involved - Türkisch Englisch Wörterbuch

involved

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "involved" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
involved adj. ilgili
I think that the incidents involving the Prestige and the Erika should give us cause for reflection.
Prestige ve Erika ile ilgili olayların bizi düşünmeye sevk etmesi gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
involved adj. karmaşık
The research project was highly involved, requiring many experts.
Araştırma projesi oldukça karmaşıktı ve pek çok uzmana ihtiyaç vardı.

More Sentences
involved adj. bulaşmış
Tom was deeply involved.
Tom bu işe çok bulaşmıştı.

More Sentences
involved adj. ilişkili
This process is to ensure input and participation by all interested and involved parties.
Bu süreç, ilgili ve ilişkili tüm tarafların girdi ve katılımını sağlayacaktır.

More Sentences
involved adj. müdahil
Nevertheless, they would prefer another protagonist such as the European Union to be more involved.
Bununla birlikte Avrupa Birliği gibi başka bir aktörün daha fazla müdahil olmasını tercih ederler.

More Sentences
involved adj. etkilenmiş
Tom was deeply involved.
Tom derinden etkilenmişti.

More Sentences
involved adj. cinsel ilişkiye giren
Layla got involved with Sami sexually.
Leyla, Sami ile cinsel ilişkiye girdi.

More Sentences
involved adj. (sanat hareketine) dahil olan
It is also important that the people in a region can become involved in these programmes.
Bir bölgedeki halkın bu programlara dahil olabilmesi de önemlidir.

More Sentences
involved adj. karışan
There were two people involved in the accident.
Kazaya karışan iki kişi vardı.

More Sentences
involved adj. harcanan
The effort involved in establishing a business was enormous.
İş kurmak için harcanan çaba çok büyüktü.

More Sentences
involved adj. duygusal ilişki yaşayan
He was romantically involved with a co-worker.
Bir iş arkadaşıyla romantik bir ilişkisi vardı.

More Sentences
involved adj. girift
involved adj. karışmış
involved adj. çatak
involved adj. kapsayan
involved adj. dalmış
involved adj. alakalı
involved adj. çapraşık
involved adj. gereken
involved adj. karışık
involved adj. alakadar
involved adj. içerilen
involved adj. karmakarışık
involved adj. anlaşılmaz
involved adj. yanmakta olan
involved adj. duygusal olarak bağlı
involved adj. içeri doğru kıvrık
involved adj. sarılı
involved adj. (siyasi bir amaca) bağlı olan
involved adj. ilişkiye giren
Architecture
involved adj. burgaç

Bedeutungen, die der Begriff "involved" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 117 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
get involved v. dahil olmak
Only when it is strictly necessary does the government get involved.
Sadece kesinlikle gerekli olduğunda hükümet bu işe dahil olur.

More Sentences
be involved v. bulaşmak
Tom was involved in a street brawl.
Tom bir sokak kavgasına bulaştı.

More Sentences
be involved v. ilgisi olmak
Tom denied he was involved in the murder.
Tom cinayetle ilgisi olduğunu inkar etti.

More Sentences
get involved in v. bulaşmak
Do not get involved in any drugs.
Hiçbir uyuşturucuya bulaşmayın.

More Sentences
be involved in v. karışmak
He was charged with drunken driving after he was involved in a car accident.
Bir araba kazasına karıştıktan sonra alkollü araç kullanmakla suçlandı.

More Sentences
get involved v. karıştırılmak
Theuderic got involved in the war between the Thuringian King Hermanfrid and his brother Baderic.
Theuderic, Thüringen Kralı Hermanfrid ile kardeşi Baderic arasındaki savaşa karıştı.

More Sentences
be involved in (a project, a job) v. yer almak
Tom was involved in the planning of the robbery.
Tom soygunun planlanmasında yer aldı.

More Sentences
get involved in v. dahil olmak
We will not get involved in this game.
Biz bu oyuna dahil olmayacağız.

More Sentences
get involved in v. katılmak
We must give young people the opportunity to demonstrate active commitment by getting involved in public life.
Gençlere, kamu hayatına katılarak aktif bağlılık gösterme fırsatı vermeliyiz.

More Sentences
get involved v. müdahil olmak
When matters become serious, people get involved in them.
Meseleler ciddileştiğinde insanlar bu meselelere müdahil olurlar.

More Sentences
get involved v. devreye girmek
The European Union is willing to get involved here and provide humanitarian aid.
Avrupa Birliği burada devreye girmeye ve insani yardım sağlamaya isteklidir.

More Sentences
become involved v. devreye girmek
Only when this proves unsuccessful, will the International Criminal Court become involved.
Ancak bunun başarısız olduğu kanıtlandığında Uluslararası Ceza Mahkemesi devreye girecektir.

More Sentences
be involved v. dahil olmak
Parliament should be involved in this appointment procedure.
Parlamento bu atama sürecine dahil olmalıdır.

More Sentences
be involved v. içerilmek
What has become of the honesty involved in admitting that reforms sometimes hurt?
Reformların bazen acı verdiğini kabul etmenin içerdiği dürüstlüğe ne oldu?

More Sentences
be involved v. karışmak
All players involved must bear their recoverable share of the responsibility.
Olaya karışan tüm aktörler, sorumluluktaki telafi edilebilir paylarını üstlenmelidir.

More Sentences
Idioms
get involved (in or with something) v. (bir şeye) burnunu sokmak
My mother always gets involved in my private life.
Annem her zaman özel hayatıma burnunu sokar.

More Sentences
get involved (in or with something) v. (bir şeye) karışmak
It is interesting to hear the Commission say that they should not get involved.
Komisyon'un bu işe karışmamaları gerektiğini söylemesi ilginçtir.

