|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
bahama adaları, büyük antiller, küçük antiller gibi karayip denizini çevreleyen adalar |
west indies n.
|
|
2 |
General |
sahneyi çevreleyen koltuklar dizisi |
circle n.
|
|
3 |
General |
çevreleyen/çevresindeki su |
surrounding water n.
|
|
4 |
General |
çevreleyen deniz |
sea surrounding n.
|
|
5 |
General |
bir sütunu çevreleyen şerit |
annulet n.
|
|
6 |
General |
çitle çevreleyen kişi |
railer n.
|
|
7 |
General |
romalıların yemek yerken uzandıkları, masayı üç taraftan çevreleyen sedir |
triclinium n.
|
|
|
8 |
General |
ağsı bir yapıda boşlukları çevreleyen kablo, ip veya teller |
meshes n.
|
|
9 |
General |
bir organizmayı veya organizmanın bir parçasını çevreleyen ve genellikle büyük ölçekli ortama göre ayırt edilebilen alan |
microenvironment n.
|
|
10 |
General |
elbise kolunun bileği çevreleyen parçası |
wrist n.
|
|
11 |
General |
bileği çevreleyen eldiven parçası |
wrist n.
|
|
12 |
General |
nesli tükenmiş bazı balıkların kafasını çevreleyen kemik tabakası |
galea n.
|
|
13 |
General |
eğimli arenayı çevreleyen çit |
list n.
|
|
14 |
General |
çevreleyen şey |
girdle n.
|
|
15 |
General |
brocken spektrumunu çevreleyen renkli ışık halkaları |
glory n.
|
|
16 |
General |
(bir şeyi) çevreleyen kimse |
ringer n.
|
|
17 |
General |
çevreleyen kordon, bant veya kemer |
cinch n.
|
|
18 |
General |
çevreleyen şey |
cincture n.
|
|
19 |
General |
çevreleyen şey |
circumscriber n.
|
|
20 |
General |
çevreleyen kimse |
circumscriber n.
|
|
21 |
General |
çevreleyen sınırlar |
closure [obsolete] n.
|
|
22 |
General |
(dolmen veya höyüğü çevreleyen) taş çemberi |
cyclolith n.
|
|
23 |
General |
üflemeli çalgıların valflerini çevreleyen küçük deri aparat |
pad n.
|
|
24 |
General |
basılmış materyali çevreleyen cetvel veya boşluk |
panel n.
|
|
25 |
General |
tenis kortunu üç yandan çevreleyen eğimli çatılı bir koridor |
penthouse n.
|
|
26 |
General |
güneş lekesinin koyu olan orta kısmını çevreleyen gölgeli bölge |
penumbra n.
|
|
27 |
General |
arma levhasını çevreleyen dekoratif şerit |
cordon n.
|
|
|
28 |
General |
evi çevreleyen avlu |
fold [dialect] [uk] n.
|
|
29 |
General |
insanı çevreleyen şey (kıyafet, vücut) |
outwall [obsolete] n.
|
|
30 |
General |
çevreleyen yapı |
sepiment n.
|
|
31 |
General |
çevreleyen genel alan |
four corners n.
|
|
32 |
General |
tren tekerleğini çevreleyen metal levha |
skirt n.
|
|
33 |
General |
bir merkezi çevreleyen rota veya yol |
sphere [obsolete] n.
|
|
34 |
General |
çevreleyen şey |
surround n.
|
|
35 |
General |
(televizyon ekranı veya filmde) test nesnesini çevreleyen ışık alanı |
surround n.
|
|
36 |
General |
çevreleyen şey |
surrounding n.
|
|
37 |
General |
(çevreleyen bir şeyi) çıkarmak |
unswathe v.
|
|
38 |
General |
(çevreleyen kordonu, ipi) sıkmak |
cinch v.
|
|
39 |
General |
cinsel organları çevreleyen |
pubic adj.
|
|
40 |
General |
bir şehri ve onu çevreleyen yoğun nüfuslu alanları içeren (bölge) |
metropolitan adj.
|
|
41 |
General |
yakından çevreleyen |
circumferent adj.
