not know - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

not know

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "not know" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
not know v. bilmemek

Bedeutungen, die der Begriff "not know" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 269 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
not know what to do v. ne yapacağını bilmemek
General
pretending not to know n. tanımazlık
not to know any better v. yol yordam bilmemek
not to know v. tanımamak
pretend not to know v. tanımazlıktan gelmek
pretend not to know someone v. tanımamazlıktan gelmek
pretend not to know v. bilmezlikten gelmek
not know about v. haberi olmamak
not to know whom to support v. iki arada kalmak
not to know which road to take v. yolunu şaşırmak
not know exactly v. tam bilmemek
not want to know v. bilmek istememek
not know what one is saying v. ne dediğini bilmemek
know when one is not wanted v. istenmediğini bilmek
not know for sure v. tam bilmemek
pretend not to know someone v. tanımazlıktan gelmek
not know its source v. kaynağını bilmemek
not know the source of v. kaynağını bilmemek
not know somebody’s value v. kıymet bilmemek
pretend to not know v. tecahül etmek
pretend to not know v. bilmezden gelmek
pretend to not know v. bilmezden gelmek
Phrases
it's not what you know but who you know expr. ne bildiğin değil, kimi bildiğin/tanıdığın önemli
it's not what you know but who you know expr. ne kadar bilgili olduğun değil kimi bildiğin/tanıdığın önemli
not that i know of expr. bildiğim kadarıyla hayır
not that I know of expr. bildiğime göre
Proverb
one half of the world does not know how the other half lives tok açın halinden anlamaz
one half of the world does not know how the other half lives zengin, fakirin halinden anlamaz
one half of the world does not know how the other half lives dünyanın yarısının diğer insanların nasıl yaşadığından haberi yok
Colloquial
not know what (one is) missing v. neler/ne kaçırdığını bilmemek
not know what (one is) missing v. nasıl bir şey kaçırdığını bilmemek
not know what to do with (oneself) v. ne yapacağını bilememek
not know what to do with (oneself) v. nasıl oyalanacağını bilmemek
not know what to do with (oneself) v. nasıl vakit geçireceğini şaşırmak
not know what to do with (oneself) v. (kendiyle) nasıl baş edeceğini bilememek
not know what to do with (oneself) v. (kendini) nasıl yatıştıracağını bilememek
not know what to do with (oneself) v. ne yapacağını şaşırmak
if that's not (something), (then) I don't know what is expr. bu (bir şey) değil de ne?
if that's not (something), (then) I don't know what is expr. bu da (bir şey) değilse, ben de bir şey bilmiyorum demektir
Idioms
not know enough to come in out of the rain n. aptal
not know enough to come in out of the rain n. bön
not know from nothing n. enayi/saf
not know (one is) born v. ne kolay bir hayatı olduğunun farkında olmamak
not know you are born v. ne kolay bir hayatı olduğunun farkında olmamak
not know (one is) born v. ne şanslı olduğunu bilmemek/anlamamak
not know you are born v. ne şanslı olduğunu bilmemek/anlamamak
not know (one is) born v. ne kadar şanslı olduğunu görmemek/bilmemek/anlamamak
not know (one is) born v. ne kadar şanslı olduğundan bihaber olmak
not know (one is) born v. hayat şartlarının geçmişe ya da başkalarının yaşamına nazaran ne kadar iyileştiğinden bihaber olmak
not know you are born v. ne kadar şanslı olduğunu görmemek/bilmemek/anlamamak
not know you are born v. ne kadar şanslı olduğundan bihaber olmak
not know you are born v. hayat şartlarının geçmişe ya da başkalarının yaşamına nazaran ne kadar iyileştiğinden bihaber olmak
not know one end (of something) from another v. elifi mertek sanmak
not know one end (of something) from another v. bir konuda kara cahil/kör cahil/zırcahil olmak
not know one end (of something) from another v. bir konuda hiç bilgisi olmamak
not know one end (of something) from another v. bir şeyi diğerinden (başını sonundan/sağını solundan) ayıramamak
not know one end (of something) from another v. başını sonunu bilememek
not know one end (of something) from another v. neyin nerede başlayıp bittiğini bilememek
not know one end of something from the other v. (bir konu hakkında) beyan edebileceği bir bilgisi olmamak
not know one end of something from the other v. bir konuda zırcahil olmak
