lecture - Türkisch Englisch Wörterbuch

lecture

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "lecture" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 33 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
lecture n. ders
He gives lectures on art history at the university.
Üniversitede sanat tarihi üzerine dersler veriyor.

More Sentences
lecture v. konferans vermek
The professor lectured on French history.
Profesör, Fransa tarihi üzerine konferans verdi.

More Sentences
lecture n. uzun öğüt
lecture v. ders anlatmak
General
lecture n. konferans
For smaller groups, the lecture hall can be divided into two rooms.
Daha küçük gruplar için konferans salonu iki odaya bölünebilir.

More Sentences
lecture n. nasihat
He gave his son a long lecture on the dangers of drugs.
Oğluna uyuşturucunun tehlikeleri hakkında uzun uzun nasihat çekti.

More Sentences
lecture v. öğütler vermek
He lectured the boy about not playing in the street.
Çocuğa sokakta oynamaması konusunda öğüt verdi.

More Sentences
lecture v. ders vermek
He lectures on modern industrial structures.
Modern endüstriyel yapılar üzerine dersler vermektedir.

More Sentences
lecture v. öğüt vermek
She spent the whole day lecturing us on how to do our jobs.
Bütün günü bize işimizi nasıl yapacağımız konusunda öğüt vererek geçirdi.

More Sentences
Trade/Economic
lecture n. konferans
The lecture was as boring as watching grass grow.
Konferans çimlerin büyümesini izlemek kadar sıkıcıydı.

More Sentences
General
lecture n. tekdir
lecture n. uyarı
lecture n. paylama
lecture n. ders notları
lecture n. azarlama
lecture n. konuşma
lecture n. azar
lecture n. azar
lecture v. uyarmak
lecture v. azarlamak
lecture v. ders vermek (okul vb)
lecture v. -e nutuk çekmek
lecture v. paylamak
lecture v. fırça çekmek
lecture v. fırça atmak
lecture v. akıl öğretmek
Trade/Economic
lecture n. konuşma
Technical
lecture n. konuşma
Medical
lecture n. belirli bir konu üzerinde konuşma
Education
lecture n. ders vermek (üniversitede)
lecture n. ders (üniversitede)
lecture v. ders anlatmak
lecture v. konu anlatmak

Bedeutungen, die der Begriff "lecture" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 54 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
lecture hall n. amfi
The teacher did not permit the students to leave the lecture hall.
Öğretmen öğrencilerin amfiden çıkmasına izin vermedi.

More Sentences
lecture note n. ders notu
If you need lecture notes, print them off.
Ders notlarına ihtiyacınız varsa, bunları yazdırın.

More Sentences
give a lecture v. konferans vermek
A few weeks ago, I gave a lecture in San Francisco.
Birkaç hafta önce San Francisco'da bir konferans verdim.

More Sentences
give a lecture v. ders anlatmak
Our teacher hates his students to ask questions while he is giving a lecture.
Öğretmenimiz, ders anlatırken öğrencilerinin soru sormasından hoşlanmaz.

More Sentences
give a lecture v. ders vermek
The professor gave a lecture on the Middle East.
Profesör, Orta Doğu üzerine bir ders verdi.

More Sentences
Education
give a lecture v. ders anlatmak
Our teacher hates his students to ask questions while he is giving a lecture.
Öğretmenimiz ders anlatırken öğrencilerinin soru sormasından nefret eder.

More Sentences
General
lecture hall n. amfiteatr
lecture theatre n. amfiteatr
lecture theatre n. amfi
lecture room n. konferans salonu
lecture theater n. amfi
public lecture n. konferans
lecture method in teaching n. öğretimde okuma metodu
curtain lecture n. karının kocasını paylaması
lecture room n. okuma odası
verbal lecture n. sözlü anlatım
lecture demonstration n. konferans sunumu
deliver/give a lecture v. ders anlatmak
Phrasals
lecture at someone v. birisine nutuk çekmek
lecture at (one) v. (birine) fırça çekmek
lecture for v. için fırça çekmek
lecture for v. için azarlamak
lecture (one) for (something) v. (birine bir şey) için nutuk çekmek
lecture for v. için nutuk çekmek
lecture at (one) v. (birine) nutuk çekmek
lecture at v. '-e fırça çekmek
lecture at v. -e nutuk çekmek
lecture (one) for (something) v. (birine bir şey) için fırça çekmek
lecture (one) for (something) v. (birini bir şey) için azarlamak
Colloquial
curtain lecture n. kadının kocasına uyumadan önce yaptığı dırdır
Idioms
a curtain lecture n. kadının eşine hayat dersi vermesi
a curtain lecture n. kadının eşini azarlaması
read a lecture/lesson v. fırça çekmek
read a lecture/lesson v. fırça atmak
read (one) a lecture v. (birini) azarlamak
read (one) a lecture v. (birine) fırça atmak/çekmek
read (one) a lecture v. (birini) haşlamak
Speaking
you can lecture him from here till next tuesday expr. (mealen) sabaha kadar konuşsan dinlemez
don't lecture me expr. bana nutuk atma
don't lecture me expr. bana öğüt vermeyi bırak
the teacher is giving the lecture expr. öğretmen ders anlatıyor
the teacher is giving the lecture expr. öğretmen dersi anlatıyor
Trade/Economic
lecture bureau n. konferans bürosu
Politics
lecture notes n. konuşma notları
Institutes
mustafa kemal lecture hall of itu macka campus n. itü maçka mustafa kemal amfisi
Medical
clinical lecture n. uygulamalı tıp dersi
Education
lecture notes n. ders notları
lecture on specialized field n. uzmanlık alan dersi
additional lecture notes n. ek ders notları
lecture room n. (derslerin anlatıldığı) sınıf
lecture on a topic/subject v. ders anlatmak
lecture on a topic/subject v. konu anlatmak
give a lecture v. konu anlatmak
Star Wars
panos lecture hall n. panos ders salonu