Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | purse n. | para kesesi | ||
Please wait while get my coin purse. Bozuk para kesemi getirirken lütfen bekleyin. More Sentences |
||||
Common Usage | purse n. | cüzdan | ||
A thief tried to steal my purse, but I didn't let him go away with it! Hırsızın biri çantamı çalmaya çalıştı, ama onu alıp gitmesine izin vermedim! More Sentences |
||||
General | ||||
General | purse n. | ödül | ||
O'Connor and Normagomedov fought for a purse of millions of dollars! O'Connor ve Normagomedov milyonlarca dolarlık bir ödül için dövüştü! More Sentences |
||||
General | purse n. | kese | ||
In our view, corporate research should be funded from company profits, not the public purse. Bizim görüşümüze göre kurumsal araştırmalar kamu kesesinden değil şirket karlarından finanse edilmelidir. More Sentences |
||||
General | purse n. | el çantası (kadınların kullandığı) | ||
Tom found a gun in Mary's purse. Tom, Mary'nin el çantasında bir silah buldu. More Sentences |
||||
General | purse n. | çanta | ||
I took my ID from my purse to get my ticket verified. Biletimi onaylatmak için çantamdan kimliğimi çıkardım. More Sentences |
||||
General | purse n. | hazine | ||
The public purse can't afford another palace! Devlet hazinesi bir sarayı daha karşılayacak durumda değil! More Sentences |
||||
General | purse v. | büzmek (dudaklarını) | ||
I feel doomed when I see my wife pursing her lips. Karımın dudaklarını büzdüğünü gördüğümde kendimi kahrolmuş hissediyorum. More Sentences |
||||
General | purse v. | dudak büzmek | ||
She closed her eyes, pursed her lips and leaned forward for a kiss. Gözlerini kapattı, dudaklarını büzdü ve bir öpücük için öne eğildi. More Sentences |
||||
General | purse n. | para | ||
General | purse n. | para ödülü | ||
General | purse n. | para çantası | ||
General | purse n. | el çantası | ||
General | purse n. | portföy | ||
General | purse n. | bozuk para çantası | ||
General | purse n. | para bağışı | ||
General | purse n. | para cüzdanı | ||
General | purse n. | küçük para çantası | ||
General | purse n. | kadın el çantası | ||
General | purse n. | kadın çantası | ||
General | purse n. | mali kaynak | ||
General | purse n. | bütçe | ||
General | purse v. | keseye koymak | ||
General | purse v. | ağzını büzmek |