suretiyle - Turco Inglés Diccionario
Historia

suretiyle



Significados de "suretiyle" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
suretiyle by means of adv.
suretiyle thereby adv.

Significados de "suretiyle" con otros términos en diccionario inglés turco: 103 resultado(s)

Turco Inglés
General
suyun yüzeyinde seyreden dalgıcın normal havayı solumak suretiyle başını kaldırmadan yüzmesine imkan snorkel n.
boğulmak suretiyle ölüm suffocation n.
bisikleti altından çıkararak direksiyonundan tutmak suretiyle aksi istikamette çevirerek döndürme hareketi tail whip n.
masaların gezilmesi suretiyle katılımcıların bilgilerinin alındığı toplantı şekli tour-de-table n.
birleşme suretiyle bir araya gelmiş olan şirketler grubunu ayrı şirketlere ayırmak delist v.
aküsü bitmiş aracın motorunu takviye kablosuyla ya da vurdurmak suretiyle çalıştırmak jump-start v.
aküsü bitmiş aracın motorunu takviye kablosuyla ya da vurdurmak suretiyle çalıştırmak jumpstart v.
savaşta kullanılmak suretiyle güvenilir ve etkili olduğu gösterilmiş battle tested adj.
bunu yapmak suretiyle by doing that adv.
deneme suretiyle by way of trial adv.
değişiklik yapmak suretiyle by way of derogation adv.
tadil etmek suretiyle by way of derogation adv.
seçmek suretiyle eclectically adv.
ayırmak suretiyle disjunctively adv.
korumak suretiyle protectingly adv.
Phrasals
yoğun tarım yapmak suretiyle bir arazinin/tarlanın verimliliğini düşürmek farm something out v.
Phrases
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul etmek suretiyle at risk to yourself/somebody/something v.
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle at risk to yourself/somebody/something v.
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden kabul etmek suretiyle at risk to (someone, something, or oneself) expr.
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden üstüne almak suretiyle at risk to (someone, something, or oneself) expr.
Idioms
yönetimin ele geçirilmesi tehlikesine karşı yönetim kurulunun piyasaya düşük fiyatlı hisseler sunarak yönetimi devralmak isteyen şirketi zarara uğratmak suretiyle uyguladığı bir savunma taktiği poison pill n.
bir firmanın, geliştirdiği ürünü kullanmak suretiyle tanıtımını üstlenmesi dogfood n.
sandığa sahte oy atmak suretiyle veya başka türlü bir numara ile seçimi lehine çevirmeye çalışmak stuff the ballot box v.
bir firmanın geliştirdiği ürünü kullanmak suretiyle tanıtımını yapmak eat (one's) own dog food v.
(bir şey) suretiyle by means of (something) expr.
Trade/Economic
borçlanmak suretiyle karın ödenmesi liabilities dividend n.
bir tarafı kesilmek suretiyle iptal edilmiş çek mutilated check n.
bir işi yapan kişinin yanında bulunmak suretiyle o işin nasıl yapıldığını öğrenme work shadowing n.
katılma suretiyle birleşme absorption merger n.
stok değer düşüklüklerinin karşılık ayırmak suretiyle zarar kaydedilmesi inventory reserve procedure n.
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi self insurance n.
hisseyi aldıktan sonra başkalarına önermek suretiyle fiyat yükselterek yapılan borsa manipülasyonu scalping n.
satın alma veya istihlak suretiyle sarf etmek absorb v.
bedelinin tahsili karşılığında teslim etmek suretiyle collect on delivery sale expr.
bedelinin tahsili karşılığında teslim etmek suretiyle cash on delivery sale expr.
Law
katılma suretiyle birleşme absorbition n.
araya girme suretiyle kabul acceptance for honour n.
bir kimsenin evinden bir şey çalmak suretiyle işlenen hırsızlık suçu compound larceny n.
gerçeği saklamak suretiyle yasal mirasçıları bulunmaması sebebiyle devlete geçmesi gereken mallara sahip olma obreption and subreption n.
iki şey arasında seçimlik hakkını kullanmak suretiyle diğerinden vazgeçme waiver by election n.
ima suretiyle hakaret aggression by allusion n.
ihmal suretiyle yapılan eylemler acts of omission n.
katılma suretiyle birleşme absorption n.
mal varlığının terki suretiyle konkordato ilanı cessio bonorum n.
suçun işlenmesine teşvik suretiyle önceden iştirak eden fer'i fail accessary before the fact n.
suçu kabullenmek suretiyle cezada pazarlık negotiated plea of guilty n.
suçun işlenmesine teşvik suretiyle önceden iştirak eden ferifail accessory before the fact n.
telmih suretiyle hakaret aggression by hint n.
yabancı bir liman da geminin yükü rehin gösterilmek suretiyle gemi kaptanı tarafından imzalanan borç senedi respondentia bond n.
asmak suretiyle infaz etmek hang v.
bir başkasına ait bir eserin telif hakkını basıp satmak suretiyle çiğnemek comprint v.
herhangi bir takdir veya keyfi ceza vermek suretiyle cezalandırmak amerce v.
yol kesmek suretiyle soymak hi-jack v.
ciro suretiyle devri mümkün transmissible by endorsement adj.
ciro suretiyle nakli mümkün transmissible by endorsement adj.
kendini tanınmayacak bir hale getirmek suretiyle by disguise expr.
vasiyet suretiyle by will expr.
