manevi - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

manevi



Bedeutungen von dem Begriff "manevi" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
manevi spiritual adj.
manevi moral adj.
General
manevi ghostlike adj.
manevi ghostly adj.
manevi adoptive adj.
manevi bodiless adj.
manevi unworldly adj.
manevi inner adj.
manevi unearthly adj.
manevi inward adj.
manevi intangible adj.
manevi moral adj.
manevi spiritual adj.
manevi incorporeal adj.
manevi immaterial adj.
manevi non-pecuniary adj.
manevi animastic adj.
manevi asomatous adj.
manevi unbodied adj.
manevi unworldly adj.
manevi innerly [scotland] adj.
manevi supersensual adj.
manevi supersubstantial adj.
Literature
manevi translunar adj.
manevi translunary adj.
manevi superlunary adj.
manevi superlunar adj.
Philosophy
manevi spiritual adj.
manevi immateriate [obsolete] adj.
Archaic
manevi uncorporal adj.
manevi home-felt adj.

Bedeutungen, die der Begriff "manevi" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 262 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
manevi değer sentimental value n.
General
manevi yenilgi moral defeat n.
manevi eğitim spritual education n.
hava (bir yere özgü manevi) tone n.
manevi değer intangible n.
insanın manevi varlığını oluşturan irade domestic n.
manevi baba godfather n.
manevi destek moral support n.
baskı (manevi) pressure n.
manevi lider spiritual leader n.
manevi zafer moral victory n.
manevi işkence mental cruelty n.
manevi güç morale n.
destek (maddi/manevi) support n.
manevi ve ahlaki açıdan kitle iletişim araçları moral and ethical aspects mass media n.
maddi ve manevi destek material aid and spiritual support n.
manevi güç moral force n.
manevi mülkiyet intangible property n.
manevi evlat adopted child n.
manevi ölüm attainder n.
manevi tazminat spiritual damages n.
manevi kuvvet inner resources n.
telif hakları dahilinde manevi haklar moral rights n.
manevi yükümlülük moral obligation n.
manevi yardım moral support n.
maddi manevi hasar financial and emotional damage n.
maddi manevi tazminat material and moral indemnities n.
manevi destek emotional support n.
manevi yardım emotional support n.
manevi çocuk adopted child n.
manevi çocuk adoptive child n.
manevi zarar moral damage n.
manevi ıstırap mental anguish n.
manevi ıstırap anguish n.
maddi ve manevi destek moral and material support n.
maddi manevi destek moral and material support n.
manevi ebeveyn stand-in parent n.
manevi aile stand-in parent n.
manevi değerler spiritual values n.
manevi değerler moral values n.
manevi şahsiyet spiritual personality n.
duygusal/manevi bağlılık emotional attachment n.
manevi doygunluk/tatmin spiritual satisfaction n.
manevi güç inner power n.
diğer insanlara maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışma altruism n.
manevi hak moral right n.
manevi haklar moral rights n.
manevi miras moral heritage n.
manevi destek veren kimse anchor n.
manevi güç inner strength n.
bir çeşit duygusal ve manevi destek modeli pastoral care n.
bir kurumun üyesi olmayıp üyelerine manevi liderlik ve danışmanlık için atanmış kimse chaplain n.
1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütünü new age n.
zihinsel veya manevi terbiye tilth n.
maddi ve manevi dönüşümlere neden olabilen simya özelliği tincture [obsolete] n.
manevi baba bapu n.
manevi güç lift n.
bir kimsenin bedensel, zihinsel veya manevi yapısı make n.
geçici (ruhani veya manevi) etki visiting n.
manevi rehber ve gözetici bishop n.
bir taraftan manevi vasıflardan ve diğer taraftan biçimlenmiş cisimlerden ayrışan fiziksel madde matter n.
manevi sorun boyg n.
manevi bir gerçeği göstermek için anlatılan hikaye myth n.
manevi evlat dalt [obsolete] [scotland] n.
manevi ilişki gossipry n.
manevi yakınlık gossipry n.
manevi varlık idol n.
manevi çöküntü rot n.
manevi baba compadre n.
