yokluk

Bedeutungen von dem Begriff "yokluk" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 65 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yokluk	absence n.
A perspective from the developing world is conspicuous by its absence. Gelişmekte olan dünyadan bir bakış açısının yokluğu dikkat çekicidir. More Sentences
2	Common Usage	yokluk	poverty n.
3	Common Usage	yokluk	lack n.
General
4	General	yokluk	lack of n.
The lack of hope is not hopelessness. Umudun yokluğu umutsuzluk değildir. More Sentences
5	General	yokluk	non-existence n.
We are pretending to believe that the non-existence of something can be proved. Bir şeyin yokluğunun kanıtlanabileceğine inanıyormuş gibi davranıyoruz. More Sentences
Trade/Economic
6	Trade/Economic	yokluk	shortage n.
Because of a shortage of work, half the staff was discharged. İş yokluğu yüzünden, personelin yarısı işten çıkartıldı. More Sentences
Technical
7	Technical	yokluk	absence n.
We in Parliament have to accept this reason for his absence. Parlamento olarak Ombudsman'ın yokluğunun bu nedenini kabul etmek zorundayız. More Sentences
General
8	General	yokluk	nudity n.
9	General	yokluk	nihilism n.
10	General	yokluk	penury n.
11	General	yokluk	nonentity n.
12	General	yokluk	neediness n.
13	General	yokluk	negation n.
14	General	yokluk	hardship n.
15	General	yokluk	nothingness n.
16	General	yokluk	want n.
17	General	yokluk	nonexistence n.
18	General	yokluk	nonappearance n.
19	General	yokluk	strait n.
20	General	yokluk	failure n.
21	General	yokluk	privation n.
22	General	yokluk	exiguity n.
23	General	yokluk	tightness n.
24	General	yokluk	famine n.
25	General	yokluk	nothing n.
26	General	yokluk	dearth n.
27	General	yokluk	negations n.
28	General	yokluk	default n.
29	General	yokluk	non-appearance n.
30	General	yokluk	narrow circumstances n.
31	General	yokluk	absentment n.
32	General	yokluk	laik [scottish] n.
33	General	yokluk	lakke [obsolete] n.
34	General	yokluk	nowhere n.
35	General	yokluk	nullity n.
36	General	yokluk	remove [obsolete] n.
37	General	yokluk	need n.
38	General	yokluk	tenuity n.
39	General	yokluk	endurance n.
40	General	yokluk	vacuity n.
41	General	yokluk	light purse n.
42	General	yokluk	blank n.
43	General	yokluk	wind n.
44	General	yokluk	miss [dialect] n.
45	General	yokluk	deliquium n.
46	General	yokluk	derth n.
47	General	yokluk	destitution [rare] n.
48	General	yokluk	drought n.
49	General	yokluk	drouth n.
50	General	yokluk	pine [obsolete] n.
51	General	yokluk	fault [obsolete] n.
52	General	yokluk	streight [obsolete] n.
Colloquial
53	Colloquial	yokluk	nothin expr.
Trade/Economic
54	Trade/Economic	yokluk	wants n.
55	Trade/Economic	yokluk	dearth n.
Law
56	Law	yokluk	disappearance n.
57	Law	yokluk	nonexistence n.
58	Law	yokluk	non-existence n.
Technical
59	Technical	yokluk	default n.
Medical
60	Medical	yokluk	excalation n.
Logic
61	Logic	yokluk	privation [obsolete] n.
Philosophy
62	Philosophy	yokluk	nihility n.
63	Philosophy	yokluk	nihil n.
Archaic
64	Archaic	yokluk	solitude n.
65	Archaic	yokluk	solitude n.

Bedeutungen, die der Begriff "yokluk" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 25 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	kısa süreli yokluk	discontinuance [obsolete] n.
2	General	yokluk çekmek	famish v.
3	General	yokluk çekmek	lack v.
4	General	yokluk çeken	poverty-stricken adj.
5	General	yokluk çeken	destitute adj.
6	General	yokluk ile ilgili	absentaneous adj.
Phrases
7	Phrases	bolluk içinde yokluk	hunger amidst plenty n.
8	Phrases	varlık içinde yokluk	hunger amidst plenty expr.
Proverb
9	Proverb	yokluk kapıdan girince aşk pencereden uçar	when poverty comes in at the door, love flies out at the windows
Idioms
10	Idioms	yokluk/cefa çekmek	hit a sticky patch v.
11	Idioms	yokluk/cefa çekmek	go through/hit a sticky patch v.
12	Idioms	yokluk içinde idare etmek	survive on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.
13	Idioms	yokluk içinde idare etmek	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.
14	Idioms	yokluk içinde idare etmek	live off smell of an oily rag [australia/new zealand] v.
Trade/Economic
15	Trade/Economic	izinsiz yokluk	awol n.
16	Trade/Economic	yokluk ekonomisi	economy of shortage n.
17	Trade/Economic	kıtlık/yokluk sonrası	post-scarcity n.
Law
18	Law	yokluk kararı	adjudication of disappearance n.
Politics
19	Politics	izinsiz yokluk	awol n.
Technical
20	Technical	belirgin yokluk	characteristic absence n.
Computer
21	Computer	yokluk durumunda seçim	default option n.
Medical
22	Medical	cerrahi yokluk	surgical absence n.
Linguistics
23	Linguistics	yokluk durumu	abessive n.
Archaic
24	Archaic	yokluk çeken	needful adj.
Slang
25	Slang	yokluk çekmek (uyuşturucu/alkol)	be hard up v.