lock - English Turkish Sentences
English Turkish
lock kilitlemek v.
  • Don't forget to lock your cabinet before leaving the school.
  • Okuldan ayrılmadan önce dolabınızı kilitlemeyi unutmayın.
  • My mom locks all of her money in a safe.
  • Annem tüm parasını bir kasaya kilitliyor.
  • If you don't add oil to the engine, it can be locked.
  • Motora yağ ilave etmezseniz kilitlenebilir.
Show More (182)
lock kilit n.
  • Picking these types of locks is quite easy.
  • Bu tür kilitleri açmak oldukça kolaydır.
  • There are still some Papuan leaders under lock and key too.
  • Bazı Papua liderleri de hala kilit altında tutuluyor.
  • Who has keys to this lock?
  • Bu kilidin anahtarı kimde?
Show More (14)
lock kitlemek v.
  • It was careless of me to forget to lock the door.
  • Kapıyı kitlemeyi unutmak, benim ihmalkarlığımdı.
  • Tom locked Mary in a closet.
  • Tom Mary'yi bir dolaba kitledi.
  • I went to bed after locking all the doors and windows.
  • Tüm camları ve kapıları kitledikten sonra uyudum.
Show More (0)
lock kol kitleme n.
  • The young wrestler won the match with an arm lock.
  • Genç güreşçi maçı kol kitleme yaparak kazandı.
Show More (-2)
lock hapsetmek v.
  • James and Emma are locked into a bitter dispute.
  • James ve Emma sert bir tartışmaya hapsolmuş durumdalar.
Show More (-2)
lock perçem n.
  • The mother brushed a lock of hair off the boy's forehead.
  • Annesi çocuğun alnındaki bir saç perçemini fırçaladı.
Show More (-2)
lock bukle n.
  • The woman has long red long locks hanging onto her back.
  • Kadının sırtına doğru sarkan uzun kırmızı bukleleri var.
Show More (-2)
lock kanal havuzu n.
  • The ship entered the lock.
  • Gemi kanal havuzuna girdi.
Show More (-2)
lock (ragbide) yardımcı forvet n.
  • I used to play as a lock on the school team.
  • Eskiden okul takımında yardımcı forvet olarak oynardım.
Show More (-2)
lock ön tekerlek dönme derecesi n.
  • The wheel has 2.5 turns from lock to lock.
  • Tekerlek, ön tekerlek dönme derecesi bakımından 2,5 tura sahiptir.
Show More (-2)