'-er - Turkish English Dictionary

'-er

Meanings of "'-er" with other terms in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

English Turkish
Medical
er abrev. acil servis
Tom is in the ER.
Tom acil serviste.

More Sentences
General
be-er n. edilgen kimse
be brought to the er following a car accident v. bir araba kazasının ardından acile getirilmek
die in the er v. acil serviste ölmek
-er suf. yapan kimse anlamına gelen son ek
-er suf. yapabilen kimse anlamına gelen son ek
-er suf. sahip olan kimse anlamına gelen son ek
-er suf. ilişkili olan kimse anlamına gelen kimse
-er suf. yerlisi veya sakini anlamına gelen son ek
-er suf. bir şey olan kimse anlamına gelen son ek
-er suf. sıfatlara ve zarflara üstünlük derecesi vermek için kullanılan son ek
Colloquial
er pron. (kısaca) onu/onun (dişi)
put 'er there(,pal) expr. el sıkışalım
Politics
knight-er-ratic adj. gezgin şövalyeyle ilişkili
knight-er-ratic adj. don kişotlukla ilişkili
knight-er-ratic adj. seyyar silahşörlüğe dair
Medical
er patient n. acil servis hastası
er records n. acil kayıtları
Chemistry
er n. erbiyumun simgesi
Geography
er rif n. kuzey fas sahilindeki dağlık bir bölge
Slang
put 'er there expr. el sıkışalım

Meanings of "'-er" with other terms in English Turkish Dictionary : 176 result(s)

Turkish English
Common Usage
er private n.
Hopefully there will sooner or later be a genuine public and private partnership in this matter.
Umarım bu konuda er ya da geç gerçek bir kamu ve özel sektör ortaklığı kurulur.

More Sentences
General
(nazikçe teklif amaçlı) er/ar will v.
Will you have wine or whiskey?
Şarap ya da viski alır mısınız?

More Sentences
(rica amaçlı) er/ar will v.
Will you turn around so I can see the back of the dress?
Elbisenin arkasını görebilmem için arkanı döner misin?

More Sentences
(talep-rica bildiren) ar/er will v.
Will you take that phone call outside!
Şu telefon konuşmasını dışarıda yapar mısın!

More Sentences
er/ar would v.
Yes, I would love to see your garden.
Evet, bahçenizi görmek isterim.

More Sentences
er geç sooner or later adv.
She will notice sooner or later.
Er geç farkına varacak.

More Sentences
er geç eventually adv.
Everybody dies eventually.
Herkes er geç ölür.

More Sentences
er veya geç sooner or later adv.
Sooner or later it happens to everyone.
Er veya geç herkesin başına gelir.

More Sentences
Military
er private n.
No, Private Jackson, in this army we don't allow unlisted serial numbers.
Hayır, Er Jackson, bu orduda listelenmemiş seri numaralarına izin vermiyoruz.