|
|
42 |
General |
güneş lekesinin koyu olan orta kısmını çevreleyen gölgeli bölgeyle ilgili |
penumbral adj.
|
|
43 |
General |
güneş lekesinin koyu olan orta kısmını çevreleyen gölgeli bölge olan |
penumbral adj.
|
|
44 |
General |
kınla çevreleyen |
sheathing adj.
|
|
45 |
General |
çevreleyen bir şekilde |
circumambiently adv.
|
|
46 |
General |
çevreleyen anlamı veren ön ek |
circum- pref.
|
|
47 |
General |
çevreleyen anlamı veren ön ek |
peri- pref.
|
|
48 |
General |
küre gibi çevreleyen kitle anlamını veren bir son ek |
-sphere suf.
|
|
Idioms |
|
49 |
Idioms |
genellikle girip çıkan arabaların plakalarını tespit etmek için şehri çevreleyen güvenlik kamerası sistemi |
ring of steel n.
|
|
50 |
Idioms |
şehri çevreleyen güvenlik kamerası sistemi |
ring of steel n.
|
|
Trade/Economic |
|
51 |
Trade/Economic |
madeni paranın iç kısmını çevreleyen süsleme |
tressure n.
|
|
Politics |
|
52 |
Politics |
eylem ya da etkinliği çevreleyen şartların tümü |
conjuncture n.
|
|
53 |
Politics |
kanada avam kamarası üyesini çevreleyen haberci grubu |
scrum [canada] n.
|
|
Technical |
|
54 |
Technical |
elektrolitik hücrede elektrolitin katodu çevreleyen kısmı |
catolyte n.
|
|
55 |
Technical |
çevreleyen hava |
ambient air n.
|
|
56 |
Technical |
sarmal pompanın pervanesini çevreleyen spiral kasa |
volute n.
|
|
57 |
Technical |
sarmal pompanın pervanesini çevreleyen spiral kasa |
volute pump n.
|
|
58 |
Technical |
nükleer reaktörün çekirdeğini çevreleyen daha az aktif malzeme katmanı |
blanket n.
|
|
59 |
Technical |
tüplü televizyon alıcısı ekranını çevreleyen şeffaf veya opak kenarlık |
mask n.
|
|
60 |
Technical |
değerli taşı çevreleyen süsleme |
box n.
|
|
61 |
Technical |
değerli taşı çevreleyen süsleme tarzı |
box n.
|
|
62 |
Technical |
saatin ana yayını çevreleyen düz ve silindirik metal kutu |
hub n.
|
|
63 |
Technical |
su kütlesini çevreleyen kavisli kum seti |
loop n.
|
|
Computer |
|
64 |
Computer |
bilgisayarın merkezini çevreleyen kasa |
box n.
|
|
Architecture |
|
65 |
Architecture |
kapı, pencere veya merdiveni çevreleyen çerçeve |
case n.
|
|
66 |
Architecture |
klasik bir tapınağı çevreleyen sıra sütunlar ya da duvar |
peribolos n.
|
|
67 |
Architecture |
klasik bir tapınağı çevreleyen sıra sütunlar ya da duvar |
peribolus n.
|
|
|
68 |
Architecture |
yapıyı çevreleyen mimari unsur |
ring n.
|
|
69 |
Architecture |
antik roma amfi tiyatrosu arenasını çevreleyen yüksek platform |
podium n.
|
|
70 |
Architecture |
çevreleyen zemine göre daha altta kalan bahçe |
sunken garden n.
|
|
Construction |
|
71 |
Construction |
çevreleyen balkon |
wraparound balcony n.
|
|
Automotive |
|
72 |
Automotive |
volan ve kavrama mekanizmasını çevreleyen dökme demir veya alüminyumdan yapılmış muhafaza |
clutch housing n.
|
|
Traffic |
|
73 |
Traffic |
kendisini çevreleyen mülke ulaşmak için kullanılan sokak |
local street n.
|
|
74 |
Traffic |
büyük bir şehri çevreleyen (otoyol) |
orbital adj.
