eşitlik - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

eşitlik



Bedeutungen von dem Begriff "eşitlik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
eşitlik equality n.
General
eşitlik egalitarianism n.
eşitlik equalization n.
eşitlik equivalent n.
eşitlik tie n.
eşitlik evenness n.
eşitlik impartiality and openness n.
eşitlik equity n.
eşitlik equality n.
eşitlik equivalence n.
eşitlik egalite n.
eşitlik parity n.
eşitlik equation n.
eşitlik equalisation n.
eşitlik equitability n.
eşitlik equalness n.
eşitlik evenhand n.
eşitlik omniparity n.
eşitlik owelty n.
eşitlik counterpoise n.
eşitlik square [obsolete] n.
Idioms
eşitlik even-steven n.
Trade/Economic
eşitlik parity n.
eşitlik balance n.
eşitlik par n.
Law
eşitlik equality n.
Politics
eşitlik equilibrium n.
Technical
eşitlik equation n.
Math
eşitlik equilibrium n.
Linguistics
eşitlik fairness n.
Abbreviation
eşitlik equal n.

Bedeutungen, die der Begriff "eşitlik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 129 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
eşitlik teorisi equality theory n.
hukukta eşitlik equality before the law n.
erişim ve eşitlik access and equity n.
eşitlik teorisi equity theory n.
tam eşitlik parity n.
eşitlik yanlısı kimse equalitarian n.
cinsel eşitlik sexual equality n.
sosyal eşitlik social equity n.
mantık eşitlik üreteci logic equation generator n.
eşitlik kısıtı equality constraint n.
eşitlik denetimi parity check n.
eşitlik anlayışı sense of equity n.
eşitlik anlayışı sense of fairness n.
rütbe itibarıyla eşitlik parage n.
eşitlik (hak açısından) rivality n.
biçimsel eşitlik formal equality n.
eşitlik ilkeleri principles of equity n.
yatay eşitlik denkleştirmesi horizontal equity equalisation n.
her alanda eşitlik omniparity n.
eşitlik destekçisi symmetrician n.
eşitlik destekçisi symmetrist n.
kep (kişisel eşitlik planı) pep n.
eşitlik sağlamak equalize v.
eşitlik sağlamak equalise v.
eşitlik bilincine sahip equality-minded adj.
eşitlik bilincine sahip equality-minded adj.
eşitlik yoluyla equationally adv.
eşitlik belirten bir bağlaç or conj.
Idioms
eşitlik ilan etmek call it a draw v.
eşitlik ilan etmek call it a wash v.
eşitlik ilan etmek all it even v.
eşitlik sağlamak even up v.
iki taraf arasında eşitlik var honours are even expr.
eşitlik var honours are even expr.
eşitlik olsun let's call it a draw expr.
eşitlik olsun let's call it a wash expr.
Trade/Economic
dikey eşitlik vertical equity n.
eşitlik ve etkinlik arasında denge equality vs. efficiency tradeoff n.
eşitlik prensibi maxim of equity n.
ekonomik eşitlik economic equality n.
içsel eşitlik internal equity n.
nesiller arası eşitlik intergenerational equity n.
ortakları eşitlik ilkesi üzerinde birleştiren niyet affectio societatis n.
özveride eşitlik ilkesi principle of equal sacrifice n.
yatay eşitlik horizontal equity n.
yapısal eşitlik modellemesi structural equation modeling n.
Law
hak talebi, tahvil vb. anlaşmazlık konusunun eşitlik gerekçesiyle adli düzenlemesi chancery [obsolete] n.
hukuk önünde eşitlik equality before the law n.
kanunlar önünde eşitlik legal egalitarianism n.
kanun önünde eşitlik legal egalitarianism n.
kanun önünde eşitlik equality under the law n.
kanun önünde eşitlik ilkesi the equal protection of law n.
kanunlar önünde eşitlik equality under the law n.
kanunlar önünde eşitlik equality before the law n.
kanun önünde eşitlik equality before the law n.
yasalar önünde eşitlik equality under the law n.
yasa önünde eşitlik equality before the law n.
