bağlanmış - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bağlanmış



Bedeutungen von dem Begriff "bağlanmış" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
bağlanmış engaged adj.
General
bağlanmış enthralled adj.
bağlanmış hooked adj.
bağlanmış fastened adj.
bağlanmış tied adj.
bağlanmış linked adj.
bağlanmış corded adj.
bağlanmış enchained adj.
bağlanmış bonded adj.
bağlanmış leashed adj.
bağlanmış attached adj.
bağlanmış ligated adj.
bağlanmış connected adj.
bağlanmış fixed adj.
bağlanmış invested adj.
bağlanmış linked adj.
Idioms
bağlanmış (all) sealed up adj.
Trade/Economic
bağlanmış denominated adj.
bağlanmış invested adj.
Technical
bağlanmış fitted adj.
bağlanmış coupled adj.
bağlanmış connected adj.
bağlanmış bonded adj.
Computer
bağlanmış wired up adj.

Bedeutungen, die der Begriff "bağlanmış" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 156 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
birbirlerine prangalar ile bağlanmış mahkumlar chain gang n.
boyundurukla bağlanmış bir çift hayvan yoke of n.
serbest bir eksenle bağlanmış çift halka swivel n.
sırt desteği sağlamak için kanoya bağlanmış kayış backband n.
kolye gibi birbirine zincirleme bağlanmış bir dizi benzer şey necklace n.
postanede dağıtılması için gönderilmek üzere bağlanmış bir grup posta tie-out n.
arka kısmı kurdele ile bağlanmış peruk tiewig n.
bir çıkrığa dolanmış ve her iki ucu birbirine bağlanmış ip veya zincir messenger n.
bir yere bağlanmış palaman çekerek yürütmek warp v.
sıkıca bağlanmış paketten çıkarmak unbale v.
bağlanmış ipi açmak unlash v.
(bağlanmış ellerini) çözmek unpinion v.
(bağlanmış bir şeyden) çıkarmak unswathe v.
(iple bağlanmış bir şey) açılmak untruss v.
birbirine bağlanmış leashed adj.
sağlama bağlanmış assured adj.
bağlanmış (hayvan) tethered adj.
zincir ile bağlanmış enchained adj.
birbirine bağlanmış interconnected adj.
fermuarla bağlanmış zipped adj.
sözleşmeye bağlanmış bound by contract adj.
sözleşmeye bağlanmış contractual adj.
sarılıp bağlanmış furled adj.
sıkı sıkıya bağlanmış (kemer/kapak) tightly fastened adj.
çengelle bağlanmış adhamant [obsolete] adj.
bağlanmış ya da kafese konmuş (hayvan) captive adj.
bir deri parçası ile bağlanmış thonged adj.
sıkı sıkıya bağlanmış trussed adj.
sabit elektrik bağlantısıyla bağlanmış hard-wired adj.
kısmeti bağlanmış gibi hoodoo adj.
(şemsiye) kabarık ve gevşek bir şekilde bağlanmış gampish adj.
veya ile birbirine bağlanmış ayrışık seçenekleri ileri süren disjunctive adj.
veya ile birbirine bağlanmış ayrışık seçenekler içeren disjunctive adj.
neredeyse karara bağlanmış good adj.
samimiyetle bağlanmış consociate adj.
sıkı bağlanmış fast adj.
iple bağlanmış fastened adj.
kurallara bağlanmış prescribed adj.
sımsıkı bağlanmış secure adj.
sıkıca bağlanmış secure adj.
Colloquial
(anlaşma) sonuca bağlanmış buttoned up adj.
basireti bağlanmış flat-footed adj.
(birine/bir şeye) tutkuyla bağlanmış infatuated with (someone or something) adj.
Idioms
karara bağlanmış şey a done deal n.
karara bağlanmış şey done deal n.
(birine) eli ayağı bağlanmış gibi hissettirmek bind (one) hand and foot v.
birine eli ayağı bağlanmış gibi hissettirmek bind someone hand and foot v.
birine eli ayağı bağlanmış gibi hissettirmek tie someone hand and foot v.
eli ayağı bağlanmış flat on one's back adj.
birine/bir şeye bağlanmış stuck on someone or something adj.
(at/köpek) (bir yere/direğe vb) sıkı sıkıya bağlanmış on a tight leash expr.
eli ayağı bağlanmış the iron entered into someone's soul expr.