|
|
Aeronautic |
|
75 |
Aeronautic |
uçak motoru üzerinde bulunan, motoru çevreleyen, motor imalatçısı tarafından değil uçak üreticisi tarafından kurulumu yapılan, hidrolik pompa, yağlama sistemleri, yangın söndürme sistemleri vb. gibi sistemlerin adı |
engine buildup n.
|
|
Marine |
|
76 |
Marine |
sereni çevreleyen demir çember |
truss hoop n.
|
|
77 |
Marine |
direği çevreleyen demir çember |
truss hoop n.
|
|
78 |
Marine |
bir adayı çevreleyen sığ bölge |
insular shelf n.
|
|
79 |
Marine |
geminin kıç tarafını çevreleyen tırabzanlar |
taffrail n.
|
|
Mining |
|
80 |
Mining |
damarda bulunan veya damarı çevreleyen yumuşak killi bir madde |
flookan n.
|
|
Medical |
|
81 |
Medical |
bilek bağ doku ve eklemini çevreleyen bölgedeki lifli dokunun burkulması veya yırtılması |
turf toe n.
|
|
82 |
Medical |
böbreği çevreleyen yağ katmanı |
perinephrium n.
|
|
83 |
Medical |
siniri çevreleyen zar |
perineurium n.
|
|
84 |
Medical |
yarayı çevreleyen doku/deri |
periwound tissue skin n.
|
|
85 |
Medical |
bazı omurgalıların merkezi sinir sistemini ve bazı embriyoları çevreleyen kuvvetli bir bağdokudan oluşan kılıf |
primitive meninx n.
|
|
86 |
Medical |
belirli aksonları ve sinir liflerini çevreleyen beyaz ve yağlı bir madde |
myeline n.
|
|
87 |
Medical |
iç kulağı çevreleyen kemiklere ilişkin |
periotic adj.
|
|
Anatomy |
|
88 |
Anatomy |
böbreğin yapı taşlarını çevreleyen ince çift katlı zar |
bowman's capsule (capsula glomeruli) n.
|
|
89 |
Anatomy |
iskeletteki birçok hareketli eklemi çevreleyen bağ biçimli kapsül |
capsular ligament n.
|
|
90 |
Anatomy |
iç karotid arterleri çevreleyen sinir ağı |
carotid plexus n.
|
|
91 |
Anatomy |
tırnağı çevreleyen epidermis tabakası |
nailbed n.
|
|
92 |
Anatomy |
beyni çevreleyen sert zar |
tentorium n.
|
|
93 |
Anatomy |
omurgalı embriyosunun vaskulozosunu çevreleyen dairesel kan sinüsü |
terminal sinus n.
|
|
94 |
Anatomy |
omuriliği çevreleyen sert zar kılıfı |
theca n.
|
|
95 |
Anatomy |
tırnakların etrafını çevreleyen deri |
cuticle n.
|
|
96 |
Anatomy |
el bileği, ayak bileği veya soluk borusu gibi kısımları çevreleyen bağlar |
annular ligament n.
|
|
97 |
Anatomy |
göz bebeğini çevreleyen kısmın etrafındaki küçük renk halkası |
areola n.
|
|
98 |
Anatomy |
amniyotik sıvıyı çevreleyen fetal membranlar |
water bag n.
|
|
99 |
Anatomy |
anüsü çevreleyen çizgili kasın dış halkası |
musculus sphincter ani externus n.
|
|
100 |
Anatomy |
irisi çevreleyen bir düz kas halkası |
musculus sphincter pupillae n.
|
|
101 |
Anatomy |
organı çevreleyen katman |
coat n.
|
|
102 |
Anatomy |
retinanın foveayı çevreleyen alanı |
parafovea n.
|
|
103 |
Anatomy |
yumurtayı çevreleyen hücre kümesi |
cumulus n.
|
|
104 |
Anatomy |
yumurtayı çevreleyen hücre kümesi |
cumulus oophorus n.
|
|
105 |
Anatomy |
omurgalılarda embriyoyu çevreleyen zar |
fetal membrane n.
|
|
106 |
Anatomy |
omurgalılarda embriyoyu çevreleyen zar |
embryonic membrane n.
|
|
107 |
Anatomy |
göğüs kafesini aşağı ve geri yönlü çevreleyen bir kas |
posterior serratus muscle n.
