Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
sabitlenmiş
Bedeutungen von dem Begriff
"sabitlenmiş"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
sabitlenmiş
fixated
adj.
2
General
sabitlenmiş
sized
adj.
Idioms
3
Idioms
sabitlenmiş
etched in stone
adj.
4
Idioms
sabitlenmiş
cast in concrete
adj.
Technical
5
Technical
sabitlenmiş
secured
adj.
Bedeutungen, die der Begriff
"sabitlenmiş"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 77 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
yağışı önlemek için geminin bacasının üzerine sabitlenmiş metal örtü
umbrella
n.
2
General
öğütme taşının üst kısmında yer alan deliğe sabitlenmiş demir destek
millrind
n.
3
General
öğütme taşının üst kısmında yer alan deliğe sabitlenmiş demir destek
millrynd
n.
4
General
düzgünce sabitlenmiş saç teli
lick
n.
5
General
mızrağa sabitlenmiş pala
glair
n.
6
General
sayası çiviyle sabitlenmiş oxford ayakkabı
clouted brogues
n.
7
General
nehir yatağının ucuna sabitlenmiş engel
planter
n.
8
General
(slalom yarışında) kara sabitlenmiş iki direkten oluşan bir engel
gate
n.
9
General
sabitlenmiş oturak
sconce
n.
10
General
sabitlenmiş sandalye
sconce
n.
11
General
sabitlenmiş raf
sconce
n.
12
General
zemine sabitlenmiş
fixed on the ground
adj.
13
General
sıkıca sabitlenmiş
tight
adj.
14
General
iyice sabitlenmiş
graven
adj.
15
General
sıkıca sabitlenmiş
immoveable
adj.
16
General
(at) traverslerle sabitlenmiş
crosstied
adj.
17
General
iyi sabitlenmiş
fastened
adj.
18
General
sabitlenmiş bir şekilde
fixatedly
adv.
Idioms
19
Idioms
yerine sabitlenmiş
riveted to (one's) spot
adj.
20
Idioms
olduğu yere/noktaya sabitlenmiş
riveted to (one's) spot
adj.
21
Idioms
yerine sabitlenmiş
riveted to the spot
adj.
22
Idioms
olduğu yere/noktaya sabitlenmiş
riveted to the spot
adj.
23
Idioms
yere sabitlenmiş
riveted to the ground
expr.
Trade/Economic
24
Trade/Economic
döviz kuruna sabitlenmiş hesap
current hedge account
n.
Technical
25
Technical
bisiklet tekerinin (veya benzeri bir tekerleğin) göbeğine teğet biçimde sabitlenmiş jant teli
tangent spoke
n.
26
Technical
yapım aşamasında geminin yanına dikine sabitlenmiş kısa traverslerden her biri
thwart
n.
27
Technical
çubuk desteği ile çerçeve kuşağa sabitlenmiş gücü teli taşıyan çubuk
heald-carrying rod fixed to the frame stave by rod support
n.
28
Technical
çubuk desteği ile çerçeve kuşağa sabitlenmiş gücü teli taşıyan çubuk
heald carrying rod fixed to the frame stave by rod support
n.
29
Technical
sabitlenmiş bileşenler
fixed components
n.
30
Technical
sabitlenmiş merdiven
fixed ladder
n.
31
Technical
tek yön sabitlenmiş plak
one-way reinforced slab
n.
32
Technical
tek yön sabitlenmiş plak
one-way reinforced plate
n.
33
Technical
stant üzerine sabitlenmiş motorlu matkap elemanları bulunan büyük delme makinesi
power drill
n.
34
Technical
sürekli sabitlenmiş
permanently fixed
adj.
35
Technical
tek yön sabitlenmiş
one-way slab
adj.
Telecom
36
Telecom
sabitlenmiş çıkış
clamped output
n.
37
Telecom
sabitlenmiş devre
nailed-up circuit
n.
Mechanic
38
Mechanic
somun yerine anahtar veya takoz ile sabitlenmiş zıvana delikli bulunan cıvata
key bolt
n.
Textile
39
Textile
iş ayakkabılarının tabanına sabitlenmiş metal takviye
toeplate
n.
Architecture
40
Architecture
bükülerek tahta çivilerle sabitlenmiş tahta katmanlardan yapılan ahşap kemer
laminated arch
n.
41
Architecture
modülün sabitlenmiş kısmı
minute
n.
