çok para - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

çok para



Bedeutungen von dem Begriff "çok para" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 35 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çok para serious coin n.
çok para a great deal of money n.
çok para too much money n.
çok para pots of money n.
çok para big money n.
çok para bundle n.
çok para fortune n.
Colloquial
çok para a mint of money n.
çok para a pretty penny n.
çok para guap n.
çok para fat skrill n.
çok para long green [us] n.
çok para kilobucks n.
çok para (the) big bucks n.
çok para a pile n.
çok para loadsamoney [uk] n.
çok para at a price expr.
Idioms
çok para hard coin n.
çok para well-lined purse n.
çok para a king's ransom [uk] n.
çok para a small fortune n.
çok para deep pockets n.
çok para folding stuff n.
çok para green folding n.
çok para green folding stuff n.
çok para green folding money n.
çok para money to burn n.
çok para pretty penny n.
Trade/Economic
çok para good money n.
çok para folding money n.
Slang
çok para serious coin n.
çok para an arm and a leg n.
çok para an arm and a leg n.
British Slang
çok para packet n.
çok para bomb n.

Bedeutungen, die der Begriff "çok para" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 222 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çok az para chickenfeed n.
çok para kazanan big income earner n.
çok para getiren moneymaker n.
çok para kazanan big earner n.
çok para getiren money maker n.
çok para harcayan big spender n.
çok para getiren money-maker n.
çok miktarda para earth n.
çok fazla para earth n.
çok büyük miktarda para kings ransom n.
çok para kazanma yeteneği olan kimse midas n.
çok para harcayan kimse overspender n.
çok para kazanmak be coining it v.
çok para kazanmak make the big buck v.
piyasaya çok miktarda kağıt para çıkarmak inflate v.
çok para kazanmak make a pile v.
çok para kazanmak rake in money v.
çok para kazanmak make a bundle v.
birden çok para kazanmak be in the money v.
çok para tutmak (pahalı vb) roll in v.
çok para kazanmak earn a lot of money v.
çok para kazanmak earn a fortune v.
çok para kazanmak make a lot of money v.
çok para yapmak make a lot of money v.
çok fazla para ödemek pay too much v.
çok fazla para ödemek pay a high price v.
çok fazla para ödemek pay too much money v.
çok para kaybetmek lose a lot of money v.
çok/yığınla para kazanmak make loads of money v.
çok para kaybetmek/yitirmek lose a lot of money v.
çok para ödemek pay a lot of money v.
birine çok para kazandırmak make someone a lot of money v.
çok para kaybetmek hemorrhage v.
çok çalışarak para kazanmak scratch v.
çok az para ile on a shoe string adv.
Phrasals
(birine/bir şeye) çok para dökmek fritter something away (on someone or something) v.
Phrases
çok para kazanan in the money expr.
çok büyük miktarda para an immense amount of money expr.
Colloquial
çok az ya da önemsiz miktarda para birdseed n.
çok az miktarda para thin dime n.
çok miktarda para green paper n.
çok miktarda para long green [us] n.
bazen estetik ve manevi kaygıları para kazanmak için göz ardı eden çok karlı plan veya kurum money-machine n.
satış elemanına daha çok satması için ödenen ekstra para spiff n.
çok az değeri olan para shinplaster n.
çok para kaybetmek drop a lot of money v.
çok para ödemek pay top dollar v.
çok büyük para kazanmak earn a bomb v.
daha çok para kazanmak better oneself v.
çok büyük para kazanmak make a bomb v.
çok parası olmak/para kazanmak hit the big time v.
çok büyük para harcamak spend a bomb v.
çok para kazanmak be doing ok v.
çok para kazanmak be doing okay v.
çok para kazanmak be doing ok v.
çok para yapmak be doing ok v.
çok para kazanmak be doing okay v.
çok para yapmak be doing okay v.
Idioms
çok az/devede kulak gibi bir miktar para budget dust n.
geriye kalan çok az/önemsiz bir miktar para budget dust n.
bütçede çok az/önemsiz/devede kulak gibi bir miktar para kalması budget dust n.
bir firmaya çok fazla para kazandıran ürün a cash cow n.
birisinin çok az para harcadığını belirtmek için söylenen bir söz the last of the big spenders n.
büyük/çok para a chunk of change n.
çok para getiren karlı iş moneymaker n.
çok para getiren karlı iş money-maker n.
çok para kazandıran iş a nice little earner (brit) n.
çok para getiren karlı iş money-spinner n.
