lips - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

lips

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "lips" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Dentistry
lips n. dudaklar
Linguistics
lips n. dudaklar
British Slang
lips n. cinsel organ dudağı

Bedeutungen, die der Begriff "lips" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 174 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
prominent lips n. etli dudaklar
the smile on one's lips n. dudaklarındaki tebessüm
vaginal lips n. vajina dudakları
smack one's lips v. ağzını şapırdatmak
hang on somebody's lips v. ağzının içine bakmak
smack one's lips v. dudaklarını şapırdatmak
lick one's lips v. ağzının suyu akmak
hang on somebody's lips v. can kulağıyla dinlemek
kiss on the lips v. dudaktan öpmek
bite one's lips v. dudaklarını ısırmak
bite lips v. dudak ısırmak
unseal one's lips v. dili çözülmek
read someone's lips v. birinin dudaklarını okumak
with red lips adj. kiraz dudaklı
smacking one's lips adv. şapır şupur
on the lips adv. dudaktan
Phrases
seal up your lips and give no words but mum expr. kimseye söyleme
seal up your lips and give no words but mum expr. sır olarak sakla
Proverb
loose lips sink ship boşboğazlık adam öldürür
Colloquial
on everyone's lips expr. herkesin dilinde olan
Idioms
latrine lips n. ağzı bozuk kimse
latrine lips n. edepsiz kimse
latrine lips n. terbiyesiz kimse
latrine lips n. küfürbaz kimse
latrine lips n. ağzını bozma
latrine lips n. edepsizlik
latrine lips n. terbiyesizlik
latrine lips n. küfürlü konuşma
latrine lips n. küfür etme
loose lips n. boşboğazlık
loose lips n. gevşek ağız
loose lips n. ağzı gevşeklik
loose lips n. çenesi düşük olma
read someone's lips v. (birinin) sözüne kulak vermek
read someone's lips v. söyleneni anlayıp idrak etmek
read someone's lips v. argümanın doğruluğunu kabul etmek
hang on the lips v. büyülenmişçesine dinlemek
lick one's lips v. ağzı sulanmak
button one's lips v. ağzına kilit vurmak
escape one's lips v. ağzından kaçmak
escape from one's lips v. ağzından kaçmak
hang on someone's lips v. ağzının içine bakmak
dash the cup from one's lips v. birinin bir şeyi elde etmesini engellemek
hang on someone's lips v. birinin ağzının içine bakmak
curl one's lips v. dudak buruşturmak
hang on the lips of v. can kulağı ile dinlemek
purse one's lips v. dudak bükmek
bite one's lips v. duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak
bite one's lips v. dudaklarını ısırmak
curl one's lips v. dudak bükmek
button one's lips v. çenesini kapamak
be on everyone's lips v. herkesin dilinde olmak
lick one's lips v. istek göstermek
hang on someone's lips v. kulak kesilmek
bite one's lips v. öfkesini gizlemek
button one's lips v. susmak
dash the cup from one's lips v. yolunu kesmek
not pass (one's) lips v. (birinin) ağzından laf çıkmamak
not pass (one's) lips v. (birinden) laf çıkmamak
not pass (one's) lips v. (biri) tarafından sır olarak tutulmak
not pass (one's) lips v. (birinin) ağzına/dudağına değmemek
not pass (one's) lips v. (birinin) ağzına sürülmemek
not pass your lips v. ağzından laf çıkmamak
not pass your lips v. laf çıkmamak
not pass your lips v. ağzını açmamak
not pass your lips v. bir şey söylememek
not pass your lips v. tek söz etmemek
not pass your lips v. ağzına bir şey sürmemek/değdirmemek
pass (one's) lips v. ağzına atmak
pass (one's) lips v. yemek
pass (one's) lips v. içmek
pass one's lips v. söylemek
pass one's lips v. ağzından çıkmak
pass someone's lips v. ağzına atmak
pass someone's lips v. yemek
pass someone's lips v. içmek
pass someone's lips v. ağzından çıkmak
pass someone's lips v. söylemek
be licking (one's) lips v. ağzının suyu akmak
be licking (one's) lips v. ağzı sulanmak
be licking your lips v. ağzının suyu akmak
be licking your lips v. ağzı sulanmak
keep (one's) lips sealed v. çenesini/ağzını kapalı tutmak