not know one end of something from the other v. (bir konu hakkında) hiçbir şey bilmemek
not know one end of something from the other v. (bir konu hakkında) hiçbir fikri olmamak
not know which end is up v. bihaber olmak
not know someone from eve v. birisini hiç tanımamış/hiç görmemiş olmak
not know beans about v. bihaber olmak
not know someone from adam v. birisini hiç tanımamış/görmemiş olmak
not know beans about v. hiçbir fikri olmamak
not know beans about v. hiçbir şey bilmemek
not know which end is up v. hiçbir şeyden haberi olmamak
not know the first thing about v. hiçbir şey bilmemek
not know beans about v. hiçbir bilgisi olmamak
not know the first thing about v. hiçbir fikri olmamak
not know beans about v. hiçbir şey çakmamak
not know one's own strength v. gücünün farkında olmamak
not know your arse from your elbow v. en basit işi bile becerememek
not know (someone) from a bar of soap v. hiç bilmemek
not know (someone) from a bar of soap v. hiç tanımamak
not know what hit someone v. neye uğradığını şaşırmak
not know if one is coming or going v. ne yapacağını bilememek
not know when to quit v. ne zaman duracağını bilmemek
not know the meaning of the word fear v. korku nedir bilmemek
not know one's own strength v. kendi gücünü bilmemek
not know whether you are coming or going v. ne yapacağını bilmemek
not know when to stop v. ne zaman duracağını bilmemek
not know whether one is coming or going v. kafası karmakarışık olmak
not know whether one is coming or going v. ne yapacağını şaşırmak
not know if you are coming or going v. ne yapacağını bilmemek
not know whether one is coming or going v. ne yapacağını bilememek
not know which end is up v. ne olup bittiğini bilmemek
not know whether one is coming or going v. ne yapacağını bilmemek
not know where to turn v. ne yapacağını bilmemek
not know if one is coming or going v. ne yapacağını bilmemek
not know which way to turn v. ne yapacağını bilmemek
not know when to give up v. ne zaman duracağını bilmemek
not know what hit you v. şokta ve kafası karışmış hissetmek
not know whether one is coming or going v. paniklemek
not know what to make of someone v. (birinin yaptığı şeye) anlam verememek/anlamamak
not know where to put oneself v. utancından saklanacak delik aramak
not know where to put yourself v. utancından kaçacak/girecek delik aramak
not know where to put oneself v. utançtan saklanacak yer aramak
not know where to put yourself v. utançtan saklanacak yer aramak
not know where to put oneself v. utancından kaçacak/girecek delik aramak
not know where to put yourself v. utançtan kaçıp sığınılacak bir yer aramak
not know beans about v. yabancı kalmak
not know where to put yourself v. utancından saklanacak delik aramak
not know where to put oneself v. utançtan kaçıp sığınılacak bir yer aramak
not know the time of day v. sağını solunu bile bilmemek
not know the time of day v. hiçbiri şeyden anlamamak
not know you are born [uk] v. ne kadar şanslı olduğunu bilmemek
not know you are born [uk] v. ne kadar şanslı olduğunun farkında olamamak
not know you’re born [uk] v. ne kadar şanslı olduğunu bilmemek
not know you’re born [uk] v. ne kadar şanslı olduğunun farkında olamamak
not know/not be able to tell one end of something from the other v. hiçbir bilgisi olmamak
not know/not be able to tell one end of something from the other v. hiçbir şey anlamamak
not know/not be able to tell one end of something from the other v. hiçbir fikri olmamak
not know/not be able to tell one end of something from the other v. bir konuda zır cahil olmak
not know/not be able to tell one end of something from the other v. başını sonundan ayırt edememek
not know/not be able to tell one end of something from the other v. başını sonunu bilememek
not know a from a windmill v. aptal olmak
not know a from a windmill v. salak olmak
not know a from a windmill v. beceriksiz olmak
not know a from a windmill v. bir şeyden anlamamak
not know a from a windmill v. kafası çalışmamak
not know b from a battledore v. çok aptal olmak
not know b from a battledore v. çok salak olmak
not know b from a battledore v. hiç bir şeyden anlamamak
not know b from a battledore v. hiç kafası çalışmamak
not know b from a battledore v. cahil
not know (any) better v. daha iyisini bilmemek
not know (any) better v. nasıl davranacağını bilmemek
not know (any) better v. neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmemek
not know (any) better v. doğru karar verecek/davranacak kadar gelişmiş olmamak
not know (any) better v. bir şey bilmemek
not know where to look v. nereye bakacağını bilememek
not know where to look v. ne yapacağını bilememek
not know where to look v. nasıl davranacağını bilememek
not know where to look v. eli ayağına dolaşmak
not know where to look v. çok utanıp nereye bakacağını bilememek
not know where to look v. utançtan nasıl davranacağını bilememek
not know where to look v. ne yapacağını bilememek
not know which way to look v. çok utanıp nereye bakacağını bilememek
not know which way to look v. utançtan nasıl davranacağını bilememek
not know which way to look v. ne yapacağını bilememek
not know which way to look v. utançtan nereye bakacağını bilememek
not know which way to look v. utançtan nasıl davranacağını bilememek
not know which way to look v. utançtan ne yapacağını bilememek
not know which way to look v. utançtan eli ayağına dolaşmak
not know where to look v. utançtan nereye bakacağını bilememek
not know where to look v. utançtan nasıl davranacağını bilememek
not know where to look v. utançtan ne yapacağını bilememek
not know where to look v. utançtan eli ayağına dolaşmak
not know which way to look v. nereye bakacağını bilememek
not know which way to look v. ne yapacağını bilememek
not know which way to look v. nasıl davranacağını bilememek
not know which way to look v. eli ayağına dolaşmak
not know the time of day v. elifi mertekten ayıramamak
not know (one is) born v. dünyadan haberi olmamak
be not to know v. önceden bilememek
be not to know v. öncen bilememek
not know the meaning of the word v. bir şey nedir bilmemek
not know the meaning of the word v. bir şeyin anlamı nedir bilmemek, bir şey (özellik, karakter) birinde olmamak
not know the meaning of the word v. bir şeyden bihaber olmak
not know the meaning of the word v. bir özellikten, nitelikten tamamen yoksun olmak
not know if (one) is afoot or on horseback v. ne yaptığını bilmemek
not know if (one) is afoot or on horseback v. ne yaptığının farkında olmamak
not know if (one) is afoot or on horseback v. kafası karışık olmak
know (or not know) from nothing [us] v. enayi/saf olmak
know (or not know) from nothing [us] v. cahil olmak
know (or not know) from nothing [us] v. bir şeyden/hiçbir şeyden anlamamak
not know (one) from adam v. (birini) daha önce hiç tanımamış/görmemiş olmak
not know (one) from adam v. (birinin) kim olduğunu bilmemek
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir şey bilmemek
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir bilgisi olmamak
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
not know any more about (something) than a hog knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir fikri olmamak
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir şey bilmemek
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir bilgisi olmamak
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konuyu) hiç bilmemek
not know any more about (something) than a pig knows about Sunday [us] v. (bir konu) hakkında hiçbir fikri olmamak
not know beans v. bihaber olmak
not know beans v. hiçbir fikri olmamak
not know beans v. hiçbir şey bilmemek
not know beans v. hiçbir bilgisi olmamak
not know beans v. hiçbir şey çakmamak
not know beans v. yabancı kalmak/olmak
not know beans (about something) v. (bir şeyden) bihaber olmak
not know beans (about something) v. (bir şey hakkında) hiçbir fikri olmamak
not know beans (about something) v. (bir konuda) hiçbir şey bilmemek
not know beans (about something) v. (bir konuda) hiçbir bilgisi olmamak
not know beans (about something) v. (bir şeyden) hiçbir şey çakmamak
not know beans (about something) v. (bir konuya) yabancı kalmak/olmak
not know from (something) v. (bir şeyden) anlamamak
not know from (something) v. (bir şeyden) hiç anlamamak
not know from (something) v. (bir şeyden) hiç çakmamak
not know from adam v. hiç tanımamış/görmemiş olmak
not know from adam v. kim olduğunu bilmemek
not know own strength v. gücünün farkında olmamak
not know own strength v. kendi gücünü bilmemek
not know the first thing about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında hiçbir şey bilmemek
not know the first thing about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında hiçbir fikri olmamak
not know what hit (one) v. neye uğradığını şaşırmak
not know what hit (one) v. şokta ve kafası karışmış hissetmek
