başıboş - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

başıboş



Bedeutungen von dem Begriff "başıboş" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 56 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
başıboş stray adj.
başıboş rambling adj.
başıboş idle adj.
başıboş adrift adv.
General
başıboş drifter n.
başıboş epithite [obsolete] n.
başıboş mendigo n.
başıboş straggling adj.
başıboş rampant adj.
başıboş at liberty adj.
başıboş bum adj.
başıboş riderless adj.
başıboş idle adj.
başıboş footloose adj.
başıboş loose adj.
başıboş straggly adj.
başıboş aimless adj.
başıboş unattended adj.
başıboş vagrant adj.
başıboş roving adj.
başıboş untied adj.
başıboş vagabond adj.
başıboş free adj.
başıboş disorderly adj.
başıboş idled adj.
başıboş strayed adj.
başıboş rambling adj.
başıboş unchecked adj.
başıboş adrift adj.
başıboş afloat adj.
başıboş tramp adj.
başıboş unbounded adj.
başıboş unbridled adj.
başıboş errant adj.
başıboş wild adj.
başıboş landlouping adj.
başıboş vagarious adj.
başıboş waif [scotland] adj.
başıboş meandrous adj.
başıboş mopey adj.
başıboş loaferish adj.
başıboş desidiose adj.
başıboş marauding adj.
Colloquial
başıboş crumb bum n.
başıboş crumbum n.
başıboş skid-row bum n.
başıboş stew bum [old-fashioned] n.
başıboş stumblebum n.
başıboş on the bum adj.
Idioms
başıboş devil-may-care expr.
başıboş at a loose end expr.
Politics
başıboş anarchal adj.
başıboş anarchial adj.
başıboş anarchistic adj.
Statistics
başıboş maverick adj.
Archaic
başıboş masterless adj.

