stray - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

stray

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "stray" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 84 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
stray adj. başıboş
General
stray n. sürüden ayrılan hayvan
stray n. başıboş hayvan
stray n. kaybolmuş kimse
stray n. cızırtı
stray n. kaybolmuş hayvan
stray n. kaybolmuş çocuk
stray n. parazit
stray n. doğal habitatı dışında bulunan canlı
stray n. mevsimi dışında görülen bitki
stray v. yolunu kaybetmek
stray v. ayrılmak
stray v. dolaşmak
stray v. yoldan sapmak
stray v. başıboş dolaşmak
stray v. sapmak
stray v. gezinmek
stray v. parazit yapmak
stray v. yolunu yitirmek
stray v. doğru yoldan sapmak
stray v. uzaklaşmak
stray v. pis işlere bulaşmak
stray v. ahlaksız işler yapmak
stray v. günah işlemek
stray v. yanılgıya düşmek
stray v. şeytana uymak
stray v. hata yapmak
stray v. radikal düşünceleri olmak
stray v. radikal sözler söylemek
stray v. alışılmışın dışında düşünmek
stray v. alışılmışın dışında sözler sarf etmek
stray v. özgün düşünmek
stray v. farklı düşünmek
stray v. özgün şeyler söylemek
stray v. konudan kopmak
stray v. yaygın düşünceden uzaklaşmak
stray adj. yolunu kaybetmiş
stray adj. parazitli
stray adj. rastgele
stray adj. tek tük
stray adj. serseri (kurşun)
stray adj. serseri
stray adj. kayıp
stray adj. tesadüfi
stray adj. kaybolmuş (çocuk/hayvan)
stray adj. rasgele
stray adj. sahipsiz
stray adj. savrulmuş
stray adj. etrafa saçılmış
stray adj. etrafa yayılmış
stray adj. kullanışsız
stray adj. amaçsız
stray adj. bir amaca hizmet etmeyen
stray adj. istenmeyen
stray adj. gereksiz
stray adj. çalakalem yazılmış
stray adj. öylesine karalanmış
Colloquial
stray n. salma gezen
stray v. salma gezmek
Technical
stray n. cızırtı
stray n. parazit
stray n. petrol kuyusu açılırken karşılaşılan beklenmedik oluşum
stray v. parazit yapmak
Electric
stray n. parazitik etki
stray n. parazitik elektrik akımı
stray n. parazit yaratan elektrik dalgası
Radio
stray n. statik elektrik
stray n. telsiz paraziti
stray adj. istenmeyen
stray adj. arzu edilmeyen
stray adj. arzulanmayan
stray adj. tercih edilmeyen
Chemistry
stray n. kaçak
Archaic
stray n. yoldan çıkma
stray n. kötü yola düşme
stray n. baştan çıkma
stray n. gezinme
stray n. dolanma
stray n. gezinti
stray v. yoldan saptırmak
stray v. kötü yola düşürmek
stray v. günah işletmek
stray v. gezinmek
stray v. dolaşmak

