southern - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

southern

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "southern" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
southern adj. güneye ait
southern adj. güneyli
southern adj. güney

Bedeutungen, die der Begriff "southern" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 192 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
southern fur seal n. denizperisi
southern cone n. güney amerika'nın brezilya, paraguay, arjantin ve urugay ülkelerini içeren kısmı
southern ocean n. güney okyanusu
southern states n. güney eyaletleri
the southern hemisphere n. güney yarıküre
southern east n. güney doğu
greek populated southern part of cyprus n. güney kıbrıs rum kesimi
greek populated southern cyprus n. güney kıbrıs rum kesimi
southern europe n. güney avrupa
southern west n. güney batı
the french southern and antarctic lands n. fransız güney ve antarktik bölgesi
french southern and antarctic lands n. fransız güney ve antarktik bölgesi
southern anatolia n. güney anadolu
south/southern side n. güney tarafı
southern accent n. güney/güneyli aksanı
pro-southern n. güneyli yaşama yancısı
southern mediterranean countries n. güney akdeniz ülkeleri
southern accent n. güney aksanı
wommit [dialect] [southern england] n. aptal kimse
wommit [dialect] [southern england] n. ahmak kimse
southern yemen n. güney yemen
on the southern coast of the peninsula adv. yarımadanın güney kıyısında
right [southern us] adv. oldukça
right [southern us] adv. epeyce
right [southern us] adv. çok
right [southern us] adv. bir hayli
you-uns [upper southern us] pron. siz
you-uns [upper southern us] pron. sizler
sclc (southern christian leadership conference) abrev. güney hristiyan liderliği konferansı
Colloquial
good old boy [southern us] n. güney amerika kültürünün geleneksel, tutucu, eril özelliklerini taşıyan kimse
good old boy [southern us] n. moruk
without [midland/southern us] n. abd'nin iç ve güney kısmı
goober [dialect] [southern us] n. penis
Idioms
a sight [southern us] adv. hatırı sayılır derecede
a sight [southern us] adv. çok fazla
a sight [southern us] adv. fena halde
a sight [southern us] adv. bir hayli
Trade/Economic
common market for eastern and southern africa (comesa) n. doğu ve güney afrika ortak pazarı
Politics
european southern observatory n. avrupa güney gözlemevi
common market for eastern and southern africa n. doğu ve güney afrika ortak pazarı
southern african development community n. güney afrika kalkınma topluluğu
southern common market n. güney ortak pazarı
southern cone countries n. güney konisi ülkeleri
southern cyprus n. güney kıbrıs
southern cone countries n. güney amerika ülkeleri
southern cyprus n. güney kıbrıs rum kesimi
southern greek region n. güney kıbrıs
greek cypriot administration of southern cyprus (gcasc) n. güney kıbrıs rum yönetimi
southern greek region n. güney kıbrıs rum kesimi
Institutes
southern african development community n. güney afrika kalkınma topluluğu
deputy directorate general for southern asia n. güney asya genel müdür yardımcılığı
Technical
eye [southern us] n. deliğin üstündeki yuvarlak ve düz kapak
Construction
southern african bitumen association n. güney afrika bitüm birliği
Mining
southern anatolia n. güney anadolu
Medical
southern blot hybridization n. hücrelerden dna çekerek genomik değişikliği saptayan teknik
Biochemistry
southern blot analysis n. southern blot analizi
Marine Biology
southern elephant seal (mirounga leonina) n. güney deniz fili
el nino-southern oscillation n. enso
southern oscillation n. güneyli salınım
southern ninespine stickleback n. uzundikence balığı
southern right whale (eubalaena australis) n. güney gerçek balinası
southern four-toothed whale (berardius arnuxii) n. dev şişe burunlu balina
southern largemouth n. büyük ağızlı kara levrek