çocuğun vaftiz ebeveynleri ile biyolojik ebeveynleri arasındaki manevi ilişki compaternity n.
manevi ödül compensation n.
ahlaki veya manevi bir mükafattan kaynaklanan duygu compensation n.
manevi varlık incorporeal n.
ışık gibi yayılan manevi aydınlık irradiance n.
ahlaki ya da manevi kaynaklar piety n.
tarihi ya da manevi bir yere yapılan gezi pilgrimage n.
manevi destek countenance n.
manevi baba father n.
tembellik ve lüksün doğurduğu manevi yozlaşma fatty degeneration n.
güç veya maddi avantaj arzusuyla gelen manevi veya entelektüel tatminsizlik faustianism n.
manevi kuvvet inner resource n.
manevi yetkinlik inner resource n.
manevi derinlik inwardness n.
manevi varlığın somut görünüm kazanması precipitation n.
manevi ebeveyn foster parent n.
manevi ebeveyn foster-parent n.
manevi tatmin freedom n.
manevi bir gerçeği göstermek için anlatılan hikaye parable v.
manevi değer kazandırmak spiritualize v.
manevi baskı altında olmak be under pressure v.
manevi değer kazandırmak spiritualise v.
(birine) manevi değeri olmak have a sentimental value v.
(birine) manevi değeri olmak have a sentimental value (to) v.
(birine) manevi bir değeri olmak have a sentimental value v.
(birine) manevi bir değeri olmak have a sentimental value (to) v.
manevi değerini elinden almak unspiritalize v.
manevi özelliklerinden etmek unspiritalize v.
manevi değerini elinden almak unspiritalise v.
manevi özelliklerinden etmek unspiritalise v.
manevi değerini elinden almak unspiritualize v.
manevi özelliklerinden etmek unspiritualize v.
manevi değerini elinden almak unspiritualise v.
manevi özelliklerinden etmek unspiritualise v.
sonsuz bir manevi bağlılık sunmak moor v.
(manevi bir şeyi) sunmak give v.
manevi karakterinden yoksun bırakmak despiritualize [us] v.
manevi karakterinden yoksun bırakmak despiritualise [uk] v.
manevi yardım almak drive v.
manevi yükümlülüklerden muaf unbeholden adj.
manevi olmayan nonspiritual adj.
sadece maddi olayların anlaşılabileceğini ve manevi meselelerin veya onların nihai sebeplerinin bilinmesinin imkansız olduğunu düşünen nescient adj.
1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütününe ait veya ilgili new age adj.
ahlaki ve manevi yönlerden yenilenmiş twice-born adj.
manevi olmayan unghostly adj.
manevi olarak zarar görmemiş unharmed adj.
(fiziksel veya manevi) yara almamış unmutilated adj.
manevi olma unworldliness adj.
maddi kazançlar için manevi değerlerini kurban eden faustian adj.
manevi tatminsizlik veya eziyet içinde olan faustian adj.
manevi bilgisi olan inscient adj.
ahlaki, manevi veya entelektüel ilgi alanları bulunmayan sensual adj.
manevi bir şekilde intangibly adv.
manevi bir şekilde incorporeally adv.
maddi ve manevi olarak materially and spiritually adv.
maddi ve manevi olarak materially and morally adv.
manevi açıdan morally adv.
manevi olmayan bir şekilde unspiritually adv.
manevi olarak in spirit adv.
manevi olarak spiritually adv.
manevi olarak morally adv.
manevi olarak adoptively adv.
Phrasals
manevi borcunu ödemek give back v.
birine manevi destek vermek bolster someone up v.
Phrases
maddi ve manevi material and nonmaterial expr.
Colloquial
bazen estetik ve manevi kaygıları para kazanmak için göz ardı eden çok karlı plan veya kurum money-machine n.
Idioms
manevi yük excess baggage n.
manevi güce veya motivasyona sahip olmayan kimse limp dishrag n.
manevi güce veya motivasyona sahip olmayan kimse limp rag n.
manevi güce veya motivasyona sahip olmayan kimse wet dishrag n.
manevi güce veya motivasyona sahip olmayan kimse wet rag n.
manevi varlık ghostly presence n.
manevi/ruhsal mevcudiyet ghostly presence n.
manevi kız kardeş blood sister n.
