Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
suretiyle
Bedeutungen von dem Begriff
"suretiyle"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
suretiyle
by means of
adv.
2
General
suretiyle
thereby
adv.
Bedeutungen, die der Begriff
"suretiyle"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 103 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
suyun yüzeyinde seyreden dalgıcın normal havayı solumak suretiyle başını kaldırmadan yüzmesine imkan
snorkel
n.
2
General
boğulmak suretiyle ölüm
suffocation
n.
3
General
bisikleti altından çıkararak direksiyonundan tutmak suretiyle aksi istikamette çevirerek döndürme hareketi
tail whip
n.
4
General
masaların gezilmesi suretiyle katılımcıların bilgilerinin alındığı toplantı şekli
tour-de-table
n.
5
General
birleşme suretiyle bir araya gelmiş olan şirketler grubunu ayrı şirketlere ayırmak
delist
v.
6
General
aküsü bitmiş aracın motorunu takviye kablosuyla ya da vurdurmak suretiyle çalıştırmak
jump-start
v.
7
General
aküsü bitmiş aracın motorunu takviye kablosuyla ya da vurdurmak suretiyle çalıştırmak
jumpstart
v.
8
General
savaşta kullanılmak suretiyle güvenilir ve etkili olduğu gösterilmiş
battle tested
adj.
9
General
bunu yapmak suretiyle
by doing that
adv.
10
General
deneme suretiyle
by way of trial
adv.
11
General
tadil etmek suretiyle
by way of derogation
adv.
12
General
değişiklik yapmak suretiyle
by way of derogation
adv.
13
General
seçmek suretiyle
eclectically
adv.
14
General
ayırmak suretiyle
disjunctively
adv.
15
General
korumak suretiyle
protectingly
adv.
Phrasals
16
Phrasals
yoğun tarım yapmak suretiyle bir arazinin/tarlanın verimliliğini düşürmek
farm something out
v.
Phrases
17
Phrases
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul etmek suretiyle
at risk to yourself/somebody/something
v.
18
Phrases
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle
at risk to yourself/somebody/something
v.
19
Phrases
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden kabul etmek suretiyle
at risk to (someone, something, or oneself)
expr.
20
Phrases
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden üstüne almak suretiyle
at risk to (someone, something, or oneself)
expr.
Idioms
21
Idioms
yönetimin ele geçirilmesi tehlikesine karşı yönetim kurulunun piyasaya düşük fiyatlı hisseler sunarak yönetimi devralmak isteyen şirketi zarara uğratmak suretiyle uyguladığı bir savunma taktiği
poison pill
n.
22
Idioms
bir firmanın, geliştirdiği ürünü kullanmak suretiyle tanıtımını üstlenmesi
dogfood
n.
23
Idioms
sandığa sahte oy atmak suretiyle veya başka türlü bir numara ile seçimi lehine çevirmeye çalışmak
stuff the ballot box
v.
24
Idioms
bir firmanın geliştirdiği ürünü kullanmak suretiyle tanıtımını yapmak
eat (one's) own dog food
v.
25
Idioms
(bir şey) suretiyle
by means of (something)
expr.
Trade/Economic
26
Trade/Economic
borçlanmak suretiyle karın ödenmesi
liabilities dividend
n.
27
Trade/Economic
bir tarafı kesilmek suretiyle iptal edilmiş çek
mutilated check
n.
28
Trade/Economic
bir işi yapan kişinin yanında bulunmak suretiyle o işin nasıl yapıldığını öğrenme
work shadowing
n.
29
Trade/Economic
katılma suretiyle birleşme
absorption merger
n.
30
Trade/Economic
stok değer düşüklüklerinin karşılık ayırmak suretiyle zarar kaydedilmesi
inventory reserve procedure
n.
31
Trade/Economic
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi
self insurance
n.
32
Trade/Economic
hisseyi aldıktan sonra başkalarına önermek suretiyle fiyat yükselterek yapılan borsa manipülasyonu
scalping
n.
33
Trade/Economic
satın alma veya istihlak suretiyle sarf etmek
absorb
v.
34
Trade/Economic
bedelinin tahsili karşılığında teslim etmek suretiyle
collect on delivery sale
expr.
35
Trade/Economic
bedelinin tahsili karşılığında teslim etmek suretiyle
cash on delivery sale
expr.
Law
36
Law
katılma suretiyle birleşme
absorbition
n.