|
|
108 |
Anatomy |
göğüs kafesini aşağı ve geri yönlü çevreleyen bir kas |
serratus posterior n.
|
|
109 |
Anatomy |
peniste bulunan üretrayı çevreleyen süngerimsi doku kütlesi |
corpus spongiosum n.
|
|
110 |
Anatomy |
kenar çevreleyen saçaklı yapı |
fimbria n.
|
|
111 |
Anatomy |
hipokampüsü çevreleyen sinir lifi sırası |
fimbria n.
|
|
112 |
Anatomy |
maksiller sinüs duvarlarını çevreleyen membran |
schneiderian membrane n.
|
|
113 |
Anatomy |
duyu organlarını neredeyse tamamen çevreleyen kıkırdaksı veya kemiksi kavite |
sense capsule n.
|
|
114 |
Anatomy |
vücut boşluklarını çevreleyen zarlar |
serous membranes n.
|
|
115 |
Anatomy |
(birçok amfibi türünde) kafatasında bulunan ve beynin ön ucunu çevreleyen kemik |
sphenethmoid n.
|
|
116 |
Anatomy |
(birçok amfibi türünde) kafatasında bulunan ve beynin ön ucunu çevreleyen kemik |
sphenethmoid bone n.
|
|
117 |
Anatomy |
solungaçları çevreleyen |
peribranchial adj.
|
|
118 |
Anatomy |
hücreyi çevreleyen |
pericellular adj.
|
|
119 |
Anatomy |
hücreyi çevreleyen |
pericytial adj.
|
|
120 |
Anatomy |
yemek borusunu çevreleyen |
circumesophagal adj.
|
|
121 |
Anatomy |
yemek borusunu çevreleyen |
circumesophageal adj.
|
|
122 |
Anatomy |
kafayı çevreleyen |
pericranial adj.
|
|
123 |
Anatomy |
ganglionu çevreleyen |
periganglionic adj.
|
|
124 |
Anatomy |
(birçok amfibi türünde) kafatasında bulunan ve beynin ön ucunu çevreleyen kemiğe ait veya ilişkili |
sphenethmoid adj.
|
|
125 |
Anatomy |
(birçok amfibi türünde) kafatasında bulunan ve beynin ön ucunu çevreleyen kemiğe ait veya ilişkili |
sphenethmoidal adj.
|
|
126 |
Anatomy |
(birçok amfibi türünde) kafatasında bulunan ve beynin ön ucunu çevreleyen kemiğe ait veya ilişkili |
sphenoethmoidal adj.
|
|
Psychology |
|
127 |
Psychology |
insanı veya nesneyi çevreleyen görünmez bir yayılım |
aura n.
|
|
Dentistry |
|
128 |
Dentistry |
diş çevreleyen bağ |
periodontal ligament n.
|
|
129 |
Dentistry |
dişi çevreleyen yapılarda uzmanlaşmış bir diş hekimi |
peridontist n.
|
|
Pathology |
|
130 |
Pathology |
mesaneyi çevreleyen dokuların iltihaplanması |
pericystitis n.
|
|
131 |
Pathology |
peritonun mideyi çevreleyen bölümünde iltihaplanma |
perigastritis n.
|
|
132 |
Pathology |
ince bağırsak duvarını çevreleyen lenf nodülü plakaları |
peyer's glands n.
|
|
133 |
Pathology |
ince bağırsak duvarını çevreleyen oval lenf folikülü plakaları |
peyer's patch n.
|
|
134 |
Pathology |
ince bağırsak duvarını çevreleyen oval lenf folikülü plakaları |
peyer's gland n.
|
|
Optics |
|
135 |
Optics |
görüş alanının merkezini çevreleyen dairesel kör nokta |
annular scotoma n.
|
|
Printing |
|
136 |
Printing |
(masaüstü yayıncılığı) bir görseli çevreleyen metin |
run-around n.
|
|
Math |
|
137 |
Math |
belirli bir noktayı küçük bir mesafeden çevreleyen noktalar kümesi |
neighborhood n.
