bundle - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bundle

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "bundle" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 59 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
bundle n. demet
General
bundle n. bohça
bundle n. tomar
bundle n. kundak
bundle n. bağlam
bundle n. yığın
bundle n. paket
bundle n. çıkın
bundle n. bağ
bundle n. kangal
bundle n. deste
bundle n. balya
bundle n. yığınla para
bundle n. elyaf demeti
bundle n. çok para
bundle n. belirli bir niteliğe sahip kimse
bundle v. paket yapmak
bundle v. toplamak
bundle v. palas pandıras yollamak
bundle v. sepetlemek
bundle v. acele ettirmek
bundle v. bohçalamak
bundle v. kundaklamak
bundle v. sarmak
bundle v. desteklemek
bundle v. bohça yapmak
bundle v. tıkıştırmak
bundle v. doldurmak
bundle v. (itip kakarak) acele ettirmek
bundle v. bir ürünü başka bir ürünle paket yaparak tek fiyata satmak
bundle v. kalkışa hazırlanmak
bundle v. aceleyle yola çıkmak
bundle v. paketleme yapmak
bundle v. paketlemek
bundle v. aceleyle göndermek
bundle v. (birini) sıkı sıkı giydirmek
bundle v. acele etmek
bundle v. (eskiden new england ve galler'de nişanlı çiftlere özgü bir gelenek) tamamen giyinik olarak aynı yatakta uyumak
Colloquial
bundle n. bir tomar para
bundle n. tomarla para
bundle n. desteyle para
bundle n. bebek
Trade/Economic
bundle n. paket
Industry
bundle n. kağıt yapımında kullanılan bir levha ölçüsü
bundle n. kağıt yapımında kullanılan bir nakliye birimi
Technical
bundle n. balya
bundle n. demet
Textile
bundle n. deste
bundle v. destelemek
Medical
bundle n. demet
Anatomy
bundle n. sinir iplikleri demeti
bundle n. vasküler demet
Food Engineering
bundle n. bağ
bundle n. demet
bundle n. tomar
Linguistics
bundle n. demet
bundle n. benzer yönde yayılım gösteren izoglos grubu
bundle n. dil fasikülü
British Slang
bundle n. büyük miktarda para

Bedeutungen, die der Begriff "bundle" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 231 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
his bundle n. his hüzmesi
bundle of his n. his hüzmesi
a bundle of nerves n. sinir küpü
a bundle of money n. bir tomar para
money bundle n. para destesi
medicine bundle n. bazı amerikan yerlileri tarafından kullanılan, içinde kişisel veya kabileye ait dini nesnelerin bulunduğu kapalı veya sarılı bohça
bundle off v. sepetlemek
wrap up in a bundle v. bohçalamak
make things into a bundle v. çıkın etmek
make into a bundle v. çıkın etmek
bundle off v. göndermek
wrap up in a bundle v. bohçe etmek
make a bundle v. çok para kazanmak
bundle off v. acele ile gitmek
bundle up v. sıkı giyinmek
cost somebody a bundle v. tuzluya mal olmak
bundle someone off v. birini apar topar göndermek
wrap into a bundle v. denk yapmak
bundle somebody up v. sarıp sarmalamak
bundle up v. sarınıp sarmalanmak
bdl (bundle) abrev. demet
bdle. (bundle) abrev. demet
Phrasals
bundle up v. rahat giyinmek
bundle up v. kalın şeyler giyinmek
bundle off v. sıkıca sarmak
bundle off v. iyice sarmak/paketlemek
bundle off v. sıkıca paketlemek
bundle off v. aceleyle çıkmak
bundle off v. hemen göndermek/yollamak
bundle someone off to some place v. birisini bir yere göndermek
bundle someone up v. sarıp sarmalamak
bundle oneself up against something v. sarıp sarmalamak
bundle up somebody v. sarıp sarmalamak
