Verlauf

tie

Bedeutungen von dem Begriff "tie" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 85 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	tie n.	bağ
2	Common Usage	tie n.	alaka
3	Common Usage	tie n.	ilişki
4	Common Usage	tie n.	bağlantı
5	Common Usage	tie n.	kravat
6	Common Usage	tie v.	bağlamak
General
7	General	tie n.	bağlantı
8	General	tie n.	bant
9	General	tie n.	köstek
10	General	tie n.	kayıt
11	General	tie n.	ayak bağı
12	General	tie n.	bir şeyi başka bir şeye tutturmak için kullanılan nesne
13	General	tie n.	engel
14	General	tie n.	kiriş
15	General	tie n.	lata
16	General	tie n.	eşitlik
17	General	tie n.	oy eşitliği
18	General	tie n.	rabıta
19	General	tie n.	bağlama
20	General	tie n.	düğüm
21	General	tie n.	boyunbağı
22	General	tie n.	bağ
23	General	tie n.	ip
24	General	tie n.	mecburiyet
25	General	tie n.	ahlaki yükümlülük
26	General	tie n.	birleştirici unsur
27	General	tie n.	arka kısmı kurdele ile bağlı peruk
28	General	tie n.	bağlama stili
29	General	tie n.	düğümleme stili
30	General	tie n.	akrabalık bağı
31	General	tie v.	birleştirmek
32	General	tie v.	berabere kalmak
33	General	tie v.	sınırlamak
34	General	tie v.	bağlanmak
35	General	tie v.	raptetmek
36	General	tie v.	evlendirmek
37	General	tie v.	düğümlemek
38	General	tie v.	bağlamak (kravat)
39	General	tie v.	bağlamak (ayakkabının bağını)
40	General	tie v.	ayakkabının bağını bağlamak
41	General	tie v.	bitiştirmek
42	General	tie v.	bitirmek
43	General	tie v.	atmak (düğüm)
44	General	tie v.	yenişememek
45	General	tie v.	köprü olmak
46	General	tie v.	mecbur bırakmak
47	General	tie v.	zorlamak
48	General	tie v.	(bir durum) elini kolunu bağlamak
49	General	tie v.	yükümlülük altına sokmak
Trade/Economic
50	Trade/Economic	tie n.	beraberlik
51	Trade/Economic	tie n.	sayı eşitliği
Technical
52	Technical	tie n.	ölçüm hattındaki iki noktadan konum düzeltici ayrıntı noktasına uzanan iki ölçümden her biri
53	Technical	tie n.	köşebent demiri
54	Technical	tie n.	bağ
55	Technical	tie n.	boyunbağı
56	Technical	tie n.	düğüm
57	Technical	tie n.	gergi
58	Technical	tie n.	kırnap
59	Technical	tie n.	travers
60	Technical	tie v.	bağlamak veya birleştirmek
61	Technical	tie v.	bağlamak
Electric
62	Electric	tie n.	elektrik güç sistemleri arasında iletim sağlayan bağlantı
Textile
63	Textile	tie n.	düğümlü örgü
64	Textile	tie n.	düğümlü ayakkabı bağı
65	Textile	tie n.	ayakkabı bağcığı
66	Textile	tie n.	bağlı kundura
67	Textile	tie n.	boyun bağı
Construction
68	Construction	tie n.	düşey yapı elemanlarında etriye
69	Construction	tie n.	etriye (düşey yapı elemanlarında)
Railway
70	Railway	tie n.	beraberlik
71	Railway	tie n.	demiryolu traversi
72	Railway	tie n.	gergi
73	Railway	tie n.	kenet
74	Railway	tie n.	travers
75	Railway	tie v.	bağlanmak
Marine
76	Marine	tie n.	palanga zinciri
Veterinary
77	Veterinary	tie n.	gelişkin sığırlarda sırt kısmında meydana gelen bir omurga çöküntüsü
Fishery
78	Fishery	tie v.	(olta sapına) tüy gibi parçalar ekleyerek yapay sinek yapmak
Sport
79	Sport	tie n.	önceden berabere kalmış takımların oynadığı belirleyici maç
80	Sport	tie v.	berabere kalmak
81	Sport	tie v.	puan kazanarak (başka takımla) berabere kalmak
Music
82	Music	tie n.	bağlı nota belirten işaret
83	Music	tie v.	notaları birleştirmek
84	Music	tie v.	notaları bağlamak
Archaic
85	Archaic	tie n.	saç örgüsü

Bedeutungen, die der Begriff "tie" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	windsor tie n.	geniş kravat
2	General	tie rod n.	bağlantı çubuğu
3	General	black tie n.	kravat
4	General	blood tie n.	kan bağı
5	General	tie down n.	bağlantı parçası
6	General	white tie n.	smokin ve beyaz papyondan oluşan son derece resmi erkek akşam kıyafeti
7	General	tie clip n.	kravat iğnesi
8	General	black tie n.	smokin
9	General	white tie n.	frak
10	General	tie loosely n.	ilmek
11	General	tie beam n.	kiriş
12	General	tie knots n.	ilmek (halı)
13	General	white tie n.	frakla birlikte takılan beyaz papyon
14	General	black tie n.	siyah papyon kravat
15	General	tie beam n.	kuşak
16	General	white tie n.	beyaz kravat
17	General	bus tie n.	bara bağlantısı (enerji)
