|
- It is a very wise decision of yours not to require us to have another committee meeting.
- Başka bir komite toplantısı yapmamızı istememeniz çok akıllıca bir karar.
- This is not like counterfeit products, as another speaker tried to suggest.
- Bu, başka bir konuşmacının öne sürmeye çalıştığı gibi sahte ürünlere benzemez.
- Now, for tactical reasons, I recommend another course of action.
- Şimdi, taktiksel nedenlerden dolayı, başka bir hareket tarzı öneriyorum.
- All this adds up to another element in the structure of a modern organisation.
- Tüm bunlar, modern bir organizasyonun yapısında başka bir unsuru daha ortaya çıkarmaktadır.
- He would probably have pulled another proposal out of the hat and secured enlargement without the Treaty of Nice.
- Muhtemelen şapkadan başka bir teklif çıkaracak ve Nice Antlaşması olmadan genişlemeyi güvence altına alacaktı.
- There is another way we could have approached this, but I am not going to complain.
- Bu konuya başka bir şekilde de yaklaşabilirdik, ancak şikayet etmeyeceğim.
- I therefore believe we should either hold the debate now or leave it for another day this week.
- Bu nedenle tartışmayı ya şimdi yapmamız ya da bu hafta başka bir güne bırakmamız gerektiğine inanıyorum.
- We must resolve matters through states, by creating another Palestinian State.
- Meseleleri devletler aracılığıyla, başka bir Filistin Devleti kurarak çözmeliyiz.
- Disliking something is one thing, doing something about it is another.
- Bir şeyden hoşlanmamak başka bir şeydir, o konuda bir şeyler yapmak başka bir şeydir.
- Why is the KLA one thing and the jihad another?
- Neden KLA başka, cihat başka bir şey?
- When the ECSC ceases to exist, the social dimension it represents will not continue in another form.
- AKÇT'nin varlığı sona erdiğinde temsil ettiği sosyal boyut başka bir biçimde devam etmeyecektir.
- There is therefore another war that needs to be stopped.
- Dolayısıyla durdurulması gereken başka bir savaş daha var.
- However, I do want to take this opportunity to make another point.
- Bununla birlikte, bu vesileyle başka bir noktaya değinmek istiyorum.
- It is another layer, so to speak.
- Tabiri caizse başka bir katman.
- If this is the case, does it intend to present another?
- Eğer durum buysa, başka bir tane sunma niyeti var mı?
- We therefore call for another debate to be included in the programme for this part-session.
- Bu nedenle bu bölüm oturumunun programına başka bir tartışmanın dahil edilmesi çağrısında bulunuyoruz.
- If someone from another planet saw us acting as if we had known that, they would think we were stupid.
- Eğer başka bir gezegenden biri bizi bunu biliyormuşuz gibi davranırken görseydi, aptal olduğumuzu düşünürdü.
- Is this not a way of promoting environmental concerns which are addressed under another budgetary heading?
- Bu, başka bir bütçe başlığı altında ele alınan çevresel kaygıları teşvik etmenin bir yolu değil midir?
- I have already made this point once this afternoon on another occasion.
- Bu hususu bu öğleden sonra başka bir vesileyle daha önce de dile getirmiştim.
- It is a real problem to legislate here for what is going on in another country.
- Başka bir ülkede olup bitenler için burada yasa çıkarmak gerçek bir sorundur.
- We also have another task.
- Ayrıca başka bir görevimiz daha var.
- I should just like to mention another aspect briefly because I do not have much time.
- Çok fazla zamanım olmadığı için başka bir hususa da kısaca değinmek istiyorum.
- I would like to mention another point.
- Başka bir noktaya daha değinmek istiyorum.
- We could support them in another report dealing with those escaping from hunger or environmental disasters.
- Açlıktan veya çevresel felaketlerden kaçanlarla ilgili başka bir raporda onları destekleyebiliriz.
- This is another matter altogether.
- Bu tamamen başka bir konudur.
- To tighten up the rules is one thing, but to comply with them quite another.
- Kuralları sıkılaştırmak bir şeydir, ancak bunlara uymak tamamen başka bir şeydir.
- What happens if there is another crisis in the coming year?
- Önümüzdeki yıl başka bir kriz yaşanırsa ne olur?
- Cyprus is another issue altogether.
- Kıbrıs tamamen başka bir konudur.
- We shall have to vote on these amendments, but in another report.
- Bu değişiklikleri oylamamız gerekecek, ancak başka bir raporda.
- There is room for improvement here, and another surplus of this sort for 2001 will not be acceptable.
- Burada iyileştirme için yer vardır ve 2001 yılı için bu türden başka bir fazlalık kabul edilemez.
- This will really have to be solved another way.
- Bunun gerçekten başka bir şekilde çözülmesi gerekecek.
- We must resolve matters through states, by creating another Palestinian State.
- Meseleleri devletler aracılığıyla başka bir Filistin Devleti kurarak çözmeliyiz.
- No fortress Europe, therefore, but there is also another risk.
- Bu nedenle Avrupa kalesi yok ancak başka bir risk de var.
- The problems of recycling should be dealt with in another report.
- Geri dönüşüm sorunları başka bir raporda ele alınmalıdır.
- I should very briefly like to broach another topic.
- Çok kısaca başka bir konuya değinmek istiyorum.
- It already looks close to impossible even without adding another report.
- Başka bir rapor eklemeden bile zaten imkansıza yakın görünüyor.
- What are we to do if there is another outbreak?
- Başka bir salgın olursa ne yapacağız?
- This is not true; there is always another solution.
- Bu doğru değil; her zaman başka bir çözüm vardır.
- Some Member States had difficulty coming to terms with yet another institution, and that was never our intention.
- Bazı Üye Devletler başka bir kurumla uzlaşmakta zorluk çekti ve bizim niyetimiz asla bu değildi.
- We cannot leave it for another day.
- Bu konuyu başka bir güne bırakamayız.
- We will certainly look into the possibility of sending another observer team to the presidential elections in 2002.
- 2002 yılındaki başkanlık seçimlerine başka bir gözlemci ekibi gönderme olasılığını kesinlikle araştıracağız.
- There was another example in the press this morning.
- Bu sabah basında başka bir örnek daha vardı.
- What works in one country does not in another.
- Bir ülkede işe yarayan bir şey başka bir ülkede işe yaramayabilir.
- If they are both EU nationals, under Article 18, they could both independently move to another State.
- Eğer her ikisi de AB vatandaşı ise, 18. Madde uyarınca, her ikisi de bağımsız olarak başka bir Devlete geçebilir.
- We are not going to mention every illness we have ever suffered in another country.
- Başka bir ülkede yaşadığımız her hastalıktan bahsedecek değiliz.
- However, this does not appear to be an end to the matter, and charges may yet be pressed in another court.
- Ancak bu durum meselenin sonu gibi görünmemektedir ve suçlamalar başka bir mahkemede de devam edebilir.
- They have gone into orbit and landed on another planet like the astronauts for which the HACCP system was devised.
- HACCP sisteminin tasarlandığı astronotlar gibi yörüngeye girdiler ve başka bir gezegene indiler.
- We cannot continue to say one thing and mean another.
- Bir şey söyleyip başka bir şey kastetmeye devam edemeyiz.
- We will, however, have another opportunity to discuss these issues.
- Bununla birlikte, bu konuları tartışmak için başka bir fırsatımız olacak.
- However, there is another environmental principle at stake, namely the exchange principle.
- Ancak, söz konusu olan başka bir çevre ilkesi, yani mübadele ilkesidir.
- However, I do want to take this opportunity to make another point.
- Ancak, bu vesileyle başka bir noktaya değinmek istiyorum.
- Nevertheless, they would prefer another protagonist such as the European Union to be more involved.
- Bununla birlikte Avrupa Birliği gibi başka bir aktörün daha fazla müdahil olmasını tercih ederler.
- We chose another route and I believe that competition is indeed the right way forward.
- Biz başka bir yol seçtik ve rekabetin gerçekten de doğru yol olduğuna inanıyorum.
- It is unacceptable for the Council to set one timetable and for the Commission to set another.
- Konsey'in bir takvim belirlemesi ve Komisyon'un başka bir takvim belirlemesi kabul edilemez.
- There must be another Palestinian Authority.
- Başka bir Filistin Yönetimi olmalıdır.
- Some viruses are highly deadly and so, in future, another approach will be called for.
- Bazı virüsler son derece ölümcüldür ve bu nedenle gelecekte başka bir yaklaşıma ihtiyaç duyulacaktır.
- Taxes are one thing and pension contributions are another.
- Vergiler başka bir şeydir, emeklilik katkı payları başka bir şeydir.
- Deciding things is one thing, putting them into practice is another.
- Karar vermek başka bir şeydir, uygulamaya koymak başka bir şeydir.
- To put it another way, we cannot allow service providers to shirk responsibility for their programmes.
- Başka bir deyişle, hizmet sağlayıcıların programlarının sorumluluğundan kaçmalarına izin veremeyiz.
- We now see another trend towards internationalisation, and this is also necessary.
- Şimdi uluslararasılaşmaya yönelik başka bir eğilim görüyoruz ve bu da gerekli.
- However, there would be no winners at all if another global conflict were to occur today.
- Bununla birlikte bugün başka bir küresel çatışma yaşanacak olsa bunun hiçbir kazananı olmayacaktır.
- You cannot turn the tap off at one location, only to open it at another.
- Bir yerde musluğu kapatıp başka bir yerde açamazsınız.
- Multilateral cooperation in international waters would be another matter altogether.
- Uluslararası sularda çok taraflı işbirliği tamamen başka bir konu olacaktır.
- A consensus is replaced by another consensus, not by impositions.
