yoğunlaşmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

yoğunlaşmak

Bedeutungen von dem Begriff "yoğunlaşmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 34 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yoğunlaşmak concentrate v.
I shall concentrate today on two issues where we can make a real difference this year.
Bugün, bu yıl gerçek bir fark yaratabileceğimiz iki konu üzerinde yoğunlaşacağım.

More Sentences
yoğunlaşmak concentrate v.
The dialogue must, however, have a stable technical basis, and that is what we are at present concentrating upon.
Bununla birlikte, diyaloğun sağlam bir teknik temeli olmalıdır ve şu anda üzerinde yoğunlaştığımız konu da budur.

More Sentences
General
yoğunlaşmak intensify v.
This uncertainty and lack of information about enlargement only serves to intensify these negative feelings.
Genişleme konusundaki bu belirsizlik ve bilgi eksikliği sadece bu olumsuz duyguların yoğunlaşmasına hizmet etmektedir.

More Sentences
yoğunlaşmak concentrate on v.
The funding will concentrate on fewer but more focussed projects, thereby making the programme more effective.
Finansman daha az sayıda ama daha odaklı projelere yoğunlaşacak ve böylece program daha etkili hale gelecektir.

More Sentences
yoğunlaşmak condense v.
During this phase, the chromatin condenses into chromosomes, and the nuclear membrane and nucleolus break down.
Bu aşamada kromatin kromozomlar halinde yoğunlaşır ve nükleer membran ve nükleolus parçalanır.

More Sentences
Chemistry
yoğunlaşmak be condensed v.
A cloud is condensed steam.
Bir bulut, yoğunlaşmış subuharıdır.

More Sentences
General
yoğunlaşmak zero in on v.
yoğunlaşmak center v.
yoğunlaşmak densify v.
yoğunlaşmak become intense v.
yoğunlaşmak zoom v.
yoğunlaşmak thicken v.
yoğunlaşmak centre v.
yoğunlaşmak become dense v.
yoğunlaşmak center upon v.
yoğunlaşmak inspissate v.
yoğunlaşmak concentre v.
yoğunlaşmak pack v.
yoğunlaşmak sink v.
yoğunlaşmak strike v.
Phrasals
yoğunlaşmak hot up v.
yoğunlaşmak key in v.
yoğunlaşmak kick up v.
yoğunlaşmak zoom in (on someone or something) v.
yoğunlaşmak pan in (on someone or something) v.
yoğunlaşmak heat up v.
yoğunlaşmak thicken up v.
Idioms
yoğunlaşmak get hot v.
yoğunlaşmak hang heavy v.
yoğunlaşmak lie heavy v.
yoğunlaşmak run high v.
yoğunlaşmak turn the heat up v.
Chemistry
yoğunlaşmak condensate v.
yoğunlaşmak condense v.

Bedeutungen, die der Begriff "yoğunlaşmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 40 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
üzerinde yoğunlaşmak centre on v.
The discussion has centred on the allocation formula to be applied.
Tartışma, uygulanacak tahsis formülü üzerinde yoğunlaşmıştır.

More Sentences
branşı doğrultusunda yoğunlaşmak major v.
yoğunlaşmak (yağış) precipitate v.
bir konuya yoğunlaşmak stick to v.
üzerinde yoğunlaşmak centre upon v.
üzerinde yoğunlaşmak centre in v.
yeniden yoğunlaşmak reconcentrate v.
Phrasals
üzerinde yoğunlaşmak bear down n.
bir konu üzerinde yoğunlaşmak concentrate on v.
bir konu üzerinde yoğunlaşmak concentrate upon v.
çevresinde yoğunlaşmak centre around v.
çevresinde yoğunlaşmak centre on v.
çevresinde yoğunlaşmak centre round v.
çevresinde yoğunlaşmak centre upon v.
(birine veya bir şeye) yoğunlaşmak circle around v.
(birine/bir şeye) yoğunlaşmak zoom in (on someone/something) v.
fark ettirmeden güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up v.
içten içe güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up v.
yavaş yavaş güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up v.
alttan alta güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up v.
git gide güçlenmek/yoğunlaşmak/artmak bubble up v.
birine/bir şeye yoğunlaşmak concentrate on (someone or something) v.
biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak concentrate upon someone or something v.
birine/bir şeye yoğunlaşmak concentrate upon someone or something v.
biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak concentrate on someone or something v.
birine/bir şeye yoğunlaşmak concentrate on someone or something v.
biri/bir şey üzerine/üzerinde yoğunlaşmak concentrate on (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerinde yoğunlaşmak pick on (someone or something) v.
birden yoğunlaşmak flare up v.
Colloquial
üzerinde olmak/çalışmak/yoğunlaşmak be onto v.
Idioms
tümden/hepten yoğunlaşmak sink one's teeth into something v.
(meselenin/konunun) derinine/özüne odaklanmak/yoğunlaşmak look beneath the surface v.
(birinin/bir şeyin)üstünde yoğunlaşmak hang/lie heavy (on somebody/something) v.
bir amaca odaklanmak/yoğunlaşmak/yönelmek have (one's) sights trained on (someone or something) v.
(bir şey) üzerinde yoğunlaşmak keep (one's) mind on (something) v.
(bir şeye) yoğunlaşmak turn up the heat (on someone or something) v.
Technical
(ısıtılan bitkisel yağlar) yoğunlaşmak ve bulanıklaşmak break v.
Traffic
trafik yoğunlaşmak (traffic) increase v.
trafik yoğunlaşmak (traffic) grow v.
Physics
yeniden yoğunlaşmak recondense v.