in and out - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

in and out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "in and out" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 18 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
in and out n. giriş çıkış
in and out adv. kah içeride
in and out adv. kah dışarıda
in and out adv. kah içerde kah dışarda
in and out adv. kah içerde kah dışarda
Phrases
in and out expr. tamamen
in and out expr. en ince ayrıntısına kadar
in and out expr. etraflıca
in and out expr. derinlemesine
in and out expr. ayrıntılarıyla
in and out expr. baştan sona
in and out expr. son detayına kadar
in and out expr. bir içeri bir dışarı
Colloquial
in and out expr. bir içinde bir dışında
Idioms
in and out n. şipşak seks
in and out n. git-gel
Marine
in and out adv. (gemi bordasındaki cıvata) bağladığı tüm tabakalardan boylu boyunca geçen
Sport
in and out n. tilki avcılığı ve engelli at koşusunda kullanılan bir tür engel

Bedeutungen, die der Begriff "in and out" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 81 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
in-and-out n. (atçılık) iki çitten oluşan bir tür engel
go in and out v. girip-çıkmak
weave in and out of traffic v. trafikte araçların arasından geçerek ilerlemek
weave in and out of traffic v. trafikte makas yaparak gitmek
in and out of season adj. vakitli vakitsiz
in-and-out adj. bir iyi bir kötü
in-and-out adj. al-sat
in-and-out adj. bir iyi bir kötü
in-and-out adj. al-sat
in and out of season adv. olur olmaz zamanda
in season and out of season adv. daimi
in season and out of season adv. vakitli vakitsiz
day in and day out adv. her gün
in season and out of season adv. yerli yersiz
in season and out of season adv. her zaman
year in and year out adv. yıllarca
year in and year out adv. yıllar boyu
year in and year out adv. yıldan yıla
Phrasals
weave in and out v. arasından geçerek ilerlemek
weave in and out v. makas yaparak gitmek
Phrases
in season and out of season n. her zaman
in season and out of season expr. daimi
week in and week out expr. haftalarca
in season and out of season expr. hep
in season and out of season expr. olur olmadık
in season and out of season expr. sürekli
in season and out of season expr. sabah akşam
in season and out of season expr. zırt pırt
in season and out of season expr. yaz kış
in season and out of season expr. zamanlı zamansız
in season and out of season expr. uygun veya uygunsuz
in season and out of season expr. vakitli vakitsiz
in and out (of something) expr. (bir şeye/yere) düzenli olarak gitme
in and out (of something) expr. (bir şeye/yere) girip çıkma
in and out (of something) expr. (bir şeye/yere) gidip gelme
Proverb
March comes in like lion and goes out like a lamb mart aslan gibi gelir kuzu gibi gider
march comes in like a lion and goes out like a lamb mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
march comes in like a lion and goes out like a lamb mart soğuk başlar ama sıcak biter
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun öğlen güneşinin altında dışarı çıkılmaz
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun güneş tepedeyken dışarı çıkılmaz
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun bu sıcakta dışarı çıkılmaz
Colloquial
go in one ear and out the other v. bir kulağından girip öteki kulağından çıkmak
dart in and out v. görünüp kaybolmak
dart in and out v. (ok gibi fırlayarak) süratle girmek/çıkmak
go in and out v. girip girip çıkmak
go in and out v. çıkıp çıkıp girmek
go in and out v. bir girip bir çıkmak
go in and out v. gidip gelmek
go in and out v. gidip gidip gelmek
go in and out v. gelip gelip gitmek
go in and out v. bir çalışıp bir çalışmamak
go in and out v. kesik kesik çalışmak
zone in and out v. yer yer dikkatini kaybetmek
zone in and out v. bazı yerleri kaçırmak
zone in and out v. bazı kısımlara odaklanamamak
Idioms
go in at one ear and out at the other v. bir kulağından girip öbüründen çıkmak
go in one ear and out the other v. bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
go in at one ear and out at the other v. bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
ring out the old and ring in the new v. geçen yıla güle güle yeni yıla hoş geldin demek
ring out the old and ring in the new v. geçen yılı uğurlayıp yeni yılı karşılamak/kutlamak
ring out the old and ring in the new v. eskiyi geride bırakıp yeninin başlangıcı olmak
ring out the old and ring in the new v. eskiden yeniye geçiş olmak
ring out the old and ring in the new v. iki evre/aşama arasında geçiş olmak
ring out the old (year) and ring in the new v. geçen yılın bitişini yeni yılın gelişini/başlangıcını kutlamak
go in and out (of something) v. (bir şeye) girip girip çıkmak
go in and out (of something) v. (bir şeye) girip çıkmak
go in and out (of something) v. (bir şeye) çıkıp çıkıp girmek
in one ear and out the other expr. bir kulaktan girip öbüründen çıkan
in one ear and out the other expr. bir kulaktan girip öbür kulaktan çıkan
Trade/Economic
free in and out n. içeride ve dışarıda teslim
free in and out n. yükleme ve boşaltma giderleri ödenmiş teslim
free in and out expr. yükleme ve boşaltma giderleri hariç
Technical
anchoring devices for in service and out of service conditions n. çalışma sırasındaki ve çalışma dışındaki şartlar için sabitleme cihazları
in-and-out furnace n. geri çıkışlı fırın
in-and-out furnace n. girme-çıkma fırın
in-and-out furnace n. yığınlı fırın
move in and out v. ileri geri hareket etmek
Automotive
weave in and out of traffic v. makas atmak
Medical
in-toeing and out-toeing n. içe ve dışa basma
Slang
in-and-out n. şipşak seks
in-and-out n. git-gel