- Bir konsensüsün yerini başka bir konsensüs alır, dayatmalar değil.
- Much easier, therefore, to create another European institution and get rid of the whole messy business.
- Bu nedenle, başka bir Avrupa kurumu oluşturmak ve tüm bu karmaşadan kurtulmak çok daha kolay.
- The only way to verify will be by on-farm inspections with another army of inspectors.
- Doğrulamanın tek yolu, başka bir müfettiş ordusuyla çiftlikte yapılacak denetimler olacaktır.
- And following the reply of the Vice-President, we shall pass on to another item.
- Başkan Yardımcısının cevabını takiben başka bir maddeye geçeceğiz.
- Can the Commission envisage transferring the project to another DG?
- Komisyon, projenin başka bir Genel Müdürlüğe devredilmesini öngörebilir mi?
- I would ask you not to be too quick to condemn another country.
- Sizden başka bir ülkeyi kınamak için bu kadar aceleci olmamanızı rica ediyorum.
- First it happens in one country and then in another.
- Önce bir ülkede olur, sonra başka bir ülkede.
- Yet again this Parliament finds itself debating another maritime disaster.
- Yine bu Parlamento kendini başka bir deniz felaketini tartışırken buluyor.
- At the moment, we can perceive another tendency in the current debate about the Supervisory Committee.
- Şu anda, Denetim Komitesi ile ilgili mevcut tartışmada başka bir eğilimi algılayabiliriz.
- There is another point I would like to make.
- Belirtmek istediğim başka bir husus daha var.
- You will, of course, receive another response regarding the outcome of the document you entrusted to me as well.
- Elbette bana emanet ettiğiniz belgenin sonucuyla ilgili olarak da başka bir yanıt alacaksınız.
- Neither would another Treaty be required, or renewed ratification.
- Başka bir Antlaşma ya da yeni bir onaylama da gerekmeyecektir.
- A weak agreement in Bonn is better than another fiasco.
- Bonn'da zayıf bir anlaşma başka bir fiyaskodan daha iyidir.
- It already looks close to impossible, even without adding another report.
- Başka bir rapor eklemeden bile zaten imkansıza yakın görünüyor.
- I do have another problem, namely that concerning ammonia.
- Amonyakla ilgili başka bir sorunum daha var.
- Since another member of my Group has given up his speaking time, I believe that I have accumulated additional time.
- Grubumun başka bir üyesi konuşma süresinden feragat ettiğinden ek süre kazandığıma inanıyorum.
- What happens if there is another crisis in the coming year?
- Önümüzdeki yıl başka bir kriz yaşanırsa ne olacak?
- Yesterday I received a letter from a constituent who had bought a property in another Member State.
- Dün başka bir Üye Devletten mülk satın almış olan bir seçmenimden bir mektup aldım.
- Another policy is needed, based on the satisfaction of social needs.
- Toplumsal ihtiyaçların karşılanmasına dayalı başka bir politikaya ihtiyaç vardır.
- Allowing the US to exercise a veto on agreement is another.
- ABD'nin anlaşmayı veto etmesine izin vermek başka bir şeydir.
- Tightening up the rules is one thing, observing them and being accountable is another.
- Kuralları sıkılaştırmak başka bir şeydir, onlara uymak ve hesap verebilir olmak başka bir şeydir.
- The Community of Democracies is not another UN, for the UN has a different sphere of operation and different tasks.
- Demokrasiler Topluluğu başka bir BM değildir, çünkü BM'nin farklı bir çalışma alanı ve farklı görevleri vardır.
- Deciding things is one thing; putting them into practice is another.
- Bir şeylere karar vermek başka bir şeydir, onları uygulamaya koymak başka bir şeydir.
- It would be unacceptable if certain tasks were to be delegated to another executive agency on a discretionary basis.
- Belirli görevlerin takdire bağlı olarak başka bir yürütme kurumuna devredilmesi kabul edilemez.
- We cannot have one set of safety and consumer protection measures for ourselves, and another set for others.
- Kendimiz için bir dizi güvenlik ve tüketici koruma tedbiri alırken başkaları için başka bir dizi tedbir alamayız.
- With the Committee on Agriculture and Rural Development, then, I have taken another approach.
- O halde Tarım ve Kırsal Kalkınma Komitesi ile birlikte başka bir yaklaşım benimsedim.
- It would be another matter if the debate were about extremism.
- Tartışma aşırıcılıkla ilgili olsaydı başka bir mesele olurdu.
- Stringency is one thing, but coherence is another.
- Sıkılık bir şeydir, ama tutarlılık başka bir şeydir.
- Secondly, neither partner may be married or in another non-marital partnership.
- İkinci olarak, eşlerden hiçbiri evli ya da evlilik dışı başka bir birliktelik içinde olamaz.
- Let us take another example.
- Başka bir örnek verelim.
- When was the last time a pharmacist shot another pharmacist to control the drugs market in his area?
- En son ne zaman bir eczacı kendi bölgesindeki ilaç pazarını kontrol etmek için başka bir eczacıyı vurdu?
- Organs are for another day.
- Organlar başka bir gün için.
- To put it another way, are we heading towards an economic government or not?
- Başka bir deyişle, bir ekonomi hükümetine doğru gidiyor muyuz, gitmiyor muyuz?
- I have paid particular attention when arriving back in Europe from time to time from another continent.
- Zaman zaman başka bir kıtadan Avrupa'ya geri dönerken özellikle dikkat ettim.
- It will give Turkey another way of continuously blackmailing the European Union.
- Bu, Türkiye'ye Avrupa Birliği'ne sürekli şantaj yapmanın başka bir yolunu verecektir.
- What works in one country does not in another.
- Bir ülkede işe yarayan bir şey başka bir ülkede işe yaramıyor.
- It will therefore clarify whether you said one thing or another.
- Bu nedenle, bir şey mi yoksa başka bir şey mi söylediğiniz açıklığa kavuşacaktır.
- We will discuss this matter on another occasion.
- Bu konuyu başka bir vesileyle tartışacağız.
- We cannot say one thing, and then do another.
- Bir şey söyleyip sonra başka bir şey yapamayız.
- But I have to ask him another question.
- Ama ona başka bir soru sormam gerekiyor.
- I am, however, concerned about another matter.
- Ancak başka bir konuda daha endişeliyim.
- Let me give another example that also concerns the United Kingdom.
- Birleşik Krallık'ı da ilgilendiren başka bir örnek vereyim.
- The answers to these questions must be found in another debate, but that debate has already begun.
- Bu soruların yanıtları başka bir tartışmada bulunmalıdır, ancak bu tartışma çoktan başlamıştır.
- Let me make another comment.
- Başka bir yorum yapmama izin verin.
- We take an equally critical view of another problem.
- Başka bir soruna da aynı derecede eleştirel bakıyoruz.
- It already looks close to impossible even without adding another report.
- Başka bir rapor eklemeden bile bu zaten imkansıza yakın görünüyor.
- Secondly, another form of cost distribution is, in actual fact, only fair.
- İkinci olarak, maliyet dağıtımının başka bir şekli aslında sadece adildir.
- Nevertheless, they would prefer another protagonist such as the European Union to be more involved.
- Bununla birlikte, Avrupa Birliği gibi başka bir aktörün daha fazla müdahil olmasını tercih ederler.
- There is also another point of view.
- Başka bir bakış açısı da var.
- In this way, we can prevent arms orders refused by one country from being accepted by another country.
- Bu şekilde bir ülke tarafından reddedilen silah siparişlerinin başka bir ülke tarafından kabul edilmesini önleyebiliriz.
- Disliking something is one thing; doing something about it is another.
- Bir şeyden hoşlanmamak başka bir şeydir; bu konuda bir şeyler yapmak başka bir şeydir.
- Afghan ownership is another code word.
- Afgan mülkiyeti başka bir kod kelimedir.
- This is another democratic deficit.
- Bu da başka bir demokrasi açığı.
- I am, however, concerned about another matter.
- Ancak ben başka bir konu hakkında endişeliyim.
- We therefore call for another debate to be included in the programme for this part-session.
- Bu nedenle, bu bölüm oturumu için programa başka bir tartışma dahil edilmesi çağrısında bulunuyoruz.
- The overall economic situation is another matter.
- Genel ekonomik durum ise başka bir konudur.
- Others might give it another name, but it gets us to where we want to be at this point.
- Başkaları buna başka bir isim verebilir ancak bu bizi bu noktada olmak istediğimiz yere götürür.
- On a point of order, I will speak about another catastrophe.
- Emir üzerine, başka bir felaket hakkında konuşacağım.
- We do not have an indication of another date.
- Elimizde başka bir tarih belirtisi yok.
- So if we wish to allocate financial means to an agency in future, we have to take those means away from another agency.
- Dolayısıyla gelecekte bir kuruma mali kaynak tahsis etmek istiyorsak bu kaynakları başka bir kurumdan almamız gerekir.
- Furthermore, there is not always coherence between what we say at one moment and what we say at another.
- Ayrıca bir anda söylediklerimizle başka bir anda söylediklerimiz arasında her zaman tutarlılık yoktur.
- But inside this there is another real issue.
- Ancak bunun içinde başka bir gerçek sorun daha var.
- Allowing the US to exercise a veto on the agreement is another.
- ABD'nin anlaşmayı veto etmesine izin vermek ise başka bir şey.
- I had to attend another Parliamentary meeting.
- Başka bir Parlamento toplantısına katılmak zorunda kaldım.
- Let me take up another issue, that of the agencies.
- Başka bir konuya, ajanslar konusuna değinmeme izin verin.
- They have gone into orbit and landed on another planet like the astronauts for which the HACCP system was devised.
