tied - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

tied

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "tied" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
tied adj. bağlanmış
tied adj. düğümlenmiş
tied adj. bağlı
tied adj. berabere biten
Trade/Economic
tied adj. sadece belirli bir markanın ürünlerini satabilen
Law
tied adj. iş veren tarafından çalıştırıldığı sürece kiralanmış
Politics
tied adj. yalnızca borcu veren ülkenin ürünlerini veya hizmetlerini alma koşuluyla para alan

Bedeutungen, die der Begriff "tied" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 189 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
tied cottage [brit] n. lojman
tied cottage [brit] n. işverene ait, çalışanın kullanımına sunulmuş ev veya yazlık
tied house n. lojman
tied house n. işverene ait, çalışanın kullanımına sunulmuş ev veya yazlık
tied letters n. bitişik yazı
be tongue tied v. konuşamamak
be tied to someone's apron strings v. birine fazla bağlı olmak
be tied v. bağlanmak
be tied to someone's apron strings v. birisinin sözünden çıkmamak
be tied to v. tabi olmak
be tied to v. bağlı olmak
be tied down v. başı bağlı olmak
be tied blindly v. körü körüne bağlanmak
be tongue-tied v. nutku tutulmak
become tongue-tied v. dut yemiş bülbüle dönmek
become tongue-tied v. dili tutulmak
stand idle with hands tied v. eli kolu bağlı oturmak
tongue tied adj. dili tutulmuş
fit to be tied adj. çok sinirli
tongue-tied adj. suskun
tongue-tied adj. nutku tutulmuş
tongue-tied adj. tutuk
tongue-tied adj. dili tutulmuş
tongue-tied adj. şaşkınlıktan dili tutulmuş
tongue-tied adj. dili tutulmuş (utanç/heyecan/korku vb'nden)
tongue-tied adj. dili tutuk
tongue-tied adj. heyecandan dili tutulmuş
tongue-tied adj. ağzı var dili yok
Phrases
no matter how tied up one is expr. iki eli kızıl kanda olsa
no matter how tied up one is expr. iki eli kanda olsa
Colloquial
with one arm tied behind one's back n. gözü kapalı
get tied up with v. biriyle ya da birşeyle ilgilenmek/meşgul olmak
get tied up v. bir şeyle meşgul olmak
be tongue-tied v. dili tutulmak
become tongue-tied v. dili tutulmak
become tongue-tied v. söyleyecek söz bulamamak
be tongue-tied v. söyleyecek söz bulamamak
get tied up v. alıkonmak
get tied up v. '-e takılmak
tied down adj. kısıtlanmış
tied down adj. sınırlanmış
tied down adj. bir şeye bağlı kalmış
tied down adj. özgürlüğü kısıtlanmış
with one arm tied behind one's back expr. hiç zorluk çekmeden
with one arm tied behind one's back expr. eli arkasında bağlıyken bile
with one arm tied behind one's back expr. kolayca
Idioms
be tied to a wife's apron strings v. eş/anne tarafından gereğinden fazla kontrol edilmek
be tied to (something's) apron strings v. (birinin) etkisi altında olmak
be tied to something's apron strings v. (birinin) etkisi altında olmak
be tied to (something's) apron strings v. (birine) aşırı bağlı olmak
be tied to something's apron strings v. (birine) aşırı bağlı olmak
be tied to (something's) apron strings v. ipleri (birinin) eline vermek
be tied to something's apron strings v. ipleri (birinin) eline vermek
be tied to (something's) apron strings v. (birine) gebe kalmak
be tied to something's apron strings v. (birine) gebe kalmak
be tied to one's mother's apron strings v. anasının dizinin dibinden ayrılmamak
be tied to your mother's apron strings v. anasının kuzusu olmak
be tied to your mother's apron strings v. annesinin eteğinden ayrılamamak
be tied to someone's apron strings v. birisine aşırı bağlı olmak
be tongue-tied v. dut yemiş bülbüle dönmek
