|
- Please send the images to the design team.
- Lütfen görselleri tasarım ekibine gönderiniz.
- The Commission is, therefore, opposed to imposing a separation between the design and the execution of works.
- Bu nedenle Komisyon, tasarım ile işlerin yürütülmesi arasında bir ayrımın dayatılmasına karşıdır.
- There must of course be effective tests that influence car design.
- Elbette otomobil tasarımını etkileyen etkili testler olmalıdır.
- We also wanted design adaptations to make the building fully accessible and state-of-the-art.
- Ayrıca binanın tamamen erişilebilir ve son teknoloji ürünü olması için tasarım uyarlamaları istedik.
- This regulation was based, curiously and questionably, on design criteria rather than performance criteria.
- Bu düzenleme, ilginç ve tartışmalı bir şekilde, performans kriterlerinden ziyade tasarım kriterlerine dayandırılmıştır.
- We also have to look at road design, user education and many other things.
- Ayrıca yol tasarımı, kullanıcı eğitimi ve diğer pek çok konuya da bakmamız gerekiyor.
- It is a "CANDU" nuclear reactor of western design.
- Batı tasarımlı bir "CANDU" nükleer reaktörüdür.
- Many other aspects of the building design will keep the running costs to a minimum.
- Bina tasarımının diğer birçok yönü işletme maliyetlerini minimumda tutacaktır.
- Millions of men and women are awaiting an intervention that will defeat the designs and actions of death.
- Milyonlarca erkek ve kadın, ölümün tasarımlarını ve eylemlerini bozguna uğratacak bir müdahale bekliyor.
- At the moment, the Community is prescribing requirements for the design of cars, which is good, in my view.
- Şu anda Topluluk, otomobillerin tasarımı için gereklilikleri belirliyor ki bence bu iyi bir şey.
- Design criteria and not performance criteria very questionably drove it.
- Performans kriterleri değil, tasarım kriterleri çok şüpheli bir şekilde buna yön vermiştir.
- Producers must be encouraged to use eco designs, I agree on that score too.
- Üreticiler eko tasarımlar kullanılmaya teşvik edilmelidir. Ben de bu konuda aynı fikirdeyim.
- I also feel that Community aid should only relate to the design phase.
- Ayrıca Topluluk yardımının sadece tasarım aşamasıyla ilgili olması gerektiğini düşünüyorum.
- It also takes very seriously the need to improve design standards for cars.
- Ayrıca otomobiller için tasarım standartlarının iyileştirilmesi ihtiyacını da ciddiye almaktadır.
- Ask yourself if each block is really important for the whole design.
- Her bir bloğun genel tasarım için gerçekten önemli olup olmadığını kendinize sorun.
- Our team of expertise has the edge in design and space planning.
- Uzman ekibimiz tasarım ve mekan planlamasında üstün özelliklere sahiptir.
- This includes strategic planning, analysis, and framework design.
- Bu stratejik planlama, analiz ve çerçeve tasarımını da içerir.
- Note the number of designs you want and bring this list to your BERNINA dealer with a USB flash drive.
- İstediğiniz tasarımların sayısını not edin ve bu listeyi bir USB flash sürücü ile BERNINA bayinize getirin.
- Organize building typologies in accordance with the principles of design, planning and space organization.
- Bina tipolojilerini tasarım, planlama ve mekan organizasyonu ilkelerine uygun olarak düzenleyin.
- And that's a unique opportunity, I would say, in design.
- Bu da tasarım konusunda eşsiz bir imkan diyebilirim.
- The villa is a modern design with plenty of space and light.
- Villa, bol alan ve ışık alan modern bir tasarıma sahiptir.
- Organize building typologies in accordance with the principles of design, planning and space organization.
- Bina tipolojilerini tasarım, planlama ve mekan organizasyonu ilkelerine uygun olarak düzenler.
- And that's a unique opportunity, I would say, in design.
- Ve bunun tasarım açısından eşsiz bir imkan olduğunu söyleyebilirim.
- This method provides considerable freedom for part design.
- Bu yöntem parça tasarımında büyük bir serbestlik sağlar.
- This includes strategic planning, analysis, and framework design.
- Buna stratejik planlama, analiz ve çerçeve tasarımı da dahildir.
- The website offers thousands of logo design for every industry possible.
- İnternet sitesi, mümkün olan her sektör için binlerce logo tasarımı sunar.
- This also allows me more design freedom in this format.
- Bu aynı zamanda bana bu formatta daha fazla tasarım özgürlüğü sağlıyor.
- Our team of expertise has the edge in design and space planning.
- Uzmanlık ekibimiz tasarım ve mekan planlamasında uzmanlığa sahiptir.
