trample - Türkisch Englisch Wörterbuch

trample

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "trample" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
trample v. çiğnemek
Trampling over human rights today paves the way for conflict tomorrow.
Bugün insan haklarının çiğnenmesi yarın çatışmaya zemin hazırlar.

More Sentences
trample v. çiğnemek (ayak altında)
The pedestrian was practically trampled underfoot by the running kids.
Yaya, koşan çocuklar tarafından neredeyse ayaklar altında çiğneniyordu.

More Sentences
trample v. basmak
Don't trample on the grass.
Çimlere basmayın.

More Sentences
trample v. acımasız davranmak
Ash can easily trample all over you unless you keep your distance.
Mesafenizi korumazsanız Kül size kolaylıkla acımasız davranabilir.

More Sentences
trample n. çiğneme
trample n. rap rap (yürüyüş sesi)
trample n. tepinme sesi
trample n. ezme
trample n. çiğneme
trample v. ezmek
trample v. ayak ile çiğnemek
trample v. üstüne çok sert basarak hırpalamak
trample v. zulmetmek
trample v. aşağılayıcı davranmak
trample v. (ateşi) ayakla çiğneyerek söndürmek

Bedeutungen, die der Begriff "trample" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 50 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
trample on v. ayaklar altına almak
Human rights cannot be trampled on in Russia using terrorism as an excuse, nor in the United States of America either.
Ne Rusya'da ne de Amerika Birleşik Devletleri'nde terörizm bahane edilerek insan hakları ayaklar altına alınamaz.

More Sentences
trample down v. ayak altında çiğnemek
trample on v. ayak altında çiğnemek
trample down v. ezmek
trample out v. söndürmek
trample over v. ayakla ezmek
trample down v. ayakla ezmek
trample someone to death v. ayak altında çiğneyerek birini öldürmek
trample down v. çiğnemek
trample on v. ayakla ezmek
trample over v. saygısızlık etmek
trample on v. kaba davranmak
trample upon v. saygısız davranmak
trample over v. hor görmek
trample upon v. hor görmek
trample on v. saygısız davranmak
trample over v. saygısız davranmak
trample on v. hor görmek
trample on v. insafsızca davranmak
trample on v. saygısızlık etmek
trample over v. kaba davranmak
trample upon v. kaba davranmak
trample upon v. saygısızlık etmek
Phrasals
trample something out v. (üzerinden geçerek) yol izi bırakmak
trample someone or something to something v. birini/bir şeyi çiğnemek
trample someone or something to something v. birini/bir şeyi ezerek bir duruma getirmek
trample someone or something to something v. birini/bir şeyi öldüresiye ezmek/çiğnemek
trample someone to something v. birini ayak altında ezerek öldürmek
trample someone or something to something v. birini/bir şeyi paramparça edene kadar ezmek/çiğnemek
trample someone or something to something v. birinin/bir şeyin üzerinde tepinip bir hale sokmak
trample someone or something to something v. birini/bir şeyi bir duruma gelene kadar ezmek
trample to v. üzerinde tepinip (bir hale sokmak)
trample over (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ayak altında çiğnemek
trample over (someone or something) v. (birine/bir şeye) basıp geçmek
trample upon (someone or something) v. (birine/bir şeye) basıp geçmek
trample on (someone or something) v. (birine/bir şeye) basıp geçmek
trample to v. ezerek (bir duruma getirmek)
trample upon (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ezmek
trample upon (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünde tepinmek
trample over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünde tepinmek
trample on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünde tepinmek
trample on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hor görmek
trample upon (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ayak altında çiğnemek
trample to v. (bir duruma gelene kadar) ezmek
trample on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ayak altında çiğnemek
trample on (someone or something) v. (birine/bir şeye) insafsızca davranmak
trample on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ezmek
trample over (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ezmek
trample on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) ayaklar altına almak
Colloquial
couldn't trample on an ant v. karıncayı bile incitmemek