37
Law
araya girme suretiyle kabul
acceptance for honour
n.
38
Law
bir kimsenin evinden bir şey çalmak suretiyle işlenen hırsızlık suçu
compound larceny
n.
39
Law
gerçeği saklamak suretiyle yasal mirasçıları bulunmaması sebebiyle devlete geçmesi gereken mallara sahip olma
obreption and subreption
n.
40
Law
ima suretiyle hakaret
aggression by allusion
n.
41
Law
ihmal suretiyle yapılan eylemler
acts of omission
n.
42
Law
iki şey arasında seçimlik hakkını kullanmak suretiyle diğerinden vazgeçme
waiver by election
n.
43
Law
katılma suretiyle birleşme
absorption
n.
44
Law
mal varlığının terki suretiyle konkordato ilanı
cessio bonorum
n.
45
Law
suçun işlenmesine teşvik suretiyle önceden iştirak eden fer'i fail
accessary before the fact
n.
46
Law
suçu kabullenmek suretiyle cezada pazarlık
negotiated plea of guilty
n.
47
Law
suçun işlenmesine teşvik suretiyle önceden iştirak eden ferifail
accessory before the fact
n.
48
Law
telmih suretiyle hakaret
aggression by hint
n.
49
Law
yabancı bir liman da geminin yükü rehin gösterilmek suretiyle gemi kaptanı tarafından imzalanan borç senedi
respondentia bond
n.
50
Law
asmak suretiyle infaz etmek
hang
v.
51
Law
bir başkasına ait bir eserin telif hakkını basıp satmak suretiyle çiğnemek
comprint
v.
52
Law
herhangi bir takdir veya keyfi ceza vermek suretiyle cezalandırmak
amerce
v.
53
Law
yol kesmek suretiyle soymak
hi-jack
v.
54
Law
ciro suretiyle devri mümkün
transmissible by endorsement
adj.
55
Law
ciro suretiyle nakli mümkün
transmissible by endorsement
adj.
56
Law
kendini tanınmayacak bir hale getirmek suretiyle
by disguise
expr.
57
Law
vasiyet suretiyle
by will
expr.
Politics
58
Politics
seçilmiş olan hükümetin yasaları çiğneyerek kendisine olağanüstü yetkiler vermek suretiyle mevcut anayasal düzenin dışında hareket etmesi
self-coup
n.
59
Politics
seçilmiş olan hükümetin yasaları çiğneyerek kendisine olağanüstü yetkiler vermek suretiyle mevcut anayasal düzenin dışında hareket etmesi
autocoup
n.
60
Politics
ticaretin düzenlenmesi suretiyle yabani hayvan ve bitki türlerinin korunması komitesi
committee for the protection of species of wild fauna and flora by regulating trade therein
n.
Insurance
61
Insurance
güç kullanmak suretiyle soygun
robbery
n.
62
Insurance
sigorta hakkının primlerin ödenmemesi suretiyle kaybolması
lapse
n.
Technical
63
Technical
dövme suretiyle sıkıştırma
compacting by swaging
n.
64
Technical
dövme suretiyle sıkıştırma
compacting by swaying
n.
65
Technical
döndürülerek düşürülmek suretiyle çarpma deneyi
impact test by rotational drop
n.
66
Technical
kazık çakma suretiyle sıkıştırma
compacting by pile driving
n.
67
Technical
su ile soğutma suretiyle termal şoka mukavemet
resistance to thermal shock by water quenching
n.
68
Technical
uzun süre yüksek sıcaklığa maruz bırakarak ısıl yaşlandırma uygulamak suretiyle suni yaşlandırma
ageing by the use of thermal ageing by long term exposure in a ventilated oven at elevated temperature
n.
69
Technical
demirli metali alüminyum tozu püskürtmek ve sonra ısıtmak suretiyle kaplamak
calorize
v.
70
Technical
demirli metali alüminyum tozu püskürtmek ve sonra ısıtmak suretiyle kaplamak
calorise
v.
71
Technical
(örneğin bir enerji santralını) gelişkin donanım veya özelliklerle donatmak suretiyle yenilemek
backfit
v.
72
Technical
(örneğin bir enerji santralını) gelişkin donanım veya özelliklerle donatmak suretiyle yenilemek
retrofit
v.