- This method provides considerable freedom for part design.
- Bu yöntem parça tasarımı için önemli ölçüde özgürlük sağlar.
- Our team of expertise has the edge in design and space planning.
- Uzman ekibimiz tasarım ve mekan planlamasında üstünlüğe sahiptir.
- This includes strategic planning, analysis, and framework design.
- Stratejik planlama, analiz ve çerçeve tasarımı da buna dahil.
- And that's a unique opportunity, I would say, in design.
- Ve bunun tasarımda eşsiz bir imkan olduğunu söyleyebilirim.
- Decide on a design, theme, season, or holiday.
- Bir tasarım, tema, sezon ya da tatilde karar kılın.
- Decide on a design, theme, season, or holiday.
- Bir tasarıma, temaya, sezona veya tatile karar verin.
- We offer web design and online marketing services to companies globally.
- Küresek çapta şirketlere internet sitesi tasarımı ve çevrimiçi pazarlama hizmetleri sunuyoruz.
- Decide on a design, theme, season, or holiday.
- Bir tasarım, tema, sezon veya tatile karar verin.
- The website offers thousands of logo design for every industry possible.
- Web sitesi mümkün olan her sektör için binlerce logo tasarımı sunuyor.
- Ask yourself if each block is really important for the whole design.
- Her bloğun tasarımın tamamı için gerçekten önemli olup olmadığını kendinize sorun.
- We offer web design and online marketing services to companies globally.
- Dünya çapındaki şirketlere web tasarımı ve çevrimiçi pazarlama hizmetleri sunuyoruz.
- We offer web design and online marketing services to companies globally.
- Dünya çapında şirketlere web tasarımı ve online pazarlama hizmetleri sunmaktayız.
- The villa is a modern design with plenty of space and light.
- Villa, bol miktarda alan ve ışığa sahip modern bir tasarımdır.
- The villa is a modern design with plenty of space and light.
- Villa, bol miktarda yer ve ışık ile modern bir tasarıma sahiptir.
- Ask yourself if each block is really important for the whole design.
- Her bir bloğun genel tasarım açısından gerçekten önemli olup olmadığını kendine sor.
- This design is too inefficient to prototype.
- Bu tasarım prototip için çok verimsiz.
- I don't like this design.
- Bu tasarımı sevmedim.
- This is a stupid design.
- Bu aptalca bir tasarım.
- What a beautiful design!
- Ne güzel bir tasarım!
- This design is too robotic.
- Bu tasarım çok robotik.
- They're studying French and web design.
- Fransızca ve web tasarımı okuyorlar.
- Her bag is the same design as her mother's.
- Çantası annesininkinin tasarımıyla aynı.
- Tom's designs didn't impress me much.
- Tom'un tasarımları beni çok etkilemedi.
- Do you like Tom's design?
- Tom'un tasarımını beğendin mi?
- Tom is studying web design.
- Tom web tasarımı okuyor.
- Tom's design saved the company millions of dollars.
- Tom'un tasarımı şirkete milyonlarca dolar kazandırdı.
- This design shows Chinese influence.
- Bu tasarım Çin etkisini gösterir.
- Tom discovered a flaw in the ship's design.
- Tom geminin tasarımında bir kusur keşfetti.
- Tom is a fan of simple home design.
- Tom sade ev tasarımının hayranıdır.
- Dice have differences in design in different cultures.
- Zarların farklı kültürlerde farklı tasarımları vardır.
- I'm studying French and web design.
- Fransızca ve web tasarımı okuyorum.
- Using muddy colors for this design is not a good idea.
- Bu tasarım için bulanık renkler kullanmak iyi bir fikir değil.
- He is a fan of simple home design.
- Sade tasarımlı evlerden hoşlanıyor.
- Tom's designs didn't impress me much.
- Tom'un tasarımları beni pek etkilemedi.
- Every language has its own design.
- Her dilin kendine özgü bir tasarımı vardır.
- Permaculture is a branch of ecological design.
- Permakültür, ekolojik tasarımın bir dalıdır.
- She's studying French and web design.
- Fransızca ve web tasarımı okuyor.
- Tom discovered a flaw in the ship's design.
- Tom geminin tasarımında bir kusur buldu.
- Simplicity in design attracts users.
- Tasarımda sadelik kullanıcıların dikkatini çeker.
- This design shows Chinese influence.
- Bu tasarım Çin etkisi gösteriyor.
- This is an ugly design.
- Bu çirkin bir tasarım.
- This design resembles his earlier work.
- Bu tasarım onun daha önceki çalışmalarına benziyor.
- The engineers changed designs frequently.
- Mühendisler sık sık tasarım değiştirirlerdi.