çok para getiren karlı iş cash cow n.
çok para kazanma yeteneği golden touch n.
şaşılacak kadar çok para silly money n.
olağanüstü çok miktarda para silly money n.
absürt miktarda çok para silly money n.
çok para kazanmanın kolay yolu a gravy train n.
az emek harcayıp çok para kazanılan iş/makam/durum a gravy train n.
uzun vadede kolay yoldan çok para getiren iş/makam/durum a gravy train n.
çok miktarda para a king's ransom [uk] n.
çok para vadeden şey a pot of gold [us] n.
çok para getirecek şey a pot of gold [us] n.
çok para vadeden şey a crock of gold [uk] n.
çok para getirecek şey a crock of gold [uk] n.
çok miktarda para a small fortune n.
çok para yiyip hiçbir işe yaramayan şey, bina, proje a white elephant n.
çok para harcanan fakat bir işe yaramayan şey, bina, proje a white elephant n.
verilen/harcanan para için çok iyi a bigger bang for the buck n.
hızlıca çok para kazanma get-rich-quick n.
çok az bir para peanuts n.
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek board the gravy train v.
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek climb on the gravy train v.
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek get on the gravy train v.
kötü bir alışkanlığı devam ettirebilmek için çok para/emek/çaba harcamak feed the beast v.
hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek want (one's) bread buttered on both sides v.
çok para ödemek pay top dollar v.
çok para kazanmak earn top dollar v.
çok para tutmak charge top dollar v.
birşeye çok para yatırmak blow money on v.
bir şeye çok para harcamak go to the expense of something v.
çok para harcamak be out of pocket v.
çok para harcamak spend money like it's going out of fashion v.
çok fazla para ödemek pay through the nose v.
cebinden çok para çıkmak pay top dollar v.
çok para kazanmak earn big bucks v.
çok para ödemek blow a bundle on v.
çok para batırmak lose a bundle v.
çok para kaybetmek take a bath v.
cebinden çok para çıkmak pay through the nose v.
cebinden çok para çıkmak spend a king's ransom v.
çok para kaybetmek be out of pocket v.
çok miktarda para kazanmak make a pile of money v.
çok para harcamak burn through the money v.
çok para kazanmak make good money v.
çok para yapmak/kazanmak rake it in v.
çok para ödemek drop a bundle v.
cebinden çok para çıkmak drop a bundle on something v.
çok para kazanmak istemek have an itching palm v.
çok para kazanmak make a mint v.
çok büyük para kazanmak break the bank v.
çok para kaybetmek lose a bundle v.
çok para harcamak spend money like water v.
kazandığından çok para harcamak live beyond one's means v.
(utanç verici bir durumdan vb) çok para kazanmak cry all the way to the bank v.
(bir şeyden) çok para kazanmak clean up on something v.
(bir şeyden) çok para kazanmak make a lot of money on something v.
sonu hüsran olan bir işe çok fazla para ve emek harcamak pay too dearly for (one's) whistle v.
çok para kazanmak earn a mint v.
çok para yapmak earn a mint v.
çok para kazanmak earn a packet v.
çok para yapmak earn a packet v.
çok para ödemek/vermek/bayılmak pay top dollar v.
çok para yapmak make a packet v.
çok para kazanmak make a packet v.
başarılı olup çok para kazanmak make a packet v.
çok para kaybetmek lose a packet v.
çok para kaybetmek spend a packet v.
bahiste havuza daha çok para koymak fatten the kitty v.
bir şeye çok fazla para sarf etmek dig deep v.
çıkarabildiği kadar çok para çıkarmak dig down v.
çıkarabildiği kadar çok para çıkarmak dig deep v.
çok para kazanma yeteneğine sahip olmak have (the) golden touch v.
çok para harcamak lighten (one's) wallet v.
(birine) çok para harcatmak lighten (one's) wallet v.
(birine) çok fazla para ödetmek make (one) pay through the nose v.
(birine) çok az bir para ödemek pay (someone) peanuts v.
çok para harcamak spend money hand over fist v.
çok para kaybetmek lose money hand over fist v.
çok para kazanmak mint money v.
bir işten çok para yapmak/kazanmak mint money v.
çok para kazanmak make a mint of money v.
bir işten çok para yapmak/kazanmak make a mint of money v.
çok para getiren bir iş olmak be a licence to print money v.
çok para vermek cost/pay/charge the earth [uk] v.
çok para tutmak cost/pay/charge the earth [uk] v.
