|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
bağlı olan şirket (başka bir şirkete) |
affiliate n.
|
|
General |
|
2 |
General |
dinine çok bağlı olan kimse |
devotee n.
|
|
3 |
General |
kurallara aşırı derecede bağlı olan amir |
martinet n.
|
|
4 |
General |
bir katedrale bağlı olan papaz |
canon n.
|
|
5 |
General |
çekülün ucuna bağlı olan kurşun |
plummet n.
|
|
6 |
General |
çekülün ucuna bağlı olan kurşun |
plumb n.
|
|
7 |
General |
bağlı yüksekokulları olan üniversite |
collegiate n.
|
|
8 |
General |
çekülün ucuna bağlı olan kurşun |
plumb bob n.
|
|
9 |
General |
bir direğin ucuna uzun bir iple bağlı olan bir top ile oynanan çift kişilik bir oyun |
tetherball n.
|
|
10 |
General |
kendi görüşlerine sıkı sıkıya bağlı olan |
hardliner n.
|
|
11 |
General |
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan kimse |
opinionist n.
|
|
12 |
General |
kiliseye çok bağlı olan |
churchy n.
|
|
13 |
General |
dar görüşlü, orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olan kendini beğenmiş kimse |
babbitt n.
|
|
14 |
General |
ortak bir yan duvar ile başka eve bağlı olan çok katlı aile evi |
town house n.
|
|
|
15 |
General |
başkasına bağlı olan mal sahibi |
underpossessor n.
|
|
16 |
General |
(bir şeye) kendisinden üstün birine bağlı olarak sahip olan kimse |
underpossessor n.
|
|
17 |
General |
(eskiden) bağlı bulunduğu şirketin üniformasını giyme ve diğer imtiyazlardan yararlanma hakkına sahip olan özgür erkek |
liveryman n.
|
|
18 |
General |
teamüle bağlı olan kimse |
observer n.
|
|
19 |
General |
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan kimse |
opinionatist n.
|
|
20 |
General |
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası |
common at large n.
|
|
21 |
General |
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası |
common in gross n.
|
|
22 |
General |
daha büyük veya önemli bir şeye bağlı olan şey |
incident n.
|
|
23 |
General |
birbirine bağlı olan unsurlardan oluşan dizi |
concatenation n.
|
|
24 |
General |
genellikle bir köşke bağlı olan keyifli dinlenme odası |
plesance n.
|
|
25 |
General |
bağlı olan gözlerini açmak |
unblindfold v.
|
|
26 |
General |
kanun yerine birinin kararına bağlı olan |
arbitrary adj.
|
|
27 |
General |
yanlış bir fikre inatla bağlı olan |
wrongheaded adj.
|
|
28 |
General |
güneş merkezine bağlı olan |
heliocentric adj.
|
|
29 |
General |
birbirine bağlı olan |
interdependent adj.
|
|
30 |
General |
bazı protestan ilkelere aşırı bağlı olan |
evangelical adj.
|
|
31 |
General |
tek nedene bağlı olan |
monocausal adj.
|
|
32 |
General |
kan bağı ile bağlı olan |
consanguineous adj.
|
|
33 |
General |
toprağa bağlı olan |
earthbound adj.
|
|
34 |
General |
dünyaya bağlı olan |
earthbound adj.
|
|
|
35 |
General |
serbestçe sallanabilmesi için ipçiğe bağlı olan (başçık) |
versatile adj.
|
|
36 |
General |
hastalık nedeniyle (bir yere) bağlı olan |
homebound adj.
|
|
37 |
General |
gerçekliğin parçası olarak gözlemciye bağlı var olan |
objective adj.
|
|
38 |
General |
paralel bağlı birden fazla kablosu olan (devre) |
multiple adj.
|
|
39 |
General |
fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan |
opinionated [obsolete] adj.
|
|
40 |
General |
fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan |
opinioned adj.
