kordon - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kordon



Bedeutungen von dem Begriff "kordon" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 44 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kordon cordon n.
kordon cord n.
General
kordon string n.
kordon piping n.
kordon esplanade n.
kordon strand n.
kordon cable n.
kordon braid n.
kordon lanyard n.
kordon lace n.
kordon promenade n.
kordon cordon n.
kordon cord n.
kordon ribbon n.
kordon flex n.
kordon tie-tie n.
kordon laniard n.
kordon ligature n.
Technical
kordon thread n.
kordon lap n.
kordon pull cord n.
Textile
kordon drawcord n.
kordon cord n.
Architecture
kordon reglet n.
kordon bilection n.
kordon bolection n.
Construction
kordon flexible cord n.
kordon molding n.
kordon stringcourse n.
kordon moulding n.
Automotive
kordon cord n.
Marine
kordon waterfront n.
Anatomy
kordon chord n.
kordon chorda n.
Physics
kordon loop n.
Botanic
kordon funicle n.
kordon funiculus n.
Military
kordon aglet n.
kordon aiglet n.
kordon aiguilette n.
kordon aiguillette n.
kordon aigulet n.
kordon aiguillette n.
Archaic
kordon point n.

Bedeutungen, die der Begriff "kordon" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 119 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kordon görevli veya araçlardan oluşan dizi cordon n.
dış kordon outer cordon n.
gemilerde kullanılan düz örülmüş kordon sennit n.
askeri kordon cordon n.
benekli kordon/şerit speckled band n.
kordon şeridi cordon tape n.
özellikle erkek izcilerin taktığı örgülü deri kordon boondoggle n.
uçurtmanın ipine bağlanan kordon sistemi bridle n.
geniş bir kurdeleden oluşan, yüksek rütbe gösteren bir kordon grand cordon n.
çevreleyen kordon, bant veya kemer cinch n.
çekirdek kordon core n.
kordon altına almak cordon v.
kordon altına almak cordon off v.
kordon altına almak cordon something off v.
(teknede halatı, halkalı cıvatayı veya direği) kısa bir kordon parçasıyla örtmek graft v.
kordon altına alınmış cordoned adj.
Idioms
kordon altında almak rope in v.
kordon altında almak cordon off v.
kordon altında almak rope off v.
Technical
bükülmüş kordon torsade n.
esnek kordon bungee cord n.
elastik kordon elastic cord n.
eşdeğer sentetik elastomer kılıflı kordon equivalent synthetic elastomer-sheathed cord n.
elastik kordon bungee cord n.
esnek kordon bungee rope n.
elastik kordon bungee rope n.
kordon makinesi trimming machine n.
kordon çekme kalıbı beading die n.
kordon alanı knurls n.
kordon devresi cord circuit n.
kordon patlatıcı cord-detonator n.
kordon çekme merdanesi beading roll n.
kordon makinesi roll flanger n.
kordon takımı cord set n.
kordon çıta bolection molding n.
kordon kaynağı bead weld n.
sırmalı kordon aguillette n.
sırma kordon gold braid n.
kordon kasnağı rigger n.
kordon gibi cordlike adj.
Computer
kordon devresi cord circuit n.
Telecom
çift kordon twin cord n.
Electric
esnek kordon boyunca takılı anahtar through switch n.
bükülgen kordon flexible cord n.
esnek kordon flexible cord n.
fermuar kordon zip cord n.
kordon anahtarı cord switch n.
kordon takımı cordon set n.
yassı kordon flat cord n.
zip kordon zip cord n.
bükülgen bir kordon ve bir fiş ile elektrik besleme sistemine bağlanması amaçlanan intended to be connected to electric supply by a flexible cord and a plug adj.
Mechanic
kordon makinesi trimming machine n.
kordon kasnağı band pulley n.
Textile
ipek, pamuk ya da yünden elde edilen kadifemsi iplik ya da kordon chenille n.
burma kordon torsade n.
kadife kordon chenille n.
kordon   sliver n.