- HACCP sisteminin tasarlandığı astronotlar gibi yörüngeye girmiş ve başka bir gezegene inmişlerdir.
- I think we really have to go in another direction.
- Bence gerçekten başka bir yöne gitmemiz gerekiyor.
- The Group of the European People's Party is proposing another option, which is much better adapted to the real problem.
- Avrupa Halk Partisi Grubu, gerçek soruna çok daha iyi uyarlanmış başka bir seçenek öneriyor.
- Until or unless another referendum is passed, this remains the legal position.
- Başka bir referandum kabul edilene kadar ya da edilmediği sürece, bu yasal konum olarak kalacaktır.
- I think there is another reason why implementation should give us cause for concern.
- Bence uygulamanın bizi endişelendirmesi için başka bir neden daha var.
- I really think it ought to be done by another institution.
- Bunun gerçekten başka bir kurum tarafından yapılması gerektiğini düşünüyorum.
- What is considered normal in one country is still not normal in another country.
- Bir ülkede normal kabul edilen bir şey başka bir ülkede hala normal değildir.
- It took another wreck, the Prestige, to wake everyone up.
- Herkesi uyandırmak için başka bir enkaz, Prestige gerekti.
- How we get there is another story.
- Oraya nasıl ulaşacağımız başka bir hikaye.
- There may also be another way.
- Başka bir yol da olabilir.
- This is about another adjustment, but this is rather more complicated than the one we had just now.
- Bu başka bir düzeltmeyle ilgili, ancak bu biraz önce yaptığımızdan daha karmaşık.
- Or to put it another way, the market can and should regulate the economy, but not society.
- Ya da başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, piyasa ekonomiyi düzenleyebilir ve düzenlemelidir, ancak toplumu değil.
- Let me take up another issue, that of the agencies.
- Başka bir konuyu, acenteler konusunu ele alayım.
- Sorry, I am mixing it up with another report.
- Özür dilerim, başka bir raporla karıştırıyorum.
- But I do not want to initiate just another project resulting in a report which might never be used.
- Ama hiçbir zaman kullanılmayacak bir raporla sonuçlanacak başka bir proje başlatmak istemiyorum.
- We cannot have one set of safety and consumer protection measures for ourselves, and another set for others.
- Kendimiz için bir dizi güvenlik ve tüketici koruma tedbiri alırken başkaları için başka bir dizi alamayız.
- Few people who experience a good massage don't want another one.
- İyi bir masaj deneyimi yaşayan çok az kişi başka bir masaj istemez.
- And the sweetest nectar exists in another area of the garden.
- Ve en tatlı bitki özü bahçenin başka bir yerinde bulunur.
- Then I took her back to her place for another date.
- Sonra onu başka bir randevu için evine götürdüm.
- Then I looked across the room and there by another heater stood Tom Moto is his shorts.
- Sonra odanın karşı tarafına baktım ve orada başka bir ısıtıcının yanında Tom Moto'nun şortu duruyordu.
- Another study reported that lemon balm helps stimulate memory and enhance mood.
- Başka bir çalışma, melisa otunun hafızayı uyarmaya ve ruh halini iyileştirmeye yardımcı olduğunu bildirmiştir.
- I don't have time to deal with another kid.
- Başka bir çocukla ilgilenecek zamanım yok benim.
- Death is just another path one that we all must take.
- Ölüm hepimizin geçmesi gereken başka bir yol.
- Get ready, because tonight I've got another for you.
- Hazır ol, çünkü bu gece bende senin için başka bir tane var.
- Wait for a knock, step through another door, and you're in.
- Kapının çalınmasını bekleyin, başka bir kapıdan geçin ve işte içeridesiniz.
- Perhaps we can find a cheaper one at another store.
- Belki başka bir mağazada daha ucuzunu bulabiliriz.
- A tremendous railway accident has hurried hundreds of passengers into another world.
- Büyük bir tren kazası yüzlerce yolcuyu başka bir dünyaya sürüklemiştir.
- Moving to another city for college can be a lot of work.
- Üniversite için başka bir şehre taşınmak çok fazla iş gerektirebilir.
- Sometimes I think I'm on another planet.
- Bazen başka bir gezegende olduğumu düşünüyorum.
- We did thus, and we made another people to inherit them.
- Biz böyle yaptık ve onlara başka bir kavmi mirasçı kıldık.
- Lieutenant, fire missile one and recommend me for another medal.
- Teğmen, ilk füzeyi ateşle ve bana başka bir madalya daha kazandır.
- If there is another side, I will meet you there.
- Başka bir taraf varsa seninle orada buluşuruz.
- However, another company may offer a monthly basis.
- Ancak, başka bir firma aylık bazda teklif verebilir.
- I'm sure I'll find another opportunity to serve.
- Hizmet etmek için başka bir fırsat bulacağıma eminim.
- The local device name has a remembered connection to another network resource.
- Yerel cihaz adının başka bir ağ kaynağıyla anıımsanan bir bağlantısı mevcut.
- The true warrior runs today and lives to fight another day.
- Gerçek savaşçı bugün kaçar ve başka bir gün savaşmak için hayatta kalır.
- It is important to choose this type of vinegar and not another.
- Başka bir sirkeyi değil, bu sirke türünü seçmek önemlidir.
- There's another hospital down about three miles that way.
- Üç mil ileride başka bir hastane daha var.
- And if the answer is no, ask again in the future if another opportunity presents itself.
- Eğer yanıt hayır ise, gelecekte başka bir olasılık çıkarsa tekrar sorun.
- Your body has given life to another human being.
- Bedeniniz başka bir insana hayat verdi.
- We'll find another use for some of the farmhouses.
- Bazı çiftlik evleri için başka bir kullanım alanı bulacağız.
- But there's another way to do the same thing: using any web browser installed on your device.
- Ancak aynı şeyi yapmanın başka bir yolu daha var: cihazınızda yüklü herhangi bir web tarayıcısını kullanmak.
- But I found another song about a train.
- Ama trenle ilgili başka bir şarkı buldum.
- I'm sure I'll find another opportunity to serve.
- Hizmet etmek için başka bir fırsat bulacağımdan eminim.
- He also had a daughter who married into another family.
- Ayrıca başka bir aileye gelin giden bir kızı vardı.
- She really needs another trick, that one's getting boring.
- Gerçekten başka bir numaraya ihtiyacı var, bu sıkıcı olmaya başladı.
- Even religion, separated from family and daily life, was just another subject for critical analysis and testing.
- Aileden ve günlük yaşamdan ayrılan din bile eleştirel tahlil ve teste tabi tutulan başka bir konuydu.
- It shifts between this dimension and another.
- Bu boyut ile başka bir boyut arasında gidip gelmektedir.
- And there may not be another one for a whole year.
- Ve bütün bir yıl boyunca başka bir tane olmayabilir.
- GTMetrix is another tool that helps you with site speed analysis.
- GTMetrix, site hızı analizinde size yardımcı olan başka bir araçtır.
- I am no longer on the earth, but on another planet.
- Artık dünyada değilim, başka bir gezegendeyim.
- But I found another song about a train.
- Fakat trenle ilgili başka bir parça buldum.
- I'll always do another take for deeper truth.
- Daha derin gerçekler için her zaman başka bir çekim yapacağım.
- Does one human being have the right to destroy another human being?
- Bir insanın başka bir insanı yok etme hakkı var mıdır?
- But I found another song about a train.
- Ama bir tren hakkında başka bir şarkı buldum.
- And the sweetest nectar exists in another area of the garden.
- Ve en tatlı nektar bahçenin başka bir bölgesinde var.
- The team needed to find another way to power the cleanup - fast.
- Ekibin temizliği hızlandırmak için başka bir yol bulması gerekti; hızlıca.
- I saw another kid wearing that exact hat three weeks ago.
- Üç hafta önce aynı şapkayı takan başka bir çocuk görmüştüm.
- Although Swift doesn't have a garbage collector, it uses another technique called ARC.
- Swift'in çöp toplayıcısı olmamasına rağmen ARC adı verilen başka bir teknik kullanır.
- Additionally, there may exist a co-infection by another bacterium.
- Ayrıca, başka bir bakteri tarafından ortak enfeksiyon da söz konusu olabilir.
- Again, we see another powerful consequence of free choice.
- Yine özgür seçimin başka bir etkili sonucunu görmekteyiz.
- Nothing can cause emotional turbulence like another human being.
- Hiçbir şey başka bir insan gibi duygusal türbülansa neden olamaz.
- Then he heard the girl screaming in another room.
- Sonra başka bir odada kızın çığlıklarını duydu.
- Guys, another blackout's about to sweep through this sector.
- Arkadaşlar, bu sektörde başka bir elektrik kesintisi yaşanmak üzere.
- We cannot see them because they are in another dimension.
- Başka bir boyutta oldukları için onları göremiyoruz.
- There was another reason I went to see her that day.
- O gün onu görmeye gitmemin başka bir nedeni vardı.
- No, we're on another planet.
- Hayır, başka bir gezegendeyiz.
- Then I looked across the room and there by another heater stood Tom Moto is his shorts.
- Sonra odaya şöyle bir baktım ve orada başka bir ısıtıcının yanında Tom Moto şortuyla duruyordu.
- A tremendous railway accident has hurried hundreds of passengers into another world.
- Muazzam bir demiryolu kazası yüzlerce yolcuyu başka bir dünyaya sürükledi.
- Pick another player that you want to draw a cactus card.
- Kaktüs kartı çekmek istediğiniz başka bir oyuncuyu seçin.
- Even religion, separated from family and daily life, was just another subject for critical analysis and testing.
- Aile hayatından, gündelik hayattan koparılan din bile, başka bir eleştirel tahlil ve test konusundan ibaretti.