Trade/Economic
bağlanmış sermaye invested capital n.
devri yasa veya yönetmelik hükümlerine bağlanmış hisse senedi tied share n.
fiyat endeksine veya başka bir endekse bağlanmış ücret sliding wage scale n.
gayrimenkulle teminata bağlanmış tahviller real estate mortgage bonds n.
indekse bağlanmış tahvil stable value loan n.
indekse bağlanmış tahvil bond tied to an index n.
kocasından sürekli gelir bağlanmış kadın jointress n.
rıhtıma bağlanmış gemi berthed ship n.
senetlere bağlanmış borç funded debt n.
senede bağlanmış kredi documentary credit n.
transfer edilen finansal araç karşılığında teminata bağlanmış borç collaterised borrowing n.
teminata bağlanmış tahvil secured bond n.
takvime bağlanmış ödemeler scheduled payments n.
takvime bağlanmış anapara scheduled principal n.
takvime bağlanmış faiz scheduled interest n.
önceden sözleşmeye bağlanmış precontractual adj.
teminata bağlanmış collateralised adj.
teminata bağlanmış collateralized adj.
Law
daha önce bir mahkeme tarafından karara bağlanmış bir hususun yeniden yargılamaya açılmasının yasaklanması direct estoppel n.
karara bağlanmış dava settled case n.
teminata bağlanmış risk covered risk n.
kocasından ömür boyu gelir bağlanmış kadın jointress n.
kocasından ömür boyu gelir bağlanmış kadın jointuress n.
karara bağlanmış adjudicated adj.
Politics
yargı makamınca karara bağlanmış meselenin gücü force of res judicata n.
Technical
lağımlarda temizlik amaçlı kullanılan, bir ipin ucuna bağlanmış torba demeti badger n.
bağlanmış yük connected load n.
bağlanmış çelik kiriş buckled steel beam n.
kimyasal bağlanmış su chemically bonded water n.
kimyasal bağlanmış su chemically combined water n.
kristal (bağlanmış) su crystallization water n.
seri bağlanmış kapasitörler series capacitances n.
sıcak dengeli basılmış tepkimeyle bağlanmış silis nitrür hot isostatically pressed reaction-bondedsilicon nitride n.
su soğutmalı kısımlara bağlanmış uçları olan sekonder bağlantı kabloları secondary connecting-cables with terminals connected to water cooled lugs n.
rüzgar estiğinde çıngırdayacak şekilde gevşekçe bağlanmış küçük cam veya metal parçaları windbell n.
rüzgar estiğinde çıngırdayacak şekilde gevşekçe bağlanmış küçük cam veya metal parçaları wind chime n.
elektrik akımlarını dönüştürmeye yarayan, mekanik olarak bir veya daha fazla sayıdaki jeneratöre bağlanmış motor motor generator n.
aynı anda birden fazla parçayı çalmak veya kaydetmek için sıkıca birbirine bağlanmış manyetik kayıt kafaları yoke n.
ara kabloların voltajını korumak için seri bağlanmış iki veya daha fazla doğru akım makinesi equalizer set n.
art arda bağlanmış cascaded adj.
birbirine bağlanmış interconnected adj.
devreye parallel bağlanmış shunted adj.
çimento ile bağlanmış cement-bound adj.
kablo ile bağlanmış cord-connected adj.
kimyasal veya mekanik yollarla birbirine bağlanmış bonded together by chemical or mechanical means adj.
mekanik olarak bağlanmış mechanically linked adj.
seri bağlanmış coupled in series adj.
paralel bağlanmış connected in parallel adj.
telle bağlanmış wired adj.
yanlış bağlanmış positioned wrongly adj.
önceden bağlanmış pre-wired adj.
Computer
art arda bağlanmış terimler concatenated terms n.
ole bağlanmış nesne ole linked object n.
şablona bağlanmış biçemler styles linked to template n.
şebekeye bağlanmış wired up adj.
ticari bir elektronik bilgi hizmeti veya internet aracılığıyla bilgisayarı diğer bilgisayarlara veya bilişim ağlarına bağlanmış olan on-line adj.
Informatics
peş peşe bağlanmış devreler tandem networks n.
bileşenleri sonuncusu ilkine bağlanacak şekilde seri olarak bağlanmış ağ topolojisi loop topology n.
seri halinde bağlanmış concatenate adj.
Telecom
çift bağlanmış direkler coupled posts n.
Electric
termoelektrik akım üretip sıcaklığı ölçmede kullanılan, iki ucundan birbirine bağlanmış iki adet metal çubuk veya tel thermoelectric couple n.
kondansatör bağlanmış gerilim transformatörü capacitor-coupled voltage transformer n.
önceden bağlanmış kablolar pre-connected cables n.
birinci devreye çoklu şekilde veya paralel bağlanmış olan transformatör multiple transformer n.
alternatif akım sisteminin kabloları arasındaki voltajı eşitleyecek şekilde bağlanmış reaktör veya transformatör static balancer n.
birbirlerine ayrı ayrı bağlanmış individually interconnected adj.