(birine) manevi ıstırap vermek gnaw (at) (someone's) vitals v.
manevi ıstırap içerisinde olan (as) messed up as hogan's goat [dated] adj.
manevi/ruhsal çöküntüye uğrayan (as) messed up as hogan's goat [dated] adj.
manevi ıstırap içerisinde olan (as) screwed up as hogan's goat [dated] adj.
manevi/ruhsal çöküntüye uğrayan (as) screwed up as hogan's goat [dated] adj.
önemli olan kişinin manevi özellikleridir it's what's inside that counts [cliché] expr.
önemli olan kişinin manevi özellikleridir it's what's on the inside that counts [cliché] expr.
Trade/Economic
gerekli maddi veya manevi donanım wherewithal n.
manevi amaç moral purpose n.
manevi zarar moral hazard n.
manevi hasar non-pecuniary damage n.
Law
manevi yükümlülük moral obligation n.
manevi unsuru moral element n.
manevi zarar intangible damages n.
manevi kanıt moral evidence n.
manevi ölüm attainder n.
manevi zarar için verilen tazminat smart money n.
manevi tazminat davası lawsuit for mental anguish n.
manevi tazminat damages for mental anguish n.
manevi ölüm attainture n.
manevi vecibe moral obligation n.
manevi tazminat solatium n.
manevi borç moral obligation n.
manevi baskı moral coercion n.
maddi ve manevi tazminat pecuniary and non-pecuniary damages n.
manevi zarar immaterial damage n.
manevi zarar moral hazard n.
manevi zarar mental anguish n.
manevi hak moral right n.
manevi zarar moral damage n.
manevi zorlama constraint n.
manevi tazminat non-pecuniary damages n.
manevi tazminat immaterial compensation n.
maddi manevi hasar pecuniary and non-pecuniary damages n.
manevi haklar incorporeal rights n.
manevi tazminat miktarının azaltılması mitigation loss n.
manevi delil moral evidence n.
manevi zarar emotional distress n.
manevi tazminat miktarının azaltılması mitigation of loss and damage n.
manevi evlat foster child n.
maddi kayıp ve manevi zarar pecuniary loss and intangible damages n.
manevi evlat fosterling n.
manevi cebir compulsion n.
manevi şahsiyet legal person n.
manevi tazminat damages for pain and suffering n.
maddi manevi tazminat pecuniary and non-pecuniary damages n.
suçun manevi unsurları subjective elements of the offence n.
suçun manevi unsuru moral element of crime n.
suçun manevi unsuru mental element of crime n.
(yanlış teşhis sonucu) sakat doğan çocuğun (maddi manevi) tazminat talebinde bulunması wrongful life n.
manevi taciz moral harassment n.
manevi tazminat punitive damages n.
(ingiliz hukuku'nda eskiden) manevi hakların yalnızca senetle devredilmesi grant n.
maddi manevi zarar/yıkım pain and suffering [us] n.
manevi istinadgah moral basis n.
manevi dayanak noktası moral basis n.
istinadgah-ı manevi moral basis n.
suçun manevi unsuru mens rea n.
Politics
manevi ölüm civil death n.
Psychology
manevi tedavi moral treatment n.
Social Sciences
rudolf steiner'ın öğretilerine dayanan, doğru eğitim ve kişisel disiplinle insanın manevi dünya deneyimine sahip olabileceğini savunan bir inanç sistemi anthroposophy n.
rudolf steiner'ın öğretilerine dayanan, doğru eğitim ve kişisel disiplinle insanın manevi dünya deneyimine sahip olabileceğini savunan bir inanç sistemi anthroposophical medicine n.
Religious
budizm'de öz disiplini de içeren manevi uygulamalar tapas n.
manevi kurtuluşa erdiren redemptive n.
manevi kurtuluşa erme redempture [obsolete] n.
kişinin mistik ya da manevi özü name n.