bundle someone into something v. sarıp sarmalamak
bundle somebody up v. sarıp sarmalamak
bundle (someone) into (something) v. (birini bir şeyle) sarıp sarmalamak
bundle (someone) into (something) v. (birine) kalınca (bir şey/bir şeyler) giydirmek
bundle (someone) into (something) v. (birini) yatağına/uykuya yatırmak
bundle into v. -e sarıp sarmalamak
bundle into v. -e kundaklamak
bundle into v. -e sarmak
bundle something off (to someone or some place) v. bir şeyleri toplayıp (birine/bir yere) göndermek
bundle something off (to someone or some place) v. (birine/bir yere) bir tomar bir şey göndermek
bundle something off (to someone or some place) v. (birine/bir yere) palas pandıras bir şey yollamak
bundle someone up (in something) v. birini (bir şeye) sarıp sarmalamak
bundle someone up (in something) v. birini (bir şeyle) sıkı sıkı giydirmek/sarmak
bundle someone up (in something) v. birinin üstünü (bir şeyle) sıkı sıkı örtmek
bundle up v. sıkıca/iyice paketlemek
bundle up v. sıkı sıkı sarmak
Proverb
a man wrapped up in himself makes a very small bundle bencil biri kimse tarafından hoş karşılanmaz
a man wrapped up in himself makes a very small bundle sadece kendini düşünen biri kimse için cazip değildir
a man wrapped up in himself makes a very small bundle bencillik insanı ancak küçültür
a man wrapped up in himself makes a very small bundle yalnızca kendini düşünen biri kısır kalır/gelişemez
Colloquial
bundle of energy n. enerji topu/yumağı
bundle of energy n. kıpırdak
bundle of energy n. yumurcak (çocuk)
bundle of energy n. hareketli
bundle of energy n. yerinde duramayan
bundle of energy n. aktif
bundle of energy n. üretken
bundle of energy n. enerji dolu
bundle of energy n. hiperaktif
go a bundle on v. bayılmak
go a bundle on v. çok beğenmek
Idioms
bundle from heaven n. bebek
bundle of joy n. bebek
a bundle of nerves n. sinir küpü
bundle of energy n. enerji küpü
a bundle of laughs n. matrak
a bundle of laughs n. gır gır
a bag/bundle of nerves n. sinir küpü
a bag/bundle of nerves n. çok gergin kimse
a bag/bundle of nerves n. çok heyecanlı kimse
a bag/bundle of nerves n. çok sinirli kimse
a bundle of laughs n. çok eğlenceli
a bundle of laughs n. çok matrak
a bundle of laughs n. gır gır
a bundle of laughs n. çok komik
a bundle of joy n. bebek
a bundle of joy n. yeni doğmuş bebek
a bundle of joy n. evin neşesi (yeni doğmuş bebek)
bundle of joy n. yeni doğmuş bebek
bundle of joy n. evin neşesi (yeni doğmuş bebek)
bundle of laughs n. eğlence dolu (kimse/şey)
bundle of laughs n. komik (kimse/şey)
bundle of laughs n. eğlenceli (kimse/şey)
bundle of laughs n. gır gır (kimse/şey)
bundle of laughs n. matrak (kimse/şey)
bundle of nerves n. sinir küpü kimse
bundle of nerves n. çok gergin kimse
bundle of nerves n. çok sinirli kimse
bundle of nerves n. asabi kimse
bundle of nerves n. çok heyecanlı kimse
bundle of nerves n. korkak/ürkek kimse
bundle of nerves n. korku dolu kimse
bundle one's self up v. kendini sıcacık sarmak
drop (one's) bundle [australia/new zealand] v. umutsuzluğa/ümitsizliğe düşmek
drop (one's) bundle [australia/new zealand] v. umutsuzluğa/ümitsizliğe kapılmak
drop (one's) bundle [australia/new zealand] v. kaygılanmak
drop (one's) bundle [australia/new zealand] v. kaygıya kapılmak