|
|
41 |
General |
kan bağı ile bağlı olan |
consanguine adj.
|
|
42 |
General |
bir şeye bağlı olan |
dispositive adj.
|
|
43 |
General |
(tesis veya makine sahibi tarafından) özel talebe bağlı olan |
custom adj.
|
|
44 |
General |
bir noktaya bağlı yaprakçıkları olan |
palm-shaped adj.
|
|
45 |
General |
bir şeyin kendisine bağlı olan |
internal adj.
|
|
46 |
General |
(siyasi bir amaca) bağlı olan |
involved adj.
|
|
47 |
General |
bir şeye bağlı olan |
satellite adj.
|
|
48 |
General |
bir şeye bağlı olan |
satellitic adj.
|
|
49 |
General |
kabul görmüş veya geleneksel inanca bağlı olan |
orthodox adj.
|
|
50 |
General |
erken ekümenik öğretilerde belirtilen hristiyan inancına bağlı olan |
orthodox adj.
|
|
51 |
General |
bir veya daha fazla bağlı kuruluşun sermaye çoğunluğuna sahip olan (şirket, girişim) |
parent adj.
|
|
52 |
General |
(bir nitelik) bir şeye ait diğer niteliklere bağlı olan |
supervenient adj.
|
|
53 |
General |
semptoma bağlı olan |
symptotic adj.
|
|
54 |
General |
bağlı yüksekokulları olan |
collegiate adj.
|
|
Trade/Economic |
|
55 |
Trade/Economic |
ana para ödemeleri başka bir menkul değerin fiyatına bağlı olan tahviller |
bull-bear bonds n.
|
|
56 |
Trade/Economic |
fiyatı indekse bağlı olan vadeli işlem sözleşmesi |
index futures n.
|
|
57 |
Trade/Economic |
faaliyetleri mevsime bağlı olan müşterilere sunulan kredilerin genişletilmesi |
season dating n.
|
|
58 |
Trade/Economic |
para birimleri ingiltere'ninkine bağlı olan ve aralarında olağan kur kontrollerinin işlemediği ülkeler için kullanılan eski terim |
sterling area n.
|
|
59 |
Trade/Economic |
marjinalizmin teorisine bağlı olan kimse |
marginalist n.
|
|
Law |
|
60 |
Law |
eskiden ingitere'de, kiracının iki yıl olan kullanım hakkını aşması durumunda, toprağı geri almak için yasaya bağlı olarak verilen resmi yazılı emir |
cessavit [obsolete] n.
|
|
61 |
Law |
eski roma'da hukuksal olarak toprağa bağlı olan ancak alınıp satılamayan bir tür köle-köylü |
colonate n.
|
|
62 |
Law |
sebebe bağlı olan ve olmayan işlemler |
causal and non-causal transactions n.
|
|
63 |
Law |
teslimi bir şarta bağlı olan rehin |
dead pledge n.
|
|
64 |
Law |
taşınmaza bağlı olan şey |
immoveable n.
|
|
65 |
Law |
başkalarının onayına bağlı olan |
ad referendum adj.
|
|
66 |
Law |
şahsa bağlı olmayıp herkese karşı geçerli olan (hak) |
real adj.
|
|
67 |
Law |
belirli bir olayın etkisine bağlı olan |
contingent adj.
|
|
Politics |
|
68 |
Politics |
nazizmin politikalarına bağlı veya savunucusu olan kimse |
nazi n.
|
|
69 |
Politics |
(oyun pusulaya delik açılarak verildiği oy sisteminde) oy pusulasına üç köşesinden bağlı olan oy |
tri-chad n.
|
|
70 |
Politics |
kendisi de soylu olup kraliyete bağlı olan erkek |
gentleman-in-waiting n.
|
|
71 |
Politics |
kurumun resmi çizgisine bağlı olan |
on-air adj.
