in contact with - Türkisch Englisch Wörterbuch

in contact with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "in contact with" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
in contact with prep. ile temas halinde
Tom has been in contact with Mary.
Tom, Mary ile temas halindeydi.

More Sentences
Colloquial
in contact with expr. temas halinde

Bedeutungen, die der Begriff "in contact with" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 46 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
get in contact (with) v. bağlantı kurmak
Sami was trying to get in contact with Layla.
Sami, Leyla ile bağlantı kurmaya çalışıyordu.

More Sentences
get in contact (with) v. temasa geçmek
Sami was trying to get in contact with Layla.
Sami, Leyla ile temasa geçmeye çalışıyordu.

More Sentences
Phrases
in contact with (one) expr. (biriyle) irtibat halinde
I've been in contact with them.
Onlarla irtibat halindeyim.

More Sentences
in contact with (one) expr. (biriyle) temas halinde
The Commission will monitor developments extremely closely and remain in contact with Parliament and the Member States.
Komisyon gelişmeleri son derece yakından izleyecek ve Parlamento ve Üye Devletlerle temas halinde olacaktır.

More Sentences
Colloquial
in contact (with someone or something) adj. (biriyle/bir şeyle) temas halinde
We've been in contact.
Temas halindeydik.

More Sentences
General
be in contact with v. ile teması sürdürmek
be in contact with v. bağlantıyı koparmamak
be in contact with v. ile ilişkiyi koparmamak
be in contact with v. irtibat halinde olmak
get in contact with v. iletişime geçmek
be in contact with v. ilişki içinde olmak
be in contact with v. ilişki içinde bulunmak
get in contact (with) v. ilişki kurmak
get in contact (with) v. başvurmak
be in contact with v. görüşme halinde olmak
be/keep in contact with v. iletişim içerisinde olmak
be/keep in contact with v. iletişim içinde olmak
designed to be in contact with food adj. gıda maddeleriyle temas etmek için tasarlanmış
Phrasals
come in contact with v. rastlaşmak
come in contact with v. buluşmak
come in contact with v. görüşmek
Phrases
in contact with (one) expr. (biriyle) iletişim içerisinde
in contact with (one) expr. (biriyle) iletişime/irtibata/temasa geçmiş
in contact with (one) expr. (biriyle) iletişim/temas/irtibat kurmuş
Colloquial
in contact (with someone or something) adj. (biriyle/bir şeyle) irtibat halinde
Idioms
be in contact with (one) v. (birine) ulaşmak
be in contact with (one) v. (biriyle) irtibat kurmak
be in contact with (one) v. (biriyle) iletişim kurmak
be in contact with (one) v. (biriyle) temas kurmak
Speaking
if you have to get in contact with me again expr. benimle tekrar temasa geçmeniz gerekirse
Politics
in close contact with expr. ile yakın ilişkide olarak
Technical
ceramic cookware in contact with food n. yiyeceklerle temasta olan seramik pişirme kapları
staining in contact with organic material n. organik maddelerle temas halinde meydana gelecek lekelenme
aggregate in direct contact with a free water surface n. serbest su yüzeyi ile doğrudan temasta olan agrega
geotextiles in contact with geosynthetic barriers n. jeosentetik setlerle temas halinde olan jeotekstiller
non-alloyed ferrous material in direct contact with soil n. toprakla doğrudan temas halinde olan alaşımsız demirli malzeme
low-alloyed ferrous material in direct contact with soil n. toprakla doğrudan temas halinde olan düşük alaşımlı demirli malzeme
machine parts in contact with textile processing oils n. tekstil işlem yağlarıyla temas halindeki makine parçaları
designed to be in contact with foods adj. gıda maddeleriyle temas etmek için tasarlanan
Textile
moving yarn in contact with a solid material n. katı madde ile temas ve hareket halindeki iplik
Petrol
flammability characteristics of fluids in contact with hot surfaces n. sıcak yüzeylerle temas eden akışkanların tutuşabilirlik özellikleri
Food Engineering
method of analysis for the official control of the vinyl chloride monomer level in materials and articles which are intended to come into contact with foodstuffs n. gıda maddeleri ile temas eden madde ve malzemelerdeki vinil klorür monomer miktarı analiz yöntemi
materials and articles in contact with foodstuffs n. gıdalarla temas eden madde ve mamüller
materials and articles in contact with foodstuffs n. gıdalarla temas eden madde ve mamuller
materials and articles in contact with foodstuffs n. gıda maddeleri ile temasta olan malzeme ve eşyalar
materials and articles in contact with foodstuffs n. gıdalarla temas eden malzemeler ve parçalar