|
|
Geometry |
|
138 |
Geometry |
bir daireyi çevreleyen hat |
circumference n.
|
|
Physics |
|
139 |
Physics |
yansıtıcı yüzeyi çevreleyen yarımküre üzerinde ışığı dağınık ve eşit şekilde dağıtan |
nonspecular adj.
|
|
Biology |
|
140 |
Biology |
sentrozomun merkezini çevreleyen sitoplazma kütlesi |
centrosphere n.
|
|
141 |
Biology |
graaf folikülünü çevreleyen yoğun stroma tabakası |
theca n.
|
|
142 |
Biology |
meroblastik yumurtalarda blastodermi çevreleyen protoplazma |
periblast n.
|
|
143 |
Biology |
bazı kırmızı alglerde talusun merkez hücrelerini çevreleyen çeşitli hücrelere verilen ad |
pericentral cell n.
|
|
144 |
Biology |
etrafını çevreleyen ortamın ozmotik basıncına karşılık verme |
tonotaxis n.
|
|
145 |
Biology |
sentrozomu çevreleyen protoplazmik madde |
archiplasm n.
|
|
146 |
Biology |
sentrozomu çevreleyen protoplazmik madde |
archoplasm n.
|
|
147 |
Biology |
bazı zooidleri çevreleyen hücre veya tüp |
zooecium n.
|
|
148 |
Biology |
bazı zooidleri çevreleyen hücre veya tüp |
zoecium n.
|
|
149 |
Biology |
hücreyi veya organeli çevreleyen, genellikle lipit ve proteinlerden oluşan yarı geçirgen tabaka |
membrane n.
|
|
150 |
Biology |
vasküler demeti çevreleyen özel hücre katmanı veya bölgesi |
bundle sheath n.
|
|
151 |
Biology |
kamçılıların kamçılarını çevreleyen, yaka benzeri kasılabilen protoplazmik bir örtü |
choana n.
|
|
152 |
Biology |
yatay çevreleyen şerit |
crossband n.
|
|
153 |
Biology |
(kurbağa gibi amfibilerde) genital bezleri çevreleyen yağ dokusu kütlesi |
fat body n.
|
|
154 |
Biology |
sinir hücrelerini çevreleyen bir hücre |
satellite cell n.
|
|
155 |
Biology |
bağı çevreleyen hücresel doku membranı |
peridesmium [obsolete] n.
|
|
156 |
Biology |
glebayı çevreleyen peridyuma sahip mantarları içeren bir takım |
sclerodermatales n.
|
|
157 |
Biology |
glebayı çevreleyen peridyuma sahip mantarları içeren bir takım |
order sclerodermatales n.
|
|
158 |
Biology |
olgun mantarları çevreleyen kalıntı |
skirt n.
|
|
159 |
Biology |
coccidioides cinsi mantarların parazit formunda meydana gelen kalın duvarlı ve endosporu çevreleyen küresel yapı |
spherule n.
|
|
160 |
Biology |
(brachiopoda cinsi nesli tükenmiş canlılarda) çevreleyen sap yapılardan oluşan hortum |
syrinx n.
|
|
161 |
Biology |
bazı sürüngenlerin üst dudağını çevreleyen pula ait |
rostra adj.
|
|
162 |
Biology |
üst dudağı çevreleyen pul ile ilgili |
rostra adj.
|
|
Marine Biology |
|
163 |
Marine Biology |
bazı yosunların dişilik organlarını çevreleyen koruyucu zarf |
perianth n.
|
|
164 |
Marine Biology |
bazı mercanlarda çanak biçimli yapıların ortasını çevreleyen ince kireçli çıkıntı |
palus n.
|
|
165 |
Marine Biology |
denizkestanesinin çıkıntılarını çevreleyen (düz alan) |
scrobicular adj.
|
|
Astronomy |
|
166 |
Astronomy |
kuzey kutbu'nu çevreleyen kara ve denizler |
north polar region n.
|
|
167 |
Astronomy |
kuasarın etrafını çevreleyen yoğun gaz ve toz halkası |
dusty torus n.
|
|
168 |
Astronomy |
bir kuyruklu yıldızın çekirdeğini çevreleyen bulutsu yapı |
coma n.