|
|
Insurance |
|
72 |
Insurance |
sosyal sigortalar yasasına bağlı olan işçilerin ve bunları çalıştıran işverenlerin sosyal sigortalar kurumuna ödemek zorunda oldukları ücretin belli bir yüzdesiyle belirlenen paraya verilen isim |
premium n.
|
|
Technical |
|
73 |
Technical |
bir su kaynağına sürekli bağlı olan |
permanently connected to a water supply n.
|
|
74 |
Technical |
motor piston çubuğuna bağlı olan ve krank miline güç iletmek için kullanılan salınımlı kol |
beam n.
|
|
|
75 |
Technical |
bir veya daha fazla antene bağlı olan döndürülebilir sekonder sargılı ortak indüktör |
goniometer n.
|
|
76 |
Technical |
lif dağıtım veri arayüzü yerel ağının her iki halkasına da bağlı olan istasyon |
das n.
|
|
77 |
Technical |
çalışması belirli şekillerdeki kanallarda akan bir akışkanın yaptığı basınca ve akışa bağlı olan (cihaz) |
fluidic n.
|
|
78 |
Technical |
kodlamasının tümü veya bir kısmı ile bağlı olan üniteleri teçhiz eden (bilgisayar ağı) |
online adj.
|
|
79 |
Technical |
kodlamasının tümü veya bir kısmı ile bağlı olan üniteleri teçhiz eden (bilgisayar ağı) |
on-line adj.
|
|
Computer |
|
80 |
Computer |
bağlı olan postscript yazıcı |
postscript printer on n.
|
|
81 |
Computer |
bağlı olan kullanıcılar |
connected users n.
|
|
82 |
Computer |
ana web sitesine bağlı olan birden fazla web sayfasından oluşan, genellikle seçim ve anketler gibi interaktif içerik barındıran internet sitesi |
macrosite n.
|
|
83 |
Computer |
yetkili kullanıcıların sistem yazılımına erişebilmesi için pbx'in bakım bağlantı noktasına veya tuşlu/anahtarlı telefon sistemine bağlı olan kişiye özel bilgisayar veya diğer veri uçbirimlerine verilen ad |
mat n.
|
|
Television |
|
84 |
Television |
anteni yıldırım çarpmasından korumak için topraklama teline bağlı olan kıvılcım atlama aralığı |
lightning arrestor n.
|
|
Radio |
|
85 |
Radio |
kapalı salınım devresine elektriksel olarak bir noktadan bağlı olan topraklanmış anten |
direct-coupled antenna n.
|
|
Architecture |
|
86 |
Architecture |
başka binanın duvarıyla bağlı olan |
attached adj.
|
|
Construction |
|
87 |
Construction |
konik olan bir ucu lağıma bağlı kanalizasyon borusu |
slant n.
|
|
Marine |
|
88 |
Marine |
diğer gemileri çeken vapur tarafından taşınan, çekilen gemi sayısına bağlı olarak iki veya daha fazla olan beyaz ışık |
towing light n.
|
|
89 |
Marine |
cankurtaranların kullandığı, halata bağlı çapa benzeri bir ucu olan roket |
anchor rocket n.
|
|
90 |
Marine |
gemi direği ve altabaso yakasına bağlı iki kolu olan yelkenli bumbası |
wishbone boom n.
|
|
91 |
Marine |
bağlı olan parçalarını çözmek |
loose v.
|
|
92 |
Marine |
ana yelkene veya grandi direğine bağlı olan |
main adj.
|
|
Medical |
|
93 |
Medical |
mukopolisakarit metabolizmasındaki bozukluklara bağlı olan ve az görülen kalıtsal bir yüz bozukluğu hastalığı |
gargoylism n.
|
|
94 |
Medical |
hipostaza bağlı olan |
hypostatic adj.
|
|
95 |
Medical |
plevraya bağlı akciğerleri olan |
lung-grown adj.
|
|
96 |
Medical |
müsin oluşumuna bağlı olan |
mucigenous adj.