Mechanic
şafta sıkıca bağlanmış kasnak fast pulley n.
Radio
birbirine paralel olarak bağlanmış bir bobin ve bir kondansatör vasıtasıyla gerçekleştirilen ve elemanların değerine bağlı olarak belirli bir frekansta salınım yapan elektronik devre tank circuit n.
Textile
sıkı kemerle bağlanmış uzun etek dirndl n.
sıkı kemerle bağlanmış uzun etek dirndl skirt n.
dörtlü düğüm ile bağlanmış kravat four-in-hand n.
kalıcı olarak bağlanmış fiyonkla yapılan made-up adj.
Construction
havalandırma, aydınlatma gibi amaçlar için zeminden tünel seviyesine bağlanmış açıklık tunnel pit n.
havalandırma, aydınlatma gibi amaçlar için zeminden tünel seviyesine bağlanmış açıklık tunnel shaft n.
iskelede işcilerin ayaklarını platformun dışında taşıyıp boşluğa düşmesine önleyen dikine bağlanmış tahta lehva toe board n.
önyalıtımlı bağlanmış boru sistemleri preinsulated bonded pipe systems n.
silindirik çubuk demeti şeklinde birbirine bağlanmış yapı elemanı fascine n.
Railway
tren hareket halindeyken posta çantalarını yakalaması için vagona bağlanmış demir çubuk veya benzeri bir araç mail catcher n.
Aeronautic
birbirine bağlanmış eşit sinyal sistemi interlocking equisignal system n.
Marine
bayrak direğine yakın olan zıpkına bağlanmış yelken ipi throat brails n.
gelgit sırasında bir yere bağlanmış tekneleri çekerek yürüten ingiliz işçi tidewaiter n.
(savaş gemisinde) seren direği ucuna bağlanmış düz halat snorter n.
palamarla bağlanmış secure adj.
Medical
glutaraldehit ile çapraz bağlanmış agaroz taşıyıcılar glutaraldehyde cross-linked agarose carriers n.
Anatomy
sinirin sert bir bağ doku tabakası ile birbirine bağlanmış sinir lifi demetlerinden oluşan ana kökü nerve trunk n.
Dentistry
etil silikatla bağlanmış döküm rövetmanları ethyl silicate bonded casting investments n.
Statistics
tek olarak bağlanmış blok tasarımı singly linked block design n.
Chemistry
en az iki metal olmayan iyona koordine kovalent bağ ile bağlanmış bir metal iyonu içeren heterosiklik halka şeklindeki kimyasal bileşik chelate n.
en az iki metal olmayan iyona koordine kovalent bağ ile bağlanmış bir metal iyonu içeren heterosiklik halka şeklindeki kimyasal bileşik chelate compound n.
Agriculture
boyunduruk ile bağlanmış bir çift çeki hayvanı yoke n.
Breeding
düğümlü dizgine bağlanmış ve boğaz kayışı görevi gören kordon theodore n.
düğümlü dizgine bağlanmış ve boğaz kayışı görevi gören kordon fiador n.
Fishery
yapay bir sinek gövdesine bağlanmış tel tag n.
uzun bir çubuğun ucuna bağlanmış ağ ile balık yakalama dip-netting n.
uzun bir çubuğun ucuna bağlanmış ağ ile balık yakalamak dip-net v.
Military
birbirlerine zincir ile bağlanmış iki tam ya da bir tam bir yarım top güllesi chain shot n.
birbirlerine zincir ile bağlanmış ikili top güllesi angel shot n.
Sport
bir direğin ucuna uzun iple bağlanmış top ile oynanan çift kişilik bir oyun tether-ball n.
alüminyum tüpe yerleştirilmiş ve ayakkabıya boru şeklinde desteklerle bağlanmış bir çelik bıçaktan oluşan buz pateni tube n.
alüminyum tüpe yerleştirilmiş ve ayakkabıya boru şeklinde desteklerle bağlanmış bir çelik bıçaktan oluşan buz pateni tubular skate n.
Archaic
halata bağlanmış balık ağıyla balık tutan kimse norseller n.
sıkıca bağlanmış truss adj.
Engineering
(motor veya jeneratör) indüktör sargısı üzerine makinenin kendi kendine çalışması için biri paralel diğeri seri bağlanmış dubleks sargı yerleştirmek compound v.
Entomology
bacakları altta bağlanmış ve kitin gibi bir kılıfla kısmen örtülmüş bir pupa masked pupa n.