| 1 |
accommodate |
ağırlamak |
v. |
|
- We could be accommodated there for this part-session on a provisional basis.
- Geçici olarak bu yarı oturum için orada ağırlanabiliriz.
- We could be accommodated there for this part-session on a provisional basis.
- Bu yarı oturum için geçici olarak orada ağırlanabiliriz.
- This hotel can accommodate 100 guests.
- Bu otel 100 konuğu ağırlayabilir.
- We'd be happy to accommodate you.
- Seni ağırlamaktan mutlu oluruz.
- The hotel can accommodate 400 guests.
- Otel 400 konuk ağırlayabilir.
- We can accommodate him for the night.
- Bu gece onu ağırlayabiliriz.
- The hotel can accommodate 300 people.
- Otel 300 kişiyi ağırlayabilir.
- I can't accommodate everyone.
- Herkesi ağırlayamam.
- The hotel can accommodate 500 guests.
- Otel 500 konuk ağırlayabilir.
- The hotel can accommodate fifty guests.
- Otel elli konuk ağırlayabilir.
- The hotel can accommodate 300 people.
- Otel, 300 misafir ağırlayabilir.
- We can accommodate you.
- Sizi ağırlayabiliriz.
- We'd be happy to accommodate you.
- Sizi ağırlamaktan mutluluk duyarız.
- He accommodated the traveler for the night.
- Gece için yolcuyu ağırladı.
- Half of the forest will be cut down to build hotels to accommodate the tourists who come to visit the forest.
- Ormanı ziyarete gelen turistleri ağırlayacak oteller inşa etmek için ormanın yarısı kesilecek.
- This hotel can accommodate 700 guests.
- Bu otel 700 konuk ağırlayabilir.
- He accommodated the traveler for the night.
- O gece boyunca yolcuyu ağırladı.
- This hotel can accommodate 500 guests.
- Bu otel 500 konuk ağırlayabilir.
Show More (15)
|
| 2 |
accommodate |
barındırmak |
v. |
|
- Admittedly, an exception is made, but then this exception accommodates further exceptions.
- Kuşkusuz, bir istisna yapılmıştır ancak daha sonra bu istisna başka istisnaları da barındırmaktadır.
- The candidate countries are enjoying strong economic growth and will be able to accommodate their own citizens.
- Aday ülkeler güçlü ekonomik büyümenin tadını çıkarıyor ve kendi vatandaşlarını barındırabilecekler.
- The candidate countries are enjoying strong economic growth and will be able to accommodate their own citizens.
- Aday ülkeler güçlü ekonomik büyümenin tadını çıkarmaktadır ve böylece kendi vatandaşlarını barındırabileceklerdir.
- Each national unit would accommodate one section of the European Police College.
- Her ulusal birim Avrupa Polis Koleji'nin bir bölümünü barındıracaktır.
- Your home may be too small to accommodate many people at once.
- Eviniz birçok kişiyi aynı anda barındırmak için çok küçük olabilir.
- The house could accommodate two families.
- Ev, iki aileyi barındırabiliyordu.
- This hotel can accommodate over 1,000 guests.
- Bu otel 1,000 misafirden daha fazlasını barındırabilir.
- The house could accommodate two families.
- Ev iki aileyi barındırabilirdi.
Show More (5)
|
| 3 |
accommodate |
uyum sağlamak |
v. |
|
- With the support of good policy and the commitment of politicians, this can be accommodated.
- İyi bir politikanın desteği ve politikacıların kararlılığı ile bu duruma uyum sağlanabilir.
- We expect the Council to accommodate us on this crucial point.
- Konsey'in bu kritik noktada bize uyum sağlamasını bekliyoruz.
- From that point of view, the report merely accommodates existing practices.
- Bu açıdan bakıldığında rapor sadece mevcut uygulamalara uyum sağlamaktadır.
- From that point of view, the report merely accommodates existing practices.
- Bu açıdan bakıldığında, rapor sadece mevcut uygulamalara uyum sağlamaktadır.
- He can't accommodate himself to his circumstances.
- Kendi koşullarına uyum sağlayamıyor.
- I can't accommodate everyone.
- Herkese uyum sağlayamam.
Show More (3)
|
| 4 |
accommodate |
almak |
v. |
|
- Nowadays, someone living in an old people's home is accommodated within the social field.
- Günümüzde huzurevinde yaşayan bir kişi sosyal alan içerisinde yer almaktadır.
- This airplane accommodates 400 passengers quite comfortably.
- Bu uçak 400 yolcuyu oldukça rahat bir şekilde alır.
- This classroom can accommodate only thirty students.
- Bu sınıf sadece otuz öğrenci alabilir.
- It can accommodate as many as ten people.
- En fazla on kişi alabilir.
- This car accommodates five people.
- Bu araba beş kişi alabilir.
Show More (2)
|
| 5 |
accommodate |
uydurmak |
v. |
|
- We'd better accommodate ourselves to the situation.
- Kendimizi bu duruma uydursak iyi ederiz.
- You must accommodate your plans to mine.
- Sen planlarını benimkine uydurmalısın.
- Tom accommodated his schedule to Mary's.
- Tom kendi programını Mary'ninkine uydurdu.
- You must accommodate your plans to mine.
- Planlarınızı benimkilere uydurmalısınız.
Show More (1)
|
| 6 |
accommodate |
yerleştirmek |
v. |
|
- Is a quota system being considered to accommodate them in European countries?
- Onları Avrupa ülkelerine yerleştirmek için bir kota sistemi düşünülüyor mu?
Show More (-2)
|
| 7 |
accommodate |
kalacak yer sağlamak |
v. |
|
- We'd be happy to accommodate you.
- Sana kalacak yer sağladığıma sevindim.
Show More (-2)
|
| 8 |
accommodate |
kalacak yer vermek |
v. |
|
- We can accommodate you.
- Sana kalacak yer verebiliriz.
Show More (-2)
|
