mekan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

mekan



Bedeutungen von dem Begriff "mekan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 27 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
mekan space n.
mekan place n.
General
mekan site n.
mekan locality n.
mekan abode n.
mekan residence n.
mekan environment n.
mekan hangout n.
mekan room n.
mekan location n.
mekan venue n.
mekan living space n.
mekan tent n.
mekan espace [obsolete] n.
mekan diggings n.
mekan doorstep n.
mekan roomage n.
mekan roomth n.
mekan -ama suf.
mekan -rama suf.
mekan -arama suf.
mekan -ama suf.
mekan -orama suf.
Trade/Economic
mekan location n.
Slang
mekan joint n.
mekan scatter n.
British Slang
mekan gaff n.

Bedeutungen, die der Begriff "mekan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 241 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
mekan ve zaman space and time n.
açık mekan open space n.
ekonomide mekan space in economics n.
açık mekan outer space n.
kişisel mekan personal space n.
endüstriyel mekan industrial location n.
oda/mekan ısıtıcısı space heater n.
kutsal mekan sacred space n.
deniz manzaralı güzel mekan space for water affinity n.
dış mekan outer space n.
tebdil-i mekan changing place n.
kapalı mekan indoor n.
dar mekan narrow space n.
dar mekan narrow place n.
içkili mekan public house n.
gözde mekan favorite place n.
kapalı mekan enclosed space n.
sosyal mekan social house-dwelling n.
zaman-mekan uzaklaşması time-space distanciation n.
oturulabilir iç mekan habitable inner space n.
dış mekan oyunları outdoor games n.
katoliklere göre ölülerin gittiğine inanılan dünyalar arasındaki mekan purgatory n.
mekan seçimi venue selection n.
mekan seçimi selection of venue n.
mekan değişikliği change of scenery n.
iç mekan oyunu indoor game n.
ıslak mekan/yer wet place n.
dış mekan bitkileri outdoor plants n.
mekan sentaksı space syntax n.
hiper mekan hyper space n.
mekan kurgusu venue setup n.
mekan kurgusu space setup n.
tarihi mekan historical place n.
tebdil-i mekan change of place n.
mekan değişikliği change of place n.
zaman-mekan ikilisinin tanımlanma ve edebiyatta sunulma biçimi chronotope n.
mekan planlama space planning n.
hıristiyan bazilikalarında kutsal yönü belirleyen (doğu) apsisin önünde yer alan, yalnızca ruhban sınıfının kullanabildiği kutsal mekan bema n.
kentsel mekan urban space n.
havalı, modern revaçta mekan hip venue n.
mekan ayarlama venue arrangement n.
akustik mekan soundscape n.
hem yemekhane hem oditoryum olarak kullanılan mekan cafetorium n.
uzay/mekan algısı spatial sense n.
coğrafi mekan verisi geospatial data n.
çeşitli dış mekan işlerini yapmak üzere ücret ödenen kimse yardman [us] n.
iç mekan estre [obsolete] n.
ahlaksız ve rezil kimselerin uğrak yeri olan mekan last chance saloon n.
alt sınıfa ait uğrak mekan hangout n.
favori mekan hant n.
tütün yapraklarının fermente edilmesi için kullanılan mekan sweathouse n.
kendi birasını yapıp satan mekan brewpub n.
terlemeye ayrılmış mekan hummum n.
depo olarak kullanılan küçük mekan mousehole n.
yaşama alanı olarak kullanılan küçük mekan mousehole n.
müşterilere çikolata ikram edilen mekan chocolate house n.
karanlık mekan dark n.
yemekleri iyi olması beklenen mekan munch n.
dış mekan open n.
afyon satılan ve kullanılan mekan opium den n.
kapalı mekan aktiviteleri indoor activities n.
iç mekan aktiviteleri indoor activities n.
kusursuz mekan oz n.
kamusal mekan public space n.
kamusal mekan projesi public space project n.
mekan müdavimi familiar n.
dış mekan aktivitelerine uygun olmayan hava koşulları inclementness n.
iç mekan tasarımlı peyzaj inscape n.
iç mekan peyzaj inscape n.
bağımsız mekan peculiar n.
talaş zeminli mekan sawdust saloon n.