Construction
42
Construction
direk olarak kullanılıp bağlarla sabitlenmiş kalaslarla dalgakıran veya yapay set inşa etme tekniği
wharfing
n.
43
Construction
esnek bir arkalığa sabitlenmiş ince ahşap parçalarından yapılmış bir tür zemin kaplaması
wood carpet
n.
44
Construction
dipten çakılan çivilerle sabitlenmiş
toed
adj.
Automotive
45
Automotive
kamyonun arkasına sabitlenmiş içine alet edevat konulan kutu
truck box
n.
Traffic
46
Traffic
kavşakta kaldırıma sabitlenmiş metal trafik işareti
mushroom
n.
Railway
47
Railway
lokomotif motorunun gergi kasnağının dingil kutusuna sabitlenmiş yayı
trailing spring
n.
Aeronautic
48
Aeronautic
çimento ile sabitlenmiş kum
cement-stabilized sand
n.
49
Aeronautic
uçağın kuyruk takımına ait sabitlenmiş yatay kanat
horizontal stabiliser
n.
50
Aeronautic
pervanesi tabana sabitlenmiş (helikopter)
rigid
adj.
Marine
51
Marine
gemiler tarafından geceleri dar kanallarda manevra yapmak üzere kullanılan, genellikle karaya sabitlenmiş seyir feneri
range light
n.
52
Marine
karaya sabitlenmiş iskele
graven dock
n.
53
Marine
tabana sabitlenmiş açık deniz yapısı
bottom-fixed offshore structure
n.
54
Marine
tabana sabitlenmiş açık deniz elektrik santralı
bottom-fixed offshore power station
n.
55
Marine
gurcatayı desteklemek için gemi direğinin maunalarına sabitlenmiş ahşap yan parça
bibb
n.
56
Marine
gurcatayı desteklemek için gemi direğinin bazı yerlerine sabitlenmiş ahşap parçalar
bibbs
n.
57
Marine
sabitlenmiş pusula göstergesi
lubber's line
n.
58
Marine
sabitlenmiş pusula göstergesi
lubber's mark
n.
59
Marine
sabitlenmiş pusula göstergesi
lubber's point
n.
60
Marine
asılı çerçeveye sabitlenmiş hamak benzeri yatak
cot
n.
61
Marine
balıkçı teknesinin kıçındaki güverteye sabitlenmiş oturak
fighting chair
n.
Mining
62
Mining
yatay bir çubuğa sabitlenmiş, dikey keskilerden oluşan ağır bir madenci aleti
trepan
n.
Astronomy
63
Astronomy
(gök cismi koordinatları) bilginin kaydedildiği zamana göre rastgele sabitlenmiş tarih
date of reference
n.
Zoology
64
Zoology
alt tabakaya kalıcı olarak sabitlenmiş
attached
adj.
Agriculture
65
Agriculture
örgüyle sabitlenmiş ot/lif
trace
n.
Fishery
66
Fishery
kıyıya sabitlenmiş olta
ledger bait
n.
67
Fishery
arka arkaya sabitlenmiş 3 tek kancadan oluşan (olta)
treble
adj.
Environment
68
Environment
sabitlenmiş maruz kalma
steady state exposure
n.
69
Environment
sabitlenmiş kirlenme
fixed contamination
n.
Geography
70
Geography
dünyaya sabitlenmiş eksen takımı
earth-fixed frame
n.
Hunting
71
Hunting
kendisine sabitlenmiş metal şeridin içinde bulunup şeridi uzun ekseni etrafında döndüren spiral yiv sistemi
rifling
n.
Sport
72
Sport
kayak botunu kavraması için kayağın uç kısmına sabitlenmiş parça
toe-piece
n.
73
Sport
kayak botunu kavraması için kayağın uç kısmına sabitlenmiş parça
toe-iron
n.
74
Sport
rakete sabitlenmiş veya monte edilmiş çerçeve
racket press
n.
75
Sport
makara ile üzerinden kayarak nehir, çukur gibi engelleri aşmayı sağlayan yamaca sabitlenmiş ip
foefie slide [south africa]
n.
Photography
76
Photography
negatif altına koyulup krom şap ile sabitlenmiş jelatinli filmden baskı yaparak fotoğraf tab etme işlemi
heliotypy
n.
Archaic
77
Archaic
iyice sabitlenmiş
truss
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sabitlenmiş
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy