
(ingiltere'de) eskiden maliye bakanlığı'na bağlı bir daire pipe office n.
ok ağacına bağlı at pole horse n.
ok ağacına bağlı at poler n.
bağlı ve ilişkili parça by-dependence n.
köklü olana bağlı kimse conservative n.
kararlılıkla bağlı olma consistency n.
özellikle borçlulara yönelik, şehir mahkemesine bağlı hapishane counter [obsolete] n.
kadercilik öğretisine bağlı kimse fatalist n.
federal soruşturma bürosuna bağlı özel kolluk kuvveti ajanı fbi agent n.
federal soruşturma bürosuna bağlı özel kolluk kuvveti ajanı government man n.
optik olarak aktif organik molekülün asimetrik atomuna bağlı gruplardan birinin değiştirilmesi inversion n.
bağlı olma involvedness n.
izomorfizmle birbirine bağlı maddeler isomorph n.
pedalın bağlı olduğu tuş pedal n.
bağlı mülkiyet pendicle n.
bağlı arazi pendicle n.
bir diğerine bağlı şey pendicle n.
bağlı kuruluş pendicle n.
bağlı kuruluş sahibi pendicler [scotland] n.
bağlı mülkiyet işletmecisi pendicler [scotland] n.
bir şeyin kaderinin bağlı olduğu kimse pivot n.
dik duran bağlı ekin demetleri shock n.
bağlı parçaları birbirinden ayıran kimse decoupler n.
bağlı parçaları ayıran alet decoupler n.
manastıra bağlı kuruluş cenoby n.
manastıra bağlı kuruluş cenobium n.
askeri birliklerin derebeye bağlı mülkiyetlere yerleşme hakkı corody n.
doktrine bağlı olma doctrinism n.
birbirine kan bağı ile bağlı müşterek kiracılar gavel n.
dizide boyut veya miktara bağlı derece order n.
bir davaya bağlı olanların etrafında toplandığı simge oriflamme n.
bağlı bireylere karşı babanın çocuğuna davrandığı gibi davranma parentalism n.
(abd'de) yerel kiliseye bağlı olup ona ait binaları elinde bulunduran ve papazın maaşını veren kongregasyonalist kurum parish n.
bölge kilisesine bağlı olma parochiality n.
ingiltere'ye bağlı lincoln yerleşiminin üç ana bölümünden herhangi birini oluşturan bölge parts n.
diğer kuşları kandırmak için kullanılan ayağından bağlı kuş perchant n.
dini görevlerine bağlı kimse practicer n.
dini görevlerine bağlı kimse practiser n.
genellikle bir köşke bağlı olan keyifli dinlenme odası plesance n.
kurallara bağlı kimse precisian n.
kurallara bağlı kimse precisianist n.
makam veya rütbeye bağlı hak prerogative n.
devlete veya devlet başkanına bağlı egemenlik hakkı prerogative n.
(abd'de) başkanın ofisi ile başkana bağlı çeşitli daireleri içeren hükümet kurumu presidency n.
taksonomik adın bağlı olduğu canlıya ilişkin bilgi materyali ile birlikte teknik dergilerde basımı publication n.
birbirine bağlı palplanş dizisi pug piling n.
birbirine bağlı şeyler dizisi rope n.
kurallara sıkı sıkıya bağlı kimse scholastic n.
körü körüne bağlı mürit sectary n.
toprağa bağlı kazanılan feodal üstünlük hakkı seigniory n.
toprağa bağlı kazanılan feodal üstünlük hakkı seigniory in gross n.
toprağa bağlı kazanılan feodal üstünlük hakkı seignory n.
oksijen atomunun bir hidrojen ve bir döteryuma bağlı olduğu ağır su türü semiheavy water n.
(deriye bağlı ahşap ile sarılı) paket seron n.
(deriye bağlı ahşap ile sarılı) paket seroon n.
(deriye bağlı ahşap ile sarılı) paket ceroon n.
birbirine bağlı olmayan benzer eşyalar öbeği sheaf n.
bir kuruma bağlı olarak çalışan sığınma evi shelter n.
bir sınırın bağlı olduğu ülke shore n.
bir sınırın bağlı olduğu bölge shore n.
bağlı kuruluş sister organization n.
piramit şeklinde birbirine bağlı holding zinciri pyramid n.
sovyet sosyalist cumhuriyeti birliği'ne bağlı bir ülke soviet n.
sscb'ye bağlı ülke soviet socialist republic n.
derin sulama için toprağa doğru itilen, bahçe hortumuna bağlı sivri uçlu ve delikli boru spiker n.
büyük bir endüstriye bağlı küçük endüstri subindustry n.
vasala bağlı kiracı subinfeudatory n.
bağlı kuruluş suborganisation [us] n.
bağlı kuruluş suborganization [uk] n.
büyük bir panele bağlı küçük panel subpanel n.
bağlı proje subproject n.
bağlı kuruluş succursal n.
bağlı kuruluş succursale n.
