linen - Türkisch Englisch Wörterbuch

linen

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "linen" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 22 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
linen n. keten
The man was wearing a linen suit.
Adamın üzerinde keten bir takım vardı.

More Sentences
General
linen n. iç çamaşırı
I bought a pair of linens for my grandfather.
Büyükbabama bir çift iç çamaşırı aldım.

More Sentences
linen n. çarşaf
And no linens until I soak these in cold water.
Ve ben bunları soğuk suda bekletene kadar çarşaf yok.

More Sentences
Textile
linen n. keten
Ramie is stronger than linen or cotton.
Rami keten veya pamuktan daha güçlüdür.

More Sentences
linen n. keten örtü
I bought table linen for them as a present.
Onlara hediye olarak keten masa örtüsü aldım.

More Sentences
General
linen n. masa örtüleri ve yatak çarşafları
linen n. bez
linen n. çamaşır
linen n. keten bezi
Technical
linen n. keten kumaş
linen n. keten örgü
Textile
linen n. keten iplik
linen n. keten kumaş
linen n. keten çarşaf
linen n. keten kıyafet
linen adj. ketenden imal edilmiş
linen adj. ketene benzeyen
linen adj. keten rengi
Printing
linen n. keten liflerinden yapılmış kağıt
linen n. ketene benzer bir dokuya sahip kağıt
Archaic
linen n. keten kumaştan yapılmış kefen bezi
linen n. kefen bezi

Bedeutungen, die der Begriff "linen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 88 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
dirty linen n. kirli çamaşır
Don't wash your dirty linen in public.
Kirli çamaşırlarını ortaya dökme.

More Sentences
bed linen n. çarşaf ve yastık kılıfı
table linen n. bezden yapılmış sofra örtüleri ve peçeteler
linen closet n. çamaşır dolabı
table linen n. sofra örtüsü
linen-press n. çamaşır dolabı
linen bin n. çamaşır sepeti
linen bin n. çamaşır kutusu
linen cabinet n. çamaşır dolabı
table linen n. masa örtüsü ve peçeteler
linen basket n. çamaşır sepeti
linen cupboard n. çamaşır dolabı
linen drawer n. çarşaf çekmecesi
linen canvas n. keten kanvas
linen [obsolete] n. keten kumaştan yapılmış bandaj
linen [obsolete] n. keten bez
dirty linen n. (mecazen) kirli çamaşırlar
wash one's dirty linen in public v. kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
air somebody's dirty linen in public v. ipliğini pazara çıkarmak
wash somebody's dirty linen in public v. ipliğini pazara çıkarmak
shake the linen v. çarşaf silkelemek
Proverb
(one) does not wash (one's) dirty linen in public (biri) her şeyini/özel hayatını herkesin içinde anlatmaz
(one) does not wash (one's) dirty linen in public (biri) kirli çamaşırlarını ortaya dökmez
do not wash your dirty linen in public kirli çamaşırlarını ortaya dökme
do not wash your dirty linen in public özel aile sorunlarını ortalık yerde konuşma
Idioms
air someone's dirty linen in public v. kirli çamaşırlarını dökmek
wash one's dirty linen in public v. kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
air one's dirty linen in public v. ipliğini pazara çıkarmak
wash one's dirty linen in public v. ipliğini pazara çıkarmak
air one's dirty linen in public v. kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
wash one's dirty laundry/linen in public (brit) v. kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
air someone's dirty laundry/linen in public (us) v. kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
air dirty linen in public v. kirli çamaşırları ortaya sermek/dökmek
air dirty linen in public v. kirli çamaşırları ortaya sermek/dökmek
wash your dirty linen in public v. özel aile sorunlarını ortalık yerde konuşmak
wash your dirty linen in public v. her şeyini/özel hayatını herkesin içinde anlatmak
wash your dirty linen in public v. kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
shoot one's linen v. (rahatsızlığını veya kibrini gösterme amaçlı) manşetlerini düzeltmek
shoot one's linen v. gösteriş yapmak
shoot one's linen v. caka satmak
shoot one's linen v. kibirlice dolanmak
Speaking
don't wash your dirty linen in public expr. kirli çamaşırlarını ortaya dökme
Trade/Economic
linen supply and delivery n. keten temini ve dağıtımı
Technical
pure linen n. has keten
surgical linen suture n. cerrahi keten iplik
pure linen n. saf keten
oiled linen n. yağlı keten
half linen n. yarı keten
cotton linen n. yarı keten
union linen n. yarı keten
linen bag n. çuval
bed linen n. yatak çarşafı
butcher linen n. kasap bezi
Textile
linen yarn n. keten ipliği
cotton linen n. pamuklu keten
linen mix n. keten karışımı
aeroplane linen n. uçak keteni
bed linen n. çarşaf ve yastık kılıfı
handkerchief linen n. ince keten bezi
poly linen n. poli keten
suiting linen n. kostümlük keten
cotton linen n. yarı keten
oiled linen n. yağlı keten
half linen n. yarı keten
union linen n. yarı keten
pure linen n. saf keten
pure linen n. has keten
silk-linen mix n. ipek-keten karışımı
linen draper n. manifaturacı
linen drapery n. mensucat
linen drapery n. manifaturacılık
linen floss n. nakış işlerinde kullanılan keten iplik
a heavy lace of linen pieces joined by embroidery n. güpür
linen trousers n. keten pantolon
tow linen n. kıtıktan yapılmış bez
linen prover n. keten kumaşındaki iplikleri saymakta kullanılan küçük mikroskop
linen collar n. çıkarılabilir gömlek yakası
linen cuff n. çıkarılabilir gömlek manşeti
bath linen n. banyo havlusu
household linen n. genellikle beyaz kumaştan yapılan ev tekstili ürünleri
Architecture
linen scroll n. duvarları doldurmak için kullanılan kumaş süsleme
linen pattern n. duvarları doldurmak için kullanılan kumaş süsleme
Medical
surgical linen suture n. cerrahi keten iplik
Printing
linen paper n. keten liflerinden yapılmış kağıt
linen paper n. ketene benzer bir dokuya sahip kağıt
Agriculture
linen fibres n. keten lifi
Theatre
transparent linen n. saydam pano
Star Wars
linen stores n. linen depoları