Bedeutungen, die der Begriff "stray" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 95 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
stray dog n. sokak köpeği
General
stray bullet n. serseri kurşun
stray bullet n. kaza kurşunu
stray light n. yayınmış ışık
stray flux n. kaçak akı
stray bullet n. maganda kurşunu
stray cat n. sokak kedisi
stray bullet n. kör kurşun
stray dog n. başıboş köpek
stray dog n. sahipsiz köpek
stray animal n. sahipsiz/başıboş hayvan
stray animal n. sokak hayvanı
stray animals n. sokak hayvanları
stray kids n. başıboş çocuklar
stray [obsolete] n. başıboş hayvan grubu
stray [obsolete] n. aylak güruh
stray [obsolete] n. dağınık eşya öbeği
stray [uk] n. ortak arazi
stray [uk] n. ortak mera
stray [uk] n. otlak alanı
stray [uk] n. hayvanları ortak merada otlatma hakkı
stray from the point v. konu dışına çıkmak
stray from v. ayrılmak (asıl konudan)
stray from v. asıl konudan ayrılmak
stray from v. dolaşarak ayrılmak (bulunması gereken yerden)
be killed by a stray bullet v. maganda kurşunuyla ölmek
fall victim to a stray bullet from a celebratory gunfire v. maganda kurşununa kurban gitmek
stray from its intended path v. hedeflenen/niyetlenen yolundan sapmak
stray away from the topic v. konudan sapmak
Phrasals
stray round n. serseri kurşun
stray round n. kaza kurşunu
stray into v. önüne düşmek
stray into v. kendini önünde bulmak
stray into v. yoluna çıkmak
stray away v. yoldan sapmak
stray into v. (direkt) içerisine girmek
stray on v. başıboş dolaşmak
stray on v. istediği gibi girip çıkmak
stray on v. sağda solda dolaşmak
stray on v. elini kolunu sallayarak girip çıkmak
stray on v. kafasına göre girip çıkmak/dolaşmak
stray on v. -de dolaşmak
stray on v. '-de başıboş dolaşmak
stray on v. '-de dolanıp durmak
stray on v. -de gezinmek
stray onto (some place) v. (bir yerde) başıboş dolaşmak
stray onto (some place) v. (bir yere) istediği gibi girip çıkmak
stray onto (some place) v. (bir yere) elini kolunu sallayarak girip çıkmak
stray onto (some place) v. (bir yerde) elini kolunu sallayarak dolaşmak
stray onto (some place) v. (bir yere) kafasına göre girip çıkmak
stray onto (some place) v. (bir yerde) kafasına göre dolaşmak
stray onto something v. bir şeyde başıboş dolaşmak
stray onto something v. bir şeye istediği gibi girip çıkmak
stray onto something v. bir şeye elini kolunu sallayarak girip çıkmak
stray onto something v. bir şeyde elini kolunu sallayarak dolaşmak
stray onto something v. bir şeye kafasına göre girip çıkmak
stray onto something v. bir şeyde kafasına göre dolaşmak
stray in v. içeri dalmak
stray in v. başıboş bir şekilde girmek
stray in v. başıboş dolaşmak
stray in v. gezinmek
stray into (some place) v. (bir yerden) içeri dalmak
stray into (some place) v. (bir yere) dalmak
stray into (some place) v. (bir yere) başıboş bir şekilde girmek
Idioms
go/get/stray off the beaten path v. alışılmışın dışına çıkmak
Technical
stray flux n. akı kaçağı
stray flux n. akım kaçağı
protective measures against the effects of stray currents caused by traction system n. cer sistemlerinin neden olduğu serseri akımların etkilerine karşı koruma önlemleri
stray light n. dağınık ışık
stray radiation n. dağınık ışınım
protection against corrosion by stray current from direct current systems n. doğru akım sistemlerinden çıkan serseri akım korozyonuna karşı koruma
capacitance stray n. istenmez sığa
stray radiation n. kaçak radyasyon
stray-current corrosion n. kaçak akım yenimi
stray flux n. kaçak akı
stray current n. kaçak akım
stray magnetic field n. kaçak mıknatıs alanı
stray bullet n. serseri kurşun
areas of stray-current interference n. serseri akım girişim alanları
stray light n. yayınmış ışık
Computer
stray comet n. kuyruklu yıldız
Informatics
stray capacitance n. kaçak sığa
Telecom
stray current n. parazit akımı
Electric
stray voltage n. elektrik kaçağı/kaçak akım
stray voltage n. gerilim kaçağı
stray capacitance n. kaçak kapasite
Marine
stray line n. avara payı
stray line n. el paraketesi
stray mark n. avara payının uç bölümünü gösteren işaret
Psychology
stray impulse n. istemseme
Veterinary
stray animal neutering project n. başıboş hayvan kısırlaştırma projesi
Food Engineering
stray column n. tepsili kolon
Physics
stray radiation n. dağınık ışınım
stray radiation n. dağınık radyasyon
Apiculture
stray swarm n. ayrılmış oğul