kalas - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kalas



Bedeutungen von dem Begriff "kalas" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kalas timber n.
General
kalas wooden beam n.
kalas plank n.
kalas rafter n.
kalas rifter n.
kalas stick n.
Technical
kalas timber n.
kalas board n.
kalas plank n.
kalas stop log n.
kalas putlog n.
kalas beam n.
Construction
kalas catwalk n.
kalas sheet-piling n.
Woodworking
kalas plank n.
Slang
kalas dork n.
kalas chump n.

Bedeutungen, die der Begriff "kalas" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 65 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kalas (tip) ruffian n.
çam kalas deal n.
güçlü kalas, duba veya takoz cavel n.
güçlü kalas, duba veya takoz kevel n.
zarar görmemesi için nesnenin altına yerleştirilen kalas shole n.
payanda gibi elemanın uç kısmının altındaki zeminde yer alan kalas shole n.
kalas ile kaplamak plank v.
kalas ile kaplamak planch v.
kalas döşemek planch v.
kalas döşemek plank v.
kalas gibi indelicate adj.
kalas gibi brusque adj.
kalas döşenmemiş unplanked adj.
(kalas) uçları üst üste binmeden birleşen butt and butt adj.
kalas gibi superthick adj.
Colloquial
kalas gibi ağır timber [scottish] adj.
Industry
yumuşak zeminde inşaat makinelerinin rahat hareket edebilmesi için yere şilte seren veya kalas döşeyen, aynı zamanda iş makinelerinin temizlenmesine ve çalıştırılmasına yardım eden işçi matman n.
destekleyici yapılar yapmak için kereste ve kalas kesip bunları birleştiren inşaat işçisi bracer n.
Technical
gemi yapımında kullanılan bir kalas trunnel n.
kalas kapak stop log n.
kalas döşeme planking n.
kalas yaya yolu board walk n.
kalas iskele boardwalk n.
kalas kaplama planking n.
kılıcına konmuş kalas joist n.
tahta kalas wooden plank n.
çatkılı bölmenin ahşap dikmeleri arasında yatay kullanılan kısa bir kalas dwang [scotland/new zealand] n.
inşaat makinelerine temel oluşturmak için yumuşak zemine altlık veya kalas döşeyen kimse pitman n.
iki kalas arasında yer alan çelik levhadan oluşan bir bileşik kiriş sandwich beam n.
budaksız kalas free stuff n.
yumrusuz kalas free stuff n.
kalas döşemek plank v.
Architecture
kenet tuğlası ile desteklenen, duvara gömülü nispeten kısa kalas veya çatı kirişi lookout n.
kenet tuğlası ile desteklenen, duvara gömülü nispeten kısa kalas veya çatı kirişi look-out n.
kavisli kalas çerçeve rib n.
Construction
ahşap kirişin ucunu destekleyen kalas torsal n.
ahşap kirişin ucunu destekleyen kalas torsel n.
ahşap bir kirişin ucunu destekleyen kalas tassel n.
beton dökülen yerde bir kalas veya metalden bir düzleştirici ile harcın yüzeyini düzeltme işlemi float finishing n.
dikme kalas stud n.
sürende kullanılmak üzere bir ucu keskinleştirilmiş ağır bir kalas lath n.
çatı kaplaması olarak kullanılan kalas veya kereste roofer n.
inşaatta kullanılan kalas veya taşların genişlik ve kalınlığı scantling n.
beton dökülen yerde bir kalas veya metalden bir düzleştirici ile harcın yüzeyini düzeltmek float finish v.
Woodworking
kalas bölme plank partition n.
kalas kaplama plank sheathing n.
çeşitli mekanik amaçlar için kullanılan kalın kalas madrier n.
kalas döşemek plank v.
(kereste, kalas) yontmak underhew v.
(kereste, kalas) soymak underhew v.
Railway
vagon tekeri merkezi yüksekliğindeki kiriş boyunca uzanan yatay kalas hub plank n.
Marine
geminin yana yatmaması için iki yanına yerleştirilen metal veya tahta kalas leeboard n.
halka başlı cıvataları takarken kullanılan dayanıklı kalas parçası wringstaff n.
gemi yapımında topraklama hattına sabitlenen kalas ribband n.
gemi yapımında topraklama hattına sabitlenen kalas ribbon n.
gemide kalas veya plakalara verilen ek kalınlık doubling n.
metal çerçeve ve ahşap omurga, kalas ve güverte ile inşa edilen (gemi) composite adj.
Marine Biology
kalas balığı oilfish (ruvettus pretiosus) n.
kalas balığı ruvettus pretiosus n.
kalas balığı oilfish n.
Agriculture
hayvanları kalas altında toplama yoking n.
Slang
kalas (tip) ruffian n.
kalas/kütük/kereste gibi olmak have a corncob up (one's) butt [us] v.
kalas/kütük/kereste gibi olmak have a poker up (one's) butt v.
kalas/kütük gibi olmak have a poker up (one's) arse [uk] v.