- Pick another player that you want to draw a cactus card.
- Kaktüs kartı çekmesini istediğiniz başka bir oyuncu seçin.
- Guys, another blackout's about to sweep through this sector.
- Beyler, başka bir elektrik kesintisi birazdan bu bölgeyi vuracak.
- In my mind, she should go through another door.
- Bana kalırsa, o başka bir kapıdan geçmeli.
- Right, to them, time might be another physical dimension.
- Doğru, onlara göre zaman başka bir fiziksel boyut olabilir.
- There was a similar case in another clan two years ago.
- İki yıl önce başka bir klanda da benzer bir durum yaşanmıştı.
- This time around, the system had placed me with another kid.
- Bu sefer sistem beni başka bir çocuğun yanına yerleştirmişti.
- Perhaps we can find a cheaper one at another store.
- Belki başka bir mağazada daha ucuz bir tane bulabiliriz.
- We're so under, may as well be on another planet.
- O kadar derindeyiz ki başka bir gezegende olabiliriz.
- Waiting for you to come and show me another side of Tina.
- Gelip bana Tina'nın başka bir yüzünü göstermeni bekliyordum.
- There was a similar case in another clan two years ago.
- İki yıl önce başka bir klanda da benzer bir vaka olmuştu.
- Avoid covering a shared application or web browser with another window on your computer's screen.
- Paylaşılan bir uygulamayı veya web tarayıcısını bilgisayarınızın ekranındaki başka bir pencereyle kapatmamaya çalışın.
- We did thus, and we made another people to inherit them.
- Biz de böyle yaptık ve onlara başka bir kavmi mirasçı kıldık.
- Now normally this would be just another big night in Texas.
- Normalde bu Teksas'ta başka bir büyük gece olurdu.
- She has since moved out and found another job.
- O zamandan beri evden taşındı ve başka bir iş buldu.
- This hat is too small, please show me another one.
- Bu şapka çok küçük, lütfen bana başka bir tane göster.
- She has since moved out and found another job.
- O zamandan beri taşındı ve başka bir iş buldu.
- No, we must choose another way, a path of true peace.
- Hayır, başka bir yol seçmeliyiz, gerçek barışın yolunu.
- She really needs another trick, that one's getting boring.
- Gerçekten ona başka bir numara lazım, bu sıkıcı olmaya başladı.
- Get ready, because tonight I've got another for you.
- Hazır olun, çünkü bu gece sizin için başka bir şeyim var.
- She really needs another trick, that one's getting boring.
- Gerçekten başka bir hileye ihtiyacı var, bu yaptığı sıkıcı olmaya başladı.
- We all touched another side and came back different.
- Hepimiz başka bir tarafa dokunduk ve farklı bir şekilde geri döndük.
- Then he heard the girl screaming in another room.
- Daha sonra başka bir odada kızın çığlık attığını duydu.
- Sometimes I think I'm on another planet.
- Bazen başka bir gezegendeyim sanıyorum.
- So one citizen helped another citizen, but government played a key role here.
- Yani bir vatandaş başka bir vatandaşa yardım etti ama hükümet burada kilit bir rol oynadı.
- In search for synergies, the company merged with another firm a few years later.
- Sinerji arayışındaki şirket birkaç yıl sonra başka bir firmayla birleşti.
- But it's absurd, because it exists on another level.
- Ama bu farklı, çünkü o başka bir düzeyde varlığını sürdürüyor.
- Avoid covering a shared application or web browser with another window on your computer's screen.
- Paylaşılan bir uygulamayı veya web tarayıcısını bilgisayarınızın ekranında başka bir pencere ile kapatmaktan kaçının.
- This time around, the system had placed me with another kid.
- Bu sefer sistem beni başka bir çocukla bir araya koymuştu.
- The candle burned out, so I lit another one.
- Mum söndü, bu nedenle başka bir tane yaktım.
- Nothing can cause emotional turbulence like another human being.
- Hiçbir şey, başka bir insan kadar duygusal sarsıntıya sebebiyet vermez.
- Say your wife is becoming close to another contestant.
- Karınız başka bir yarışmacıyla yakınlaşmaya başladı diyelim.
- Once it works, another time it does not work.
- Bir kez çalışsa başka bir kez çalışmaz.
- Sources confirm Russia dispatched another convoy over the border last night.
- Kaynaklar, Rusya'nın dün gece sınıra başka bir konvoy gönderdiğini doğruluyor.
- I am no longer on the earth, but on another planet.
- Biz bu dünya üzerinde yaşamıyoruz ki, başka bir gezegendeyiz.
- Uncle Jesse, me and Steph will buy you another turtle.
- Jesse Amca, ben ve Steph sana başka bir kaplumbağa daha alacağız.
- And on that note, I have another crime to report.
- Ve bu bağlamda bildirmem gereken başka bir suç daha var.
- I am no longer on the earth, but on another planet.
- Artık dünyada değil, başka bir gezegendeyim.
- He also had a daughter who married into another family.
- Onun da başka bir aileyle evlenen bir kızı vardı.
- They exist in a place between our world and another.
- Bizim dünyamızla başka bir dünya arasında bir yerde yaşıyorlar.
- This time around, the system had placed me with another kid.
- Bu sefer sistem beni başka bir çocuğun yanına yerleştirdi.
- Say your wife is becoming close to another contestant.
- Diyelim ki eşiniz başka bir yarışmacıyla yakınlaşıyor.
- Perhaps we can find a cheaper one at another store.
- Belki başka bir dükkanda daha ucuzunu bulabiliriz.
- I have another referral set up for the future.
- Gelecek için başka bir yönlendirme ayarladım.
- And the sweetest nectar exists in another area of the garden.
- Ve en tatlı nektar bahçenin başka bir bölgesinde bulunur.
- You can also try to open the forms in another web browser.
- Formları başka bir web tarayıcısında açmayı da deneyebilirsiniz.
- I don't have time to deal with another kid.
- Başka bir çocukla uğraşacak vaktim yok.
- Lieutenant, fire missile one and recommend me for another medal.
- Teğmen, füzeyi ateşleyin ve beni başka bir madalya için önerin.
- Dave Kunst completed the journey with another brother, Pete.
- Dave Kunst yolculuğunu başka bir erkek kardeşi olan Pete ile tamamladı.
- So, no, I did not kill another human being.
- Yani, hayır, ben başka bir insanı öldürmedim.
- We were out to dinner with another couple last Saturday night.
- Geçen cumartesi gecesi başka bir çiftle akşam yemeğine çıkmıştık.
- It is important to choose this type of vinegar and not another.
- Başka bir sirke değil, bu sirke türünü seçmek önemlidir.
- I'll always do another take for deeper truth.
- Daha derin bir gerçek için her zaman başka bir çekim yaparım.
- Nothing can cause emotional turbulence like another human being.
- Hiçbir şey başka bir insan gibi duygusal çalkantılara neden olamaz.
- Waiting for you to come and show me another side of Tina.
- Gelip bana Tina'nın başka bir yönünü göstermeni bekliyorum.
- This time the message came with another bit of news.
- Bu kez mesaj başka bir haberle geldi.
- There was a similar case in another clan two years ago.
- İki yıl önce başka bir klanda benzer bir durum olmuştu.
- Even religion, separated from family and daily life, was just another subject for critical analysis and testing.
- Aileden ve günlük hayattan koparılan din bile eleştirel tahlil ve test için başka bir konuydu.
- Tomorrow may be another story, but we'll wait and see.
- Yarın başka bir hikaye olabilir, ama bekleyip göreceğiz.
- The ability to communicate with another human being is part of what makes our existence unique.
- Başka bir kişiyle iletişim kurma yeteneği, varlığımızı benzersiz kılan şeyin bir parçasıdır.
- No, we're on another planet.
- Hayır, bizler başka bir gezegendeyiz.
- We're so under, may as well be on another planet.
- O kadar aşağıdayız ki, başka bir gezegende de olabiliriz.
- Could I kill another human being?
- Başka bir insanı öldürebilir miyim?
- She just offered to do something for another human being.
- O sadece başka bir insan için bir şeyler yapmayı teklif etti.
- Create another reason for why I would be going under the table.
- Neden masanın altına gireceğime dair başka bir neden yaratın.
- Then I took her back to her place for another date.
- Daha sonra onu başka bir randevu için evine götürdüm.
- The true warrior runs today and lives to fight another day.
- Savaşçı dediğin bugün kaçıp gider ve başka bir gün savaşmak için hayatta kalır.
- So one citizen helped another citizen, but government played a key role here.
- Yani bir vatandaş başka bir vatandaşa yardım etti, ancak hükümet burada kilit bir rol oynadı.
- In search for synergies, the company merged with another firm a few years later.
- Sinerji arayışı içinde olan şirket, birkaç yıl sonra başka bir firmayla birleşti.
- I saw another kid wearing that exact hat three weeks ago.
- Üç hafta önce aynı şapkayı takan başka bir çocuk gördüm.
- No, we must choose another way, a path of true peace.
- Hayır, başka bir yol seçmeliyiz, gerçek barış yolunu.
- We cannot see them because they are in another dimension.
- Onları göremiyoruz çünkü başka bir boyuttalar.
- Death is just another path one that we all must take.
- Ölüm hepimizin gitmesi gereken başka bir yoldur.
- There was another reason I went to see her that day.
- O gün onu görmeye gitmemin başka bir nedeni daha vardı.
- However, there is another contender for the same subject.
- Ancak aynı konuda başka bir yarışmacı daha vardır.
- Moving to another city for college can be a lot of work.
- Üniversite için başka bir şehre taşınmak çok fazla uğraş gerektirebilir.
- Additionally, there may exist a co-infection by another bacterium.