18	General	bow tie n.	fiyonk
19	General	tongue tie n.	dil tutulması
20	General	emotional tie n.	duygusal bağ
21	General	bow-tie n.	papyon bağı
22	General	bow-tie n.	papyon
23	General	bow-tie n.	fiyonk bağı
24	General	tie-breaking vote n.	beraberliği bozan oy
25	General	tie-up n.	bağ
26	General	tie-up n.	tıkanıklık
27	General	tie-dyeing n.	batik
28	General	tie-in n.	bağlantı
29	General	tie-breaking vote n.	eşitliği bozan oy
30	General	tie-in n.	rabıta
31	General	tongue-tie n.	dil tutulması
32	General	bow tie n.	papyon kravat
33	General	white tie n.	beyaz papyon
34	General	white tie and tails n.	frak
35	General	white tie and tails n.	kuyruklu ceket
36	General	close tie n.	yakın bağ
37	General	family tie n.	aile bağı
38	General	bow tie n.	papyon
39	General	coat and tie n.	ceket ve kravat
40	General	tie tack n.	kravat iğnesi
41	General	cultural bond/tie n.	kültürel bağ
42	General	club tie n.	kulüp kravatı
43	General	tie clasp n.	kravat iğnesi
44	General	tie slide n.	kravat iğnesi
45	General	tie bar n.	kravat iğnesi
46	General	elastic hair tie n.	lastik toka
47	General	tie neck dress n.	boyundan bağlı elbise
48	General	tie hanger n.	kravatlık
49	General	tie pin n.	yaka iğnesi
50	General	tie pin n.	kıravat iğnesi
51	General	bolo tie n.	kokart
52	General	bolo tie n.	boyna takılan ince ip ve rozetten oluşan kravat
53	General	marital tie n.	evlilik bağı
54	General	tie-down n.	bir şeyi kayışla bağlama
55	General	tie-in n.	gizli bağlantı
56	General	tie-in n.	bilinmeyen ilişki
57	General	tie-up n.	kesinti
58	General	tie-up n.	sekte
59	General	tie-up n.	münasebet
60	General	tie-out n.	postanede dağıtılması için gönderilmek üzere bağlanmış bir grup posta
61	General	tie-tie n.	halat
62	General	tie-tie n.	kordon
63	General	tie-up n.	trafiğin kilitlenmesi
64	General	tie-up n.	işletmenin askıya alınması
65	General	tie-up n.	üretimin durması
66	General	tie-up [obsolete] n.	iplerle başa tutturulan peruk
67	General	black tie n.	(erkekler için) yarı resmi kıyafet kuralı
68	General	white tie and tails n.	erkekler için smokinden oluşan resmi kıyafet
69	General	bow tie n.	fiyonk şeklinde nesne
70	General	old school tie n.	klancılık
71	General	old school tie n.	hizipçilik
72	General	old school tie n.	grupçuluk
73	General	oxford tie n.	oxford ayakkabı
74	General	oxford tie n.	üst bölümde kapalı bağcığı bulunan bir ayakkabı türü
75	General	twist tie n.	poşet teli
76	General	tie on a pile v.	kazığa bağlamak
77	General	tie the knot v.	evlenmek
78	General	tie in bunches v.	demetlemek
79	General	tie up money v.	para bağlamak
80	General	tie someone up v.	birini iple bağlayarak etkisiz hale getirmek
81	General	tie someone down v.	ayak bağı olmak
82	General	tie in to v.	ile bağlantısı olmak
83	General	tie in sheaves v.	demetlemek
84	General	tie down v.	bağlamak
85	General	tie a knot v.	düğüm atmak
86	General	tie in to v.	ile bağlantı kurmak
87	General	tie in v.	ilişki kurmak
88	General	hog tie v.	elini kolunu bağlamak
89	General	tie in with v.	ile bağlantı kurmak
90	General	tie up v.	şarta bağlamak
91	General	tie up v.	kravat bağlamak
92	General	tie in bunches v.	demet yapmak
93	General	tie up v.	ilişki kurmak
94	General	tie up v.	ip bağlamak
95	General	tie shoe laces v.	bağcıklarını bağlamak
96	General	tie in sheaves v.	demet yapmak
97	General	tie somebody's hands v.	elini kolunu bağlamak
98	General	tie in with v.	ile bağlantısı olmak
99	General	tie up v.	bağlanmak
100	General	tie up in a bunch v.	demet yapmak
101	General	tie up v.	bağlamak
102	General	tie up v.	bloke etmek
103	General	tie a tie v.	kravat takmak
104	General	tie in v.	ilişkisi olmak
105	General	tie up v.	sicimle bağlamak
106	General	tie back one's hair v.	saçlarını toplamak
107	General	tie back one's hair v.	saçını toplamak
108	General	tie one's hair up v.	saç toplamak
109	General	tie one's hair up v.	saçını toplamak
110	General	tie hair back v.	saçı arkadan bağlamak
111	General	tie one's hair back v.	saçını arkadan bağlamak
112	General	tie hair v.	saçını bağlamak
113	General	tie hair v.	saç bağlamak
114	General	hog-tie v.	elini kolunu bağlamak
115	General	tie in with v.	-e uymak
116	General	tie in to v.	-e uydurmak
117	General	tie in to v.	-e uymak
118	General	tie in with v.	-e uydurmak
119	General	tie in v.	ile uyuşmak
120	General	tie down v.	özgürlüğünü kısıtlamak
121	General	tie in v.	birbirini tutmak
122	General	tie down v.	ayak bağı olmak
123	General	tongue-tie v.	dili tutulmak
124	General	tie one's money up in v.	para gömmek
125	General	tie one's money up in v.	parayı bağlamak
126	General	tie one's money up in v.	parayı gömmek
127	General	tie one's money up in v.	para bağlamak
128	General	tie up v.	sabitleştirmek
129	General	tie up with v.	ile birleştirmek
130	General	tie shoelace v.	ayakkabı bağlamak
131	General	tie one's hair v.	saçını bağlamak
132	General	tie the nappy v.	bebeğin bezini bağlamak
133	General	tie the nappy v.	bebek bezi bağlamak
134	General	tie someone's hands v.	birinin ellerini bağlamak
135	General	tie someone to the bed v.	birini yatağa bağlamak
136	General	tie someone to a chair v.	birini bir sandalyeye bağlamak
137	General	tie someone to a tree v.	birini bir ağaca bağlamak
138	General	know how to tie a tie v.	kravat bağlamasını bilmek
139	General	tie an animal up with a rope v.	bir hayvanı iple bağlamak
140	General	tie [obsolete] v.	köleleştirmek
141	General	tie [obsolete] v.	tutsak etmek
142	General	tie [obsolete] v.	antlaşma ile resmen bağlamak
143	General	tie [obsolete] v.	antlaşma ile resmen bağlanmak
144	General	ride and tie v.	nöbetleşe çalışmak
145	General	ride and tie v.	biri çalışırken biri dinlenmek
146	General	hog-tie v.	arka ayaklarını ve ön ayaklarını birbirine bağlayarak çaresiz bırakmak (hayvan)
147	General	hog-tie v.	çaresiz bırakmak (birini)
148	General	hog-tie v.	hareketi veya eylemi engellemek
149	General	hog-tie v.	sekte vurmak
150	General	tie-on adj.	asılmış
151	General	tie-on adj.	tutturulmuş
152	General	tie-on adj.	başka şeyin üzerine asılmak veya takılmak üzere tasarlanmış
153	General	black-tie adj.	erkeklerin yarı resmi giymesini gerektiren
154	General	white-tie adj.	erkek konukların resmi kıyafet giymesini gerektiren (etkinlik)
Phrasals
155	Phrasals	tie into v.	enerjik biçimde saldırmak
156	Phrasals	tie up v.	meşgul etmek
157	Phrasals	tie up v.	tıkamak
158	Phrasals	tie up v.	engellemek
159	Phrasals	tie up v.	sekte vurmak, geciktirmek
160	Phrasals	tie up v.	engel olmak
161	Phrasals	tie up v.	durdurmak
162	Phrasals	tie off v.	düğüm atarak tutturmak
163	Phrasals	tie off v.	düğüm atarak bağlamak
164	Phrasals	tie off v.	düğüm atarak sabitlemek
165	Phrasals	tie down v.	dizginlemek
166	Phrasals	tie up v.	mani olmak
167	Phrasals	tie up v.	(parayı) ölü yatırımla ziyan etmek
168	Phrasals	tie down v.	hapsetmek
169	Phrasals	tie down v.	hareket etmesini engellemek
170	Phrasals	tie someone into something v.	birini (bir suçla vb) ilişkilendirmek
171	Phrasals	tie someone to something v.	birini bir yere bağlamak
172	Phrasals	tie something together v.	bir şeyleri birbirine bağlamak
173	Phrasals	tie someone in v.	birini (bir suçla vb) ilişkilendirmek
174	Phrasals	tie up v.	bir şeyi bir kullanıma bağlamak
175	Phrasals	tie up v.	bir şeyi bir kullanıma adamak
176	Phrasals	tie up v.	skoru eşitlemek
177	Phrasals	tie up v.	berabere olmak
178	Phrasals	tie up v.	durumu berabere yapmak
179	Phrasals	tie up v.	doka çekmek
180	Phrasals	tie up v.	iskeleye bağlamak
181	Phrasals	tie up v.	doka çekilmek
182	Phrasals	tie up v.	halatla karaya bağlanmak
183	Phrasals	tie up v.	kıyıya bağlanmak
184	Phrasals	tie up v.	iskeleye bağlanmak
185	Phrasals	tie up v.	sermayeyi bağlamak
186	Phrasals	tie up v.	kaynakları bağlamak
187	Phrasals	tie up v.	para bağlamak
188	Phrasals	tie into v.	-e bağlamak
189	Phrasals	tie into v.	-e düğümlemek
190	Phrasals	tie into v.	-e demirlemek
191	Phrasals	tie into v.	bir şeyi bir şeye bağlamak
192	Phrasals	tie into v.	ile birleştirmek
193	Phrasals	tie into v.	-e bağlanmak
194	Phrasals	tie into v.	ile bağlantılı olmak
195	Phrasals	tie (someone or something) onto (someone or something) v.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye iple) bağlamak
196	Phrasals	tie (something) on (someone or something) v.	(bir şeyi birine/bir şeye) bağlamak
197	Phrasals	tie (something) onto (someone or something) v.	(bir şeyi birine/bir şeye) bağlamak
198	Phrasals	tie back v.	geriye doğru toplamak
199	Phrasals	tie back v.	arkaya doğru itmek/toplamak
200	Phrasals	tie into (something) v.	(bir şeyle) ilintili olmak
201	Phrasals	tie into (something) v.	(bir şeyle) bağlantılı olmak
202	Phrasals	tie into (something) v.	(bir şeyle) ilintilendirmek
203	Phrasals	tie into (something) v.	(bir şeyle) arasında bağlantı kurmak
204	Phrasals	tie on v.	bağlamak
205	Phrasals	tie on v.	düğümlemek
206	Phrasals	tie on v.	üstüne bağlamak
207	Phrasals	tie on v.	tutturmak
208	Phrasals	tie onto v.	-e bağlamak
209	Phrasals	tie onto v.	'-e tutturmak
210	Phrasals	tie over v.	idare etmek
211	Phrasals	tie over v.	bir süre götürmek
212	Phrasals	tie to v.	-e bağlamak
213	Phrasals	tie with (one) (for something) v.	(biriyle bir şeyde) eşitlenmek
Proverb
214	Proverb	trust in Allah, but tie up your camel	eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla
215	Proverb	trust in Allah, but tie up your camel	eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et
216	Proverb	trust in Allah, but tie up your camel	tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
217	Proverb	trust in God, but tie up your camel	eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla
218	Proverb	trust in God, but tie up your camel	eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et
219	Proverb	trust in God, but tie up your camel	tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
220	Proverb	trust in god, but tie up your camel	eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a/tanrı'ya ısmarla
221	Proverb	trust in god, but tie up your camel	eşeğini bağla, sonra allah'a/tanrı'ya emanet et
222	Proverb	trust in god, but tie up your camel	tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
223	Proverb	trust in allah, but tie up your camel	eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla
224	Proverb	trust in allah, but tie up your camel	eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et
225	Proverb	trust in allah, but tie up your camel	tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
Colloquial
226	Colloquial	cable tie n.	cırt
Idioms
227	Idioms	tie-up n.	arapsaçı
228	Idioms	the old school tie n.	okullu/mezun dayanışması
229	Idioms	tie a bow v.	kurdele yapmak
230	Idioms	tie oneself (up) in knots v.	sorunlarla başı dertte olmak
231	Idioms	tie oneself (up) in knots v.	çok üzgün olmak
232	Idioms	tie oneself (up) in knots v.	çok endişeli olmak
233	Idioms	tie someone up in knots v.	çok endişelendirmek
234	Idioms	tie someone up in knots v.	dokuz doğurtmak
235	Idioms	tie oneself up in knots v.	çıkmaza/çözümsüzlüğe düşmek/sürüklenmek
236	Idioms	tie the knot v.	dünya evine girmek
237	Idioms	tie the knot v.	dünya evine girmek
238	Idioms	tie something in a knot v.	düğüm atmak
239	Idioms	tie oneself in knots v.	dokuz doğurmak
240	Idioms	tie the knot v.	evlenmek
241	Idioms	tie up loose ends v.	önceki sorunları halletmek/aradan çıkarmak
242	Idioms	tie someone in knots v.	serseme çevirmek
243	Idioms	tie traffic up v.	trafiği kilitlemek
244	Idioms	tie traffic up v.	trafiği engellemek
245	Idioms	tie traffic up v.	trafiği sıkıştırmak
246	Idioms	tie traffic up v.	trafiğin sıkışmasına neden olmak
247	Idioms	tie the knot v.	(din görevlisi) bir çifti evlendirmek
248	Idioms	tie traffic up v.	yolu kapayarak trafiği sıkıştırmak
249	Idioms	tie the knot v.	(papaz) eşleri evlendirmek
250	Idioms	tie up (some/a few) loose ends v.	bazı eksik kalmış işleri halletmek