More Sentences
General
be involved in v. ile meşgul olmak
be involved in v. ile uğraşmak
not to be involved in v. seyirci kalmak
become involved in destructive activities v. zararlı faaliyetlerde bulunmak
become involved in harmful activities v. zararlı faaliyetlerde bulunmak
be personally involved v. parmağı olmak
be personally involved to v. bizzat ilgilenmek
be closely involved with decisions v. kararda yakından söz sahibi olmak
get involved personally v. yakından ilgilenmek
get involved personally v. bizzat ilgilenmek
not to be involved v. dahil olmamak
not to be involved in v. olaya seyirci kalmak
be deeply involved in v. aşırı şekilde ilgilenmek
be involved in activities v. etkinliklerde bulunmak
be involved in an activity v. faaliyette bulunmak
be involved v. adı karışmak
be involved v. içinde yer almak
get involved in a bar-room brawl v. bir bar kavgasına karışmak
get involved in a fight v. bir kavgaya karışmak
become involved in crime v. suça bulaşmak
be involved in harmful activities v. zararlı faaliyetlerde bulunmak
be involved in destructive activities v. zararlı faaliyetlerde bulunmak
be involved in an interaction v. etkileşim içinde olmak
be involved in crime v. suça dahil olmak
be involved in crime v. suça karışmak
get involved in crime v. suça karışmak
get involved in crime v. suça dahil olmak
be involved in corruption v. yolsuzluğa bulaşmak
be involved in corruption v. yolsuzluğa karışmak
be involved in the accident v. kazaya karışmak
be involved in the decision-making process v. karar alma sürecine katılmak
know the risks involved v. işin risklerinin farkında olmak
get involved in match-fixing activities v. şike faaliyetlerine adı karışmak
get involved in match-fixing activities v. şike faaliyetlerinde bulunmak
be involved in match-fixing activities v. şikeye adı karışmak
get involved in match-fixing activities v. şike faaliyetleri içerisinde bulunmak
be involved in match-fixing activities v. şike faaliyetlerinde bulunmak
be involved in match-fixing activities v. şike faaliyetlerine adı karışmak
get involved in match-fixing activities v. şikeye adı karışmak
be involved in match-fixing activities v. şike faaliyetleri içerisinde bulunmak
be involved in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
get involved in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
be involved in a fight v. kavgaya karışmak
be involved in the firefighting efforts v. söndürme çalışmalarında bulunmak
get involved in the project v. projede yer almak
become involved in v. işin içine girmek
be involved in v. işin içine girmek
media-involved adj. medyanın dahil olduğu
supposedly being involved in match-fixing scandal adj. şike skandalında adı geçen
emotionally involved adj. -ile duygusal bağ kurmuş
emotionally involved adj. -ile duygusal bağı olan
self-involved adj. bencil
self-involved adj. benmerkezci
self-involved adj. egosantrik
involved [obsolete] adj. el altından yapılan
involved [obsolete] adj. gizli saklı
Colloquial
get involved v. duygusal ilişki kurmak
get involved v. cinsel ilişki kurmak
get involved v. duygusal bağ kurmak
Idioms
get involved with something v. birşeyle ilgilenmek
get involved with something v. bir şeye bulaşmak
be involved with someone v. biriyle ilişki içinde/yaşıyor olmak
become involved with something v. bir şeye karışmak/bulaşmak
get involved (in or with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir bağlantı/ilişki kurmak
get involved (in or with someone or something) v. (biriyle/bir kuruluşla) birleşmek
get involved (in or with someone or something) v. (biriyle/bir kuruluşla) ortaklık ilişkisi kurmak
get involved (in or with someone) v. (birine) duygusal, romantik, cinsel açıdan bağlanmak
get involved (in or with someone or something) v. (birinin) planlarına, eylemlerine, gelişimine dahil olmak
be involved with (something) v. (bir işe) girişmek
be involved with (something) v. (bir şeyle/işle) ilgilenmek
be involved with (something) v. (bir işin) içerisinde olmak
be/get involved in v. topa girmek
involved with (something) adj. (bir şeyle) iş birliği yapan
involved with adj. '-e müdahil
involved with adj. '-e karışmış
involved with adj. -e bulaşmış
involved with adj. ile iş birliği içinde
involved with (something) adj. (bir şeyde) çalışan
Speaking
I am not going to get involved in this expr. ben buna dahil olmayacağım
I shouldn't have involved you in this expr. seni bu işe bulaştırmamalıydım
don't get involved expr. otur oturduğun yerde
the persons involved expr. olaya karışanlar
don't get me involved in this matter expr. beni karıştırmayın bu işe
don't get me involved in this matter expr. beni bu işe karıştırmayın
if the cops find out I'm involved expr. polisler gelip de olaya karıştığımı öğrenirlerse
do not get involved expr. bu işe sen karışma
I don't want you getting involved expr. senin karışmanı istemiyorum
I don't want you getting involved expr. sizin karışmanızı istemiyorum
I didn't mean to get you involved in all this expr. seni buna bulaştırmak istememiştim
how many vehicles were involved in the crash? expr. kazaya kaç araç karıştı?
we don't want anyone else involved and other people hurt unnecessarily expr. başkaları araya girmesin ve boşuna canlar yanmasın
the police are involved, right? expr. polis de işin içinde değil mi?
Trade/Economic
be involved in a bankruptcy v. iflas etmek
be involved in a failure v. iflasa sürüklenmek
Law
arrestee involved n. tutuklu iş
be involved in a fraudulent bankruptcy v. hileli iflasa methaldar olmak
Technical
involved in v. karışmış bulunmak
Aeronautic
involved in v. alakası olmak
Medical
involved field n. tutulu alan
Dentistry
traumatically involved teeth n. travmatik olarak problemli dişler