- Ayrıca, başka bir bakteri nedeniyle eş zamanlı gelişen enfeksiyon da söz konusu olabilir.
- The team needed to find another way to power the cleanup - fast.
- Ekibin temizleme işlemini hızlı bir şekilde hızlandırmanın başka bir yolunu bulması gerekiyordu.
- No, we're on another planet.
- Hayır, biz başka bir gezegendeyiz.
- It really gives us another view into the world of magic.
- Bu bize gerçekten de sihir dünyasına başka bir bakış açısı kazandırıyor.
- Of course, this coin has another face.
- Elbette bu madalyonun başka bir yüzü daha var.
- England and France were not ready to get into another war.
- İngiltere ve Fransa henüz başka bir savaşa girmeye hazır değillerdi.
- Each birth is followed by another birth just seconds later.
- Her doğumu birkaç saniye sonra başka bir doğum takip ediyor.
- There's a rich man called Gao Kun in another city.
- Başka bir şehirde Gao Kun adında zengin bir adam var.
- They want us to go play another song.
- Gidip başka bir şarkı çalmamızı istiyorlar.
- The local device name has a remembered connection to another network resource.
- Yerel cihaz adının başka bir ağ kaynağıyla önceden kayıtlı bir bağlantısı vardır.
- This hat is too small, please show me another one.
- Bu şapka çok küçük, başka bir tane gösterin lütfen.
- I think I may have been a cow in another life.
- Başka bir hayatta inek olabileceğimi düşünüyorum.
- And if the answer is no, ask again in the future if another opportunity presents itself.
- Cevabınız hayırsa gelecekte başka bir imkanın oluşup oluşmadığını tekrar sorun.
- If you ever want to lose another election just give me a call.
- Eğer başka bir seçim daha kaybetmek istersen, beni araman kafi.
- Each birth is followed by another birth just seconds later.
- Her doğumu saniyeler sonra başka bir doğum takip eder.
- Facebook offers the legacy contact, which is managed by another Facebook account after you pass away.
- Facebook, siz vefat ettikten sonra başka bir Facebook hesabı tarafından yönetilen miras iletişimini sunuyor.
- Moving the application or web browser to another monitor is still visible to the participants.
- Uygulamayı veya web tarayıcısını başka bir monitöre taşımak katılımcılara görünür olmaya devam edecektir.
- Like a gift from another world.
- Başka bir dünyadan bir hediye gibi.
- And if the answer is no, ask again in the future if another opportunity presents itself.
- Cevap hayırsa, ileride başka bir olasılık çıkarsa tekrar sorun.
- The team needed to find another way to power the cleanup - fast.
- Ekibin temizliğe güç sağlamak için başka bir yol bulması gerekiyordu - hızlıca.
- I told them to send me another ticket.
- Bana başka bir bilet yollamalarını söyledim.
- I have another job now.
- Artık başka bir işim var.
- Have you ever kissed another guy?
- Hiç başka bir erkeği öptün mü?
- Layla had another cancer check-up a few weeks later.
- Leyla birkaç hafta sonra başka bir kanser kontrolünden geçti.
- Please show me another camera.
- Lütfen bana başka bir kamera gösterin.
- We're going to another party after this one.
- Bundan sonra başka bir partiye gidiyoruz.
- Can you give Tom another chance?
- Tom'a başka bir şans verebilir misiniz?
- I had to find another solution.
- Başka bir çözüm bulmak zorundaydım.
- I have another problem as well.
- Benim de başka bir sorunum var.
- Tom got into a fight with another student.
- Tom başka bir öğrenciyle dövüştü.
- There's another problem.
- Başka bir sorun var.
- We have another decision to make.
- Verecek başka bir kararımız daha var.
- Sami spoke to another customer.
- Sami başka bir müşteriyle konuştu.
- We'll find you another lawyer.
- Sana başka bir avukat bulacağız.
- Gesture is another way of communication.
- Jestler iletişimin başka bir yoludur.
- We can't afford another failure.
- Başka bir başarısızlığı göze alamayız.
- I saw him with another woman.
- Onu başka bir kadınla gördüm.
- He has another woman in his life.
- Onun da hayatında başka bir kadın var.
- The doctor is with another patient.
- Doktor başka bir hasta ile birlikte.
- Have you come up with another plan?
- Başka bir plan buldun mu?
- Give me another reason.
- Bana başka bir sebep ver.
- He's engaged to another woman.
- O başka bir kadınla nişanlandı.
- Another world is possible.
- Başka bir dünya mümkün.
- Fadil uploaded another video on YouTube.
- Fadıl, Youtube'a başka bir video yükledi.
- Tom left Mary and went to live with another woman.
- Tom Mary'yi terk ederek başka bir kadınla beraber yaşamaya gitti.
- Tom left Mary for another woman.
- Tom başka bir kadın için Mary'yi bıraktı.
- There's got to be another way.
- Başka bir yolu olmalı.
- Tom made another suggestion to Mary.
- Tom, Mary'ye başka bir öneride bulundu.
- Tom ran into another car.
- Tom başka bir arabaya rastladı.
- The death of one love gives birth to another.
- Bir aşkın ölümü başka bir aşkı doğurur.
- Tom says he needs another car.
- Tom başka bir arabaya ihtiyacı olduğunu söylüyor.
- Layla had to undergo another heart surgery.
- Leyla başka bir kalp ameliyatı geçirmek zorundaydı.
- Tom left Mary and went to live with another woman.
- Tom Mary'yi terk etti ve başka bir kadınla yaşamaya gitti.
- Show me another camera.
- Bana başka bir kamera göster.
- I'll just buy you another one.
- Dur sana başka bir tane alayım.
- Tom plans to buy another car.
- Tom başka bir araba almayı planlıyor.
- The last thing Tom needs is another stalker.
- Tom'un ihtiyacı olan son şey başka bir sapık.
- Can I get another blanket?
- Başka bir battaniye alabilir miyim?
- She started to see another man.
- Başka bir adamla görüşmeye başladı.
- Make another appointment at the front desk.
- Resepsiyondan başka bir randevu alın.
- They should not intervene in the internal affairs of another country.
- Başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalılar.
- Tom has been transferred to another hospital.
- Tom başka bir hastaneye nakledildi.
- I'll go find another one.
- Gidip başka bir tane bulacağım.
- In the end she chose another kitten.
- Sonunda başka bir kedi yavrusu seçti.
- We need another solution.
- Başka bir çözüme ihtiyacımız var.
- They also captured another farmer and his son.
- Başka bir çiftçiyi ve oğlunu da yakaladılar.
- Another day gone by.
- Başka bir gün daha geldi geçti.
- They shouldn't intervene in the internal affairs of another state.
- Başka bir devletin iç işlerine karışmamalılar.
- They have another plan.
- Onların başka bir planı var.
- May there never be another world war!
- Umarım başka bir dünya savaşı olmaz!
- We need to find another way out of here.
- Buradan başka bir çıkış yolu bulmamız gerek.
- It's difficult to find another job.
- Başka bir iş bulmak zor.
- He had to find another way.
- Başka bir yol bulmak zorundaydı.
- He traveled under another name.
- Başka bir isimle seyahat ediyordu.
- Tom went to buy another pair of shoes.
- Tom başka bir çift ayakkabı almaya gitti.
- I'm sorry, I have another engagement.
- Üzgünüm, başka bir buluşmam var.
- Tom wanted to move to another city.
- Tom başka bir şehre taşınmak istedi.
- Tom has found another job.
- Tom başka bir iş buldu.
- He suggested another plan to the committee.
- Komiteye başka bir plan önerdi.
- Tom doesn't want Mary to say anything to John about seeing Alice with another man.
- Tom, Mary'nin John'a Alice'i başka bir adamla gördüğü konusunda bir şey söylemesini istemiyor.
- And I would like to mention another detail.
- Ve başka bir ayrıntıdan bahsetmek istiyorum.
- I met another potential buyer for our house.
- Evimiz için başka bir potansiyel alıcı ile görüştüm.
- We fight something from another world.
- Biz başka bir dünyadan bir şeyle mücadele ediyoruz.
- Tom challenged Mary to another game of chess.
- Tom, Mary'yi başka bir satranç oyununa davet etti.
- Sami's body was exhumed for another autopsy.
- Sami'nin cesedi başka bir otopsi için mezardan çıkarıldı.
- I'd like to teach you Chinese in exchange for your teaching me another language.
- Bana başka bir dil öğretmen karşılığında sana Çince öğretmek istiyorum.
- When I got out of jail, I had no intention of committing another crime.
- Hapisten çıktığımda, başka bir suç işlemeye niyetim yoktu.
- Here's another question for Tom.
- Burada Tom için başka bir soru var.
- I may not get another chance.
- Başka bir şansım olmayabilir.
- Water pollution is another problem.
- Su kirliliği de başka bir sorun.
- We fight something from another world.
- Başka bir dünyadan olan bir şeyle savaşıyoruz.
- We've got to find another way out of here.
- Buradan çıkmanın başka bir yolunu bulmak zorundayız.
- Tom now faces another dilemma.
- Tom şimdi başka bir ikilemle karşı karşıya.
- I need another job.
- Başka bir işe ihtiyacım var.
- I think we should buy a new house in another neighborhood.
- Bence başka bir çevrede yeni bir ev satın almalıyız.
- I chose another path.
- Ben başka bir yol seçtim.
- This job will mean moving to another city.
- Bu iş başka bir şehre taşınmak anlamına gelecek.
- I can't imagine myself ever killing another man.
- Kendimi başka bir adamı öldürürken hayal bile edemiyorum.
- Tom showed Mary another picture.
- Tom Mary'ye başka bir resim gösterdi.