not know what to do with yourself v. ne yapacağını bilememek
not know what to do with yourself v. nasıl oyalanacağını bilmemek
not know what to do with yourself v. nasıl vakit geçireceğini şaşırmak
not know what to do with yourself v. (kendiyle) nasıl baş edeceğini bilememek
not know what to do with yourself v. (kendini) nasıl yatıştıracağını bilememek
not know what to do with yourself v. ne yapacağını şaşırmak
not know what to do with yourself v. sıkıntıdan ne yapacağını bilememek
not know what to make of v. (birinin yaptığı şeye) anlam verememek/anlamamak
not know what to make of v. '-den ne anlam çıkaracağını bilememek
not know what to make of (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir anlam verememek
not know what to make of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) ne anlam çıkaracağını bilememek
not know what to make of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) pek anlamamak
not know what you're missing v. neler kaçırdığını bilmemek
not know what you're missing v. neler kaçırdığının farkında olmamak
not know where to turn v. çaresiz kalmak
not know where to turn v. nereden yardım isteyeceğini bilememek
not know whether you're coming or going v. ne yapacağını bilmemek
not know whether you're coming or going v. ne yaptığını bilmemek
not know whether you're coming or going v. ne yaptığı belli olmamak
not know you're born [uk] v. ne kolay bir hayatı olduğunun farkında olmamak
not know you're born [uk] v. ne şanslı olduğunu bilmemek/anlamamak
not know you're born [uk] v. ne kadar şanslı olduğunu görmemek/bilmemek/anlamamak
not know what hit someone expr. başına ne geldiğini bilmeden
not know the half of it expr. dahası da var
not know the half of it expr. duydukların ne ki
not know the half of it expr. daha dur/bitmedi
not know whether to laugh or cry expr. güler misin ağlar mısın
not know the half of it expr. hepsi bu kadar olsa iyi
not know what hit someone expr. kendisine neyin çarptığını bilmeden
not know enough to come in out of the rain expr. salak
Speaking
you know it's not a problem expr. bunu hiç dert etme
I did not know you were in the shower expr. duşta olduğunu bilmiyordum
you do not know what you are missing expr. neler kaçırdığını bir bilsen
how can you not know? expr. nasıl bilmezsin?
it's who you know, not what you know expr. neyi bildiğin değil, kimi tanıdığın önemli
I did not know what to do expr. ne yapacağımı bilmiyordum
I would not know! expr. ne bileyim ben!
I can not tell you anything you do not know expr. sana bilmediğin bir şey söyleyemem
I don't know whether to believe you or not expr. sana inansam mı inanmasam mı bilemiyorum
I want you to know you're not alone expr. yalnız olmadığını bil istiyorum
Slang
not know one's arse from one's elbow v. en basit işi bile yapamamak
not know one's arse from one's elbow v. elinden bir bok gelmemek
not know shit from shinola v. bir boktan haberi olmamak
not know shit from shinola v. aşırı saf olmak
not know shit from shinola v. bu dünyadan değil gibi olmak
not know shit from shinola v. cahil olmak
not know shit from shinola v. bir boktan anlamamak
not know shit from shinola v. hiçbir şeyin ayırdında olmamak
not know shit from shinola v. bir bok bilmemek
not know shit from shinola v. neyin ne olduğunu bilmemek
not know shit (about something) v. (bir şey hakkında) bir bok bilmemek
not know shit (about something) v. (bir şey hakkında) bir boktan haberi olmamak
not know shit (about something) v. (bir şeyden) bir bok anlamamak
not know shit (about something) v. (bir şey konusunda) cahil/bilgisiz olmak
not know shit (about something) v. (bir şeyden) bihaber olmak
not know (one's) ass from a hole in the ground v. bir bok bilmemek
not know (one's) ass from a hole in the ground v. hiçbir şey bilmemek
not know (one's) ass from a hole in the ground v. bir boktan anlamamak
not know (one's) ass from a hole in the ground v. kafası basmamak
not know shit from apple butter v. bir boktan anlamamak
not know shit from apple butter v. hiçbir bok bilmemek
not know shit from apple butter v. aşırı saf olmak
not know shit from apple butter v. cahil olmak
not know shit from apple butter v. bir boktan haberi olmamak
not know shit from apple butter v. bu dünyadan değil gibi olmak
not know shit from apple butter v. hiçbir şeyin ayırdında olmamak
not know shit from apple butter v. neyin ne olduğunu bilmemek