1 |
lock |
kilitlemek |
v. |
|
- Don't forget to lock your cabinet before leaving the school.
- Okuldan ayrılmadan önce dolabınızı kilitlemeyi unutmayın.
- My mom locks all of her money in a safe.
- Annem tüm parasını bir kasaya kilitliyor.
- If you don't add oil to the engine, it can be locked.
- Motora yağ ilave etmezseniz kilitlenebilir.
- There is no point in locking the stable door after the horse has bolted.
- At kaçtıktan sonra ahırın kapısını kilitlemenin bir anlamı yoktur.
- They lock only the user's web browser, making them free to use other computer functions.
- Yalnızca kullanıcının web tarayıcısını kilitleyerek diğer bilgisayar işlevlerini kullanmalarını sağlarlar.
- The drives are kept in safes, locked with these.
- Sürücüler kasalarda tutuluyor, bunlarla kilitleniyor.
- He locked the door behind him as his mother had told him to do.
- Annesinin ona söylediği gibi kapıyı arkasından kilitledi.
- I've noticed that Tom doesn't usually lock his door.
- Tom'un genelde kapısını kilitlemediğini fark ettim.
- Tom locked all the doors.
- Tom bütün kapıları kilitledi.
- His wife locked him out the house.
- Karısı onu evden dışarı kilitledi.
- This door locks by itself.
- Bu kapı kendi kendine kilitleniyor.
- They're locked in.
- Kilitlendiler.
- We usually lock our car.
- Genelde arabamızı kilitleriz.
- Layla locked her son Sami in the basement.
- Leyla, oğlu Sami'yi bodruma kilitledi.
- The doors lock automatically.
- Kapılar otomatik olarak kilitlenir.
- Tom carefully locked the door.
- Tom kapıyı dikkatlice kilitledi.
- Lock windows and close blinds.
- Pencereleri kilitle ve panjurları kapat.
- I'd advise you to lock your doors.
- Kapılarınızı kilitlemenizi tavsiye ederim.
- She locked a door.
- Kapıyı kilitledi.
- Tom couldn't figure out how to lock the door.
- Tom kapıyı nasıl kilitleyeceğini anlayamadı.
- Tom's parents locked him in the cellar.
- Anne babası Tom'u bodruma kilitledi.
- Tom locked the apartment.
- Tom daireyi kilitledi.
- Lock the dog in the kitchen.
- Köpeği mutfağa kilitle.
- I forgot to lock the front door last night.
- Dün gece ön kapıyı kilitlemeyi unuttum.
- Tom forgot to lock the house's door.
- Tom evin kapısını kilitlemeyi unutmuş.
- I have to lock this door.
- Bu kapıyı kilitlemeliyim.
- Tom says he never locks his door.
- Tom kapısını hiç kilitlemediğini söylüyor.
- Tom carefully locked the door.
- Tom kapıyı dikkatle kilitledi.
- Tom locked his door.
- Tom kapısını kilitledi.
- Tom locked his dog in the bathroom.
- Tom köpeğini banyoya kilitledi.
- I forgot to lock my bike.
- Bisikletimi kilitlemeyi unuttum.
- I should've locked all my windows.
- Bütün pencerelerimi kilitlemeliydim.
- Tom pulled the door closed and locked it.
- Tom kapıyı çekerek kapattı ve onu kilitledi.
- I'll lock the doors.
- Kapıları ben kilitleyeceğim.
- Dan gagged Linda and locked her up in a closet.
- Dan Linda'nın ağzını tıkadı ve onu bir dolaba kilitledi.
- Tom used to lock himself in the basement for hours.
- Tom kendini saatlerce bodruma kilitlerdi.
- This door won't lock.
- Bu kapı kilitlenmiyor.
- We lock our doors at night.
- Geceleri kapılarımızı kilitliyoruz.
- The door will lock automatically when you go out.
- Dışarı çıktığında kapı otomatik olarak kilitlenecek.
- Lock and load.
- Kilitle ve yükle.
- Tom locked his sister in the closet.