- Maybe this world is another planet's Hell.
- Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
- Looks like it has another meaning.
- Görünüşe göre başka bir anlamı var.
- Are you suggesting another theory?
- Başka bir teori mi öneriyorsun?
- Sami is another friend.
- Sami başka bir arkadaştır.
- Tomorrow is another day.
- Yarın başka bir gün olacak.
- Show me another example.
- Bana başka bir örnek göster.
- I want to minimize the chances of another accident.
- Başka bir kaza olasılığını en aza indirmek istiyorum.
- Sami got another phone call from Layla.
- Sami, Leyla'dan başka bir telefon aldı.
- There also was another reason.
- Başka bir sebep daha vardı.
- He has another son.
- Başka bir oğlu daha var.
- Are you working on another book?
- Başka bir kitap üzerinde çalışıyor musun?
- Tom had another suggestion.
- Tom'un başka bir önerisi vardı.
- Looks like it has another meaning.
- Başka bir anlamı varmış gibi görünüyor.
- There's another meaning, too.
- Başka bir anlamı da var.
- I think we should stop talking about this and move on to another topic.
- Bence bu konu hakkında konuşmayı bırakmalı ve başka bir konuya geçmeliyiz.
- I've been offered another job.
- Başka bir iş teklifi aldım.
- We have to find another way in.
- İçeri girmenin başka bir yolunu bulmalıyız.
- Can you tell us another story?
- Bize başka bir hikaye anlatabilir misin?
- They should not intervene in the internal affairs of another country.
- Onlar başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalılar.
- They have enough capital to put up another factory.
- Onlar başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeye sahip.
- Another nurse came into the room.
- Başka bir hemşire odaya geldi.
- I deserve another chance.
- Başka bir şansı hak ediyorum.
- Why do you need another bicycle?
- Neden başka bir bisiklete ihtiyacın var?
- Tom is in another room.
- Tom başka bir odada.
- Sami took another girl prisoner.
- Sami başka bir kızı esir aldı.
- May I ask you another question?
- Size başka bir soru sorabilir miyim?
- That's another issue.
- Bu başka bir konu.
- Have you ever tried to learn another language?
- Hiç başka bir dil öğrenmeyi denedin mi?
- Tom suggested another plan to the committee.
- Tom komiteye başka bir plan önerdi.
- I'll have to try another way.
- Başka bir yol denemem gerekecek.
- That's another problem.
- Bu da başka bir sorun.
- That's another concern of mine.
- Bu da benim başka bir endişem.
- It's just another story.
- Bu da başka bir hikaye.
- It was torture for him to see his girlfriend with another man.
- Kız arkadaşını başka bir adamla görmek onun için işkenceydi.
- I don't want another car, I want my car.
- Başka bir araba istemiyorum, kendi arabamı istiyorum.
- There may be another way.
- Başka bir yol olabilir.
- Would you please bring up another pillow?
- Lütfen başka bir yastık getirir misin?
- Tom will find another lawyer for you.
- Tom sana başka bir avukat bulacak.
- I'll get you another dog.
- Sana başka bir köpek getireceğim.
- He lives in another state.
- Başka bir eyalette yaşıyor.
- I'm sorry, I have another meeting.
- Üzgünüm, başka bir toplantım var.
- She's in love with another man.
- Başka bir adama aşık.
- I can't speak another language.
- Başka bir dil konuşamam.
- Let's take a look at this from another angle.
- Buna başka bir açıdan bakalım.
- It's important to take cultural relativism into account before judging another culture.
- Başka bir kültürü yargılamadan önce kültürel göreceliliği göz önünde bulundurmak önemlidir.
- Enjoying hospitality is one thing, taking advantage of it is another.
- Misafirperverliğin tadını çıkarmak bir şeydir, bundan yararlanmak başka bir şeydir.
- Tom got another message.
- Tom başka bir mesaj aldı.
- Bring me another fork, please.
- Lütfen bana başka bir çatal getirin.
- Tom told Mary to marry another man.
- Tom, Mary'ye başka bir adamla evlenmesini söyledi.
- Tomorrow's another day.
- Yarın başka bir gündür.
- My client isn't saying another word.
- Müvekkilim başka bir söz söylemiyor.
- Tom has another problem as well.
- Tom'un başka bir sorunu daha var.
- Another problem has come up.
- Başka bir sorun çıktı.
- I reflect also on another fact.
- Başka bir gerçek üzerinde de düşünüyorum.
- Get me another lawyer.
- Bana başka bir avukat bul.
- He insists on playing another game.
- Başka bir oyun oynamak için ısrar ediyor.
- I had another chance.
- Başka bir şansım vardı.
- You won't get another chance to do that anytime soon.
- Yakın zamanda bunu yapmak için başka bir şansın olmayacak.
- May I recommend another hotel?
- Başka bir otel önerebilir miyim?
- That's another thing.
- O başka bir şey.
- Sami hired another maid.
- Sami başka bir hizmetçi tuttu.
- Can I get another one?
- Başka bir tane alabilir miyim?
- There must be another way.
- Başka bir yol olmalı.
- You cannot defect to another country unless you can travel there.
- Sen oraya seyahat etmedikçe başka bir ülkeye iltica edemezsin.
- We don't think there's another bomb.
- Başka bir bomba olduğunu sanmıyoruz.
- Can you speak another language?
- Başka bir dil konuşabiliyor musun?
- Tom has been seeing another woman.
- Tom başka bir kadınla görüşüyor.
- I'm working on another case.
- Başka bir dava üzerinde çalışıyorum.
- If we have the chance, let's get together on another occasion.
- Fırsatımız olursa, başka bir vesileyle bir araya gelelim.
- She lives in another city.
- Başka bir şehirde yaşıyor.
- I don't really want to have another child.
- Gerçekten başka bir çocuk sahibi olmak istemiyorum.
- Tom wanted to play another game.
- Tom başka bir oyun oynamak istedi.
- I've always wanted to live in another country.
- Hep başka bir ülkede yaşamak istemişimdir.
- There may be another way to do this.
- Bunu yapmanın başka bir yolu olabilir.
- I have another good idea.
- Başka bir iyi fikrim daha var.
- Why do you have a house in Germany and another one in Turkey?
- Neden Almanya'da bir eviniz ve Türkiye'de başka bir eviniz var?
- Cryptesthesia is another term for extrasensory perception.
- Kriptestezi duyular dışı algılama için başka bir terimdir.
- Tom said he needed to find another babysitter.
- Tom başka bir bebek bakıcısı bulması gerektiğini söyledi.
- Cryptesthesia is another term for extrasensory perception.
- Kriptestezi, duyu dışı algılama için kullanılan başka bir terimdir.
- He says one thing and means another.
- Bir şey söylüyor ama başka bir şey demek istiyor.
- Fadil found another way to make money.
- Fadıl para kazanmanın başka bir yolunu buldu.
- I told her to send me another ticket.
- Bana başka bir bilet göndermesini söyledim.
- We have to find another way to do that.
- Onu yapmak için başka bir yol bulmak zorundayız.
- I don't want another car, I want my car.
- Ben başka bir araba istemiyorum, arabamı istiyorum.
- There has to be another way to do this.
- Bunu yapmanın başka bir yolu olmalı.
- Let me try another one.
- Başka bir tane deneyeyim.
- We are battling creatures from another world.
- Biz başka bir dünyadan gelen yaratıklarla mücadele ediyoruz.
- Is there another way out of here?
- Buradan çıkmanın başka bir yolu var mı?
- We'll have to find another option.
- Başka bir seçenek bulmamız gerekecek.
- I won't say another word.
- Başka bir şey söylemeyeceğim.
- Tom has another problem he hasn't told us about yet.
- Tom'un henüz bize söylemediği başka bir sorunu var.
- They live in another city.
- Onlar başka bir şehirde yaşıyorlar.
- He left his wife and his three children to live with another woman.
- Başka bir kadınla yaşamak için karısını ve üç çocuğunu terk etti.
- Would you like to watch another movie?
- Başka bir film seyretmek ister misiniz?
- Have you ever kissed another girl?
- Hiç başka bir kızı öptün mü?
- Tom had another suggestion.
- Tom'un başka bir önerisi daha vardı.
- It's only another false alarm.
- Bu sadece başka bir yanlış alarm.
- I'm just saying there must be another way to do this.
- Sadece bunu yapmanın başka bir yolu olmalı diyorum.
- Today I'm going to show you another side of me.
- Bugün size başka bir yönümü göstereceğim.
- Tom went to get Mary another drink.
- Tom Mary'ye başka bir içki almak için gitti.
- It is hard to translate a joke into another language.
- Bir şakayı başka bir dile çevirmek zordur.
- Is there another way to get there?
- Oraya gitmenin başka bir yolu var mı?
- Fadil found another excuse to delay the wedding.
- Fadıl nikahı geciktirmek için başka bir mazeret buldu.
- Unfortunately, I had another commitment.
- Maalesef, başka bir sözüm vardı.
- I can't bear the thought of her with another man.
- Onun başka bir adamla olduğu düşüncesine katlanamıyorum.
- Tom is writing another book.
- Tom başka bir kitap yazıyor.
- I'm sorry, I have another engagement.
- Üzgünüm, başka bir işim var.
- Tom went to the hardware store to buy another hammer and some nails.
- Tom başka bir çekiç ve çivi almak için hırdavatçıya gitti.
- I'm getting another lawyer.
- Başka bir avukat tutuyorum.
- I have another job now.
- Şimdi başka bir işim var.
- Didn't you take also another picture?
- Başka bir fotoğraf daha çekmedin mi?
- He cheated on me with another man's wife.
- O beni başka bir adamın karısıyla aldattı.
- We've got to find another way out of here.