Bedeutungen, die der Begriff "başıboş" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 173 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
başıboş dolaşmak wander v.
başıboş gezmek ramble v.
General
başıboş dolaşma roving n.
başıboş hayvanların muhafaza edildiği yer pound n.
başıboş dolaşan kimse wanderer n.
başıboş hayvan stray n.
başıboş dolaşma extravagation n.
başıboş gezinme saunter n.
başıboş gezin saunter n.
başıboş dolaşma divagation n.
başıboş hayvan straggler n.
başıboş tip gadabout n.
başıboş dolaşan loiterer n.
başıboş dolaşan kimse rambler n.
başıboş hayvan waif n.
başıboş kimse vagabond n.
başıboş köpek stray dog n.
sahipsiz/başıboş hayvan stray animal n.
başıboş çocuklar stray kids n.
başıboş dolaşan kimse rampler n.
etrafını merakla gözetleyen başıboş kimse badaud n.
başıboş dolaşan kimse nomade n.
başıboş dolaşan kimse nomadian n.
başıboş dolaşma nomady n.
başıboş olma effrenation n.
başıboş dolaşma erration n.
başıboş kimse landleaper n.
başıboş kimse landloper [scotland] n.
başıboş kimse landlouper n.
başıboş kimse waffie [scotland] n.
başıboş gezen kimse waffler n.
kabadayı gençlerden oluşan başıboş çete wolf pack n.
kabadayı gençlerden oluşan başıboş bir çete wolfpack n.
(eskiden) başıboş domuzları yakalayan new england kasaba memuru hogreeve [obsolete] n.
başıboş dolanma moonery n.
başıboş olma desidiousness n.
başıboş gezinti roundabout n.
başıboş hayvanların kapalı tutuldukları yer dağıtılarak salıverilmeleri pound-breach n.
başıboş hayvanların beslenmesi ve bakımından sorumlu yerel hükümet yetkilisi poundkeeper n.
başıboş hayvanların tutulduğu yerden sorumlu kimse poundkeeper n.
başıboş hayvanların beslenmesi ve bakımından sorumlu yerel hükümet yetkilisi poundmaster n.
başıboş kimseler flotsam n.
başıboş dolaşan kimse flyer n.
ortalıkta başıboş gezme pererration [obsolete] n.
başıboş hayvan grubu stray [obsolete] n.
başıboş kimse strayer n.
başıboş hayvan strayling n.
başıboş bırakmak give rein to v.
başıboş dolaşmak wander around v.
başıboş dolaşmak rove v.
başıboş hayvanları kapamak impound v.
başıboş bırakmak give free rein to somebody v.
başıboş dolaşmak loaf v.
başıboş dolaşmak bum around v.
başıboş dolaşmak loaf about v.
başıboş dolaşmak loaf around v.
başıboş dolaşmak roam about v.
başıboş dolaşmak gad about v.
başıboş dolaşmak stray v.
başıboş dolaşmak rove about v.
başıboş dolaşmak gad around v.
başıboş dolaşmak wander about v.
başıboş bırakmak give free rein v.
başıboş dolaşmak extravagate v.
başıboş kalmak be left unconfined v.
başıboş dolaşmak ramble v.
başıboş bırakmak turn adrift v.
başıboş takılmak bum around v.
başıboş dolaşmak divagate v.
başıboş dolaşmak nomadize v.
-i başıboş bırakmak give rein to v.
başıboş gezerek oyalanmak hang around v.
başıboş gezerek oyalanmak hang about v.
başıboş dolaşmak muck around v.
başıboş dolaşmak muck about v.
başıboş dolaşmak wander aimlessly v.
başıboş dolaşmak nomadise v.
başıboş dolaşmak tralineate [obsolete] v.
başıboş dolanmak trounce [dialect] v.
başıboş dolaşmak vague v.
başıboş dolaşmak mander v.
başıboş dolaşmak will v.
başıboş dolanmak moon around v.
başıboş dolanmak moon on v.
başıboş gezinmek mouch [uk] v.
başıboş gezinmek lusk v.
başıboş dolaşmak muck v.
başıboş gezinmek dacker [scotland/north england] v.
başıboş gezinmek daiker v.
başıboş gezinmek dander [dialect] [uk] v.
rüzgara doğru başıboş hareket etmek drive v.
başıboş gezinmek santer [dated] v.
başıboş dolaşan errant adj.
başıboş bırakılmış unchecked adj.
başıboş dolaşan wandering adj.
başıboş dolaşan nomadic adj.
başıboş dolaşan rambling adj.
başıboş dolaşan rampler adj.
başıboş ortalıkta gezen rangy adj.
başıboş dolaşan nomad adj.
başıboş gezen truant adj.
başıboş gezen arrant adj.
başıboş dolaşmayan unwandering adj.
sessiz ve başıboş mum-chance adj.
son derece başıboş overidle adj.
başıboş dolaşan devious adj.
başıboş bir şekilde ramblingly adv.
başıboş bir tarzda excursively adv.
başıboş bir biçimde wild adv.
başıboş şekilde loiteringly adv.
başıboş bir şekilde rovingly adv.
başıboş bir şekilde deviously adv.
Phrasals
başıboş dolaşmak wander in v.
boş boş/başıboş dolanmak/dolaşmak rat around v.
başıboş dolaşmak loaf around v.
başıboş dolaşmak loaf about v.
başıboş dolaşmak lounge about v.
başıboş dolaşmak lounge around v.
başıboş gezmek knock about (somewhere) v.
başıboş dolaşmak stray on v.
'-de başıboş dolaşmak stray on v.
(bir yerde) başıboş dolaşmak stray onto (some place) v.
bir şeyde başıboş dolaşmak stray onto something v.
başıboş geçirmek drift along v.
başıboş bir şekilde girmek stray in v.
başıboş dolaşmak stray in v.
(bir yere) başıboş bir şekilde girmek stray into (some place) v.
Phrases
başıboş dolanan herkes kaybolmuş değildir not all those who wander, are lost expr.
Colloquial
başıboş kimse bagman n.
avare/başıboş olmak crumbbum v.
başıboş dolaşmak go walkabout [australia] v.
toplum kurallarını umursamayan, başıboş laid-back adj.
Idioms
başıboş bırakmak give full rein to v.
başıboş bırakmak give a long leash v.
başıboş kalmak run wild v.
tümüyle başıboş/kontrolsüz olmak be wide open v.
başıboş sürüklenmek cast adrift v.
plansız/başıboş yaşamak cast adrift v.
başıboş kalmak cast adrift v.
başıboş kalmak cast loose v.
başıboş hareket etmek run off in all directions v.
başıboş bırakılmak be cut adrift v.
başıboş gezmek be on the loose v.
başıboş şekilde yüzmek/suda sürüklenmek run adrift v.
başıboş bırakılmak run adrift v.
oradan oraya/başıboş şekilde savrulmak run adrift v.
başıboş bırakmak set adrift v.
başıboş kalmış cast loose adj.
başıboş dolaşarak (serseri) on the road adv.
başıboş gezen/dolaşan on the gad [dated] expr.
başıboş gezen/dolaşan upon the gad [dated] expr.
Speaking
bagajınızı başıboş bırakmayın don't leave your luggage unattended expr.
Veterinary
başıboş hayvan kısırlaştırma projesi stray animal neutering project n.
Astronomy
başıboş süper kütleli kara delik rogue supermassive black hole n.
başıboş gezegen rogue planet n.
mavi başıboş yıldız blue straggler star n.
Agriculture
(new england'da) başıboş sığırları ağıla götüren görevli field driver n.
Breeding
başıboş hayvanları aramak için sığır sürüsünü yarıp geçen sığır çobanı trail cutter n.
başıboş at rogue n.
Literature
çoğunlukla serseri bir kahramanın başıboş gezginlik yaşamında yaşadığı olayları gevşek ve rahat bir üslupla anlatan roman türü picaresque novel n.
History
başıboş samuray ronin n.
Environment
başıboş bırakılmış zehirli atık alanı orphan site n.
Hunting
tazıların başıboş dolaşmasını önleyip bir arada tutan avcı whipperin n.
Archaic
başıboş kalmış evcil hayvan estray n.
başıboş ve aylak kimse estray n.
başıboş gezinme lounge n.
başıboş hayvanların beslenmesi ve bakımından sorumlu yerel hükümet yetkilisi pounder n.
başıboş dolaşmak err v.
başıboş gezmek hull v.
başıboş gezerek vakit kaybetmek hull v.
Slang
başıboş dolaşmak bugger about v.
başıboş dolaşmak balls about v.
başıboş dolaşmak balls around v.