- Tom kız kardeşini dolaba kilitledi.
- Tom says he never locks his door.
- Tom kapısını asla kilitlemediğini söylüyor.
- The door doesn't lock.
- Kapı kilitlenmiyor.
- We don't lock doors.
- Kapıları kilitlemeyiz.
- We never lock that door.
- O kapıyı asla kilitlemeyiz.
- This door locks by itself.
- Bu kapı kendiliğinden kilitlenir.
- I locked the front door.
- Ön kapıyı kilitledim.
- The burglar locked the couple in the basement.
- Soyguncu çifti bodrumda kilitledi.
- The room that the kidnappers locked me in had no windows.
- Kaçıranların beni kilitledikleri odanın penceresi yoktu.
- We don't lock our doors.
- Kapılarımızı kilitlemiyoruz.
- I always lock my room.
- Odamı hep kilitlerim.
- We lock our doors at night.
- Biz gece kapılarımızı kilitleriz.
- Why did you lock the door?
- Kapıyı neden kilitledin?
- Tom locked the money in the safe.
- Tom parayı kasaya kilitledi.
- Tom said he doesn't usually lock his car.
- Tom genellikle arabasını kilitlemediğini söyledi.
- He knows how to lock this door.
- O, bu kapı nasıl kilitlenir bilir.
- Lock the windows before going to bed.
- Yatmadan önce pencereleri kilitle.
- Tom closed the drawer and locked it.
- Tom çekmeceyi kapattı ve kilitledi.
- Tom forgot to lock his car.
- Tom arabasını kilitlemeyi unuttu.
- Lock the car.
- Arabayı kilitle.
- You should have locked, or at least closed, all the doors.
- Tüm kapıları kilitlemeli ya da en azından kapatmalıydın.
- Layla locked her car.
- Layla arabasını kilitledi.
- We always lock our doors.
- Kapılarımızı hep kilitleriz.
- I always lock my room.
- Ben her zaman odamı kilitlerim.
- Lock windows and close blinds.
- Pencereleri kilitleyin ve panjurları kapatın.
- Tom says that he never locks his door.
- Tom kapısını hiç kilitlemediğini söylüyor.
- Tom never locked his doors when he lived in the country.
- Tom taşrada yaşarken asla kapılarını kilitlemedi.
- Lock the gate.
- Kapıyı kilitle.
- Tom's parents locked him in the cellar.
- Tom'un ailesi onu bodruma kilitledi.
- Lock the office.
- Ofisi kilitle.
- Tom never locks his door.
- Tom asla kapısını kilitlemez.
- The door locks automatically.
- Kapı, otomatik olarak kilitlenir.
- We usually lock our car.
- Arabamızı genelde kilitleriz.
- Tom closed the drawer and locked it.
- Tom çekmeceyi kapattı ve onu kilitledi.
- What time did you lock the rooms?
- Odaları ne zaman kilitlediniz?
- Tom shut the door and locked it.
- Tom kapıyı kapattı ve kilitledi.
- The doors lock automatically.
- Kapılar otomatik olarak kilitleniyor.
- Tom says that he never locks his door.
- Tom kapısını asla kilitlemediğini söylüyor.
- The room that the kidnappers locked me in had no windows.
- Kaçıranların beni kilitledikleri oda penceresizdi.
- I closed the door, but I didn't lock it.
- Kapıyı kapattım ama kilitlemedim.
- This door won't lock.
- Bu kapı kilitlenmez.
- Tom forgot to lock the house's door.
- Tom evin kapısını kilitlemeyi unuttu.
- Dan didn't even lock his doors.
- Dan kapılarını bile kilitlemedi.
- The locking mechanism has jammed.
- Kilitleme mekanizması sıkıştı.
- Tom couldn't figure out how to lock the door.
- Tom kapıyı nasıl kilitleyeceğini bulamadı.
- I've locked the front door.
- Ön kapıyı kilitledim.
- Please lock the safe.
- Lütfen kasayı kilitle.
- Sami locked the door up again.
- Sami kapıyı tekrar kilitledi.