Politics
seçilmiş olan hükümetin yasaları çiğneyerek kendisine olağanüstü yetkiler vermek suretiyle mevcut anayasal düzenin dışında hareket etmesi self-coup n.
seçilmiş olan hükümetin yasaları çiğneyerek kendisine olağanüstü yetkiler vermek suretiyle mevcut anayasal düzenin dışında hareket etmesi autocoup n.
ticaretin düzenlenmesi suretiyle yabani hayvan ve bitki türlerinin korunması komitesi committee for the protection of species of wild fauna and flora by regulating trade therein n.
Insurance
güç kullanmak suretiyle soygun robbery n.
sigorta hakkının primlerin ödenmemesi suretiyle kaybolması lapse n.
Technical
dövme suretiyle sıkıştırma compacting by swaging n.
dövme suretiyle sıkıştırma compacting by swaying n.
döndürülerek düşürülmek suretiyle çarpma deneyi impact test by rotational drop n.
kazık çakma suretiyle sıkıştırma compacting by pile driving n.
su ile soğutma suretiyle termal şoka mukavemet resistance to thermal shock by water quenching n.
uzun süre yüksek sıcaklığa maruz bırakarak ısıl yaşlandırma uygulamak suretiyle suni yaşlandırma ageing by the use of thermal ageing by long term exposure in a ventilated oven at elevated temperature n.
demirli metali alüminyum tozu püskürtmek ve sonra ısıtmak suretiyle kaplamak calorize v.
demirli metali alüminyum tozu püskürtmek ve sonra ısıtmak suretiyle kaplamak calorise v.
(örneğin bir enerji santralını) gelişkin donanım veya özelliklerle donatmak suretiyle yenilemek backfit v.
(örneğin bir enerji santralını) gelişkin donanım veya özelliklerle donatmak suretiyle yenilemek retrofit v.
sinema filmlerinde setin farklı bölümlerinde kaydedilmiş ses bantlarını kullanmak suretiyle derinlik ve gerçekçilik katmak için denetlenen (ses) directional adj.
bir şeyi hesap dışı bırakmak suretiyle diğer bir şeyi düzelterek modulo prep.
Computer
bir firmanın geliştirdiği ürünü kullanmak suretiyle tanıtımını üstlenmesi dogfooding n.
bir firmanın geliştirdiği ürünü kullanmak suretiyle tanıtımını üstlenmesi eating your own dog food n.
yırtma/açma suretiyle kabul shrink-wrap n.
Mechanic
iç ve dış dişlileri birbirine geçirmek suretiyle birleştirme spline n.
Textile
tuz yataklarında çözme suretiyle oluşturulan boşluklarda gaz depolama gas storage in solution-mined salt cavities n.
Medical
jejunum ağzını dikmek suretiyle geçit yaratma jejunojejunostomy n.
kemiğin içeri girmesi suretiyle meydana gelen kafatası kırığı depressed fracture n.
Gastronomy
kuzu, tavuk, hindi veya domuz gibi hayvanların bütün olarak şişe geçirme suretiyle ateş üzerinde pişirilmesi spit roast n.
Biology
doğadaki modelleri inceleyip bu tasarımları taklit etmek suretiyle insanların problemlerine çözüm getirmeyi amaçlayan bilim dalı biomimicry n.
oksijensiz ortamlarda yaşayan ve karbondioksit indirgemek suretiyle etrafa metan salan bakteriler methanogen n.
Agriculture
dev kara kurbağasını sıvılaştırmak suretiyle üretilen bir gübre toad juice [aus] n.
Tobacco
yüksek voltaj uygulamak suretiyle sigara dumanında bulunan partiküllerin çöktürülmesi electrostatic precipitation n.
History
eski ingiltere'de manastırlara baskı kurmak suretiyle kralık gelirlerinin arttırılması amacıyla kurulmuş kurum augmentation court n.
Military
celp suretiyle askere almak induct v.
Sport
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor zorbing n.
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor orbing n.
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor globe-riding n.
büyük bir balon topun içinde özel hazırlanmış hafif eğimli bir arazide yuvarlanmak suretiyle yapılan spor sphereing n.
ragbide topa elle veya kolla vurup yere veya başka bir oyuncuya çarptırmak suretiyle vuruş ihlali yapmak knock-on n.
(kriket) topu atıcının elini kaleye yaklaştırmak suretiyle atarak over the wicket adv.
Football
rakip futbolcuya sarılmak suretiyle yapılan faul foul by holding n.
Cinema
filmleri farklı ana renklere eşzamanlı maruz bıraktıktan sonra üst üste bindirmek suretiyle renklendirme yapan firma technicolor® n.
Archaic
iğne batırarak opak kitleyi parçalamak suretiyle yapılan katarakt ameliyatı keratonyxis n.
Slang
birine sürekli mesaj göndermek suretiyle yapılan taciz textual harassment n.
birini sürekli mesaj göndermek suretiyle taciz etmek textually harass v.
(erkekler için) var olan bir ürünün küçüğünü ve pembesini üretmek suretiyle bir kadın ürününe dönüştürüp pazarlama yöntemi pink it and shrink it expr.
(erkekler için) var olan bir ürünün küçüğünü ve pembesini üretmek suretiyle bir kadın ürününe dönüştürüp pazarlama shrink it and pink it expr.
Modern Slang
alfabetik sıraya göre her gün o güne denk gelen harfle başlayan yemekler yemek suretiyle yapılan 26 günlük beslenme alphabet diet n.
als hastalığı için bağış yapıp başından aşağı bir kova buz dökerek başka birine de aynısını yapması için meydan okumak suretiyle yayılan bir akım als ice bucket challenge n.