yasalar önünde eşitlik legal egalitarianism n.
yasa önünde eşitlik legal egalitarianism n.
yasa önünde eşitlik equality under the law n.
yasalar önünde eşitlik equality before the law n.
Politics
eşitlik prensipleri equitable principles n.
hak ve eşitlik partisi justice and equality party n.
hak ve eşitlik partisi (hepar) rights and equality party n.
ırksal eşitlik racial equality n.
sosyal eşitlik social equality n.
toplumsal eşitlik social equality n.
sosyal ve siyasi eşitlik egalite n.
eşitlik ve insan hakları komisyonu equality and human rights commission n.
özgürlük, eşitlik, kardeşlik liberté, égalité, fraternité n.
eşitlik karşıtı antiegalitarian adj.
eşitlik taraftarı equalitarian adj.
ırksal eşitlik komisyonu cre (commission for racial equality) abrev.
ırksal eşitlik kongresi core (congress of racial equality) abrev.
Institutes
ırksal eşitlik kongresi congress of racial equality n.
ırksal eşitlik kongresi core (congress of racial equality) abrev.
Technical
basit eşitlik simple equation n.
bir maddenin basınç hacim ve sıcaklığı arasındaki ilişkiyi gösteren bir eşitlik equation of state n.
cebirsel eşitlik algebraic equation n.
diferansiyel eşitlik dilferantial equation n.
dördüncü dereceden eşitlik biquadratic equation n.
elektrokimyasal eşitlik thermochemical equation n.
entegrasyonu yapılan eşitlik integrand n.
eşitlik biti parity bit n.
eşitlik işlemi equivalence operation n.
eşitlik birimi equality unit n.
eşitlik testi parity check n.
kısmi diferansiyel eşitlik partial differential equation n.
mantık/eşitlik üreteci logic/equation generator n.
ölçüde eşitlik isometry n.
üçüncü dereceden eşitlik cubic equation n.
Computer
eşitlik biti parity bit n.
eşitlik belgesi accreditation n.
eşitlik kısıtı equality constraint n.
eşitlik işlemi equivalence operation n.
eşitlik birimi equality unit n.
mantık/eşitlik üreteci logic/equation generator n.
stackelberg eşitlik stratejisi stackelberg equilibrium strategy n.
Informatics
eşitlik biti parity n.
Electric
eşitlik kontrolü parity check n.
eşitlik biti parity bit n.
eşitlik basamağı parity digit n.
Marine
iki eşitlik modeli two-equation model n.
temel eşitlik basic equation n.
tek eşitlik modeli one-equation model n.
temel eşitlik fundamental equation n.
Medical
sağlıkta hakkaniyet/eşitlik health equity n.
Psychology
öznel eşitlik noktası point of subjective equality n.
Food Engineering
ikinci derece eşitlik quadratic equation n.
Math
eşitlik bağıntısı equality relation n.
türdeş eşitlik homogenous equation n.
Biochemistry
dengelenmiş eşitlik balanced equation n.
Marine Biology
dengeli eşitlik balanced equation n.
Social Sciences
siyasi, sosyal veya ekonomik eşitlik democracy n.
siyasi, sosyal veya ekonomik eşitlik democracy n.
Linguistics
eşitlik eki equative n.
eşitlik derecesi equative n.
sıfatlarda eşitlik equality in adjectives n.
zarflarda eşitlik equality in adverbs n.
karşılaştırma, eşitlik veya aynılık belirten bir işlevsel sözcük with prep.
Religious
eşitlik göstergesi olarak kast ve inanç gözetmeksizin herkese sunulan yemek langar n.
Philosophy
eşitlik ilkesi principle of equality n.
Military
nükleer eşitlik nuclear parity n.
Sport
eşitlik durumunda kazananın penaltı vuruşlarıyla belirlenmesi penalty shoot-out n.
Football
skora eşitlik getirmek make the score even v.
Tennis
eşitlik bozma seti tie-break n.
Latin
diğer hususlarda eşitlik halinde ceteris paribus expr.
Archaic
başkası ile eşitlik talep etmek mate v.
Star Wars
eşitlik bahçesi garden of equality n.