More Sentences
General
yedek er militiaman n.
denizci er seaman n.
nöbetçi er sentry n.
askere yeni alınmış er new recruit n.
er gl n.
acemi er raw recruit n.
askere yeni alınmış er raw recruit n.
er hero n.
yaya er evzone n.
er buck private n.
acemi er rookie n.
er private soldier n.
er kişi adult n.
er kişi man n.
denizci er jack tar n.
acemi er new recruit n.
er azığı ration n.
tüfekli er rifleman n.
er ranker n.
er brave man n.
er meydanı field of contest n.
denizci er gob n.
er soldier n.
er man n.
acemi er recruit n.
er ile onbaşı arasında bir rütbe lance-corporal n.
piyade er infantryman n.
piyade er infantry n.
yaya er infantry man n.
-er'-mez the minute n.
-er misin(iz) could v.
(istekli anlamında) er/ar will v.
er geç olan eventual adj.
er soon adv.
er ya da geç sooner or later adv.
er ya da geç early or late adv.
3'er aylık dönemlerle quarterly adv.
3'er aylık dönemlerle quarterly periods adv.
er ya da geç eventually adv.
-er...-mez barely...when adv.
-er scarcely when adv.
er ya da geç forward adv.
-er -mez as soon as conj.
-er -mez no sooner than conj.
-er -mez (yapar yapmaz gibi) no sooner ... than conj.
kadın er ew (enlisted woman) abrev.
Proverb
gerçek er veya geç ortaya çıkar truth will out
haksızlık er geç ortaya çıkar/önünde sonunda cezasını bulur mills of the gods grind slowly, but they grind exceedingly fine
haksızlık er geç ortaya çıkar/önünde sonunda cezasını bulur mills of the gods grind slowly
er ya da geç adalet yerini bulur mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
tanrının adaleti er ya da geç doğru/adaletli bir sonuç getirir mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
ilahi adalet er ya da geç yerini bulur mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
er ya da geç adalet yerini bulur the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
tanrının adaleti er ya da geç doğru/adaletli bir sonuç getirir the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
ilahi adalet er ya da geç yerini bulur the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine)
Colloquial
(avustralya kraliyet hava kuvvetleri'nde) acemi er drongo [australia] n.
er doggie n.
er meydanına çıkmak enter the lists v.
gerçek er veya geç ortaya çıkacak the truth will get out expr.
gerçek er veya geç ortaya çıkar the truth will get out expr.
Idioms
gönüllü er olarak seçmek army volunteer v.
er ya da geç olacağı kesin olmak be a question of time v.
'-er '-emez kaldırılacak on the chopping block adv.
-er -mez the instant that conj.
suçlu er geç yakayı ele verir crime doesn't pay expr.
suçlu er geç yakayı ele verir crime does not pay expr.
suçlu er geç cezasını bulur crime does not pay expr.
ispiyoncu er ya da geç cezalandırılır snitches get stitches (and end up in ditches) expr.
ispiyoncu er ya da geç cezalandırılır snitches get stitches and wind up in ditches expr.
Speaking
er ya da geç olacak it will happen sooner or later expr.
500'er dolar içerideyiz we're both out 500 bucks expr.
Politics
er enlisted man n.
Marine
rütbece subayın altında yer alan denizci er matlo n.
rütbece subayın altında yer alan denizci er matelot n.
rütbece subayın altında yer alan denizci er matlow n.
abd deniz kuvvetlerinde denizci er gob n.
denizci ve subay restoranlarında geçici olarak görev yapan er messman n.
temel faaliyetleri kano ile seyretmek olan bir dizi keşif birliğine mensup er sea scout n.
temel faaliyetleri kano ile seyretmek olan bir dizi keşif birliğine mensup er seascout n.
denizci er shipper [obsolete] n.
Medical
er bezi yangısı orchiditis n.
er suyu kanalı çıkarma ameliyatı vasectomy n.
er bezi çıkarımı orchidectomy n.
Chemistry
erbiyum (simgesi er) erbium n.
Botanic
er salebi early purple orchid (orchis mascula) n.
er salebi early spring orchis n.
er salebi male orchis (orchis mascula) n.
er salebi orchis mascula n.
er salebi man orchid n.
er salebi male orchis n.
er salep long purple n.
er salebi crowtoe [uk] n.
Religious
er-rahman all-merciful expr.
Military
abd hava kuvvetlerinde er ile kıdemli er arasındaki rütbe airman first class n.
(ingiliz ordusunda) er ile onbaşı arasında kalan rütbe lance corporal n.
birlik veya er ihtiyat personelinin eğitim kapsamında ilk faal görevini tamamlamaması durumunda eğitim, emekli veya ihtiyat asli teşkillerine atandığı karar nondeployable account n.
yedek er trainer n.
acemi er recruit n.
acemi er basic private n.
acemi er private e 1 n.
acemi er basic n.
birinci sınıf er private first class n.
er kıyafet ve teçhizat kaydı individual clothing and equipment record n.
er kaputu soldier greatcoat n.
er evsaf kartı soldier's qualification card n.
er enlisted man n.
er private soldier n.
er erbaş rank and file n.
er kıyafet ve teçhizat belgesi individual clothing slip n.
er gazinosu private’s club n.
er private first class (pfc) n.
er giyecek ve teçhizat kaydı clothing and equipment record n.
hava er eğitim tugay komutanlığı air force enlisted airmen training brigade command n.
hava indirme birliğine mensup er veya erbaş paratrooper n.
ingiliz ordusunda er ile onbaşı arasında rütbe lance corporal n.
jandarma er gendarmerie private n.
kadın er enlisted woman n.
postacı er mail clerk n.
postacı er mail orderly n.
sanatkar er occupational specialist n.
sedyeci er litter bearer n.
topçu er artillerist n.
tek er eğitimi individual training n.
tek er görevleri individual tasks n.
tek er the individual soldier n.
tek er telsizi squad radio n.
uzman er enlisted specialist n.
uzman er military specialist n.
usta er private e 2 n.
1. sınıf er lance corporal n.
uzman er artificer n.
eski kadın er ex-servicewoman n.
er joe n.
(ingiliz ordusunda) er ile onbaşı arasında kalan rütbe lancepesade n.
1. sınıf er lancepesade n.
(kraliyet donanması'nda) belirli bir birim subayına yardımcı olan denizci er yeoman [uk] n.
denizci er ve erbaşları lower deck [uk] n.
yedek er choco n.
yedek er chocko n.
(özellikle ingiliz kraliyet donanmasında) er gazinosu gun room n.
(özellikle ingiliz kraliyet donanmasında) er gazinosu gunroom n.
er doggy n.
denizci er ordinary rating n.
(kraliyet hava kuvvetleri'nde) er ile kıdemli er arasındaki rütbenin üstünde ve astsubay kıdemli çavuşun altında yer alan rütbe senior airman n.
(özellikle kraliyet hava kuvvetlerinde) acemi er sprog n.
er pvt. (private) abrev.
Cinema
er ryan'ı kurtarmak saving private ryan expr.
Abbreviation
acemi er rct (recruit) n.
(ingiliz ordusunda) er ile onbaşı arasında kalan rütbe l/cpl (lance corporal) n.
kanada ordusunda er ncm (noncommissioned member) n.
Archaic
er erbaş rangale n.
Slang
er suyu come n.
er suyu cum n.
er dogface n.
piyade er gravel-pounder n.
piyade er ground-pounder n.
piyade er grunt n.
er yardbird n.
acemi er johnny raw n.
acemi er drongo [australia] n.
er (asker) squaddie n.
er dogface [us] n.
deniz kuvvetlerinde er snipe n.
British Slang
er squaddie n.
Modern Slang
er şey yolunda all swell (all's well) expr.
Star Wars
klon er clone private n.
yedek er militiamen n.