|
|
Zoology |
|
169 |
Zoology |
pençenin tabanını çevreleyen et |
bed n.
|
|
170 |
Zoology |
atın iç dizini çevreleyen ve bir boşlukla kemikten ayıran büyük bir kas kirişi |
master sinew n.
|
|
171 |
Zoology |
soyu tükenmiş bazı balıkların kafasını çevreleyen kemikli plaka |
helmet n.
|
|
172 |
Zoology |
kuşlarda gözü çevreleyen deri |
orbit n.
|
|
173 |
Zoology |
(böcek ve eklem bacaklılarda) embriyoyu çevreleyen zar |
serosa n.
|
|
Botanic |
|
174 |
Botanic |
anter içindeki mikro sporlar başta olmak üzere, gelişmekte olan bazı sporları çevreleyen besleyici doku |
tapetum n.
|
|
175 |
Botanic |
yosunda meyve sapını çevreleyen körelmiş yaprak parçaları |
perichaeth n.
|
|
176 |
Botanic |
yosunda meyve sapını çevreleyen körelmiş yaprak parçaları |
perichete n.
|
|
177 |
Botanic |
bileşik çiçeklerde ortak çiçek tablasını çevreleyen involukrum |
periclinium n.
|
|
178 |
Botanic |
çevreleyen habitat |
surrounding habitat n.
|
|
179 |
Botanic |
cevizin çekirdeğini çevreleyen odunsu kalın kabuk |
zest n.
|
|
180 |
Botanic |
bitkinin özünü çevreleyen odun dokunun en iç katmanını oluşturan ince kısım |
medullary sheath n.
|
|
181 |
Botanic |
gül ağacının çok sayıda akeni çevreleyen etli bir çiçek tablasından oluşan olgunlaşmış bir yalancı meyvesi |
hep n.
|
|
182 |
Botanic |
eğreltiotlarının spor keselerini çevreleyen esnek şerit |
ring n.
|
|
183 |
Botanic |
heterosporlu çiçeksiz bitkilerin büyük sporlarını çevreleyen zarf |
oophoridium n.
|
|
184 |
Botanic |
bitkilerde ağız bölümünü çevreleyen yapı |
fimbria n.
|
|
185 |
Botanic |
buğdaygillere mensup bitkilerin çoğunda çiçeklikleri çevreleyen iki kavuzdan altta olanı |
flowering glume n.
|
|
186 |
Botanic |
pas mantarının esidyumunu çevreleyen steril hif tabakası |
peridium n.
|
|
187 |
Botanic |
odun dokuyu çevreleyen soymuk doku ile birlikte katı bir çubuk oluşturan stele yapısı |
protostele n.
|
|
188 |
Botanic |
ağaç gövdesini veya dalını çevreleyen dairesel kabuk parçasını çıkarmak |
ring v.
|
|
189 |
Botanic |
yosunda meyve sapını çevreleyen (yaprak) |
perichaetial adj.
|
|
190 |
Botanic |
yosunda meyve sapını çevreleyen kılıfa ait veya ilgili |
perichaetial adj.
|
|
191 |
Botanic |
bitki dokusunu çevreleyen soymuk dokusuna sahip |
amphicribral adj.
|
|
192 |
Botanic |
hem içten hem dıştan çevreleyen soymuk dokusuna sahip |
amphiphloic adj.
|
|
193 |
Botanic |
soymuk dokusunu çevreleyen odun dokusuna sahip |
amphivasal adj.
|
|
194 |
Botanic |
(yaprak) kökü çevreleyen |
clasping adj.
|
|
History |
|
195 |
History |
(armada) borazan veya av borusunu çevreleyen bir halka |
virole n.
|
|
Religious |
|
196 |
Religious |
kilise mezarlığını çevreleyen duvar |
lich wall n.
|
|
197 |
Religious |
dini kıyafetlerin üzerinde başı çevreleyen bir aksesuar |
corona n.
|
|
Geography |
|
198 |
Geography |
roma'yı çevreleyen alçak ova |
campagna n.
|
|
199 |
Geography |
roma'yı çevreleyen alçak ova |
campagna di roma [italian] n.
