knock-on - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

knock-on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "knock-on" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
knock-on adj. bir olay veya durumun dolaylı fakat kaçınılmaz sonucu olan
Sport
knock-on n. (rugbyde) el veya kol ile topu ileri sürerek yapılan faul
knock-on n. ragbide topun elle veya kolla vurularak yere veya başka bir oyuncuya çarptırılmasıyla yapılan ihlal
knock-on n. vuruş ihlali
knock-on n. ragbide topa elle veya kolla vurup yere veya başka bir oyuncuya çarptırmak suretiyle vuruş ihlali yapmak
knock-on n. vuruş ihlali yapmak
knock-on n. (rugby'de) oyuncunun topu ileri sürmesiyle yapılan faul
knock-on v. (rugbyde) el veya kol ile topu ileri sürmek

Bedeutungen, die der Begriff "knock-on" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 29 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
knock-on effect n. zincirleme etki
knock-on effect n. ikincil etki
knock on the door v. kapıyı çalmak
(creditors) knock on one's door v. alacaklılar kapıya dayanmak
(creditors) knock on one's door v. alacaklıları kapıya dayanmak
knock on v. -i çalmak
knock on v. -e vurmak
knock on wood v. (nazar değmesin diye) tahtaya vurmak
Phrasals
knock on (something) v. (bir şeye) vurmak
knock on (something) v. (bir şeye) küt diye indirmek
knock on (something) v. (bir şeye) sertçe vurmak
knock on (something) v. (bir şeye) hızlıca vurmak
knock on (something) v. birinin (bir şeyine/yerine) vurmak
knock on (something) v. (birinin (bir şeyine/yerine) çarpmak
knock on (something) v. vurup (bir şeyinin) üstüne düşürmek
knock on (something) v. vurup (bir şeyinin) üzerine devirmek
knock on (something) v. çarpıp (bir şeyinin) üzerine düşürmek/devirmek
Phrases
knock on the door before entering expr. i̇çeri girerken kapıyı çalınız
knock on the door before entering expr. i̇çeri girmeden kapıyı çalınız
Colloquial
knock-on [uk] n. dolaylı etki sonucu ortaya çıkan şey
Idioms
knock on wood v. elini tahtaya vurmak
knock on (one's) door v. (birinin) kapısını çalmak (şans, fırsat)
knock on (one's) door v. (birinin) kapısına/ayağına kadar gelmek (şans, fırsat)
knock on wood expr. şeytan kulağına kurşun
knock on wood expr. tahtaya vur
Speaking
a hard knock on the door woke me up expr. kapının sertçe çalınması uyandırdı beni
knock on the wood expr. tahtaya vur
Technical
knock-on damage n. çarpma hasarı
Sport
knock on v. (rugby'de) topu ileri sürerek faul yapmak