(abd sahil güvenlik teşkilatına bağlı) cankurtaran surfman [us] n.
sisteme bağlı kimse systematist n.
bağlı olma lockstep n.
birine bağlı çalışan report n.
bağlı olmak adhere to v.
bağlı bulunmak inhere in v.
bağlı olmak reside in v.
bağlı olmak pay homage to v.
birine fazla bağlı olmak be tied to someone's apron strings v.
bağlı olmak (birine) be up to v.
eli kolu bağlı oturmak stand idle by v.
bağlı olmak hinge on v.
bağlı olmak subject to v.
bağlı olmak be tied to v.
bağlı olmak be contingent upon v.
bağlı olmak interconnect v.
bağlı kalmak adhere to v.
bağlı olmak adhere v.
bağlı olmak be subject to v.
bağlı kalmak hold to v.
bağlı olmak belong to v.
tarikata bağlı olmak be a dedicated follower of a cult v.
bağlı olmak pivot v.
yürekten bağlı olmak be bond with somebody at heart v.
yürekten bağlı olmak be bonded at the heart v.
tarikata bağlı olmak be a member of a religious order v.
bağlı olmak consist in v.
bir şey başka bir şeye bağlı olmak be conditioned by v.
bağlı olmak relate v.
bağlı olmak appertain v.
bağlı olmak cleave v.
bağlı olmak be attached to v.
bağlı bulunmak consisting in v.
bağlı kalmak held to v.
bağlı olmak be affiliated with v.
bağlı olmak (hatıra vb'ne) cling v.
bağlı olmak contingent upon v.
bağlı olmak turn on v.
bağlı olmak be bound up with v.
bağlı kalmak keep to v.
bağlı olmak hang on v.
birine yürekten bağlı olmak be bond with somebody at heart v.
bağlı kalmak adhere v.
bağlı olmak reside v.
bağlı olmak connect v.
bağlı olmak sit under v.
bağlı olmak hang v.
bağlı olmak be interdepend v.
bağlı olmak depend upon v.
bağlı olmak subjected to v.
bağlı olmak consist v.
bağlı olmak be linked v.
bağlı kalmak abide by v.
bağlı olmak rest on v.
bağlı olmak gear to v.
geçmişine bağlı olmak cling v.
başı bağlı olmak be tied down v.
başı bağlı olmak be dependent v.
bağlı olmak be based on v.
yakından bağlı olmak be closely linked with v.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olmak be unduly attached to one's own opinions v.
anlaşmaya bağlı kalmak keep to the agreement v.
anlaşmaya bağlı kalmak adhere to the agreement v.
anlaşmaya bağlı kalmak honour the agreement v.
anlaşmaya bağlı kalmak stick to the agreement v.
gönülden bağlı olmak carry a torch v.
kurallara bağlı kalmak stick to the rules v.
kurallara bağlı kalmak conform to the rules v.
kurallara bağlı kalmak go by the rules v.
kurallara bağlı kalmak be in line with the rules v.
kurallara bağlı kalmak adhere to the rules v.
kurallara bağlı kalmak follow the rules v.
kurallara bağlı kalmak comply with the rules v.
kurallara bağlı kalmak abide by the rules v.
kurallara bağlı kalmak obey the rules v.
kurallara bağlı kalmak play by the rules v.
kurallara bağlı kalmak stick by the rules v.
derinden bağlı olmak be deeply bound up with v.
derinden bağlı olmak be deeply loyal to v.
derinden bağlı olmak be deeply attached v.
derinden bağlı olmak be deeply committed to v.
şansa bağlı olmak be dependent on luck v.
şansa bağlı olmak depend on luck v.
şansa bağlı olmak be depending on luck v.
şansa bağlı olmak be occasional v.
şansa bağlı olmak be contingent upon a future event v.
şansa bağlı olmak depend on chance v.
şansa bağlı olmak be aleatory v.
şansa bağlı olmak be dependent on chance v.
şarta bağlı olmak be conditioned v.
şarta bağlı olmak be dependent on a condition v.
-e bağlı olmak hinge upon v.
-e bağlı olmak hinge on v.
sıkı sıkıya bağlı olmak be tight-knit v.
bağlı kalmak abide v.
bağlı kalmak stick to v.
kararına bağlı kalmak stick to one's decision v.
kararına bağlı kalmak adhere to one's decision v.
kararına bağlı kalmak abide by one's decision v.
bağlı olmak hinge v.
limite bağlı olmak be bound at the limit v.
bütçeye bağlı kalmak stick to a budget v.
bir şeye bağlı bulunmak depend on a thing v.
seruma bağlı olmak be on a drip v.