keep (one's) lips sealed v. ağzını açmamak
keep (one's) lips sealed v. ağzını/çenesini tutmak
keep (one's) lips sealed v. dilini tutmak
lick lips v. ağzının suyu akmak
lick lips v. istek göstermek
lick lips v. ağzı sulanmak
lick/smack your lips v. dudaklarını yalamak
lick/smack your lips v. yalanmak
lick/smack your lips v. ağzı sulanmak
lick/smack your lips v. sabırsızlanmak
lick/smack your lips v. ağzının suyu akmak
pass lips v. ağzından çıkmak
pass lips v. ağzına atmak
pass lips v. içmek
pass lips v. yemek
pass lips v. söylemek
read lips v. dudak okumak
read lips v. sözüne kulak vermek
read lips v. söyleneni anlayıp idrak etmek
read lips v. argümanın doğruluğunu kabul etmek
read lips v. iyi dinlemek
read lips v. dudaklarını okumak
from your lips to god's ears expr. umalım da öyle olsun
read my lips! expr. beni iyi dinle!
watch my lips! expr. beni iyi dinle!
on everyone's lips expr. herkesin dilinde
loose lips sink ships expr. yerin kulağı vardır
on (one's) lips expr. (birinin) ağzında/dilinde
on (one's) lips expr. herkesin ağzında/dilinde
on (one's) lips expr. (birinin) dilinin ucunda
on someone's lips expr. birinin ağzında/dilinde
on someone's lips expr. herkesin ağzında/dilinde
on someone's lips expr. birinin dilinin ucunda
(one's) lips are sealed expr. (biri) kimseye söylemez/anlatmaz
(one's) lips are sealed expr. (biri) bunu sır olarak saklar
(one's) lips are sealed expr. (birinin) ağzı sıkıdır
(one's) lips are sealed expr. (birinin) dudakları mühürlü
(one's) lips are sealed expr. (birinin) dudakları mühürlüdür
(one's) lips are sealed expr. (birinden) laf çıkmaz
(one's) lips are sealed expr. (biri) hiçbir şeyi açık etmez
(one's) lips turn blue expr. (birinin) dudakları morarmış (soğuktan veya dolaşım yetersizliğinden)
your lips are sealed expr. asla anlatamaz
your lips are sealed expr. bununla ilgili konuşmaz
your lips are sealed expr. ağzı sıkıdır
your lips are sealed expr. dudakları mühürlü
your lips are sealed expr. laf çıkmaz
your lips are sealed expr. hiçbir şeyi açık etmez
Speaking
lips are sealed expr. asla anlatamam
lips are sealed expr. bununla ilgili konuşmayacağım
my lips are sealed expr. bunu kimseye söylemem
my lips are sealed expr. bu bende kalır
my lips are sealed expr. dudaklarım mühürlüdür
keep your lips sealed expr. çeneni kapa
my lips are sealed expr. dudaklarım mühürlü
no I did not get my lips done expr. hayır dudaklarımı yaptırmış değilim
no I did not get my lips done expr. hayır dudaklarımı yaptırmadım
Technical
shear lips n. kesme yanakları
Medical
chapped lips n. çatlak dudak
chapping of lips n. çatlak dudak
chapped lips n. dudak çatlaması
chapped lips n. dudaklarda çatlama
chapped lips n. dudakta çatlama
chapping of lips n. dudaklarda çatlama
chapping of lips n. dudak çatlaması
chapping of lips n. dudakta çatlama
thin lips n. ince dudaklar
cleft lips/palates n. yarık dudak/damak
Anatomy
inner lips n. iç dudaklar
small lips n. küçük dudaklar
Pathology
diseases of lips n. dudak hastalıkları
Gastronomy
sweethearts' lips n. dilber dudağı
Volleyball
dig lips n. dudak okuma
Slang
juicy lips n. ıslak dudaklar
pussy lips n. vajina dudakları
lock lips (with someone) v. (biriyle) tutkulu öpüşmek
lock lips (with someone) v. (biriyle) dudaklarını kenetlemek
lock lips (with someone) v. (biriyle) uzun uzun öpüşmek
lock lips v. dudaklarına kenetlenmek
lock lips v. tutkulu öpüşmek
lock lips v. dudaklarını kenetlemek
lock lips v. uzun uzun öpüşmek
zip up your lips! exclam. kes sesini!
zip up your lips! exclam. kapa çeneni!
zip up your lips! exclam. sus!
zip your lips! exclam. kes sesini!
zip your lips! exclam. kapa çeneni!
zip your lips! exclam. sus!
zip your lips up! exclam. kes sesini!
zip your lips up! exclam. kapa çeneni!
zip your lips up! exclam. sus!
Star Wars
untitled (loose lips) n. başlıksız (boşboğazlık)