- Buradan çıkmanın başka bir yolunu bulmalıyız.
- If it's not one thing, it's another.
- O bir şey değilse, başka bir şeydir.
- Did you get another cat?
- Başka bir kedi aldın mı?
- I just heard another explosion.
- Ben az önce başka bir patlama duydum.
- Another problem concerns the gym equipment.
- Başka bir sorun spor ekipmanları ile ilgilidir.
- I think we should buy a new house in another neighborhood.
- Bence başka bir mahallede yeni bir ev almalıyız.
- Tom dumped Mary for another woman.
- Tom Mary'yi başka bir kadın için terk etti.
- I'll send you another copy.
- Sana başka bir kopya yollayacağım.
- Linux Deepin is another wonderful Linux distribution.
- Linux Deepin başka bir mükemmel Linux dağıtımıdır.
- Can you speak another language?
- Başka bir dil konuşabiliyor musunuz?
- Could you show me another one?
- Başka bir tane gösterebilir misin?
- I saw her kissing another guy at the party.
- Onu partide başka bir erkekle öpüşürken gördüm.
- Tom is in love with another woman.
- Tom başka bir kadına aşık.
- Painting is another thing I can do fairly well.
- Resim yapmak da oldukça iyi yapabildiğim başka bir şey.
- Let me put it another way.
- Başka bir şekilde anlatayım.
- There's no space in the room for another bed.
- Başka bir yatak için odada yer yok.
- Detective Dan Anderson picked up another trail.
- Dedektif Dan Anderson başka bir iz buldu.
- Can you get me another pencil?
- Bana başka bir kalem getirebilir misin?
- I can't bear the thought of her with another man.
- Ben onun başka bir adamla birlikte olma düşüncesine dayanamam.
- Tom has come up with another plan.
- Tom başka bir plan ileri sürdü.
- I don't really need another car.
- Başka bir arabaya ihtiyacım yok.
- I got into another mess.
- Başka bir belaya bulaştım.
- Talking is one thing, doing is another.
- Konuşmak bir şeydir, yapmak başka bir şey.
- The store where we used to buy those started charging outrageous prices, so we had to find another store.
- Bunları aldığımız mağaza fahiş fiyatlar talep etmeye başladı, biz de başka bir mağaza bulmamız gerekti.
- It feels like another planet.
- Başka bir gezegen gibi geliyor.
- We'll get you another balloon.
- Sana başka bir balon alırız.
- There was another guy with her.
- Onunla birlikte başka bir adam daha vardı.
- Sami made another disturbing discovery.
- Sami başka bir rahatsız edici keşif yaptı.
- Can you give me another example?
- Bana başka bir örnek verebilir misiniz?
- Tom said he needs to find another way to make money.
- Tom para kazanmak için başka bir yol bulması gerektiğini söyledi.
- Dan saw Linda with another man.
- Dan, Linda'yı başka bir adamla gördü.
- I'm sorry, I already have another commitment.
- Üzgünüm, başka bir işim var.
- John was another great player.
- John başka bir büyük oyuncuydu.
- I have another option.
- Başka bir seçeneğim var.
- I'll never buy another one of those.
- Ben asla onlardan başka bir tane satın almam.
- I want to minimize the chances of another incident.
- Başka bir olay olasılığını en aza indirmek istiyorum.
- Tom is in love with another woman.
- Tom, başka bir kadına âşık oldu.
- Detective Dan Anderson picked up another trail.
- Dedektif Dan Anderson başka bir iz aldı.
- To know is one thing, to teach is another.
- Öğrenmek bir şeydir, öğretmek başka bir şeydir.
- Tom showed Mary a picture of John and another boy.
- Tom Mary'ye John ve başka bir çocuğun resmini gösterdi.
- I want to go to another country.
- Başka bir ülkeye gitmek istiyorum.
- I don't want to take on another liability.
- Başka bir sorumluluk almak istemiyorum.
- Let's sing another song.
- Başka bir şarkı söyleyelim.
- We have another problem as well.
- Bizim de başka bir sorunumuz var.
- Tom's girlfriend saw him with another girl.
- Tom'un kız arkadaşı onu başka bir kızla görmüş.
- Can't you put these boxes in another room?
- Bu kutuları başka bir odaya koyamaz mısın?
- Show me another bag.
- Bana başka bir çanta göster.
- I met another potential buyer for our house.
- Evimiz için başka bir potansiyel alıcıyla tanıştım.
- I'll find another one.
- Başka bir tane bulacağım.
- Tom was teleported to another planet.
- Tom başka bir gezegene ışınlandı.
- I think I can find it cheaper at another store.
- Sanırım başka bir mağazada onu daha ucuza bulabilirim.
- He did not want another term.
- Başka bir dönem istemedi.
- Let me buy you another one.
- Size başka bir tane alayım.
- Tom wants to buy another car.
- Tom başka bir araba almak istiyor.
- She lives in another city.
- O, başka bir şehirde yaşıyor.
- She left him for another man.
- Onu başka bir adam için terk etti.
- Don't you have another one that's a little larger?
- Biraz daha büyük olan başka bir tane yok mu?
- I have another engagement.
- Başka bir nişanım var.
- Can you show me another magic trick?
- Bana başka bir sihir numarası gösterebilir misin?
- I want to buy another car.
- Başka bir araba almak istiyorum.
- Another bus will be here soon.
- Başka bir otobüs yakında burada olacak.
- Tom dumped Mary for another woman.
- Tom, Mary'yi başka bir kadın için terk etti.
- Do you come from another planet?
- Başka bir gezegenden mi geliyorsun?
- Tom saw Mary with another man.
- Tom Mary'yi başka bir adamla gördü.
- If you don't like Tom Jackson, I can suggest another lawyer.
- Tom Jackson'ı beğenmediyseniz, başka bir avukat önerebilirim.
- He is on another phone.
- Başka bir telefonda.
- I think I can find it cheaper at another store.
- Sanırım başka bir dükkanda daha ucuza bulabilirim.
- Why don't we watch another movie?
- Neden başka bir film izlemiyoruz?
- I've decided to approach the problem from another perspective.
- Soruna başka bir açıdan yaklaşmaya karar verdim.
- Let's take another trip.
- Başka bir seyahate çıkalım.
- Is this a different word or just another form of the same word?
- Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?
- Thank you, Tom, but the princess is in another castle.
- Teşekkürler Tom, ama prenses başka bir kalede.
- I need another pillow, please.
- Başka bir yastığa ihtiyacım var, lütfen.
- They have enough capital to put up another factory.
- Başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeleri var.
- I can't imagine myself ever killing another man.
- Kendimi başka bir erkeği öldürürken hayal edemiyorum.
- He has another woman in his life.
- Onun hayatında başka bir kadın var.
- Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek yeni bir dünya keşfetmek demektir.
- Is there another remedy?
- Başka bir çözüm var mı?
- Thinking is one thing, doing is another.
- Düşünmek bir şey, yapmak başka bir şeydir.
- Do you really want another dog?
- Gerçekten başka bir köpek istiyor musun?
- I'll never be another Sherlock Holmes.
- Asla başka bir Sherlock Holmes olamayacağım.
- You should take another pair of glasses when you go abroad.
- Yurt dışına çıkarken yanınıza başka bir gözlük daha almalısınız.
- Give me another example.
- Bana başka bir örnek ver.
- Tom said he thought he'd find another job.
- Tom başka bir iş bulacağını düşündüğünü söyledi.
- Tom has been offered another job.
- Tom'a başka bir iş teklif edildi.
- Tom needs to buy another car.
- Tom'un başka bir araba satın alması gerekiyor.
- Another world is possible.
- Başka bir dünya mümkündür.
- Say it in another way.
- Başka bir şekilde söyle.
- I saw him kissing another girl.
- Onu başka bir kızı öperken gördüm.
- I think everybody should learn another language.
- Bence herkes başka bir dil öğrenmeli.
- Tomorrow will be another day.
- Yarın başka bir gün olacak.
- There also was another reason.
- Ayrıca başka bir nedeni vardı.
- We need to hire another French teacher.
- Başka bir Fransızca öğretmenini işe almamız gerek.
- We've got another problem.
- Başka bir sorunumuz var.
- Another gas pipeline war?
- Başka bir gaz boru hattı savaşı mı?
- Can it be phrased in another way?
- Başka bir şekilde ifade edilebilir mi?
- This street used to have another name.
- Bu caddenin başka bir adı vardı.
- How can you afford another suit?
- Başka bir takım elbiseyi nasıl karşılayabilirsin?
- Tom has another problem.
- Tom'un başka bir sorunu var.
- Tom wanted to buy another car.
- Tom başka bir araba almak istedi.
- She is another Madame Curie.
- O da başka bir Madam Curie.
- Do you come from another planet?
- Başka bir gezegenden mi geliyorsunuz?
- Sami began an anonymous new life in another country.
- Sami başka bir ülkede isimsiz yeni bir hayata başladı.
- You can change it for another one.
- Onu başka bir biriyle değiştirebilirsiniz.
- Tom copped a lot of flak after he left Mary and the kids for another woman.
- Tom, Mary'yi ve çocukları başka bir kadın için terk ettikten sonra çok fazla eleştiri aldı.
- Is there another word for synonym?
- Eşanlamlı için başka bir kelime var mı?
- He didn't live to say another word.
- O başka bir söz söyleyecek kadar yaşamadı.
- There is more than enough room for another car.
- Başka bir araba için fazlasıyla yer var.
- They'll finish this another day.
- Bunu başka bir gün bitirecekler.
- I want another chance.
- Başka bir şans istiyorum.
- He may have gone home by another way.
- O, başka bir şekilde eve gitmiş olabilir.