southern kingcroaker n. kuzey amerika'nın güneydoğu kıyılarına özgü bir mezgit balığı
southern scup n. kuzey amerika'nın güney atlantik kıyılarında yaşayan bir pagrus balığı
southern porgy n. kuzey amerika'nın güney atlantik kıyılarında yaşayan bir pagrus balığı
southern minke n. minke balinası
southern minke n. genellikle güney yarım kürede görülen bir fin balinası
mudbug [southern us] n. bir tatlı su kabuklusu
mudbug [southern us] n. kerevit
southern river otter n. güney su samuru
southern flounder (paralichthys lethostigmus) n. birleşik devletler'in güneyine özgü bir pisi balığı
Astronomy
the southern lights n. güney ışıkları
southern triangle n. güney üçgeni (takımyıldızı)
the southern cross n. güneyhaçı
mare australe (the southern sea) n. güney denizi
southern cross n. yalnızca güney yarıküreden görülebilen ve haç biçimini andıran burç
southern owl nebula n. güney baykuşu nebulası
southern owl nebula n. güney baykuşu bulutsusu
Zoology
southern fur seal n. yeni zelanda kürklü foku
southern white admiral n. akdeniz hanımeli kelebeği
southern giant petrel n. güney dev fırtınakuşu
southern festoon n. güney fistosu
southern crested newt n. pürtüklü semender
southern cassowary n. tepeli devekuşu
southern hairy-nosed wombat n. güney kıllı burunlu vombatı
southern flying squirrel (glaucomys volans) n. abd'nin doğusunda yaşayan, iri gözlü küçük bir uçan sincap
southern spadefoot n. abd'nin güneybatısında yaşayan bir kara kurbağası
southern bog lemming (synaptomys cooperi) n. kuzey amerika ve kanada'da görülen bir yaban sıçanı
southern spadefoot n. birleşik devletler'in güneybatısına özgü bir kurbağa
Botanic
southern harebell (campanula divaricata) n. abd'nin güneydoğusunda yetişen soluk mavi çiçekli çançiçeği
southern spatterdock (nuphar sagittifolium) n. güneydoğu abd'ye özgü bir nilüfer
southern beech fern n. saman renkli çizgileri olan, kuzey amerika'nın ormanlık bölgelerine özgü bir kayın eğrelti
southern red oak n. abd'nin doğusunda yetişen dar kanca biçiminde yaprakları ve ayrık dalları olan yaprak döken bir ağaç
southern blue gum n. gövdesinin alt kısmı kalın gri ağaç kabuğu ile kaplı uzun boylu bir avustralya ağacı
southern white cedar n. ak servi
southern white cedar n. beyaz servi
southern catalpa n. kara meşe
southern catalpa n. katalpa
southern catalpa n. kurt yemez
southern catalpa n. kurtyemez
southern maidenhair n. venüs saçı
southern arrowwood n. kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, eskiden ahşabından ok yapılan bir çalı
southern white cedar n. abd'nin doğu kıyılarında yetişen yavaş büyüyen orta boy bir sedir ağacı
southern sugar maple (acer barbatum) n. abd'nin güneybatısında yetişen bir akçaağaç cinsi
southern pea n. börülce bitkisinin yenebilir tohumu
southern prickly ash (zanthoxylum clava-herculis) n. abd'nin güneybatısı ve batı hint adaları'nda yetişen bir süs ağacı
southern cypress (taxodium distichum) n. amerika bataklık selvisi
southern cypress (taxodium distichum) n. amerikan bataklık selvisi
southern cypress (taxodium distichum) n. çıplak selvi
southern cypress (taxodium distichum) n. ağlayan bataklık selvisi
southern cypress (taxodium distichum) n. bodur bataklık selvisi
southern prickly ash n. güneydoğu abd ve batı hint adaları'nda yetişen dikenli bir bitki
southern wax myrtle (myrica cerifera) n. mum ağacı
southern blue gum n. mavi okaliptüs
southern beech n. yalancı kayın
southern magnolia n. büyük çiçekli manolya
southern magnolia n. büyük çiçekli manolya
southern magnolia n. abd'nin güneyine özgü büyük sert parlak yaprakları ve hoş kokulu büyük çiçekleri olan manolyagiller familyasından yaprak dökmeyen bir ağaç
southern magnolia (magnolia grandiflora) n. manolya
southern magnolia (magnolia grandiflora) n. büyük çiçekli manolya
southern magnolia (magnolia grandiflora) n. abd'nin güneyine özgü, büyük sert parlak yaprakları ve hoş kokulu devasa beyaz çiçekleri olan yaprak dökmeyen bir ağaç