- Lock your door.
- Kapınızı kilitleyin.
- Tom never locks his doors.
- Tom asla kapılarını kilitlemez.
- Tom locked his dog up in the garage.
- Tom köpeğini garaja kilitledi.
- He closes the door and locks it.
- Kapıyı kapattı ve kilitledi.
- Tom locked his bike to the bike rack.
- Tom bisikletini bisiklet park yerine kilitledi.
- Can we lock this door?
- Bu kapıyı kilitleyebilir miyiz?
- I'd advise you to lock your doors.
- Kapılarını kilitlemeni tavsiye ediyorum.
- Did you lock all the doors?
- Tüm kapıları kilitledin mi?
- Tom forgot to lock the bathroom door.
- Tom banyo kapısını kilitlemeyi unuttu.
- Tom often forgets to lock the front door.
- Tom sık sık ön kapıyı kilitlemeyi unutur.
- She locked a door.
- Bir kapıyı kilitledi.
- We always lock our doors.
- Biz her zaman kapılarımızı kilitleriz.
- Who locked the door?
- Kapıyı kim kilitledi?
- Tom pulled the door closed and locked it.
- Tom kapıyı çekip kapattı ve kilitledi.
- Layla locked her car.
- Leyla kendi kapısını kilitledi.
- Tom locked the money in the safe.
- Tom parayı kasaya koyup kilitledi.
- They locked the apartment.
- Onlar daireyi kilitledi.
- The burglar locked the couple in the basement.
- Soyguncu çifti bodruma kilitledi.
- I forgot to lock the drawer.
- Çekmeceyi kilitlemeyi unuttum.
- Tom forgot to lock the bathroom door.
- Tom banyonun kapısını kilitlemeyi unuttu.
- Who locked the dog outside?
- Köpeği dışarıda kim kilitledi?
- Tom locked Mary in a closet.
- Tom Mary'yi bir dolaba kilitledi.
- The door may be locked.
- Kapı kilitlenebilir.
- They locked the apartment.
- Daireyi kilitlediler.
- Tom never locks his doors.
- Tom kapılarını asla kilitlemez.
- Tom locked his bike to a tree.
- Tom bisikletini bir ağaca kilitledi.
- Did you lock all the doors?
- Bütün kapıları kilitledin mi?
- Tom forgot to lock the back door.
- Tom arka kapıyı kilitlemeyi unuttu.
- Tom closed the door and locked it.
- Tom kapıyı kapattı ve kilitledi.
- Lock and load.
- Kilitleyin ve yükleyin.
- Tom lives in a small town where nobody locks their doors.
- Tom kimsenin kapılarını kilitlemediği küçük bir kasabada yaşıyor.
- Lock the window before going to bed.
- Yatmadan önce pencereyi kilitle.
- The kidnappers gagged Tom and locked him up in a closet.
- Kaçıranlar Tom'un ağzını kapatıp onu bir dolaba kilitlediler.
- I forgot to lock the storeroom.
- Depoyu kilitlemeyi unuttum.
- We never lock our doors around here.
- Buralarda kapılarımızı hiç kilitlemeyiz.
- Tom never locked his doors when he lived in the country.
- Tom taşrada yaşarken kapılarını hiç kilitlemezdi.
- Lock your doors.
- Kapılarını kilitle.
- We don't lock doors.
- Biz kapıları kilitlemeyiz.
- Tom locked his bike to the bike rack.
- Tom bisikletini bisiklet taşıma aparatına kilitledi.
- Dan gagged Linda and locked her up in a closet.
- Dan, Linda'nın ağzını kapattı ve onu bir dolaba kilitledi.
- After I locked all the doors, I went to bed.
- Bütün kapıları kilitledikten sonra yattım.
- Sami would never lock his dog in a closet.
- Sami köpeğini asla bir dolaba kilitlemezdi.
- Lock the safe.
- Kasayı kilitle.
- Please lock the safe.
- Lütfen kasayı kilitleyin.
- His eyes locked with mine.