251	Idioms	tie up (some/a few) loose ends v.	halledilmesi gereken işlere bakmak
252	Idioms	tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.	(birinin/kendi) aklını karıştırmak
253	Idioms	tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.	(birinin/kendi) zihnini bulandırmak
254	Idioms	tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.	(birinin/kendi) aklını karman çorman etmek
255	Idioms	tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.	(birini/kendini) tedirgin etmek
256	Idioms	tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.	(birini/kendini) çıkmaza sokmak
257	Idioms	tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.	(birini/kendini) alt üst etmek
258	Idioms	tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.	(birinin/kendinin) elini kolunu bağlamak
259	Idioms	tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.	(birini/kendini) eli kolu bağlı bırakmak
260	Idioms	tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v.	(birini/kendini) bir şeyin içinde kaybetmek
261	Idioms	tie someone hand and foot v.	birinin elini ayağını bağlamak
262	Idioms	tie someone hand and foot v.	birini köşeye sıkışmış hissettirmek
263	Idioms	tie someone hand and foot v.	birine eli ayağı bağlanmış gibi hissettirmek
264	Idioms	tie someone hand and foot v.	birine kapana kısılmış gibi hissettirmek
265	Idioms	tie someone hand and foot v.	birini köşeye sıkıştırmak
266	Idioms	tie someone hand and foot v.	birini kapana kıstırmak
267	Idioms	tie (one) (up) in knots v.	(birinin) aklını karıştırmak
268	Idioms	tie (one) (up) in knots v.	(birini) endişelendirmek/kaygılandırmak
269	Idioms	tie (one) (up) in knots v.	(birini) telaşlandırmak
270	Idioms	tie (one) (up) in knots v.	(birini) üzmek
271	Idioms	tie (one) (up) in knots v.	(birini) çıkmaza sokmak
272	Idioms	tie (one) hand and foot v.	(birinin) ellerini ve ayaklarını birbirine bağlamak
273	Idioms	tie (one) hand and foot v.	(birinin) elini ayağını bağlamak
274	Idioms	tie (one) hand and foot v.	(birini) hiçbir şey yapamaz duruma sokmak
275	Idioms	tie (oneself) in knots v.	(kendini) çıkmaza/çözümsüzlüğe sokmak
276	Idioms	tie (oneself) in knots v.	çok endişeli olmak
277	Idioms	tie (oneself) in knots v.	(kendini) üzmek
278	Idioms	tie (oneself) in knots v.	(kendi) elini kolunu bağlamak
279	Idioms	tie (oneself) in knots [uk] v.	(kendi) aklını karıştırmak
280	Idioms	tie (oneself) in knots [uk] v.	(kendi) kafasını karışmak
281	Idioms	tie (oneself) in knots [uk] v.	(kendini) işin içinden çıkamaz hale getirmek
282	Idioms	tie (oneself) into knots v.	(kendini) çıkmaza/çözümsüzlüğe sokmak
283	Idioms	tie (oneself) into knots v.	çok endişeli olmak
284	Idioms	tie (oneself) into knots v.	(kendini) üzmek
285	Idioms	tie (oneself) into knots v.	(kendi) elini kolunu bağlamak
286	Idioms	tie (oneself) into knots [uk] v.	(kendi) aklını karıştırmak
287	Idioms	tie (oneself) into knots [uk] v.	(kendi) kafasını karışmak
288	Idioms	tie (oneself) into knots [uk] v.	(kendini) işin içinden çıkamaz hale getirmek
289	Idioms	tie (someone) in) knots v.	(birinin) aklını karıştırmak
290	Idioms	tie (someone) in) knots v.	(birini) endişelendirmek/kaygılandırmak
291	Idioms	tie (someone) in) knots v.	(birini) telaşlandırmak
292	Idioms	tie (someone) in) knots v.	(birini) üzmek
293	Idioms	tie (someone) in) knots v.	(birini) çıkmaza sokmak
294	Idioms	tie (someone) into knots v.	(birinin) aklını karıştırmak
295	Idioms	tie (someone) into knots v.	(birini) endişelendirmek/kaygılandırmak
296	Idioms	tie (someone) into knots v.	(birini) telaşlandırmak
297	Idioms	tie (someone) into knots v.	(birini) üzmek
298	Idioms	tie (someone) into knots v.	(birini) çıkmaza sokmak