|
|
Anatomy |
|
97 |
Anatomy |
kör bağırsağa bağlı olan karın zarı kıvrımı |
mesocaecum n.
|
|
98 |
Anatomy |
(kafatası) hyomandibüler kemiğe bağlı alt çenesi olan |
hyostylic adj.
|
|
Physiology |
|
99 |
Physiology |
vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı |
cell-mediated immune response n.
|
|
100 |
Physiology |
vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı |
cellular immune response n.
|
|
Parasitology |
|
101 |
Parasitology |
çoğunlukla konak canlının hücrelerine bağlı olan, besin emme evresine ulaşmış çengelli parazit |
cephalin n.
|
|
Logic |
|
102 |
Logic |
doğruluğu önermelerin arasındaki ilişkiye bağlı olan önerme |
entailment n.
|
|
103 |
Logic |
başka önermeye bağlı olan önerme |
incident proposition n.
|
|
104 |
Logic |
başka bir önermeye ikisinden biri doğru olduğunda diğeri kesinlikle yanlış olacak şekilde bağlı olan önerme |
contradictory n.
|
|
Physics |
|
105 |
Physics |
ölçülecek miktarla ilgili harekete neden olan kısa bir akıma bağlı |
ballistic adj.
|
|
Chemistry |
|
106 |
Chemistry |
alfa pozisyonuna bağlı bir hidroksil grubu olan karboksilik asitler |
alpha hydroxy acid (aha) n.
|
|
107 |
Chemistry |
molekül başına içerdiği iki oksijen atomu başka bir elementin tek atomuna bağlı olan oksit |
dioxide n.
|
|
108 |
Chemistry |
dört farklı atomu veya ona bağlı yapısal grubu olan bir karbon atomuna ait veya ilgili |
asymmetric adj.
|
|
109 |
Chemistry |
dört farklı atomu veya ona bağlı yapısal grubu olan bir karbon atomuna ait veya ilgili |
asymmetrical adj.
|
|
110 |
Chemistry |
moleküllerle bağlı olan |
molecular adj.
|
|
111 |
Chemistry |
(amin) bir nitrojen atomuna bağlı sadece iki organik grubu olan |
secondary adj.
|
|
112 |
Chemistry |
(bir madde) iyonik bağlı kristali olan |
polar adj.
|
|
Biochemistry |
|
113 |
Biochemistry |
(metabolik süreç) fizyolojik ihtiyaca bağlı olmaksızın sabit hızda olan |
constitutively adv.
|
|
Marine Biology |
|
114 |
Marine Biology |
acanthoptherygi familyasına bağlı olan bir balık türü |
acanthopterygian n.
|
|
115 |
Marine Biology |
skapular kavisi baş iskeleti yerine omurgaya bağlı olan yılanbalığı benzeri balıkları içeren bir takım |
opisthomi n.
|
|
116 |
Marine Biology |
amerika'ya özgü fulgur cinsi bazı deniz karındanbacaklılarının birbirine bağlı olan büyük yumurta kapsülü dizisi |
ruffle n.
|
|
Astronomy |
|
117 |
Astronomy |
bir gökcisminin yerçekimsel olarak bağlı olduğu noktaya olan en büyük ve en küçük uzaklığının ortalaması |
mean distance n.
|
|
Botanic |
|
118 |
Botanic |
gençken gri olup yaşlıyken siyah renkte olan, çukurlu ve üreyebilen gövdesine bağlı sapı ve ufak bir şapkası bulunan bir mantar |
narrowhead morel (morchella conica) n.
|
|
119 |
Botanic |
gençken gri olup yaşlıyken siyah renkte olan, çukurlu ve üreyebilen gövdesine bağlı sapı ve ufak bir şapkası bulunan bir mantar |
morchella angusticeps n.
|
|
120 |
Botanic |
gençken gri olup yaşlıyken siyah renkte olan, çukurlu ve üreyebilen gövdesine bağlı sapı ve ufak bir şapkası bulunan bir mantar |
black morel n.