(hinduizmde) manevi kurtuluş release n.
afrika toplumlarında bitkisel veya manevi şifacı nganga n.
afrika toplumlarında bitkisel veya manevi şifacılar ngangas n.
algılanan dünyanın ötesinde olan manevi gerçeklik truth n.
yahudiliğin hasidik inancında manevi lider tsadik n.
yahudiliğin hasidik inancında manevi lider zaddik n.
yahudiliğin hasidik inancında manevi lider tzadik n.
yahudiliğin hasidik inancında manevi lider tzaddiq n.
manevi aydınlanma ve tanrı ile birlikte olmak için çabalayan 16. yüzyılda kurulmuş mistik ispanyol mezhebinin bir mensubu alombrado n.
manevi aydınlanma ve tanrı ile birlikte olmak için çabalayan 16. yüzyılda kurulmuş mistik ispanyol mezhebinin bir mensubu alumbrado n.
manevi aydınlanma ve tanrı ile birlikte olmak için çabalayan 16. yüzyılda kurulmuş mistik ispanyol mezhebinin bir mensubu perfectibilist n.
manevi aydınlanma anagogy [obsolete] n.
manevi aydınlanma anagoge [obsolete] n.
(hinduizm'de) hindu manevi yaşamının dört aşamasından biri ashrama n.
manevi sebeplerle dünya zevklerinden uzak yaşama pratiği askesis n.
hindu manevi yaşamının dört aşamasından biri asrama n.
hindu manevi yaşamının dört aşamasından biri ashrama n.
bireylerin manevi yararına düzenlenen törenler sacraments n.
tanrı'nın hakim olduğu manevi alem kingdom of god n.
manevi kurtuluşun incil'e iman ile olacağını vurgulayan inanış evangelicalism n.
(çeşitli dinlerde) sevaplar için bahşedilen manevi ödül merit n.
kişinin ilahi olanla bir olmasını simgeleyen manevi bütünlük sembolü holy grail n.
ölmüş veya yaşayan tüm gerçek hristiyanların oluşturduğu manevi kardeşlik communion of saints n.
(hinduizm'de) manevi rehber gooroo n.
(ingiliz kilisesi'nde) sadece manevi konularla ve kilise meseleleriyle ilgilenen ve piskopos vekilinin başkanlık ettiği mahkeme consistory n.
(ingiliz kilisesi'nde) sadece manevi konularla ve kilise meseleleriyle ilgilenen ve piskopos vekilinin başkanlık ettiği mahkeme consistory court n.
(jainizm'de) manevi aydınlanma samadhi n.
eskiden ingiltere'de hüküm giymiş suçlulara manevi yardım yapıp idama hazırlamakla görevli din adamı ordinary n.
manevi güç siddhi n.
manevi olarak ödüllendirilmek merit v.
manevi içgörü sunmak irradiate v.
manevi kurtuluşa erdiren redeeming adj.
manevi kurtuluşa erebilir redemptible adj.
manevi gerçekle aydınlanmamış unilluminated adj.
manevi ilham almamış unilluminated adj.
yeni bir manevi tabiat verilmemiş unrenewed adj.
manevi silahlanma hareketi mra (moral rearmament) abrev.
Philosophy
manevi şifa ve yapıcı düşüncenin gücünü merkeze alan bir akım new thought n.
deneysel varlığın ve maddenin ötesinde sezgisel ve manevi bir varlığın olduğunu vurgulayan felsefi akım transcendental philosophy n.
deneysel varlığın ve maddenin ötesinde sezgisel ve manevi bir varlığın olduğunu vurgulayan felsefi akım transcendentalism n.
insanın manevi bir doğasının olmadığını ve aslında bir hayvan olduğunu savunan doktrin animalism n.
manevi varlıklara inanç animism n.
leibniz felsefesinde manevi varlık monad n.
leibniz felsefesinde manevi varlık monadism n.
yalnızca manevi veya ruhsal varlıkların var olduğu doktrini immaterialism n.
Military
askerinin yanı sıra manevi bir misyona sahip şövalyelik düzeni military order n.
komutanın askere dini, ahlaki ve manevi konularda tavsiye vermek üzere atadığı din görevlisi combatant command chaplain n.
Latin
manevi tecavüz contumelia n.
Archaic
manevi açıdan coşturmak translate v.
manevi aydınlığa kavuşmuş illuminate adj.
Slang
manevi değerler veya inançlar holy grail n.
(birini) maddi, manevi sömürmek suck someone dry v.
Modern Slang
manevi aile adoptive family n.