299	Idioms	tie (something) up in a bow v.	(bir şeyi) fiyonk şeklinde bağlamak
300	Idioms	tie (something) up in a bow v.	(bir şeyi) toparlayarak bitirmek
301	Idioms	tie (something) up in a bow v.	(bir şeyi) sonuca bağlamak
302	Idioms	tie (something) up in a bow v.	(bir şeyi) tatmin edici şekilde sonlandırmak
303	Idioms	tie (something) up in a bow v.	(bir şeyi) ucu açık bırakmamak
304	Idioms	tie (something) up in a neat little bow v.	(bir şeyi) güzelce toparlayarak bitirmek
305	Idioms	tie (something) up in a neat little bow v.	(bir şeyi) sonuca bağlamak
306	Idioms	tie (something) up in a neat little bow v.	(bir şeyi) tatmin edici şekilde sonlandırmak
307	Idioms	tie (something) up in a neat little bow v.	(bir şeyi) ucu açık bırakmamak
308	Idioms	tie hands v.	elini kolunu bağlamak
309	Idioms	tie hands v.	ellerini bağlamak
310	Idioms	tie in a knot v.	düğüm atmak
311	Idioms	tie in a knot v.	düğümlemek
312	Idioms	tie in knots v.	serseme çevirmek
313	Idioms	tie in knots v.	dokuz doğurmak
314	Idioms	tie in knots v.	çok endişeli olmak
315	Idioms	tie in knots v.	sorunlarla başı dertte olmak
316	Idioms	tie in knots v.	çok üzgün olmak
317	Idioms	tie into knots v.	aklını karıştırmak
318	Idioms	tie into knots v.	endişelendirmek/kaygılandırmak
319	Idioms	tie into knots v.	telaşlandırmak
320	Idioms	tie into knots v.	üzmek
321	Idioms	tie into knots v.	çıkmaza sokmak
322	Idioms	tie up traffic v.	trafiği kilitlemek
323	Idioms	tie up traffic v.	trafiği engellemek
324	Idioms	tie up traffic v.	trafiği sıkıştırmak
325	Idioms	tie up traffic v.	trafiğin sıkışmasına neden olmak
326	Idioms	tie up traffic v.	yolu kapayarak trafiği sıkıştırmak
327	Idioms	tie yourself in knots v.	dokuz doğurmak
328	Idioms	tie yourself in knots v.	kendi aklını karıştırmak
329	Idioms	tie yourself in knots v.	kendi kendini endişelendirmek/kaygılandırmak
330	Idioms	tie yourself in knots v.	kendini çıkmaza sokmak
331	Idioms	tie yourself up in knots v.	dokuz doğurmak
332	Idioms	tie yourself up in knots v.	kendi aklını karıştırmak
333	Idioms	tie yourself up in knots v.	kendi kendini endişelendirmek/kaygılandırmak
334	Idioms	tie yourself up in knots v.	kendini çıkmaza sokmak
335	Idioms	end in a tie v.	berabere bitmek
336	Idioms	end in a tie v.	beraberlikle sona ermek
337	Idioms	end in a tie v.	beraberlikle sonuçlanmak
338	Idioms	collar-and-tie men adj.	takım elbiseli (işadamları)
339	Idioms	black-tie adj.	resmi giyinmeyi gerektiren
340	Idioms	black-tie adj.	smokin giyilen
341	Idioms	black-tie adj.	resmi kıyafet kodu olan
342	Idioms	in a tie adv.	berabere
343	Idioms	in a tie adv.	beraberlikle
344	Idioms	in a tie adv.	berabere
345	Idioms	can you tie that? [old-fashioned] expr.	buna inanabiliyor musun?
346	Idioms	can you tie that? [old-fashioned] expr.	düşünebiliyor musun?
347	Idioms	can you tie that? [old-fashioned] expr.	bak sen şu işe!
Speaking
348	Speaking	there's a spot on my tie expr.	kravatımda bir leke var
349	Speaking	you got a tie on expr.	sen kravat takmışsın
350	Speaking	is he wearing a bow-tie? expr.	papyon mu takmış?
Trade/Economic
351	Trade/Economic	tie [brit] n.	bira satış noktasının mallarını belirli bir firmadan satın alma yükümlülüğü
352	Trade/Economic	tie-in n.	yalnızca bağlı satış kapsamında bulunan ürün veya satın alma hakkı
353	Trade/Economic	tie-on label n.	asılan etiket
354	Trade/Economic	tie-in sale n.	bağlı satış
355	Trade/Economic	tie in sale n.	bağlı satış
356	Trade/Economic	tie in n.	birşeyin tamamlayıcısı olan
357	Trade/Economic	tie of duty n.	görev mükellefiyeti
358	Trade/Economic	free of tie lease n.	mülk sahibine, kiralanan yada satın alınan işletmede yapılan satıştan hiçbir komisyon ödememeye dayalı kira sözleşmesi