|
|
200 |
Geography |
havzayı çevreleyen dağları kuşatan geniş alüvyal yamaç |
bajada n.
|
|
201 |
Geography |
havzayı çevreleyen dağları kuşatan geniş alüvyal yamaç |
bahada n.
|
|
202 |
Geography |
büyük britanya'yı çevreleyen dört deniz |
british seas n.
|
|
203 |
Geography |
kıyı veya terminal operasyonunu etkileyecek şekilde çevreleyen bölge |
far hinterland n.
|
|
204 |
Geography |
kanada'nın toronto şehrini çevreleyen kentsel ve tarımsal arazi |
golden horseshoe [canada] n.
|
|
205 |
Geography |
dünyayı çevreleyen suların kaynağı olduğuna inanılan büyük bir su akıntısı |
oceanus n.
|
|
206 |
Geography |
pasifik okyanusu'nu çevreleyen ülkeler ve kara parçaları |
pacific rim n.
|
|
Geology |
|
207 |
Geology |
çevreleyen fay bölgeleri |
surrounding fault areas n.
|
|
208 |
Geology |
antiklinalin tepesi ile onu çevreleyen en düşük eğri arasındaki dikey mesafe |
closure n.
|
|
209 |
Geology |
çevreleyen kaya katmanı ile aynı yönde eğimli olan |
cataclinal adj.
|
|
Military |
|
210 |
Military |
eskiden kuşatmacıların bir şehri çevreleyen surlara saldırmak için kullandığı uzun ve hareketli kulübe |
muscule n.
|
|
Sport |
|
211 |
Sport |
buz hokeyi pistini çevreleyen alçak ahşap bariyer |
the boards [usa] n.
|
|
212 |
Sport |
golf sahasının etrafını çevreleyen, golf çimine kıyasla daha uzun olan çim sınırı |
apron n.
|
|
213 |
Sport |
paten kayma alanını çevreleyen tahta yapı |
boards n.
|
|
214 |
Sport |
(buz hokeyinde) hokey sahasını çevreleyen şeffaf siper |
glass n.
|
|
215 |
Sport |
(golf) fairway'i çevreleyen, ince çimle kaplı alan |
rough n.
|
|
216 |
Sport |
boks veya güreş ringini çevreleyen üç halattan her biri |
rope n.
|
|
Boxing |
|
217 |
Boxing |
boks ringini çevreleyen ipler |
the ropes n.
|
|
218 |
Boxing |
boks ringinin etrafını çevreleyen, halatların ötesine uzanan kısım |
apron n.
|
|
Art |
|
219 |
Art |
bir algı nesnesini çevreleyen ve estetik etkisi açısından işlevsel olan boş ya da alt uzay |
negative space n.
|
|
220 |
Art |
kendisini çevreleyen arka plandan öne çıkmak için yüzeye oyulmuş şekillerden oluşan heykel |
rilievo n.
|
|
221 |
Art |
kendisini çevreleyen arka plandan öne çıkmak için yüzeye oyulmuş şekillerden oluşan heykel |
sculptural relief n.
|
|
Printery |
|
222 |
Printery |
(masaüstü yayıncılığı) bir görseli çevreleyen metin |
run-around n.
|
|
223 |
Printery |
heybetli bir taşı çevreleyen ahşap çerçeve |
coffin n.
|
|
Ornithology |
|
224 |
Ornithology |
baykuşlarda gözü çevreleyen tüylerin olduğu bölge |
disc [uk] n.
|
|
225 |
Ornithology |
baykuşlarda gözü çevreleyen tüylerin olduğu bölge |
disk [us] n.
|
|
Reptiles |
|
226 |
Reptiles |
sürüngenlerden birçoğunun dudaklarını çevreleyen küçük pullar |
labial n.
|
|
227 |
Reptiles |
(sürüngenlerde) alt çeneyi çevreleyen pul doku |
infralabial n.
|
|
Entomology |
|
228 |
Entomology |
uç kısımları sapı çevreleyen düzleşmiş plakalar biçiminde olan (böcek anteni) |
perfoliate adj.
|
|