Verlauf

loved

Bedeutungen von dem Begriff "loved" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	loved n.	sevilen kimse
2	General	loved n.	aşık olunan kimse
3	General	loved adj.	sevgili
4	General	loved adj.	aşık
5	General	loved adj.	sevilen
6	General	loved adj.	sevgiyle anılan
7	General	loved adj.	el üstünde tutulan
8	General	loved adj.	kıymeti olan
9	General	loved suf.	sevilen anlamına gelen bir son ek
10	General	loved suf.	hayran olunan anlamına gelen bir son ek

Bedeutungen, die der Begriff "loved" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 52 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	being loved n.	sevilme
2	General	pre-loved clothes n.	önceden sevilen kıyafetler
3	General	pre-loved clothing n.	ikinci el, kullanılmış kıyafet
4	General	pr-loved shopping n.	ikinci el alışveriş
5	General	loved one n.	yakın ilişki
6	General	loved one n.	kıymet verilen ilişki
7	General	loved one n.	gönül ilişkisi
8	General	loved one n.	yakın zamanda vefat etmiş kimse
9	General	loved one n.	merhum kimse
10	General	loved ones n.	yakın ilişkiler
11	General	loved ones n.	kıymet verilen ilişkiler
12	General	loved ones n.	gönül ilişkileri
13	General	be loved v.	sevilmek
14	General	cause to be loved v.	sevdirmek
15	General	be loved back v.	aşkına karşılık almak
16	General	be loved in return v.	aşkına karşılık bulmak
17	General	be loved back v.	aşkına karşılık bulmak
18	General	be loved in return v.	aşkına karşılık almak
19	General	need to love and be loved v.	sevmeye ve sevilmeye ihtiyacı olmak
20	General	best-loved adj.	en çok sevilen
21	General	best-loved adj.	en sevilen
22	General	well-loved adj.	çok sevilen
23	General	pre-loved adj.	ikinci el/kullanılmış
Phrases
24	Phrases	with your loved ones expr.	sevdiklerinizle
25	Phrases	with your loved ones expr.	sevdiklerinle
Proverb
26	Proverb	tis better to have loved and lost than never to have loved at all	sevip de yitirmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan daha iyidir
27	Proverb	it is better to have loved and lost than never to have lost at all	sevip de kaybetmek hiç sevmemekten daha iyidir
28	Proverb	it is better to have loved and lost than never to have loved at all	sevip de kaybetmek sevmemiş olmaktan iyidir
29	Proverb	it is better to have loved and lost than never to have loved at all	sevip de kaybetmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan iyidir
Colloquial
30	Colloquial	love and to be loved v.	sevmek ve sevilmek
Speaking
31	Speaking	I thought that you loved me expr.	beni sevdiğini sanıyordum
32	Speaking	you make me feel loved expr.	bana sevildiğimi hissettiriyorsun
33	Speaking	I thought you loved me expr.	beni sevdiğini düşündüm
34	Speaking	I loved it expr.	bunu sevdim
35	Speaking	I thought you loved me expr.	beni sevdiğini sandım
36	Speaking	i thought you loved me expr.	hani beni sevmiştin
37	Speaking	I loved him very much expr.	onu çok severdim
38	Speaking	nobody ever loved me like she does expr.	kimse beni onun sevdiği gibi sevmedi
39	Speaking	that man has never loved anyone but himself expr.	o adam hayatta kendisinden başka kimseyi sevmedi
40	Speaking	I loved her very much expr.	onu çok severdim
41	Speaking	have you ever loved somebody so much? expr.	sen hiç birini çok sevdin mi?
42	Speaking	it's better to have loved and lost than never to have loved at all expr.	sevip de yitirmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan daha iyidir
43	Speaking	have you ever loved someone so much? expr.	sen hiç birini çok sevdin mi?
44	Speaking	your loved ones expr.	sevdikleriniz
Slang
45	Slang	loved up adj.	çok mutlu
46	Slang	loved up adj.	ilişki halinde
47	Slang	loved-up adj.	midesinde kelebekler uçuşan
48	Slang	loved-up adj.	aşk sarhoşu olan
49	Slang	loved-up adj.	ayakları yere basmayan
British Slang
50	British Slang	loved up adj.	aşık
51	British Slang	loved up adj.	love tribine bağlamış
52	British Slang	loved up adj.	kafası güzel/iyi