359	Trade/Economic	tie up v.	satışına engel olmak
360	Trade/Economic	tie up v.	satılamaz hale getirmek
361	Trade/Economic	tie up money v.	parayı bloke etmek
362	Trade/Economic	tie-in adj.	alıcının istediği ürünü satın alabilmesi için bir veya daha fazla ürün alması gereken (alışveriş)
363	Trade/Economic	tie-in adj.	birlikte tanıtılan veya satılan iki veya daha fazla ürüne ilişkin
Law
364	Law	beer tie n.	barın sadece tek bir bira fabrikasından bira satın almasını gerektiren dönem
Advertising
365	Advertising	tie-in n.	bir markayı veya ürünü diğerine bağlayan reklam veya tanıtım
366	Advertising	tie-in n.	üreticinin reklamıyla koordine biçimde yapılan perakende reklamı
367	Advertising	tie-in n.	belirli bir konu/durum ile bağlantılı reklam
368	Advertising	tie-in n.	iki veya daha fazla yönüyle bir fikre dikkat çeken reklam
369	Advertising	tie-in n.	iki farklı öğenin tek bir reklamda birleştirilmesi
370	Advertising	tie in v.	konu veya ürünleri birbiriyle ilişkilendirerek reklam yapmak
Technical
371	Technical	tie-out n.	kablo bağlantısı
372	Technical	tie scoring machine n.	iki dairesel testeresi olan taşınabilir elektrikli makine
373	Technical	tie-up n.	düz veya armürlü tezgahta kablo demetlerinin bağlanması
374	Technical	anchor tie n.	ankraj bağlantısı
375	Technical	tie bar bolt n.	barga cıvatası
376	Technical	tie straps n.	bağlantı bantları
377	Technical	tie plate n.	bağlama levhası
378	Technical	tie bar n.	basma kolu
379	Technical	tie piece n.	bağlama parçası
380	Technical	tie down point n.	bağlama noktası
381	Technical	tie bolt n.	bağlama cıvatası
382	Technical	tie-tetrahedron n.	bağlama dörtyüzlüsü
383	Technical	tie-line n.	bağlama çizgisi
384	Technical	tie down diagram n.	bağlama şeması
385	Technical	tie-member n.	bağlantı öğesi
386	Technical	tie rod n.	bağlama çubuğu
387	Technical	tie rod kit n.	bağlantı çubuğu kiti
388	Technical	tie wire n.	bağ teli
389	Technical	tie-triangle n.	bağlama üçgeni
390	Technical	tie link n.	bağlantı parçası
391	Technical	tie bar n.	bağ çubuğu
392	Technical	tie plate n.	bağlantı plakası
393	Technical	tie rod n.	basma çubuğu
394	Technical	tie down n.	bağlama
395	Technical	tie down point pattern n.	bağlama noktası metodu
396	Technical	tie beam n.	bağlantı kirişi
397	Technical	tie bar n.	bağlama çubuğu
398	Technical	tie-rod n.	bağlama çubuğu
399	Technical	cotton tie n.	balya şeridi
400	Technical	tie line n.	bağlantı hattı
401	Technical	peripheral tie n.	boyunduruk
402	Technical	ratchet tie down belt n.	cırcırlı gerdi̇rme kemeri̇
403	Technical	tie rod n.	çekme kolu çubuğu
404	Technical	tie bar n.	çekme çubuğu
405	Technical	tie bar n.	çekme kolu çubuğu
406	Technical	tie spacer n.	çiroz
407	Technical	steel tie rod n.	çelik gergi çubuğu
408	Technical	cross tie n.	çapraz gergi
409	Technical	diagonal tie n.	çapraz bağlantı
410	Technical	edging cross-tie n.	dış takoz
411	Technical	angle tie n.	destek
412	Technical	strut-and-tie model n.	çubuk model yöntemi
413	Technical	tie and die method n.	düğümlü boyama yöntemi
414	Technical	tie rod n.	direksiyon tekerlek sevk çubuğu
415	Technical	tie beam n.	duvar latası
416	Technical	tie rod n.	dişli mil
417	Technical	tie bar n.	direksiyon rotilli kol
418	Technical	cross tie n.	enine yerleştirilen destek kirişi
419	Technical	angle tie n.	eğik destek
420	Technical	galvanized steel tie wire n.	galvanizli çelik tel
421	Technical	tie piece n.	feder (döküm)
422	Technical	tie member n.	gergi elemanı
423	Technical	tie-member n.	gergi çubuğu
424	Technical	angle tie n.	göğüsleme
425	Technical	tie rod n.	gergi çubuğu
426	Technical	tie bar n.	gergi çubuğu
427	Technical	tie-rod n.	gergi çubuğu
428	Technical	tie down belt n.	gerdirme kemeri