- Gözleri benimki ile kilitlendi.
- We barred the door and locked it.
- Kapıyı sürgüleyip kilitledik.
- The kidnappers gagged Tom and locked him up in a closet.
- Çocuk hırsızları Tom'un ağzını tıkadılar ve onu bir dolaba kilitlediler.
- Tom locked the windows.
- Tom pencereleri kilitledi.
- Lock your doors.
- Kapılarınızı kilitleyin.
- Tom locked his doors.
- Tom kapılarını kilitledi.
- Layla locked her son Sami in the basement.
- Layla oğlu Sami'yi bodruma kilitledi.
- We don't lock our doors.
- Kapılarımızı kilitlemeyiz.
- Tom closed the closet door and locked it.
- Tom dolap kapısını kapattı ve onu kilitledi.
- I locked my bike.
- Bisikletimi kilitledim.
- Go home and lock the door from the inside.
- Eve git ve kapıyı içeriden kilitle.
- His eyes locked with mine.
- Gözleri benimkilerle kilitlendi.
- I'd lock my doors if I were you.
- Yerinde olsam kapılarımı kilitlerdim.
- The kidnappers gagged Tom and locked him up in the closet.
- Kaçıranlar Tom'un ağzını bağladılar ve onu dolaba kilitlediler.
- Tom never locks his door.
- Tom kapısını asla kilitlemez.
- Tom lives in a small town where nobody locks their doors.
- Tom kimsenin kapısını kilitlemediği küçük bir kasabada yaşıyor.
- The police locked her up.
- Polis onu kilitledi.
- The door locks automatically.
- Kapı otomatik kilitleniyor.
- Lock the dog in the kitchen.
- Köpeği mutfağa kilitleyin.
- Lock the door behind me.
- Kapıyı arkamdan kilitle.
- Tom closed the closet door and locked it.
- Tom dolabın kapısını kapatıp kilitledi.
- The door will lock automatically when you go out.
- Dışarı çıktığınızda kapı otomatik olarak kilitlenecektir.
- I shut the door, but I haven't locked it.
- Kapıyı kapattım ama kilitlemedim.
- Lock your door.
- Kapını kilitle.
- Lock the car.
- Arabayı kilitleyin.
- Tom is always careful to lock his door.
- Tom her zaman kapısını kilitlemeye dikkat eder.
- We never lock that door.
- O kapıyı hiç kilitlemeyiz.
- Someone locked me in the room.
- Biri beni odaya kilitledi.
- Sami locked the windows.
- Sami pencereleri kilitledi.
- At what time did you lock the rooms?
- Odaları saat kaçta kilitlediniz?
- Tom locked the doors and the windows.
- Tom kapıları ve pencereleri kilitledi.
- He knows how to lock this door.
- Bu kapıyı nasıl kilitleyeceğini biliyor.
- I want this building locked.
- Bu binanın kilitlenmesini istiyorum.
- Tom said he doesn't usually lock his car.
- Tom genelde arabasını kilitlemediğini söyledi.
- Why did Tom lock the door?
- Tom kapıyı neden kilitledi?
- I went to bed after locking all the doors and windows.
- Tüm kapı ve pencereleri kilitledikten sonra yattım.
- Tom didn't even lock his doors.
- Tom kapısını bile kilitlemedi.
- Tom locked his car.
- Tom arabasını kilitledi.
- I have to lock this door.
- Bu kapıyı kilitlemek zorundayım.
- Lock this door behind me.
- Bu kapıyı arkamdan kilitle.
- What time did you lock the rooms?
- Odaları ne zaman kilitledin?
- Tom locked the drawer and put the key his pocket.
- Tom çekmeceyi kilitledi ve anahtarı cebine koydu.
- I've noticed that Tom doesn't usually lock his door.
- Tom'un genellikle kapısını kilitlemediğini fark ettim.
- You should have locked, or at least closed, all the doors.
- Tüm kapıları kilitlemeli ya da en azından kapatmalıydınız.
- We don't lock our doors.
- Biz kapılarımızı kilitlemeyiz.