- One of the most important parts of game design is the graphical user interface, or GUI for short.
- Oyun tasarımının en önemli parçalarından biri grafiksel kullanıcı arayüzü ya da kısaca GUI'dir.
- His designs are highly original.
- Tasarımları oldukça orijinaldir.
- Simplicity in design attracts users.
- Tasarımda sadelik kullanıcıları çeker.
- I'm impressed by your design.
- Tasarımınızdan etkilendim.
- We're studying French and web design.
- Fransızca ve web tasarımı okuyoruz.
- This design resembles his earlier work.
- Bu tasarım onun daha önceki çalışmasına benziyor.
- Tom's design was highly original.
- Tom'un tasarımı hayli orijinaldi.
- The design of the theatre enabled the audience to get up close and personal with the performers.
- Tiyatronun tasarımı, seyircilerin oyuncularla yakın ve kişisel ilişki kurmasını sağladı.
- He is a fan of simple home design.
- Sade ev tasarımının hayranıdır.
- I really liked Tom's design.
- Tom'un tasarımını gerçekten beğendim.
- He's studying French and web design.
- Fransızca ve web tasarımı okuyor.
- Tom's design is very original.
- Tom'un tasarımı çok özgündür.
- I've never seen this design before.
- Daha önce bu tasarımı hiç görmedim.
- A group of American architects, product designers, engineers and scientists have developed the seven principles of universal design.
- Bir grup Amerikalı mimar, ürün tasarımcısı, mühendis ve bilim insanı evrensel tasarımın yedi ilkesini geliştirdi.
- We are open to all suggestions regarding the new design of the website.
- Biz web sitesinin yeni tasarımı ile ilgili tüm önerilere açığız.
- I don't like this design.
- Bu tasarımdan hoşlanmıyorum.
- One of the most important parts of game design is the graphical user interface, or GUI for short.
- Oyun tasarımının en önemli bölümlerinden biri de kısaca grafik kullanıcı arayüzü veya GUI'dir.
- Do you like this design?
- Bu tasarımı beğeniyor musun?
- Tom came up with the design.
- Tom tasarımla geldi.
- He studies French and web design.
- Fransızca ve web tasarımı okuyor.
- She likes the design on the plate.
- Tabaktaki tasarımı beğendi.
- He studies French and web design.
- O Fransızca ve web tasarımı okuyor.
- Tom doesn't like this design.
- Tom bu tasarımı sevmez.
- Do you like this design?
- Bu tasarımı beğendin mi?
- I've never seen this design before.
- Bu tasarımı daha önce hiç görmemiştim.
- This design doesn't suit my taste.
- Bu tasarım benim zevkime uymuyor.
- The engineers changed designs frequently.
- Mühendisler tasarımları sık sık değiştirdiler.
- The design itself is flawed.
- Tasarımın kendisi kusurlu.
- We are open to all suggestions regarding the new design of the website.
- Web sitesinin yeni tasarımına ilişkin tüm önerilere açığız.
- We have an extraordinary design team.
- Olağanüstü bir tasarım ekibimiz var.
- Tom came up with the design.
- Tasarımı Tom yaptı.
- Tom was the one who came up with the design.
- Tom tasarımla gelen kişiydi.
- Tom has been working for the same website design company for years.
- Tom yıllardır aynı web sitesi tasarım şirketinde çalışıyor.
- His designs are highly original.
- Tasarımları son derece orijinal.
- Tom has been working for the same website design company for years.
- Tom yıllardır aynı web sitesi tasarım şirketi için çalışmaktadır.
- Tom's design was highly original.
- Tom'un tasarımı son derece orijinaldi.
- Tom's design is very original.
- Tom'un tasarımı çok orijinal.
Show More (105)
|
|
- Our house was designed by a famous architect.
- Evimiz ünlü bir mimar tarafından tasarlandı.
- We must design and build the European Union of the future by working together and with mutual respect.
- Geleceğin Avrupa Birliği'ni birlikte çalışarak ve karşılıklı saygı çerçevesinde tasarlamalı ve inşa etmeliyiz.
- This is why we have designed the proposal this way.
- Teklifi bu şekilde tasarlamamızın nedeni de budur.
- Whoever designs the next prototype will need more floor space.
- Bir sonraki prototipi tasarlayan kişinin daha fazla zemin alanına ihtiyacı olacak.
- Whoever designs the next prototype will need more floor space.
- Bir sonraki prototipi kim tasarlarsa tasarlasın daha fazla zemin alanına ihtiyaç duyacaktır.
- So I threw out those old ratty ones and designed these myself.
- Ben de o eski püskü olanları attım ve bunları kendim tasarladım.
