parlama - Türkisch Englisch Wörterbuch

parlama

Bedeutungen von dem Begriff "parlama" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 32 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
parlama flash n.
The car passed by in a flash of white.
Araba, ardında bir ışık parlaması bırakarak geçti.

More Sentences
General
parlama flashing n.
The flashing mass and the air surrounding it form a fireball.
Parlayan kütle ve onu çevreleyen hava bir ateş topu oluşturur.

More Sentences
Technical
parlama glitter n.
The glitter in his eyes showed his joy.
Gözlerindeki parlama sevincini gösteriyordu.

More Sentences
General
parlama flare n.
parlama explosion n.
parlama shining n.
parlama irradiance n.
parlama sparkle n.
parlama glisten n.
parlama glow n.
parlama glistening n.
parlama deflagrate n.
parlama spurt n.
parlama deflagration n.
parlama effulging n.
parlama sparkling n.
parlama flaming n.
parlama elamping n.
parlama glinting n.
parlama flare-up n.
parlama burst n.
parlama blaze-up n.
parlama flare-up n.
parlama low [scotland] n.
parlama inbeaming n.
parlama distriction n.
parlama flammation n.
parlama stellation n.
Colloquial
parlama glow up n.
Optics
parlama photopsy n.
Marine Biology
parlama slick n.
Photography
parlama bloom n.

Bedeutungen, die der Begriff "parlama" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 55 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Technical
parlama noktası flashpoint n.
North Korea presents one of the most threatening humanitarian crises and military flashpoints on the globe.
Kuzey Kore, dünya üzerindeki en tehditkâr insani krizlerden ve askeri parlama noktalarından birini teşkil etmektedir.

More Sentences
General
çabuk parlama inflammability n.
parlama savaşları flame wars n.
alev gibi parlama flamboyance n.
çabuk parlama quickness n.
öfkeli parlama blaze n.
ani bir parlama flareup n.
(sinir) parlama access n.
tekrar parlama reglow n.
yeniden parlama reglow n.
ani parlama bang n.
insanı kör eden parlama blare n.
altınla parlama inauration n.
çabuk parlama inflammabillty n.
arasında parlama intermication n.
(mecazen) parlama fireworks n.
kısa süreli parlama flickering n.
Idioms
(birinin) gözündeki parlama glint in (one's) eye(s) n.
yıldız gibi parlama stars in (one's) eyes n.
Technical
genel parlama flashover n.
parlama tüpü glow tube n.
parlama gerilimi breakdown voltage n.
parlama noktası flash point n.
parlama potansiyeli glow potential n.
ızgara parlama tüpü grid-glow tube n.
parlama noktası flashing point n.
parlama ve yanma noktalarının tayini determination of flash and fire points n.
lazer parlama yöntemi laser flash method n.
parlama kalkanı flash shield n.
parlama sıcaklığı flash point n.
pensky-martens kapalı kap parlama deneyi pensky-martens closed cup flash test n.
parlama önleyici alev tutucu deflagration flame arrester n.
parlama noktası tayini determination of flash point n.
ısıyla parlama excandescence n.
Computer
hafif parlama light glow n.
Electric
parlama tüpü glow tube n.
ızgaralı parlama tüpü grid-glow tube n.
Construction
cleveland parlama noktası test cihazı cleveland flash point tester n.
Automotive
parlama noktası flash point n.
Medical
parlama yanığı flash burn n.
parlama noktası flash point n.
Food Engineering
parlama sıcaklığı flash temperature n.
parlama noktası flash point n.
Chemistry
parlama noktası flashpoint n.
geceleri bataklıkların üzerinde görülen parlama friar's lantern n.
geceleri bataklıkların üzerinde görülen parlama will-o'-the-wisp n.
Biology
canlıların ultraviyole ışık altında parlama özelliği biofluorescence n.
Botanic
geceleri bataklıkların üzerinde görülen parlama will-o'-the-wisp n.
geceleri bataklıkların üzerinde görülen parlama jack-o'-lantern n.
geceleri bataklıkların üzerinde görülen parlama ignis fatuus n.
Geography
geceleri bataklıklar üzerinde görülen parlama wildfire n.
Meteorology
karanlıkta parlama noctilucence n.
Military
parlama kabiliyeti combustibility n.
Photography
fotoğrafta parlama ve patlama etkisi yaratan bir kamera lens donatısı starburst n.
Star Wars
parlama noktası yıldız araştırma istasyonu flashpoint stellar research station n.