|
|
121 |
Botanic |
gençken gri olup yaşlıyken siyah renkte olan, çukurlu ve üreyebilen gövdesine bağlı sapı ve ufak bir şapkası bulunan bir mantar |
conic morel n.
|
|
122 |
Botanic |
ercikleri üç lifdemeti ile bağlı olan |
triadelphous adj.
|
|
123 |
Botanic |
tüm çiçek bölümleri bağlı olan |
epigynous adj.
|
|
124 |
Botanic |
rüzgarda hareket etmesi için ipçiğe bağlı olan (başçık) |
versatile adj.
|
|
Fishery |
|
125 |
Fishery |
(olta balıkçılığında) yalnızca alt kısmı oltaya bağlı olan olta mantarı |
waggler n.
|
|
Literature |
|
126 |
Literature |
birliğe bağlı olan |
unital adj.
|
|
Linguistics |
|
127 |
Linguistics |
vurgusu için önceki kelimeye bağlı olan |
enclitic adj.
|
|
128 |
Linguistics |
(yunanca ve latince sözcükler) kendine ait bir aksanı olmayıp kendisinden önce gelen sözcüğün okunuşuna bağlı olan |
inclining adj.
|
|
History |
|
129 |
History |
eski ingiltere'de oy verme hakkı ev sahibi olmasına bağlı olan kişi |
pot walloper n.
|
|
Religious |
|
130 |
Religious |
katharizme bağlı olan kimse |
cathari n.
|
|
131 |
Religious |
katharizme bağlı olan |
catharist n.
|
|
132 |
Religious |
ortodoks yahudilik mezhebi olan hasidizme sıkı sıkıya bağlı yahudi |
chassid n.
|
|
133 |
Religious |
ortodoks yahudilik mezhebi olan hasidizme sıkı sıkıya bağlı yahudi |
hassid n.
|
|
134 |
Religious |
incil'e katı bir biçimde bağlı olan kimse |
textualist n.
|
|
135 |
Religious |
incil'e katı katıya bağlı olan kimse |
textuist n.
|
|
136 |
Religious |
cizvitler arasında inançlarına özel bir yeminle bağlı olan belirli bir sınıf |
the professed n.
|
|
137 |
Religious |
başka bir ülkedeki büyük bir manastıra bağlı olan daha küçük ibadethane |
alien priory n.
|
|
138 |
Religious |
doğu ortodoks kilisesi'ne ait ve bizans riti'ne bağlı olan şey |
eastern orthodox n.
|
|
139 |
Religious |
doğu ortodoks kilisesi'ne ait ve bizans riti'ne bağlı olan şey |
eastern orthodoxy n.
|
|
140 |
Religious |
papaya sıkı sıkıya bağlı olan kimse |
vaticanist n.
|
|
141 |
Religious |
(geç orta çağ'da) zorla hristiyan olan fakat gizlice museviliğe bağlı kalan ispanyol veya portekizli yahudi |
marrano n.
|
|
142 |
Religious |
belirli bir din yetkilisine mevkice bağlı olan kimse |
obedientiary n.
|
|
143 |
Religious |
(roma katolik kilisesi'nde) üyeleri manastır düzeninin gerektirdiğinden daha az katı yeminlere bağlı olan çeşitli topluluklardan birinin üyesi |
oblate n.
|
|
144 |
Religious |
manastır yerine kurucusuna daha sıkı bağlı olduğunu ileri süren bir fransiskan tarikatı kolundan olan rahip |
observantine n.
|
|
145 |
Religious |
(roma katolik kilisesi) piskoposun veya papanın evine bağlı olan ve destek karşılığı hizmet sunan kimse |
familiar n.
|
|
146 |
Religious |
talmud'da yorumlandığı üzere musa hukukuna sıkı sıkıya bağlı olan yahudiler |
orthodox judaism n.