73
Technical
sinema filmlerinde setin farklı bölümlerinde kaydedilmiş ses bantlarını kullanmak suretiyle derinlik ve gerçekçilik katmak için denetlenen (ses)
directional
adj.
74
Technical
bir şeyi hesap dışı bırakmak suretiyle diğer bir şeyi düzelterek
modulo
prep.
Computer
75
Computer
bir firmanın geliştirdiği ürünü kullanmak suretiyle tanıtımını üstlenmesi
eating your own dog food
n.
76
Computer
bir firmanın geliştirdiği ürünü kullanmak suretiyle tanıtımını üstlenmesi
dogfooding
n.
77
Computer
yırtma/açma suretiyle kabul
shrink-wrap
n.
Mechanic
78
Mechanic
iç ve dış dişlileri birbirine geçirmek suretiyle birleştirme
spline
n.
Textile
79
Textile
tuz yataklarında çözme suretiyle oluşturulan boşluklarda gaz depolama
gas storage in solution-mined salt cavities
n.
Medical
80
Medical
jejunum ağzını dikmek suretiyle geçit yaratma
jejunojejunostomy
n.
81
Medical
kemiğin içeri girmesi suretiyle meydana gelen kafatası kırığı
depressed fracture
n.
Gastronomy
82
Gastronomy
kuzu, tavuk, hindi veya domuz gibi hayvanların bütün olarak şişe geçirme suretiyle ateş üzerinde pişirilmesi
spit roast
n.
Biology
83
Biology
doğadaki modelleri inceleyip bu tasarımları taklit etmek suretiyle insanların problemlerine çözüm getirmeyi amaçlayan bilim dalı
biomimicry
n.
84
Biology
oksijensiz ortamlarda yaşayan ve karbondioksit indirgemek suretiyle etrafa metan salan bakteriler
methanogen
n.
Agriculture
85
Agriculture
dev kara kurbağasını sıvılaştırmak suretiyle üretilen bir gübre
toad juice [aus]
n.
Tobacco
86
Tobacco
yüksek voltaj uygulamak suretiyle sigara dumanında bulunan partiküllerin çöktürülmesi
electrostatic precipitation
n.
History
87
History
eski ingiltere'de manastırlara baskı kurmak suretiyle kralık gelirlerinin arttırılması amacıyla kurulmuş kurum
augmentation court
n.
Military
88
Military
celp suretiyle askere almak
induct
v.
Sport
89
Sport
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor
orbing
n.
90
Sport
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor
zorbing
n.
91
Sport
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor
sphereing
n.
92
Sport
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor
globe-riding
n.
93
Sport
ragbide topa elle veya kolla vurup yere veya başka bir oyuncuya çarptırmak suretiyle vuruş ihlali yapmak
knock-on
n.
94
Sport
(kriket) topu atıcının elini kaleye yaklaştırmak suretiyle atarak
over the wicket
adv.
Football
95
Football
rakip futbolcuya sarılmak suretiyle yapılan faul
foul by holding
n.
Cinema
96
Cinema
filmleri farklı ana renklere eşzamanlı maruz bıraktıktan sonra üst üste bindirmek suretiyle renklendirme yapan firma
technicolor®
n.
Archaic
97
Archaic
iğne batırarak opak kitleyi parçalamak suretiyle yapılan katarakt ameliyatı
keratonyxis
n.
Slang
98
Slang
birine sürekli mesaj göndermek suretiyle yapılan taciz
textual harassment
n.
99
Slang
birini sürekli mesaj göndermek suretiyle taciz etmek
textually harass
v.
100
Slang
(erkekler için) var olan bir ürünün küçüğünü ve pembesini üretmek suretiyle bir kadın ürününe dönüştürüp pazarlama yöntemi
pink it and shrink it
expr.
101
Slang
(erkekler için) var olan bir ürünün küçüğünü ve pembesini üretmek suretiyle bir kadın ürününe dönüştürüp pazarlama
shrink it and pink it
expr.
Modern Slang
102
Modern Slang
alfabetik sıraya göre her gün o güne denk gelen harfle başlayan yemekler yemek suretiyle yapılan 26 günlük beslenme
alphabet diet
n.
103
Modern Slang
als hastalığı için bağış yapıp başından aşağı bir kova buz dökerek başka birine de aynısını yapması için meydan okumak suretiyle yayılan bir akım
als ice bucket challenge
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of suretiyle
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy