soylu - Türkisch Englisch Wörterbuch

soylu

Bedeutungen von dem Begriff "soylu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 59 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
soylu noble adj.
She was born into a noble family.
Soylu bir ailenin çocuğu olarak doğdu.

More Sentences
General
soylu noble n.
He was a member of the Palmotić noble family.
Palmotić soylu ailesinin bir üyesiydi.

More Sentences
soylu noble adj.
Kook In Yeob is the only child in a noble family.
Kook In Yeob soylu bir ailenin tek çocuğudur.

More Sentences
soylu pedigree adj.
The winner was, interestingly, not a pedigree horse.
İlginçtir ki kazanan soylu bir at değildi.

More Sentences
soylu noblewoman n.
soylu aristocrat n.
soylu blue blood n.
soylu nobleman n.
soylu estate n.
soylu gentleperson n.
soylu grand seigneur n.
soylu ethel adj.
soylu well bred adj.
soylu born in the purple adj.
soylu elevated adj.
soylu high adj.
soylu grand adj.
soylu patrician adj.
soylu of good family adj.
soylu wellborn adj.
soylu highbred adj.
soylu thoroughbred adj.
soylu truebred adj.
soylu gently born adj.
soylu highborn adj.
soylu titled adj.
soylu aristocratical adj.
soylu genteel adj.
soylu exalted adj.
soylu aristocratic adj.
soylu princely adj.
soylu gentle adj.
soylu wellbred adj.
soylu of gentle birth adj.
soylu pedigreed adj.
soylu nobile adj.
soylu blue-blooded adj.
soylu well-born adj.
soylu well-bred adj.
soylu pureblood adj.
soylu purebred adj.
soylu nobiliary adj.
soylu three-piled [obsolete] adj.
soylu equipaged adj.
soylu jaunty adj.
soylu birth adj.
soylu haughty [obsolete] adj.
soylu haut adj.
soylu highblooded adj.
soylu high-toned adj.
soylu honourable adj.
soylu princessly adj.
soylu silk-stocking adj.
soylu palatine adj.
Colloquial
soylu of fashion adj.
Idioms
soylu blue blood n.
soylu to the manner born expr.
soylu to the manor born expr.
Politics
soylu prince n.

Bedeutungen, die der Begriff "soylu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 133 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
soylu erkek gentleman n.
The gentleman was killed by a slave in revolt.
Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.

More Sentences
soylu adayı duniwassal n.
baba soylu miras patrilinearity n.
ana soylu miras matrilineal descent n.
edebiyatta soylu vahşi noble savage in literature n.
soylu yönetim aristocracy n.
baba soylu miras patrilineal descent n.
soylu vahşi noble savage n.
soylu kimse blue blood n.
soylu kadın noblewoman n.
venedikli soylu magnifico n.
soylu kadın baroness n.
soylu zafer purple victory n.
soylu aşk noble love n.
soylu aile landed gentry n.
soylu aile county family n.
soylu amaç noble cause n.
soylu erkek cavalero n.
soylu sınıftan olma nobley [obsolete] n.
soylu kimse thoroughbred n.
(japonya'da) en düşük soylu grubunun üyesi baron n.
soylu sınıfların en düşüğüne mensup kimse baron n.
(avrupa kıtasında) soylu baron n.
ingiltere'de yüksek rütbeli feodal bir soylu baron n.
soylu genç younker [obsolete] n.
en düşük fransız soylu unvanı chevalier n.
soylu erkek male aristocrat n.
soylu ingiliz kadını miladi n.
düşes haricindeki soylu kadınlara seslenirken kullanılan hitap sözü mistressship [obsolete] n.
soylu bir hanede ayak işlerini yerine getiren hizmetli yeoman n.
bir soylunun kendisi de soylu olan hizmetkarı gentleman n.
soylu kadının kadın hizmetçisi gentlewoman n.
soylu kadın gentleperson n.
soylu kadın gentlewoman n.
soylu erkek gentleperson n.
büyük soylu grand seigneur n.
(soylu kimseye ait) sıra ev inn [dated] [uk] n.
alt sınıfla bağ ve özdeşim kurmaya çalışan soylu inverted snob n.
alt sınıfla bağ ve özdeşim kurmaya çalışan soylu reverse snob n.
üst rütbeli veya soylu kimsenin huzuru presence n.
soylu kimse silk stocking n.
soylu kimse silk-stocking n.
(13. ve 14. yüzyıllarda) ingiliz piskopos ve soylu meclislerince çıkarılan kanun provision n.
geniş çaplı tarım ile uğraşan soylu kimse squatter n.
soylu çiftlik sahibi squatter n.
soylu kimse state [obsolete] n.
soylu bir aileye doğmak be born into the purple v.
soylu bir aileye doğmak be born in the purple v.
kendini soylu gibi hissetmek feel royal v.
kendini soylu hissetmek feel royal v.
(birini) soylu yapmak nobilitate v.
soylu olmayan hale getirmek unnoble [obsolete] v.
kent soylu bourgeois adj.
baba soylu paternal adj.
soylu bir aileden gelen blue-blooded adj.
soylu olmayan non-noble adj.
baba soylu agnatic adj.
soylu olmayan ungentle adj.
soylu olmayan unnoble [obsolete] adj.
soylu olmayan unroyal adj.
soylu olmayan untitled adj.
soylu bir söyleme sahip high-sounding adj.
soylu olmayan lowborn adj.
soylu olmayan lowbred adj.
soylu gibi olan squirely adj.
soylu gibi olan squirish adj.
soylu bir şekilde genteelly adv.
soylu bir tavırla nobly adv.
soylu olmayan bir şekilde unroyally adv.
Colloquial
soylu numarası yapmak la-di-da v.
soylu numarası yapmak la-de-da v.
Idioms
soylu kan blue blood n.
soylu bir aileden gelen ukala tip a chinless wonder n.
kendini savunmanın en soylu yolu the noble art (of self-defense) n.
Formal
markiz, düşes, kontes gibi soylu kadınlara hitap şekli lady n.
düşes haricindeki soylu kadınlara seslenirken kullanılan hitap sözü ladyship n.
Trade/Economic
italya'da iş için bir araya gelen soylu ailelerin kurduğu ortaklık albergo n.
Law
kraliyet ailesine hizmet eden soylu görevli master of the horse n.
kalıtsal olmayan soylu life peer n.
unvanını ölene kadar taşıma hakkı bulunan soylu life peer n.
Politics
fijili soylu ratu n.
çar birinci petro dönemi öncesi rusya'da yaşayan soylu boyard n.
çar birinci petro dönemi öncesi rusya'da yaşayan soylu boyar n.
çar birinci petro dönemi öncesi rusya'da yaşayan soylu boiar n.
britanya'nın soylu sınıfı lords temporal n.
britanya'nın soylu sınıfı second estate n.
fransa'nın soylu sınıfı second estate n.
(britanya'da) lordlar kamarası'nın piskoposlar dışında kalan soylu üyeleri lords temporal [uk] n.
fransa'nın soylu sınıfı lords temporal n.
ingiliz kralı'nın maiyetinde bulunan sekiz adet soylu görevli lords of the bedchamber n.
kendisi de soylu olup kraliyete bağlı olan erkek gentleman-in-waiting n.
bizans imparatorunun italya ve afrika eyaletlerine yargıç olarak atadığı soylu patrician n.
Medical
soylu ağaç daphne n.
Psychology
erkek soylu kalıtım holandric inheritance n.
History
ortaçağ iskandinavyasında kraldan sonra gelen soylu jarl n.
almanlarda ormanların sorumluluğunu elinde bulunduran üst sınıftan soylu kişi waldgrave n.
irlanda soyluları tarafından aralarında ömür boyunca lordlar kamarasının üyesi olarak seçilmiş yirmi sekiz soylu peers of ireland n.
irlanda soyluları tarafından aralarında ömür boyu lordlar kamarasının üyesi olarak seçilmiş yirmi sekiz soylu peers of scotland n.
toprak karşılığı krala hizmet eden kıdemli soylu abthane n.
malikane hanımı olan soylu kişi tarafından yönetilen mahkeme lady court n.
ingiltere'de şövalyenin bir altındaki rütbeye sahip soylu erkek esquire n.
rütbece kontun altında ve baronun üstünde yer alan soylu viscount n.
vikont rütbesine sahip bir soylu kadınlar için kullanılan bir unvan viscountess n.
ormanların sorumluluğunu elinde bulunduran soylu kimse wildgrave n.
brandenburg ve prusya'yı yönetmiş olan soylu bir alman ailesi hohenzollern n.
(12. ila 19. yüzyıllarda) alman bir soylu ailenin üyesi hohenlohe n.
baron, vikont, kont veya marki unvanına sahip soylu lord [uk] n.
bir alman kalesini veya kasabasını yöneten soylu burgrave n.
soylu erkek gentleman [uk] n.
soylu olmamalarına rağmen hanedanlık arması takmaya yetkili toprak sahipleri gentry n.
soylu olmamalarına rağmen hanedan arması takmaya yetkili sınıf gentry n.
ortaçağ avrupasında askerlik görevi yapan soylu hizmetkar comes n.
(özellikle feodal düzende) soylu bir aileye zaman zaman hizmette bulunan kimse retainer n.
suabiye kökenli bir alman soylu ailesiyle ilgili hohenstaufen adj.
11. yüzyılda kurulup prusya ve alman kral ve imparatorları yetiştiren bir alman soylu ailesiyle ilgili hohenzollern adj.
suabiye kökenli bir alman soylu ailesine ait hohenstaufen adj.
11. yüzyılda kurulup prusya ve alman kral ve imparatorları yetiştiren bir alman soylu ailesine ait hohenzollern adj.
Religious
üyelerinin çoğunu soylu din adamlarının oluşturduğu eski bir yahudi mezhebinin inanç ve faaliyetleri sadduceeism n.
üyelerinin çoğunu soylu din adamlarının oluşturduğu eski bir yahudi mezhebinin inanç ve faaliyetleri sadducism n.
Philosophy
soylu olduğu için değil birçok alanda yetenekli olduğu için saygı duyulan kimse universal man n.
Military
mesleği öğrenmek ve askeri kariyer elde etmek için rütbesiz olarak orduya katılan soylu erkek caddie [origin] n.
Music
18.yy'da soylu ailelerde orkestradan sorumlu kişi capellmeister n.
18.yy'da soylu ailelerde orkestradan sorumlu kişi kapellmeister n.
pasajın görkemli ve soylu bir tarzda çalınacağını gösteren tempo işareti grandioso n.
görkemli ve soylu bir tarzda çalınması gerektiğini gösteren tempo işaretine sahip pasaj grandioso n.
Latin
soylu kimse patricius n.
Archaic
soylu çocuk childe n.
rütbece kontun altında ve baronun üstünde yer alan soylu vicount n.
soylu kadın courtesan n.
soylu kimseler dignity n.
tanınmış soylu kimse doucepere n.
Star Wars
soylu saltanat noble court n.
alderaan soylu mülkü the alderaan noble estate n.