ölü mekan dead zone n.
dış mekan koşucusu outrunner n.
kutsal mekan phane [obsolete] n.
mimari iç mekan ve mobilya tasarımında uzmanlaşmış kimse room decorator n.
siyahi erkeklerin takıldığı içkili mekan shebean [south africa] n.
siyahi erkeklerin takıldığı içkili mekan shebeen [south africa] n.
kaçak içki satan mekan işletmecisi shebeener n.
mekan çekiciliği place attractiveness n.
müşterek mekan common space n.
keşmekeş mekan snake pit n.
keşmekeş mekan snakepit n.
pis işlerin döndüğü mekan sodom n.
iç mekan bahçeciliği indoor gardening n.
alışılagelmiş mekan beat [obsolete] n.
yer altında bulunan mekan subterranity n.
geçirmek (bir hikaye vb'ni belirli bir mekan ve zaman içinde) set v.
uğrak mekan haline gelmek become a popular place to go v.
uğrak mekan halini almak become a popular place v.
uğrak mekan olmak become a stamping ground v.
uğrak mekan olmak become a popular place v.
uğrak mekan halini almak become a popular place to go v.
uğrak mekan halini almak become a stamping ground v.
uğrak mekan olmak become a popular place to go v.
uğrak mekan haline gelmek become a popular hangout v.
uğrak mekan haline gelmek become a stamping ground v.
uğrak mekan olmak become a popular hangout v.
uğrak mekan haline gelmek become a popular place v.
uğrak mekan halini almak become a popular hangout v.
mekan iptal etmek cancel a venue v.
(zaman, mekan) gerektirmek occupy v.
dış mekan görüntüsünü kapatmak overpicture v.
eğlenceli mekan jazzed adj.
aşırı kalabalık (mekan, gece kulübü vb) rammed adj.
dış mekan outdoor adj.
mekan dışı exterritorial adj.
kirli (mekan) sterquilinous adj.
self servisli mekan anlamı veren son ek -teria suf.
mekan anlamı veren son ek -ery suf.
mekan anlamı veren son ek -ry suf.
Phrasals
(mekan) soğuktan herkesi kaçırmak freeze out v.
Phrases
elverişli alan (mekan) temel alınarak on space available basis expr.
Colloquial
ana mekan big top n.
yasadışı içki satan mekan booze can n.
devamlı gidilen yer/mekan the place to be n.
müdavimi olunan yer/mekan the place to be n.
herkesin gittiği/taşındığı/beğendiği yer/mekan/semt the place to be n.
popüler/gözde yer/mekan/semt the place to be n.
leş mekan creep dive n.
boktan mekan creep dive n.
izbe mekan creep dive n.
içkili mekan fill-mill n.
yiyecekleri iğrenç olan mekan ptomaine domain n.
yiyecekleri yenecek gibi olmayan mekan ptomaine domain n.
bozuk/çürük yiyecekler satan mekan ptomaine domain n.
harabe mekan rathole n.
içkili mekan juice joint n.
yiyecekleri iğrenç olan mekan ptomaine palace n.
yiyecekleri yenecek gibi olmayan mekan ptomaine palace n.
bozuk/çürük yiyecekler satan mekan ptomaine palace n.
iğrenç yiyecekler servis eden mekan ptomaine palace n.
kokuşmuş yiyecekler satan mekan ptomaine palace n.
tüm gece açık mekan all-nighter n.
uğrak mekan hangout n.
gece açık mekan nighter n.
ucuz ve kalitesiz mekan a dive n.
açık mekan düşkünü fresh-air fiend n.