(birine/bir şeye) çok para harcamak drop a bundle on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) çok para dökmek drop a bundle on (someone or something) v.
(birine) çok para dökmek drop a bundle (on someone) v.
(bir şeye) çok para dökmek drop a bundle (on something) v.
çok para dökmek go to the expense v.
çok para harcamak go to the expense v.
(bir şey için) çok para dökmek go to the expense (of doing something) v.
(bir şey için) çok para harcamak go to the expense (of doing something) v.
bir şey/bir şey yapmak için çok para dökmek go to the expense of something/of doing something v.
bir şey/bir şey yapmak için çok para harcamak go to the expense of something/of doing something v.
bir şey/bir şey yapmak için çok para dökmek go to a lot of expense of something/of doing something v.
bir şey/bir şey yapmak için çok para harcamak go to a lot of expense of something/of doing something v.
(bir şeye) çok para, enerji harcamak go to town (on/over something) v.
kazandığından çok para harcamak live beyond means v.
çok az bir para ödemek pay peanuts v.
çok fazla para harcamak spend like a sailor (on shore leave) v.
hem çalışıp çabalamayayım hem de çok para kazanayım demek want your bread buttered on both sides v.
verilen/harcanan para için çok iyi bigger bang for the buck adj.
çok para kazanmak istiyorsan elini kirleteceksin where there's muck there's brass expr.
çok miktarda para a heck of a lot of money expr.
bu işte çok/iyi para var there's gold in them there hills expr.
bu işte çok/iyi para var there's gold in them thar hills expr.
çok fazla para arm and a leg expr.
(utanç verici bir durumdan vb) çok para kazandı he/she cried all the way to the bank expr.
Speaking
birlikte çok para kazanacağız we're going to make a lot of money together expr.
çok para harcıyorsun you are spending too much money expr.
çok para kazanıyor olmalısın you must make a lot of money expr.
çok para bayıldım it cost big bikkies expr.
çok para harcıyorsun you are spending a lot of money expr.
çok para verdik it cost big bikkies expr.
sana çok para kazandıracağım I’m going to make you a lot of money expr.
sizlere çok para kazandıracağım I’m going to make you a lot of money expr.
yakında çok fazla para kazanacaksın you will earn a lot of money soon expr.
Trade/Economic
hisseleri satın almak isteyen kişinin çoğunluğu elde etmek adına kalan hisselerin değerine kıyasla çok daha fazla para önerdiği bir satın alım teklifi two-tier bid n.
az para verip çok çalıştırma sistemi sweating system n.
az para verip çok çalıştıran işyeri sweatshop n.
az para verip çok çalıştırma sweating n.
bir firmaya çok fazla para kazandıran ürün cash cow n.
çok ufak para mite n.
çok çeşitli para birimleri için sabit teklifler firm quotes for a variety of currencies n.
çok ayrıntılı olmayan para piyasası no brainer n.
yapıldığı maddenin değeri sıfır veya çok düşük olan para token money n.
çok büyük miktarda para içeren anlaşma veya ticari işlem megadeal n.
ticari işlemden çok erken çıkılması nedeniyle kaybedilen para deadwood n.
çok büyük miktarda para sağlamak overfund v.
faizle çok borç para vermek overlend v.
(spekülasyonda) çok para harcamak overspeculate v.
çok az dolaşıma girmiş (para) almost uncirculated adj.
çok az dolaşıma girmiş (para) about uncirculated adj.
Archaeology
eskiden almanya'da yaygın olan, genellikle gümüşten yapılan çok ince bir madeni para bracteate n.
Slang
çok/çok miktarda para heavy bread n.
çok/çok miktarda para heavy money n.
çok/çok miktarda para long bread n.
çok/çok miktarda para long green n.
çok para kazandıran iş a money-spinner n.
çok çalışmasına rağmen eline fazla para geçmeyen battler n.
çok miktarda para green n.
çok para kazanmak made a killing v.
çok para kaybetmek take a bath on something v.
çok para kazanmak coin money v.
çok para kazanmak make a killing v.
çok para kazanmak coin it in v.
çok para kazanmak rake in the money v.
çok para kazanmak be coining money v.
çok para kazanmak do some fine coin v.
çok para kazanmak be coining it v.
çok para kaybetmek take a beating v.
hızla çok para kazanmak mint it [uk/australia] v.
çok para kazanmak mint it [uk/australia] v.
British Slang
çok büyük miktarda para wad n.