petrol kuyusu - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

petrol kuyusu



Bedeutungen von dem Begriff "petrol kuyusu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
petrol kuyusu well n.
petrol kuyusu oil-well n.
Trade/Economic
petrol kuyusu oil well n.
petrol kuyusu gas well n.
Technical
petrol kuyusu oil well n.
Petrol
petrol kuyusu oil well n.
Mining
petrol kuyusu oiler n.

Bedeutungen, die der Begriff "petrol kuyusu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 45 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
petrol kuyusu iskelesi derrick n.
fışkıran petrol kuyusu gusher n.
petrol kuyusu platformu oil rig n.
(petrol kuyusu) işletme hakkı operatorship n.
bitişik mülkteki başka bir petrol kuyusunun karşısına açılan petrol kuyusu offset n.
fışkıran gazlı petrol kuyusu roarer n.
gürültülü petrol kuyusu roarer n.
verimsiz petrol kuyusu duster n.
petrol kuyusu açmak drill an oil well v.
(darbeli sondaj matkap ucu ile) petrol kuyusu açmak spud v.
Phrasals
(petrol kuyusu) petrol vermek come in v.
(gaz kuyusu, petrol kuyusu) kontrolsüz bir şekilde patlamak blow out v.
Idioms
petrol kuyusu açmak make hole v.
Industry
petrol kuyusu sondaj kulesi, bina yapımı ve yıkımı gibi işlerde çalışan işçi groundman n.
(kontrolsüz akan) petrol kuyusu spouter n.
Technical
denize kurulu petrol kuyusu sea-located oil well n.
denize yerleşik petrol kuyusu sea-located oil well n.
ham petrolün pompalanmadan fışkırdığı petrol kuyusu gusher n.
petrol kuyusu iskelesi derrick n.
petrol kuyusu açılırken karşılaşılan beklenmedik oluşum stray n.
petrol kuyusu donatılarının birleştirilmesinde kullanılan bir tür bağlantı parçası substitute n.
(petrol kuyusu donatılarında) bağlantı elemanı substitute n.
dikey düzlemle açı oluşturacak şekilde yapılan (petrol kuyusu sondajı) directional adj.
Petrol
petrol kuyusu platformu inşa edilirken kaynakçıların kullandığı prefabrik sığınak node house n.
farklı bir kaynağa hat çekmek için mevcut petrol kuyusu ile aynı yerde açılan ikiz kuyu twin n.
petrol kuyusu operatörünün kanunen belirli bir kuyucuktan alınmasına izin verdiği günlük yağ miktarı allowable n.
çelik halat veya gerdirme gibi yaygın teknikleri içeren her tür petrol kuyusu müdahalesi workover n.
petrol kuyusu sondajı oil well drilling n.
petrol kuyusu patlayıcısı torpedo n.
petrol keşif kuyusu wildcat n.
petrol bölgesi olarak bilinmeyen bir arazide açılan petrol keşif kuyusu wildcat well n.
petrol kuyusu teçhizatını buzdağlarına karşı korumak için denizin dibinde yapılan keşif glory hole n.
petrol kuyusu açıp petrol çıkarmak için kullanılan sondaj kulesi rig n.
petrol kuyusu iskelesi rig n.
petrol kuyusu platformunda çalışan kimse rigger n.
petrol kuyusu platformunda çalışan kimse oil rigger n.
petrol kuyusu açma oil production n.
petrol ve gaz kuyusu teçhizat işçisi climber n.
sığ petrol kuyusu posthole n.
bitişikteki diğer bir sahanın sınırına yakın olan petrol veya doğal gaz kuyusu outpost n.
(petrol kuyusu) üretime başlamak blow in v.
sondajsız delinmiş (petrol kuyusu) barefoot adj.
sondajsız delinmiş (petrol kuyusu) barefooted adj.
(petrol kuyusu) üretim halinde in adv.
Engineering
petrol kuyusu tabanındaki eğimi gösteren alet inclinometer n.