- Tom forgot to lock the front door.
- Tom ön kapıyı kilitlemeyi unuttu.
- Tom closed the door and locked it.
- Tom kapıyı kapadı ve onu kilitledi.
- After I locked all the doors, I went to bed.
- Bütün kapıları kilitledikten sonra yatmaya gittim.
- The kidnappers gagged Tom and locked him up in the closet.
- Çocuk kaçıranlar Tom'un ağzını tıkadı ve onu dolaba kilitledi.
- Always lock the door.
- Kapıyı her zaman kilitle.
- At what time did you lock the rooms?
- Ne zaman odaları kilitledin?
Show More (182)
|
2 |
lock |
kilit |
n. |
|
- Picking these types of locks is quite easy.
- Bu tür kilitleri açmak oldukça kolaydır.
- There are still some Papuan leaders under lock and key too.
- Bazı Papua liderleri de hala kilit altında tutuluyor.
- Who has keys to this lock?
- Bu kilidin anahtarı kimde?
- There's no lock on the door.
- Kapıda kilit yok.
- Sami got a new lock.
- Sami yeni bir kilit aldı.
- Fadil placed a lock on the door.
- Fadıl kapıya bir kilit yerleştirdi.
- Do you have a key to fit this lock?
- Bu kilide uyacak bir anahtarınız var mı?
- This lock is beautiful.
- Bu kilit güzel.
- Give me the key to this lock!
- Bana kilidin anahtarını ver!
- Do you have a key to fit this lock?
- Bu kilide uyacak bir anahtarın var mı?
- Who has the key to this lock?
- Bu kilidin anahtarı kimde?
- Sami got a better lock.
- Sami daha iyi bir kilit aldı.
- She's been under lock and key for the past 24 hours.
- Son 24 saattir kilit altındaydı.
- The royal jewels are kept under lock and key.
- Kraliyet mücevherleri kilit altında tutuluyor.
- Give me the key to this lock!
- Bana bu kilidin anahtarını ver!
- This lock is beautiful.
- Bu kilit çok güzel.
- I don't know how to force this lock.
- Bu kilidi nasıl zorlayacağımı bilmiyorum.
Show More (14)
|
3 |
lock |
kitlemek |
v. |
|
- It was careless of me to forget to lock the door.
- Kapıyı kitlemeyi unutmak, benim ihmalkarlığımdı.
- Tom locked Mary in a closet.
- Tom Mary'yi bir dolaba kitledi.
- I went to bed after locking all the doors and windows.
- Tüm camları ve kapıları kitledikten sonra uyudum.
Show More (0)
|
4 |
lock |
kol kitleme |
n. |
|
- The young wrestler won the match with an arm lock.
- Genç güreşçi maçı kol kitleme yaparak kazandı.
Show More (-2)
|
5 |
lock |
hapsetmek |
v. |
|
- James and Emma are locked into a bitter dispute.
- James ve Emma sert bir tartışmaya hapsolmuş durumdalar.
Show More (-2)
|
6 |
lock |
perçem |
n. |
|
- The mother brushed a lock of hair off the boy's forehead.
- Annesi çocuğun alnındaki bir saç perçemini fırçaladı.
Show More (-2)
|
7 |
lock |
bukle |
n. |
|
- The woman has long red long locks hanging onto her back.
- Kadının sırtına doğru sarkan uzun kırmızı bukleleri var.
Show More (-2)
|
8 |
lock |
kanal havuzu |
n. |
|
- The ship entered the lock.
- Gemi kanal havuzuna girdi.
Show More (-2)
|
9 |
lock |
(ragbide) yardımcı forvet |
n. |
|
- I used to play as a lock on the school team.
- Eskiden okul takımında yardımcı forvet olarak oynardım.
Show More (-2)
|
10 |
lock |
ön tekerlek dönme derecesi |
n. |
|
- The wheel has 2.5 turns from lock to lock.
- Tekerlek, ön tekerlek dönme derecesi bakımından 2,5 tura sahiptir.
Show More (-2)
|