southern crab apple n. pembe çiçekleri süslemede kullanılan, abd'nin güneydoğusuna özgü küçük bir ağaç
southern red cedar (juniperus silicicola) n. güney ardıç
southern live oak (quercus virginiana) n. virjinya meşesi
southern dewberry n. kuzey amerika'nın güney bölgelerine özgü bir böğürtlen
southern buckthorn n. güneydoğu abd'ye özgü olup siyah meyveler veren beyaz çiçekli bir ağaç
southern blue flag (iris virginica) n. doğu abd'de görülen mavi renkli bir süsen
Forestry
southern cypress n. bataklık servisi
southern yellow pine n. çıralı çam
Linguistics
sbe (southern british english) n. güney ingilizcesi
sbe (southern british english) n. güney ingilizce lehçesi
southern tai n. tay dillerinin bir dalı
Geography
southern hemisphere n. güney yarımküresi
southern ocean n. güney kutup denizi
southern hemisphere n. güney yarıküre
southern cone n. güney konisi
southern cross n. güney haçı
southern hemisphere n. yeryüzünün ekvatorun güneyinde kalan kısmı
southern lights n. kutup ışıkları
southern lights n. kuzey ışıkları
southern pines n. north carolina eyaletinde yerleşim yeri
southern view n. illinois eyaletinde yerleşim yeri
southern pines n. north carolina eyaletinde şehir
southern shores n. north carolina eyaletinde yerleşim yeri
southern bug n. ukrayna'da bir nehir
southern rhodesia n. güney rodezya
southern rhodesia n. güney-orta afrika'da yer alan ve denize kıyısı olmayan eski bir cumhuriyet
french southern and antarctic territories n. fransız güney toprakları
french southern and antarctic territories n. fransız idaresindeki denizaşırı topraklar
southern sporades n. sporad adaları
southern uplands n. iskoçya'nın güneyinde yaylalık bir alan
Meteorology
southern oscillation n. güneyli salınım
el nino southern oscillation n. el niño güney salınımları
el nino southern oscillation n. el nino güneyli salınım
Military
greek cypriot administration of southern cyprus n. güney kıbrıs rum yönetimi
headquarters naval forces southern europe n. güney avrupa deniz kuvvetleri karargahı
southern sea area command n. güney deniz saha komutanlığı
Sport
southern stars n. avustralya kadın milli kriket takımı
Abbreviation
eso (european southern observatory) n. avrupa güney rasathanesi
Entomology
southern wood ant n. kırmızı orman karıncası
southern wood ant n. avrupa ve amerika'ya özgü yuvalarının üzerine tepeler yapan bir karınca
southern cabbage butterfly n. kuzey amerika'ya özgü bir lahana kelebeği
Slang
goober grease [southern us] n. yer fıstığı ezmesi
show (one's) butt [southern us] v. haytalık/yaramazlık yapmak
show (one's) butt [southern us] v. rezil olmak
show (one's) butt [southern us] v. rezil rüsva olmak
show (one's) butt [southern us] v. kepaze/madara olmak
show (one's) butt [southern us] v. rezalet/kepazelik çıkarmak
losing one's religion [southern us] v. tepesi atmak
southern-fried adj. una ve ekmek kırıntılarına bulanıp az yağda kızartılmış
southern-fried adj. amerika'nın güneyine has özellikler taşıyan/gösteren
southern-fried adj. amerika'nın güneyine özgü özellikler taşıyan/gösteren
southern-fried adj. güneyli
southern-fried adj. hamurunda güneylilik olan
southern-fried adj. sarhoş
southern-fried adj. kafası kıyak
southern-fried adj. kafası olmuş
Star Wars
livien magnus's southern gate n. livien magnus'un güney kapısı
southern archipelago n. güney takımadası
southern cliffs n. güney uçurumları
southern core n. güney merkez
southern docking zone n. güney rıhtım alanı
southern mountains n. güney dağları
southern mustafarian n. güney mustafarlı
southern ocean n. güney okyanusu
southern passage n. güney geçidi
southern reach (tatooine) n. güney alanı (tatooine)
southern reaches n. güney sınırları
southern rim n. güney halkası
southern trail n. güney izi
southern water works n. güney su işleri