drop (one's) bundle [australia/new zealand] v. kontrolü/kendini bırakmak
drop (one's) bundle [australia/new zealand] v. panik yapmak
drop (one's) bundle [australia/new zealand] v. asılmamak
drop your bundle [australia/new zealand] v. umutsuzluğa/ümitsizliğe düşmek
drop your bundle [australia/new zealand] v. umutsuzluğa/ümitsizliğe kapılmak
drop your bundle [australia/new zealand] v. kaygılanmak
drop your bundle [australia/new zealand] v. kaygıya kapılmak
drop your bundle [australia/new zealand] v. kontrolü/kendini bırakmak
drop your bundle [australia/new zealand] v. panik yapmak
drop your bundle [australia/new zealand] v. asılmamak
bundle somebody off v. başından savmak
expect a bundle from heaven v. bebek beklemek
drop a bundle on something v. bir servet ödemek
bundle someone up v. birini sarıp sarmalamak
save a bundle on something v. bir yığın para ödemekten kurtulmak
not go a bundle on something v. beğenmemek
bundle somebody off v. başından atmak
blow a bundle on v. bir servet ödemek
expect a bundle of joy v. bebek beklemek
drop a bundle v. bir servet ödemek
blow a bundle on v. çok para ödemek
lose a bundle v. çok para batırmak
drop a bundle v. çok para ödemek
drop a bundle on something v. cebinden çok para çıkmak
be a bundle of nerves v. çok heyecanlı olmak
lose a bundle v. çok para kaybetmek
save a bundle on something v. epeyce bir miktar tasarruf etmek
not be a bundle of laughs v. eğlenceli olmamak
be a bundle of nerves v. heyecan basmak
not go a bundle on something v. hoşlanmamak
make a bundle v. parsayı toplamak
bundle up v. sarıp sarmalamak
make a bundle v. voliyi vurmak
drop (one's) bundle [australia/new zealand] v. umudunu kaybetmek/yitirmek
drop your bundle [australia/new zealand] v. umudunu kaybetmek/yitirmek
drop your bundle [australia/new zealand] v. kendi kontrolünü kaybetmek
drop your bundle [australia/new zealand] v. kontrolden çıkmak
drop your bundle [australia/new zealand] v. duygularını kontrol edememek
drop your bundle [australia/new zealand] v. paniğe kapılmak
drop your bundle [australia/new zealand] v. kendini tutamamak
drop your bundle [australia/new zealand] v. kendine hakim olamamak
drop your bundle [australia/new zealand] v. iradesini kontrol edememek
drop your bundle [australia/new zealand] v. otokontrolünü kaybetmek
be a bundle of laughs v. eğlence dolu olmak
be a bundle of laughs v. eğlenceli olmak
be a bundle of laughs v. komik olmak
be a bundle of laughs v. neşe dolu olmak
drop a bundle on (someone or something) v. (birine/bir şeye) çok para harcamak
drop a bundle on (someone or something) v. (birine/bir şeye) çok para dökmek
drop a bundle on (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir servet ödemek
drop a bundle on (someone or something) v. (birine/bir şeye) tomarla para dökmek
drop a bundle (on someone) v. (birine) çok para dökmek
drop a bundle (on someone) v. (birine) bir servet harcamak
drop a bundle (on someone) v. (birine) tomarla para dökmek
drop a bundle (on something) v. (bir şeye) çok para dökmek
drop a bundle (on something) v. (bir şeye) bir servet ödemek
drop a bundle (on something) v. (bir şeye) tomarla para dökmek
not go a bundle on somebody/something [uk] v. birinden/bir şeyden hoşlanmamak
not go a bundle on somebody/something [uk] v. birini/bir şeyi sevmemek
not go a bundle on somebody/something [uk] v. birini/bir şeyi beğenmemek
save a bundle v. bir yığın para ödemekten kurtulmak
save a bundle v. epeyce bir miktar tasarruf etmek
save a bundle v. bir yığın para ödemekten kurtarmak
save a bundle v. epeyce bir miktar tasarruf ettirmek
a bundle of laughs expr. çok komik
a bundle of laughs expr. çok eğlenceli
a bundle of fun expr. çok eğlenceli
a bundle of fun expr. çok komik
I am a bundle of nerves expr. çok gerginim
Speaking
thanks a bundle expr. çok teşekkürler
Trade/Economic
bundle pricing n. paket fiyat
product bundle pricing n. paket fiyatlandırması
product bundle n. ürün demeti
investment bundle n. yatırım sepeti
bundle of rights n. yasal haklar
Technical
tube bundle n. boru demeti
double bundle condenser n. çift demetli kondenser
bundle strength n. demet dayancı
fiber bundle n. elyaf demeti
hose bundle n. hortum demeti
bundle of rays n. ışın demeti
bundle block adjustment n. ışın demetleri ile dengeleme
lath martensite bundle n. iğne martensit destesi
fiber bundle n. lif demeti
bundle of fibres n. lif demeti
fiber-bundle n. fiber demeti
fibre-bundle n. fiber demeti
Computer
software bundle n. yazılım paketi
data bundle n. veri demeti
bundle version n. paket sürümü
Telecom
aligned bundle n. hizalanmış optik lif demeti
bundle/solution suite n. hizmet paketi/çözüm takımı
service bundle n. hizmet paketi
Textile
yarn bundle n. iplik demeti
Architecture
bundle pillar n. ekleri olan sütun
Construction
fiber bundle n. lif demeti
Automotive
tube bundle modules n. boru demeti modülleri
bead bundle n. damak teli paketi
Medical
bilateral bundle branch block n. biblok
double bundle reconstruction of the anterior cruciate ligament n. çift demet ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu
his bundle n. his demeti
kent bundle n. kent demeti
atrioventricular bundle n. kaslar demeti
right bundle branch block n. sağ dal bloku
left bundle branch block n. sol dal bloku
ventilator bundle n. solunum desteği (ünitesi)
Anatomy
bundle of his n. kalp kasılmalarını atriyoventriküler düğümden ventriküllere aktaran kalp kası
atrioventricular bundle n. kalp kasılmalarını atriyoventriküler düğümden ventriküllere aktaran kalp kası
Optics
arcuate nerve fiber bundle n. arkuat sinir lifleri demeti
nasal nerve fiber bundle n. nazal sinir lifleri demeti
papillomacular bundle n. papillomaküler demet
Food Engineering
tube bundle n. boru demeti
Math
fiber-bundle n. (topolojide) lif demeti
fibre-bundle n. (topolojide) lif demeti
Biology
bundle-sheath cells n. demet kını hücreleri
bundle sheath n. vasküler demeti çevreleyen özel hücre katmanı veya bölgesi
Botanic
vascular bundle n. iletim demeti
fibrovascular bundle n. damarlı bitkilerin gövde ve yapraklarındaki iletim sistemi
fibrovascular bundle n. fibrovasküler demet
Agriculture
bundle wagon n. tahıl demeti yük arabası
Tobacco
bundle jam detector n. demet sıkışma detektörü
Linguistics
lexical bundle n. sözcük kalıbı
lexical bundle n. sözcük öbeği
Military
equipment bundle n. havadan ikmal ambalajı
door bundle n. paraşüt bohça demeti
Sport
door bundle n. kapı yükü
door bundle n. paraşütçünün uçuş sırasında atlamadan önce elle aşağıya fırlattığı bohça
Slang
bundle [new zealand] v. doğum yapmak
bundle [new zealand] v. panik yapmak
bundle [new zealand] v. umudunu kaybetmek
British Slang
not go a bundle on v. hoşlanmamak