- Whoever designs the next prototype will need more floor space.
- Bir sonraki prototipi her kim tasarlayacaksa zeminde daha çok yer olmasını isteyecek.
- Mayuko designed her own clothes.
- Mayuko kendi giysilerini tasarladı.
- How did Mikhail Koshkin design the T-34 tank to be the best in the world?
- Mikhail Koshkin, T-34 tankını dünyanın en iyisi olacak şekilde nasıl tasarladı?
- Apple tried hard to design beautiful hardware.
- Apple güzel donanım tasarlamak için çok çabaladı.
- Who designed the White House?
- Beyaz Saray'ı kim tasarladı?
- Tom volunteered to design a website for a local charity.
- Tom yerel bir hayır işi için bir web sitesi tasarlamaya gönüllü oldu.
- Mayuko designed her own clothes.
- Mayuko kendi kıyafetlerini tasarladı.
- Did you design this?
- Bunu mu tasarladın?
- I designed it.
- Bunu ben tasarladım.
- He designed the new building.
- Yeni binayı o tasarladı.
- Who designed it?
- Kim tasarladı?
- Was it by accident or by design?
- Kazara mı oldu yoksa tasarlayarak mı?
- Tom designed this.
- Bunu Tom tasarladı.
- I have to design a new poster for the film.
- Film için yeni bir afiş tasarlamak zorundayım.
- Tom designed this jacket.
- Tom bu ceketi tasarladı.
- It wouldn't be too hard to design a new website for you.
- Senin için yeni bir web sitesi tasarlamak çok zor olmaz.
- Mayuko designed a dress for herself.
- Mayuko kendisi için bir elbise tasarladı.
- He designed the car.
- O, arabayı tasarladı.
- The architect designed that building.
- O binayı mimar tasarladı.
- I designed it.
- Onu ben tasarladım.
- Who designed that museum?
- Bu müzeyi kim tasarladı?
- Who designed these uniforms?
- Bu üniformaları kim tasarladı?
- It wouldn't be too hard to design a new website for you.
- Sizin için yeni bir web sitesi tasarlamak pek de çok zor olmaz.
- Tom is the one who designed this jacket.
- Bu ceketi tasarlayan kişi Tom'dur.
- He designed the car.
- Arabayı o tasarladı.
- Tom was the one who designed our house.
- Evimizi tasarlayan kişi Tom'du.
- A gardener was called in to design the garden.
- Bahçeyi tasarlaması için bir bahçıvan çağırıldı.
- Tom designed it.
- Tom tasarladı.
- Mary designs dresses.
- Mary elbiseleri tasarlıyor.
- Who designed that museum?
- O müzeyi kim tasarladı?
- Tom designed this building.
- Bu binayı Tom tasarladı.
- Tom is the one who designed this jacket.
- Bu ceketi tasarlayan kişi Tom.
- Did you design this?
- Bunu sen mi tasarladın?
- I have to design a new poster for the film.
- Film için yeni bir poster tasarlamalıyım.
- Tom designed this jacket.
- Bu ceketi Tom tasarladı.
- Who designed it?
- Onu kim tasarladı?
- In her job, she designs electrical circuits.
- İşinde elektrik devreleri tasarlıyor.
- I have to design a new poster for the movie.
- Film için yeni bir poster tasarlamalıyım.
- Yasuhisa Toyota, one of the world’s most sought-after acousticians, designed the Elbphilharmonie's concert hall.
- Elbphilharmonie'nin konser salonunu dünyanın en çok aranan akustikçilerinden biri olan Yasuhisa Toyota tasarladı.
- Tom designed it.
- Tom bunu tasarladı.
- Frank Whittle, a British pilot, designed and patented the first turbo jet engine in 1930.
- İngiliz bir pilot olan Frank Whittle, 1930 yılında ilk turbo jet motorunu tasarladı ve patentini aldı.
- Mary designs dresses.
- Mary elbise tasarlıyor.
- I have to design a new poster for the movie.
- Sinema filmi için yeni bir afiş tasarlamak zorundayım.
- Tom volunteered to design a website for a local charity.
- Tom yerel bir hayır kurumu için web sitesi tasarlamaya gönüllü oldu.
- Such things often happen by accident rather than by design.
- Bu tür şeyler genellikle tasarlamadan ziyade kaza sonucu meydana gelir.
- Apple tried hard to design beautiful hardware.
- Apple güzel donanımlar tasarlamak için çok çalıştı.
- Frank Whittle, a British pilot, designed and patented the first turbo jet engine in 1930.
- Bir İngiliz pilotu olan Frank Whittle, 1930 yılında ilk turbo jet motorunu tasarladı ve patentini aldı.
Show More (50)
|