|
|
147 |
Religious |
1733'te iskoçya kilisesi'nden ayrılanların kurduğu kiliseye ve diğer bağlı kiliselere üye olan kimse |
seceder n.
|
|
148 |
Religious |
kendi kilisesi ve cemaati olan bir bölgeye bağlı papazlara buradaki sorumluluklardan azade şekilde verilen ödenek |
simple prebend n.
|
|
149 |
Religious |
bazı protestan ilkelere aşırı bağlı olan |
evang adj.
|
|
150 |
Religious |
tanrı'nın oğlu'nun baba tanrı ile aynı özden veya maddeden olduğuna dair bir iznik konsili doktrinine bağlı olan |
homoousian adj.
|
|
151 |
Religious |
belirli bir inanca bağlı olan |
dogmatic adj.
|
|
152 |
Religious |
roma katolikliğine bağlı olan |
romanist adj.
|
|
153 |
Religious |
yüksek kilise dogma ve ritüellerine sıkı sıkıya bağlı olan |
spiky adj.
|
|
154 |
Religious |
başpiskopos/metropolit yardımcısına bağlı olan |
suffragan adj.
|
|
155 |
Religious |
başpiskopos/metropolit yardımcısına bağlı olan |
suffragant adj.
|
|
Philosophy |
|
156 |
Philosophy |
kıyamet kuramına bağlı olan |
catastrophist n.
|
|
157 |
Philosophy |
belirlenimcilik felsefesine bağlı olan kimse |
necessitarian n.
|
|
158 |
Philosophy |
belirlenimcilik felsefesine bağlı olan kimse |
necessarian n.
|
|
159 |
Philosophy |
doğruluğu birbirine bağlı olan önermelerin arasındaki ilişki |
entailment n.
|
|
160 |
Philosophy |
spinoza'ya göre tanrı'nın diğer suretlerine bağlı olan önemsiz özelliklerinden biri |
mode n.
|
|
161 |
Philosophy |
sokrat öncesi görüşlere bağlı olan |
pre-socratic adj.
|
|
Environment |
|
162 |
Environment |
genellikle bir konuta bağlı olan, bitkilerin yetiştirildiği ve sergilendiği sera |
conservatoire n.
|
|
163 |
Environment |
mevsime bağlı değişimlere tabi olan canlı topluluğu |
sociation n.
|
|
Geography |
|
164 |
Geography |
danimarka'ya bağlı özerk bölge olan grönland'ın başkenti |
nuuk n.
|
|
165 |
Geography |
ispanya'nın katalonya özerk bölgesinde bulunan ve barselona'ya bağlı olan banliyö |
badalona n.
|
|
166 |
Geography |
fransa'ya bağlı olan batı hint adaları |
french west indies n.
|
|
Geology |
|
167 |
Geology |
mukavemeti parçacıkları arasındaki sürtünmeye bağlı olan gevşek toprak |
frictional soil n.
|
|
168 |
Geology |
gücü parçacıkları arasındaki sürtünmeye bağlı olan serbest hareketli toprak |
frictional soil n.
|
|
Military |
|
169 |
Military |
deniz bakanına bağlı olup donanma meselelerinde doğrudan söz sahibi olan bahriye şurası komitesi |
sea lord n.
|
|
Music |
|
170 |
Music |
geleneksel ton özelliğine bağlı kalmadan belirli bir ton sırasına sahip olan (müzik) |
serial adj.
|
|
Archaic |
|
171 |
Archaic |
yerleşik kurallara sıkı sıkıya bağlı olan kimse |
precisian n.
|
|
172 |
Archaic |
yerleşik kurallara sıkı sıkıya bağlı olan kimse |
precisianist n.
|
|
Engineering |
|
173 |
Engineering |
zamanlaması rezistans ve kapasitans bileşenlerinin şarj ve deşarj zaman sabitlerine bağlı olan nonsinozidal osilatör |
relaxation oscillator n.
|
|