üniformaları süslemek için kullanılan, altın veya gümüş iple kaplı kordon bullion n.
harç yapımında kullanılan dar ve düz örgü veya kordon guimpe n.
Architecture
kordon çıta bilection n.
kordon çıta bolection n.
Construction
bükülebilir kordon flexible cord n.
esnek kordon flexible cord n.
kordon ve halat hazırlama makinesi cordon and rope prepare machine n.
kordon makinesi cordon machine n.
kordon tel flexible wire n.
kordon hattı boyunca cordwise adj.
Furniture
esasen sandalye yapımında kullanılan deri kayış veya kordon riempie [south africa] n.
Automotive
kordon çekme beading n.
kordon makinesi beading machine n.
Aeronautic
kordon kaynak bead n.
kordon makinesi trimmer n.
kordon şeritlerinin kumaş yüzeyine yapıştırılabilmesi için açıldığı bir düzenleme crow's-foot n.
Marine
çapayı yükseltmek için halat kablosunu geçici olarak sabitlemeye yarayan kordon nipper n.
kordon bölgesine geçiş yapabilme accessibility to water front n.
kordon gelişimi waterfront development n.
kordon alanı waterfront area n.
kordon tesisleri waterfront facilities n.
kordon sanayi alanı waterfront industry area n.
kordon yeşillik zonu waterfront greenery zone n.
ölçümde kullanılan tel veya kordon lead line n.
Medical
fetal kordon kanı karyotip incelemesi cordocentesis n.
fetal kordon kanı karyotip incelemesi umbilical cord blood sampling n.
göbek kordon kanı umbilical cord blood n.
kordon kanında eritropoetin düzeyleri cord blood erythropoietin levels n.
kordon kanı umbilical cord blood n.
kordon kanında eritropoetin cord blood erythropoietin levels n.
kordon kanı cord blood n.
kordon prolapsusu cord prolapsus n.
yenidoğanlarının kordon kanında eritropoetin düzeyleri cord blood erythropoietin levels of neonates n.
Anatomy
sempatik kordon sympathetic cord n.
fetüste gelişen, her iki cinsiyette ürogenital pasajları oluşturan bir kordon genital cord n.
uzun kordon chord n.
kordon şeklindeki oluşum chorda n.
anatomik kordon anlamına gelen bir ön ek chord- pref.
uzun kordon anlamına gelen bir ön ek chord- pref.
anatomik kordon anlamına gelen bir ön ek chordo- pref.
uzun kordon anlamına gelen bir ön ek chordo- pref.
Pathology
kordon iltihabı chorditis n.
spermatik kordon iltihabı corditis n.
Botanic
yeni zelanda keteninin kordon, sicim ve paspas yapımında kullanılan güçlü lifi new zealand flax n.
eskiden kordon yapımında kullanılan sert lif veren bir kuzey amerika kenevirotu amyroot (apocynum cannabinum) n.
tohumun üzerindeki kordon bağlantı yerinin belirtisi olan iz hile n.
kordon otu prairie cordgrass n.
kordon otu spartina pectinata n.
kordon otu freshwater cordgrass n.
kordon otu slough grass n.
kordon otu spartina pectinmata n.
Breeding
düğümlü dizgine bağlanmış ve boğaz kayışı görevi gören kordon theodore n.
düğümlü dizgine bağlanmış ve boğaz kayışı görevi gören kordon fiador n.
Military
kordon (üniformaya takılan) braid n.
askeri üniformanın omuz bölgesine takılan kordon fourragère n.
Art
üniformaları süslemek için kullanılan altın veya gümüş iple kaplı kordon bullion fringe n.
Archaic
balık ağına halat bağlamak için kullanılan bant veya kordon norsel n.
(teknede halatı, halkalı cıvatayı veya direği) kısa kordon parçasıyla örtmek graff v.
düğümlü kordon gibi aralıklı şişkinlikleri olan tortulous adj.
Slang
askeri üniforma ve şapkalarda kordon scrambled egg n.
Star Wars
kordon-sınıfı cord-class n.
kordon-sınıfı yıldız savaşçısı cord-class starfighter n.