429	Technical	peripheral tie n.	hatıl
430	Technical	tie line n.	irtibat hattı
431	Technical	zip tie n.	kablo bağı
432	Technical	cable tie n.	kablo bağı
433	Technical	cable tie n.	kablo kelepçesi
434	Technical	draw gear tie-bolt n.	kılavuz çubuğu
435	Technical	tie-wrap n.	kayış
436	Technical	tie beam n.	kuşak
437	Technical	tie transformer n.	kuplaj transformatörü
438	Technical	critical tie-line n.	kritik bağlama çizgisi
439	Technical	tie transformer n.	kuplaj trafosu
440	Technical	switch tie n.	makas traversi
441	Technical	tie spacer n.	mesafe tutucu demir
442	Technical	buffer spring tie-bolt n.	ön gerilim çubuğu
443	Technical	tie line n.	özel bağlantı numarası
444	Technical	angle tie n.	paraçol
445	Technical	cotton tie n.	pamuk bağı
446	Technical	bow tie n.	papyon
447	Technical	plastic cable tie n.	plastik kelepçe bandı
448	Technical	bolster tie-bar bracket n.	ray açıklık çubuğu suportu
449	Technical	tie rod end n.	rot başı
450	Technical	tie rod end n.	rotbaşı
451	Technical	coil tie point n.	sargı uç bağlantısı
452	Technical	tie line n.	santrallarası hat
453	Technical	tie trunk n.	santrallararası gövdeyol
454	Technical	bolster tie-bar n.	ray açıklık çubuğu
455	Technical	wind tie n.	rüzgar gergisi
456	Technical	tie bar n.	rot çubuğu
457	Technical	tie spacer n.	s-demiri
458	Technical	grid-tie system n.	şebeke bağlantılı sistem
459	Technical	tie wire n.	tel bağ
460	Technical	twist tie n.	torba bağı
461	Technical	tie bolt n.	tespit cıvatası
462	Technical	tie bolt n.	tespit civatası
463	Technical	tie rod n.	tansiyon civatası
464	Technical	tie rod arm n.	uzun rot kolu
465	Technical	tie rod end kit n.	uzun rot kiti
466	Technical	tie rod n.	uzun rot
467	Technical	bale tie n.	saman balyası bağlama teli
468	Technical	bola tie n.	kovboy kravatı
469	Technical	cross tie v.	bağlantılı istif yapmak
Computer
470	Computer	tie line expr.	santrallararası hat
Informatics
471	Informatics	tie line n.	özel bağlantı numarası
Telecom
472	Telecom	tie-line n.	iki veya daha fazla özel şubeyi doğrudan bağlayan telefon hattı
473	Telecom	tie-line network n.	bağlantı hattı şebekesi
474	Telecom	tie line n.	santrallar arası bağlantı hattı
475	Telecom	tandem tie trunk network n.	tandem bağlı trunk şebekesi
Electric
476	Electric	tie conductor n.	elektriksel olarak iki güç sistemini bağlamakta kullanılan iletken
477	Electric	tie-in n.	iki güç sisteminin elektriksel olarak birleştirilmesi
478	Electric	tie line n.	irtibat hattı
479	Electric	tie line n.	özel bağlantı numarası
480	Electric	tie line n.	santrallerarası hat
481	Electric	tie line n.	santrallararası hat
Textile
482	Textile	tie-and-dye n.	batik
483	Textile	tie silk n.	kravat, bluz ve aksesuarlarda kullanılan esnek dokulu ipek kumaş
484	Textile	tie-up n.	koşum kordonlarını jakar tezgahına bağlama yöntemi
485	Textile	tie-dye n.	batik
486	Textile	tie-and-dye method n.	düğümlü boyama yöntemi
487	Textile	tie-rod n.	gergi çubuğu
488	Textile	tie lining n.	kravat astarı
489	Textile	tie fabric n.	kravat kumaşı
490	Textile	bow tie n.	papyon
491	Textile	tie-dye n.	renkli tişört
492	Textile	tie-dye n.	70'lerden sonra yaygınlaşmış giysi süsleme modası
493	Textile	kipper tie n.	parlak renkli ve gösterişli desenleri olan çok geniş bir boyun bağı
494	Textile	old school tie n.	ingiliz özel okullarında takılıp okulun renklerini taşıyan bir boyun bağı
495	Textile	tie-dyed adj.	deseni batik ile yapılmış
496	Textile	tie-on waist adj.	belden bağlamalı
Construction
497	Construction	chain tie n.	bir dizi bağlı demir çubuktan oluşan bağlantı
498	Construction	concrete tie n.	beton gergi
499	Construction	concrete tie n.	beton bağlantı
500	Construction	main tie n.	bırakma kirişi