be fit to be tied v. çok üzülmek
be tied up v. çok meşgul olmak
be fit to be tied v. dinden imandan çıkmak
be tied hand and foot v. hiçbir şey yapamaz durumda olmak
do something with one arm tied behind one's back v. hiç zorlanmadan yapmak
be tied hand and foot v. eli kolu bağlı olmak
have one's hands tied v. eli kolu bağlı olmak
be fit to be tied v. küplere binmek
be tongue-tied v. kal gelmek
fit to be tied v. kan beynine sıçramak
be tied to your mother's apron strings v. süt kuzusu olmak
be fit to be tied v. tepesi atmak
could do something with one arm tied behind their back v. (başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek
could do something with one hand tied behind their back v. (başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek
be tied (up) in knots v. kafası karışmak
be tied (up) in knots v. başı dertte olmak
be tied (up) in knots v. çıkmaza girmek
be tied (up) in knots v. çözümsüzlüğe düşmek
be tied (up) in knots v. dokuz doğurmak
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) tek eliyle bile yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back v. (bir şeyi) tek eliyle bile yapabilmek
do something with one hand (tied) behind your back v. çocuk oyuncağı olmak
do something with one hand (tied) behind your back v. hiç zorlanmadan yapmak
do something with one hand (tied) behind your back v. tek eliyle bile yapabilmek
have hands tied v. eli kolu bağlı olmak
tied to (one's) apron strings adj. (birinin) etkisi altında
tied to apron strings adj. (birinin) etkisi altında
tied to someone's apron strings adj. (birinin) etkisi altında
tied to (one's) apron strings adj. (birine) aşırı bağlı
tied to apron strings adj. (birine) aşırı bağlı
tied to someone's apron strings adj. (birine) aşırı bağlı
tied to (one's) apron strings adj. ipleri (birinin) elinde
tied to apron strings adj. ipleri (birinin) elinde
tied to someone's apron strings adj. ipleri (birinin) elinde
tied to (one's) apron strings adj. ana/süt kuzusu
tied to apron strings adj. ana/süt kuzusu
tied to someone's apron strings adj. ana/süt kuzusu
tied to (one's) apron strings adj. kılıbık
tied to apron strings adj. kılıbık
tied to someone's apron strings adj. kılıbık
tied up adj. meşgul
tied up adj. yoğun
tied to one's mother's apron strings adj. annesi tarafından yönetilen/kontrol edilen
tied to one's mother's apron strings adj. annesine bağlı
tied to one's mother's apron strings adj. anasının dizinin dibinden ayrılmayan
tied to one's mother's apron strings adj. anasının kuzusu
tied to one's mother's apron strings adj. anasının eteğinden ayrılmayan
(tied to) your mother's, wife's, etc. apron strings adj. annesi/karısı/biri tarafından yönetilen/kontrol edilen
(tied to) your mother's, wife's, etc. apron strings adj. annesine/karısına/birine bağlı
(tied to) your mother's, wife's, etc. apron strings adj. anasının/karısının/birinin dizinin dibinden ayrılmayan
(tied to) your mother's, wife's, etc. apron strings adj. anasının/karısının/birinin eteğinden ayrılmayan
tied to (someone's) apron strings adj. (biri) tarafından yönetilen/kontrol edilen
tied to (someone's) apron strings adj. (birine) bağlı
tied to (someone's) apron strings adj. (birinin) dizinin dibinden ayrılmayan
tied to (someone's) apron strings adj. (birinin) eteğinden ayrılmayan
tied to his mother's apron strings adj. anasının dizinin dibinden ayrılmayan
tied to his mother's apron strings adj. anasının kuzusu
tied to his mother's apron strings adj. annesinin eteğinden ayrılamayan
tied to his mother's apron strings adj. süt kuzusu