ülkeye bağlı olmak be loyal to the country v.
vatana bağlı olmak be loyal to the country v.
sıkı sıkıya bağlı kalmak adhere strictly v.
sıkı sıkıya bağlı kalmak hew v.
bağlı olmak be bound up v.
-e bağlı kalmak remain loyal to v.
-e bağlı kalmak stay loyal to v.
karısına bağlı kalmak remain faithful to his wife v.
kocasına bağlı kalmak remain faithful to her husband v.
kocasına bağlı kalmak stay faithful to her husband v.
karısına bağlı kalmak stay faithful to his wife v.
plana bağlı kalmak stick to the plan v.
sonuna kadar plana bağlı kalmak stick to the plan till the end v.
ön şartına dayanmak/bağlı olmak presuppose v.
eli kolu bağlı oturmak stand idle with hands tied v.
birine bağlı olarak çalışmak work/serve under someone v.
bağlı kalmak stay connected v.
birine bağlı olmak depend on someone v.
son derece bağlı/sadık olmak be fiercely loyal v.
yeniden bağlı hale gelmek reattach v.
bağlı olmak rely to [obsolete] v.
bağlı olmak turn v.
bağlı olan gözlerini açmak unblindfold v.
zincirlerle bağlı biçimde satılmaya götürülen köle grubundan çıkarmak uncoffle v.
bağlı kalmak keep v.
(eli kolu bağlı kimseyi) çözmek unshackle v.
bir kişiye veya gruba bağlı olmak belong v.
tek bir ana yöne bağlı kalmak hinge v.
tek belirleyiciye bağlı kalmak hinge v.
sıkıca bağlı kalmak hold v.
bağlı kalmak hold v.
bağlı tutmak hold v.
fikrine bağlı kalmak hold firm v.
bağlı kalmak hold down v.
kötü şekilde bağlı olmak misrelate v.
yanlış şekilde bağlı olmak misrelate v.
bağlı olmak ride v.
bir bölgenin sınırlarına bağlı olmamak delocalize [us] v.
bir bölgenin sınırlarına bağlı olmamak delocalise [uk] v.
körü körüne bağlı hale getirmek fanaticize v.
körü körüne bağlı olmak fanaticize v.
körü körüne bağlı kılmak fanaticise v.
körü körüne bağlı olmak fanaticise v.
bağlı olmak pend [dialect] v.
güce bağlı hareketlenmek power v.
(hayvan) bağlı olduğu şeyden kurtulmak slip v.
bağlı olmak follow v.
bağlı kalmak follow v.
bağlı kalmayı bırakmak forego v.
önceden bağlı kılmak preengage v.
kendini önceden bağlı kılmak preengage v.
önden bağlı kılmak pregage [obsolete] v.
bağlı kılmak servant [obsolete] v.
(hayvanın) hareketini bağlı olduğu sabit nokta etrafına dolayarak frenlemek snub v.
bağlı olmak subscribe v.
bağlı kalmak subscribe v.
bir dizi olguya bağlı olmak supervene v.
bir önceki olaya bağlı olmak supervene v.
birbirine bağlı allied adj.
bağlı olan associate adj.
kadere bağlı fateful adj.
bir mezhebe bağlı olmayan nonsectarian adj.
yanlış bir fikre inatla bağlı olan wrongheaded adj.
birbirine bağlı interdependent adj.
gözü bağlı blindfolded adj.
arzunuza bağlı at your discretion adj.
bağlı olan consequential adj.
güneş merkezine bağlı olan heliocentric adj.
-e bağlı attached to adj.
yöne bağlı anisotropic adj.
şarta bağlı conditional adj.
kurallara çok bağlı strict adj.
bağlı olmayan unjoined adj.
evine bağlı domesticated adj.
birbirine bağlı solid adj.
duruma bağlı situational adj.
bağlı olmayan unattached adj.
koşullara bağlı circumstantial adj.
isteğe bağlı permissive adj.
bağlı olunan affiliated adj.
tayine bağlı appointive adj.
bağlı olmayan loose adj.
isteğe bağlı elective adj.
görgü kurallarına çok bağlı proper adj.
isteğe bağlı incidental adj.
duruma bağlı state dependent adj.
dili bağlı silenced adj.
şarta bağlı provisory adj.
bazı protestan ilkelere aşırı bağlı olan evangelical adj.
evine bağlı domestic adj.
sekse bağlı sex linked adj.
gözleri bağlı blindfold adj.