Idioms
uyuşturucu bağımlıların mekan bellediği terk edilmiş yapı abandominium n.
cennet gibi mekan/yer paradise on earth n.
revaçta mekan a hot spot n.
dış mekan the great outdoors n.
sıkıcı mekan popsicle stand n.
Speaking
(mekan/yer vb) benim tarzım değil/bana göre değil not my scene expr.
Trade/Economic
dış mekan mobilyası outdoor furniture n.
mekan işgali space occupancy n.
mekan ihtiyacı space requirement n.
mekan ücreti location fee n.
mekan gereksinimi space requirement n.
Tourism
açık mekan organizasyonu outdoor organization n.
otelden daha ucuz olan ve genelde kalabalık odalarda gençlerin kaldığı mekan youth hostel n.
turistik mekan destination n.
Advertising
dış-mekan reklamcılığı outdoor advertising n.
dış mekan reklamcılığı out-of-home advertising n.
dış mekan reklamcılığı outdoor advertising n.
dış mekan reklam afişi snipe n.
Technical
iç ve dış mekan uygulamaları indoor and outdoor applications n.
iç mekan iklimi indoor climate n.
iç mekan iklimi interior climate n.
mekan gereksinimi space requirement n.
mekan ihtiyacı space requirement n.
yüksek teknoloji iç mekan tasarımı high tech n.
iç mekan havası cryptoclimate n.
iç mekan volkan fountain n.
mekan-zamansal spatio-temporal adj.
Informatics
mekan-zamansal veri madenciliği spatio-temporal data mining n.
mekan-zamansal çerçeve spatio-temporal framework n.
Mechanic
sabit bir iç mekan beygir gücü birimi cider-mill horse power n.
Textile
bir tür dış mekan giysisi pilch n.
Architecture
mimari özellikleri katedrale benzeyen mekan cathedral n.
mekan duygusu sense of space n.
yüksek teknoloji iç mekan tasarımı hi tech n.
ileri teknolojili iç mekan tasarımı hi-tech n.
yüksek teknoloji iç mekan tasarımlı hi tech adj.
yüksek teknoloji iç mekan tasarımına ait hi tech adj.
Construction
sağlamlaştırılmış mekan refortification n.
dahili mekan kabloları indoor cables n.
iç mekan duvar ve tavanları interior walls and ceilings n.
mekan oluşturma placemaking n.
Woodworking
dış mekan mobilyası outdoor furniture n.
Furniture
timbo ağacının mobilya ve iç mekan tasarımında kullanılan kırmızı odunu timbo n.
iç mekan mobilyaları indoor furnitures n.
Automotive
iç mekan interior n.
iç mekan sıcaklık sensörü interior temperature sensor n.
iç mekan temizleyici interior cleaner n.
iç mekan gürültü seviyesi interior noise level n.
iç mekan kaplamaları interior trim n.
Marine
gemi direklerinin depolandığı genellikle tersanede bulunan mekan masthouse n.
geminin en önde bulunan iç mekan bölümü forepeak n.
Psychology
anlamsal mekan semantic space n.
mekan yöntemi method of loci n.
mekan estetiği aesthetics of place n.
mekan faktörü space factor n.
mekan algısı space perception n.
uzaklaştırıcı mekan sociofugal space n.
yaklaştırıcı mekan sociopetal space n.
Mental Health
zaman, mekan ve kişilere göre kendini çevrede konumlandırabilme orientation n.
Physics
mekan oluşumu space formation n.
eşikte mekan liminal space n.
işitsel mekan soundscape n.
liminal mekan liminal space n.
Botanic
kırmızı veya açık kırmızı sert ve gösterişli kerestesi sigara kutusu yapımı ve iç mekan düzenlemesinde kullanılan, filipinler'e özgü bir ağaç philippine cedar (toona calantas) n.
kırmızı veya açık kırmızı sert ve gösterişli kerestesi sigara kutusu yapımı ve iç mekan düzenlemesinde kullanılan, filipinler'e özgü bir ağaç philippine cedar (cedrela toona) n.
kırmızı veya açık kırmızı sert ve gösterişli kerestesi sigara kutusu yapımı ve iç mekan düzenlemesinde kullanılan, filipinler'e özgü bir ağaç kalantas (toona calantas) n.
kırmızı veya açık kırmızı sert ve gösterişli kerestesi sigara kutusu yapımı ve iç mekan düzenlemesinde kullanılan, filipinler'e özgü bir ağaç kalantas (cedrela toona) n.
avustralya'da yetişen, marangoz işinde ve iç mekan doğramasında kullanılan parlak grimsi sert bir ahşabı olan, icacinaceae familyasına mensup yaprak dökmeyen bir ağaç maple n.
avustralya'da yetişen, marangoz işinde ve iç mekan doğramasında kullanılan parlak grimsi sert bir ahşabı olan, icacinaceae familyasına mensup yaprak dökmeyen bir ağaç silky beech n.
avustralya'da yetişen, marangoz işinde ve iç mekan doğramasında kullanılan parlak grimsi sert bir ahşabı olan, icacinaceae familyasına mensup yaprak dökmeyen bir ağaç villaresia moorei n.
Education
kolej veya üniversitede yemek servis edilen büyük mekan dining-hall n.
Literature
zaman ve mekan setting n.
fantastik mekan fantasy setting n.
History
kutsal mekan fanum n.
Religious
yehova şahitleri'nin ibadet ve dini eğitim için toplandıkları mekan kingdom hall n.
kardinaller, piskoposlar ve katolik kilisesi'nin diğer yüksek rütbeli papazları tarafından giyilen kolsuz ve diz boyunda bir dış mekan giysisi mantelletta n.
fransa'da protestanlığın yasak olması sebebiyle huguenotların 1715 ile 1802 yılları arasında gizlice ibadet etmek için kullandıkları gözlerden ırak mekan desert n.
(cermen paganistlerince hazırlanan) iç mekan sunağı stall n.
Environment
iç mekan havası indoor air n.
Sport
su sporlarının sergilendiği mekan aquadrome n.
sahada oynanan dış mekan oyunu field game n.
Art
mekan  space  n.
resimlerin iç mekan yerine dış mekandaki gün ışığından faydalanılarak yapıldığı (fransız sanat akımı) plein air adj.
Theatre
sesli çekim stüdyosu veya tiyatroda dış mekan temsili exterior n.
Cinema
mekan sorumlusu location manager n.
Photography
dış mekan görüntüsü (manzara vb.) nature n.
flaş lambasının icadından önce iç mekan fotoğrafçılığında kullanılan ve magnezyum tozunun yanması ile elde edilen ışık flash light n.
Archaic
kutsal mekan fane n.
(saban, çiftlik hayvanı) taşınabilir dış mekan mülkü outsight [scotland] n.
Slang
(instagram'a resim göndermek ve paylaşımda bulunmak amacıyla) cep telefonunun iyi çektiği ve internet bağlantısının mükemmel olduğu mekan instagram-friendly place n.
sürekli mekan değiştiren kumarhane creep joint n.
leş mekan creep joint n.
boktan mekan creep joint n.
izbe mekan creep joint n.
içkili mekan gargle factory n.
dejenere/kötü insanlarla dolu mekan creep dive n.
fahişelerin mekan edindiği cadde/sokak ho stro n.
el altından alkol satan mekan juice joint [dated] n.
kişinin seks partneri bulmak için gittiği halka açık mekan meat rack n.
birileriyle takılmak için gidilen mekan meat rack n.
kız/erkek kaldırmak amacıyla gidilen mekan meat rack n.
çalıntı malların saklanıp dağıtıldığı mekan drop n.
uyuşturucu almak için toplanılan mekan pad n.
British Slang
seks partneri bulmak amacıyla gidilen mekan meat market n.