tied to his mother's apron strings adj. annesine bağlı
tied to mother's apron strings adj. anasının dizinin dibinden ayrılmayan
tied to mother's apron strings adj. anasının kuzusu
tied to mother's apron strings adj. annesinin eteğinden ayrılamayan
tied to mother's apron strings adj. süt kuzusu
tied to mother's apron strings adj. annesine bağlı
tied to his mother's apron strings adj. anasının dizinin dibinden ayrılmayan
tied hand and foot expr. çaresiz
(one's) hands are tied expr. eli kolu bağlı
our hands are tied expr. elimiz kolumuz bağlı
tied hand and foot expr. eli kolu bağlı
my hands are tied expr. elim kolum bağlı
with one hand tied behind one's back expr. kolayca
with both hands tied behind one's back expr. kolayca
with both hands tied behind one's back expr. zorlanmadan
could do something with one arm tied behind their back expr. (bunu ben) tek elimle yaparım
with one hand tied behind one's back expr. zorlanmadan
could do something with one hand tied behind their back expr. (bunu ben) tek elimle yaparım
someone's hands are tied expr. birinin eli kolu bağlı
with an arm tied behind (one's) back expr. gözü kapalı
with an arm tied behind (one's) back expr. hiç zorluk çekmeden
with an arm tied behind (one's) back expr. eli arkasında bağlıyken bile
with an arm tied behind (one's) back expr. kolayca
with one hand (tied) behind your back expr. tek eliyle bile
with one hand (tied) behind your back expr. hiç zorlanmadan
with one hand (tied) behind your back expr. kolaylıkla
with one hand (tied) behind your back expr. rahatça
with one hand (tied) behind your back expr. zorlanmadan
with one hand (tied) behind your back expr. eli arkasında bağlıyken bile
with one hand tied behind back expr. tek elle bile
with one hand tied behind back expr. hiç zorlanmadan
with one hand tied behind back expr. kolaylıkla
with one hand tied behind back expr. rahatça
with one hand tied behind back expr. zorlanmadan
with one hand tied behind back expr. eli arkasında bağlıyken bile
your hands are tied expr. eli kolu bağlı
Speaking
his hands are tied expr. eli kolu bağlı
my hands are tied expr. el mecbur
I'm a bit tied up for the time being expr. şu an biraz meşgulüm
Trade/Economic
tied loan n. bağlı kredi
tied aid n. bağlı yardım
tied credits n. bağlı krediler
tied aid n. bağlı dış yardım
tied share n. bağlı hisse senedi
tied loan n. bağlı kredi ya da ikrazat
tied loan n. bağlı dış kredi
tied sale n. bağlı satış
tied loan n. borç alana borç veren ülkeden bazı ürünleri almasını şart koşan kredi
tied share n. devri yasa veya yönetmelik hükümlerine bağlanmış hisse senedi
bond tied to an index n. endekse kotalanmış tahvil
bond tied to an index n. indeksli tahvil
bond tied to an index n. indekse bağlanmış tahvil
tied agent n. temsili acente
index-tied adj. (maaş, faiz oranı) endekse bağlı
Textile
tied at the waist adj. belden bağlamalı
Construction
tied house n. bir bira üreticisinin sahibi olduğu ve öncelikli olarak bu üreticinin biralarını satan pub
Psychology
tied image n. duyusal intiba ile harmanlanmış hafıza görüntüsü
Food Engineering
tongue-tied adj. utangaç
Statistics
tied ranks n. bağlı sıralılık
tied rank n. bağlı sıralılık
tied double change over design n. bağlı ikili değiştirmeli tasarım
Geography
tied island n. anakaraya tombolo ile bağlı ada
Military
tied on expr. uçak benimle aynı teşkile dahildir' kodu
Sport
tied game n. berabere biten oyun
cup-tied adj. (takım) kupa maçı nedeniyle başka maç yapamayan
cup-tied adj. (oyuncu) ceza nedeniyle kupa maçında oynayamayan