kancalı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kancalı



Bedeutungen von dem Begriff "kancalı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kancalı crooked adj.
kancalı barbed adj.
kancalı hooked adj.
kancalı adunc adj.
kancalı aduncous adj.
kancalı uncous adj.
kancalı hawked adj.
kancalı hooky adj.
kancalı beardy adj.
Biology
kancalı uncinate adj.
Meteorology
kancalı uncinus n.

Bedeutungen, die der Begriff "kancalı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 88 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kancalı çerçeve tenter n.
kancalı kurt hookworm n.
(saat vb için) bele takılan kancalı zincir chatelaine n.
kancalı kıskaç grapple n.
kancalı kaldıraç cant hook n.
kancalı olma aduncity n.
yemiş toplamak için dalları aşağı çekmeye yarayan kancalı sopa nuthook [obsolete] n.
eski halatları açmak için kullanılan kancalı bir alet leaper n.
sahnedeki göstericiyi tutup çekmeye yarayan kancalı uzun sopa hook n.
kancalı itfaiye sopası hook n.
suçluyu kazığa oturtmak için kullanılan çivili veya kancalı alet ganch n.
kancalı sopa crome [dialect] [uk] n.
kancalı ufak alet crotchet [obsolete] n.
hırsızların eşyaları çekip almak için kullandığı kancalı sopa filch [obsolete] n.
kancalı olmayan unfalcated adj.
küçük kancalı hamulate adj.
aşırı kancalı obuncous adj.
Technical
kütükleri hareket ettirmek için kullanılan kancalı kaldıraç cant dog n.
kancalı kaldıraç cant dog n.
kancalı taşıyıcı hook conveyor n.
kancalı tip iğne latch type needle n.
kancalı yapma çivi hooked nail n.
kancalı cıvata hook bolt n.
kancalı dokuma tezgahı gripper weaving machine n.
kancalı veya tırnaklı bağlantısı olan parça self tapping n.
kancalı vida hook screw n.
kancalı bıçak hooked knife n.
kancalı dokuma tezgahı rapier loom n.
kancalı çivi hook-nail n.
kancalı tür seramik renkli cilası anchored-type ceramic veneer n.
kancalı demir grapnel n.
kancalı vinç dogging crane n.
kancalı tip çatal kollar hook-on type fork arms n.
kancalı çivi rail dog n.
mekanik kancalı tip bağlantı mechanical hook-type connection n.
mekanik kancalı tip bağlantılar mechanical hook-type connections n.
palet tırnağını kaldıran kancalı bir cihaz anchor lift n.
tapayı tabancadan çıkarmak için kullanılan ucu vidalı veya kancalı çubuk wed hook n.
kancalı kıskaç clam n.
kancalı gergi halatı span n.
kancalı tutamak tenaculum v.
Textile
kancalı iğne safety pin n.
kancalı dokuma tezgahı gripper loom n.
kancalı iğne latch needle n.
kancalı dokuma tezgahı rapier loom n.
kancalı dokuma tezgahı gripper weaving machine n.
Railway
kancalı selet hook baseplate n.
Marine
kancalı manivela can hook n.
teknenin bağlantı yerlerini hazırlamak için kullanılan kancalı el aleti ravehook n.
teknenin bağlantı yerlerini hazırlamak için kullanılan kancalı el aleti ripping iron n.
zıpkın, balina avlama mızrağı gibi silahların kancalı başı veya sivri uçlarından herhangi biri fluke n.
Medical
kancalı kurt tepid n.
Anatomy
çekiç kemiğinin genellikle kancalı veya birden fazla dişli başı uncus n.
Pathology
bağırsaklarda kancalı kurt hastalığı hookworm disease n.
kancalı kurtlardan kaynaklanan bir bağırsak hastalığı anchylostomiasis n.
kancalı kurtlardan kaynaklanan bir bağırsak hastalığı ancylostomiasis n.
kancalı kurtlardan kaynaklanan bir bağırsak hastalığı ankylostomiasis n.
Pharmaceutics
kancalı kurt ve diğer kurtlara karşı kullanılan antihelmintik ajan carbon dichloride n.
kancalı kurtları, kıl kurtlarını ve yuvarlak kurtları dökmek için kullanılan bir antelmintik mebendazole n.
Parasitology
kancalı kurt nema n.
köpek kancalı solucan hastalığı canine hookworm disease n.
insanlara zarar veren kuzey amerika'da keşfedilmiş bir kancalı kurt american hookworm (necator americanus) n.
insanlara zarar veren kuzey amerika'da keşfedilmiş bir kancalı kurt new world hookworm n.
bağırsaklarda kancalı kurt istilası hookworm n.
kısa gövdeleri, dört çift emme organı ve alt kısımlarında kancalı beş çift parapodyumu bulunan ve denizlalelerinde görülen parazit solucanlarını içeren bir takım myzostomata n.
Marine Biology
kancalı kurtları içeren bir familya ancylostomatidae n.
kancalı ahtapot hook squid n.
çiftleşme döneminde yetişkin erkek somonların alt çenesinde görülen kancalı bir çıkıntı gib n.
Zoology
köpek kancalı kurdu dog hookworm n.
(solucanlarda, kurtlarda) küçük kancalı yapı uncinus n.
kancalı uzantı crochet n.
kancalı olan uncinate adj.
kancalı olmayla ilgili uncinate adj.
Botanic
temas ettiği şeylere asılan kancalı veya dikenli meyve harvest-lice n.
Breeding
çobanın koyunları kavramasını sağlayan kancalı çubuk sheephook n.
Forestry
kancalı kaldıraç canthook n.
kancalı kaldıraç cant dog n.
kancalı tip odun yükleyicisi grapple-type log loader n.
Fishery
balık sürüsünü sürükleyerek kancalamak için kullanılan dört kancalı cihaz gig n.
çift kancalı olta gorge hook n.
yüz kancalı balık ağı fleet [uk] n.
Military
(deniz savaşlarında kullanılan) sapı kancalı kısa balta poleax n.
(deniz savaşlarında kullanılan) sapı kancalı kısa balta poleaxe n.
(deniz savaşlarında kullanılan) sapı kancalı kısa balta pollax n.
(deniz savaşlarında kullanılan) sapı kancalı kısa balta pollaxe n.
Hunting
kancalı bıçaklı ve uzun saplı bir silah bill n.
Ornithology
kancalı olma aquilinity n.
Slang
açık pencerelerden kancalı sopayla eşya çalan hırsız curbed n.