- That's another matter.
- O başka bir mesele.
- Tom's girlfriend broke up with him and started going out with another guy.
- Tom'un kız arkadaşı ondan ayrıldı ve başka bir adamla çıkmaya başladı.
- The store where we used to buy those started charging outrageous prices, so we had to find another store.
- Onları satın aldığımız mağaza, aşırı yüksek fiyat koymaya başladı, o yüzden başka bir mağaza bulmak zorunda kaldık.
- She panicked when she was kissed by another man.
- Başka bir adam tarafından öpüldüğünde panikledi.
- I love him, but he lives in another country.
- Onu seviyorum ama o başka bir ülkede yaşıyor.
- They're preparing for another attack.
- Onlar başka bir saldırı için hazırlanıyorlar.
- Our train must still wait for the arrival of yet another train.
- Trenimiz hala başka bir trenin gelmesini beklemek zorunda.
- I thought I'd have another chance to do that.
- Onu yapmak için başka bir şansım olacağını düşündüm.
- Tom answered with another shrug.
- Tom başka bir omuz silkme ile cevap verdi.
- Tom is on another phone.
- Tom başka bir telefonda.
- It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely.
- Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şeydir; onu akıllıca kullanmak bambaşka bir şeydir.
- Let's take another trip.
- Hadi başka bir gezip yapalım.
- Why did you buy another car?
- Neden başka bir araba aldın?
- My cat had a fight with another cat.
- Kedim başka bir kediyle kavga etti.
- He is thinking of starting another firm in Paris.
- Paris'te başka bir şirket kurmayı düşünüyor.
- Now there's another option.
- Şimdi başka bir seçenek var.
- Why do you say one thing, and then go and do another?
- Neden bir şey söylüyorsun, sonra gidip başka bir şey yapıyorsun?
- Fadil knows another secret.
- Fadıl başka bir sır daha biliyordu.
- The death of one love gives way to another.
- Bir aşkın ölümü yerini başka bir aşka bırakır.
- Layla had another idea in mind.
- Leyla'nın aklında başka bir fikri vardı.
- We saw another ship far ahead.
- İleride başka bir gemi gördük.
- We can't afford another war.
- Başka bir savaşı kaldıramayız.
- Is there another remedy?
- Başka bir çare var mı?
- I have another brother, too.
- Benim de başka bir kardeşim var.
- This is another Tom.
- Bu da başka bir Tom.
- That's another matter.
- Bu başka bir olay.
- There's another possibility.
- Başka bir olasılık vardır.
- Tom will find another job.
- Tom başka bir iş bulacak.
- Tom suggested going to another supermarket instead.
- Tom onun yerine başka bir süpermarkete gitmeyi önerdi.
- Can you suggest another solution?
- Başka bir çözüm önerebilir misin?
- Let's take a look at this from another angle.
- Bu konuya başka bir açıdan bakalım.
- It's about time for us to have another party.
- Başka bir parti vermenin zamanı geldi.
- They live in another country.
- Onlar başka bir ülkede yaşıyor.
- What is polite in one culture may not be polite in another.
- Bir kültürde kibar olan başka bir kültürde kibar olmayabilir.
- Tom wants me to go to another party after this one.
- Tom bu partiden sonra başka bir partiye gitmemi istiyor.
- He is on another line.
- O başka bir hatta.
- Don't use another language!
- Başka bir dil kullanmayın!
- You're never going to find another man as good as Tom.
- Tom kadar iyi başka bir adam asla bulamayacaksın.
- The best weapon against an enemy is another enemy.
- Bir düşmana karşı en iyi silah, başka bir düşmandır.
- Sami was making another call.
- Sami başka bir telefon görüşmesi yapıyordu.
- Tom has found another girlfriend already.
- Tom çoktan başka bir kız arkadaş buldu.
- Optimist is another word for idiot.
- İyimser, aptal için başka bir kelimedir.
- I've always wanted to live in another country.
- Ben her zaman başka bir ülkede yaşamak istedim.
- Sami made another shocking decision.
- Sami başka bir şok edici karar daha verdi.
- Tomorrow is another day, but it won't be here until tomorrow!
- Yarın başka bir gün, ama yarına kadar burada olmayacak!
- Tom noticed another detail.
- Tom başka bir ayrıntıyı fark etti.
- Would you like to watch another movie?
- Başka bir film izlemek ister misiniz?
- I don't want you to do another thing.
- Başka bir şey yapmanı istemiyorum.
- You need to find another way out of this situation.
- Bu durumdan başka bir çıkış yolu bulmalısın.
- Would you rather live here or live in another country?
- Burada mı yoksa başka bir ülkede mi yaşamayı tercih edersin?
- Can I ask you another question?
- Başka bir soru sorabilir miyim?
- There are no books in Russian here, we should go to another store in the center of the city.
- Burada hiç Rusça kitap yok, şehrin merkezindeki başka bir dükkana gitmemiz gerek.
- Get me another doctor.
- Bana başka bir doktor getir.
- He lives in another state.
- O başka bir eyalette yaşıyor.
- Tom didn't say another word.
- Tom başka bir şey söylemedi.
- I come from another planet.
- Ben başka bir gezegenden geliyorum.
- There are no books in Russian here, we should go to another store in the center of the city.
- Burada Rusça kitap yok, şehrin merkezindeki başka bir mağazaya gitmeliyiz.
- I would like to see another race.
- Başka bir yarış görmek isterim.
- Another day has begun.
- Başka bir gün başladı.
- Is this an entrance to another dimension?
- Bu başka bir boyuta giriş mi?
- If a tree dies, plant another in its place.
- Eğer bir ağaç ölürse, yerine başka bir ağaç dikin.
- We need to find another way out of here.
- Buradan başka bir çıkış yolu bulmalıyız.
- Injuries are another problem.
- Yaralanmalar başka bir sorundur.
- We must think of another plan.
- Biz başka bir plan düşünmeliyiz.
- Sami got another phone call from Layla.
- Sami, Leyla'dan başka bir telefon araması aldı.
- There was another guy with him.
- Onunla birlikte başka bir adam vardı.
- Maybe this world is another planet's Hell.
- Belki de bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir.
- Is another world possible?
- Başka bir dünya mümkün mü?
- I hear he's just begun looking for another job.
- Başka bir iş aramaya başladığını duydum.
- She panicked when she was kissed by another man.
- O başka bir adam tarafından öpüldüğünde panikledi.
- They live in another country.
- Onlar başka bir ülkede yaşıyorlar.
- Fadil had another plan for Layla.
- Fadıl'ın Leyla için başka bir planı vardı.
- This job will mean moving to another city.
- Bu iş başka bir şehre taşınmak anlamına gelecektir.
- Our train still needs to wait for the arrival of another train.
- Trenimizin hala başka bir trenin gelmesini beklemesi gerekiyor.
- May I suggest another strategy?
- Başka bir strateji önerebilir miyim?
- Make another choice.
- Başka bir seçim yapın.
- This is just another day.
- Bu sadece başka bir gündür.
- I don't want to hear another word.
- Başka bir söz duymak istemiyorum.
- With regard to the problem, they have another opinion.
- Sorunla ilgili olarak, onların başka bir görüşü var.
- What is impolite in one culture may not be impolite in another.
- Bir kültürde kaba olan şey, başka bir kültürde kaba olmayabilir.
- I've been offered another job.
- Bana başka bir iş teklif edildi.
- Let me ask another question.
- Başka bir soru sorayım.
- One man's meat is another man's poison.
- Bir adamın eti başka bir adamın zehiridir.
- Do you want to try another one?
- Başka bir tane denemek ister misiniz?
- There's another alternative.
- Başka bir alternatif var.
- No country should interfere in another country's internal affairs.
- Hiçbir ülkenin başka bir ülkenin içişlerine müdahale etmemesi gerekir.
- I'd like to exchange this book for another one.
- Bu kitabı başka bir tanesiyle değiştirmek istiyorum.
- Let's watch another movie.
- Başka bir film izleyelim.
- We have to find another way in.
- İçeride başka bir yol bulmalıyız.
- Do you have this in another color?
- Bunun başka bir renk olanı var mı?
- There's been another accident.
- Başka bir kaza daha oldu.
- Tom didn't say another word.
- Tom başka bir kelime etmedi.
- I don't really need another car.
- Gerçekten başka bir arabaya ihtiyacım yok.
- Is there another exit?
- Başka bir çıkış var mı?
- I think we should stop talking about this and move on to another topic.
- Sanırım bundan bahsetmeyi bırakmalıyız ve başka bir konuya geçmeliyiz.
- He cheated on me with another man's wife.
- Beni başka bir adamın karısıyla aldattı.
- My wife often telephones me when I'm traveling in another country.
- Başka bir ülkeye seyahat ettiğimde karım sık sık telefon eder.
- The candle burned out, so I lit another one.
- Mum söndü, ben de başka bir tane yaktım.
- Can you give me another alternative?
- Bana başka bir alternatif verebilir misiniz?
- Another day is just beginning.
- Başka bir gün daha yeni başlıyor.
- Tom gave Mary another chance.
- Tom, Mary'ye başka bir şans verdi.
- Why do you say one thing, and then go and do another?
- Neden bir şey söylüyorsun ve sonra gidip başka bir şey yapıyorsun?
- Layla had another idea in mind.
- Layla'nın aklında başka bir fikir vardı.
- We've got to get another car.
- Başka bir araba almalıyız.
- May I make another suggestion?
- Başka bir öneride bulunabilir miyim?
- Try on another one.
- Başka bir tane dene.
- Have you come up with another plan?
- Başka bir planın var mı?
- No country should interfere in another country's internal affairs.
- Hiçbir ülke başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalıdır.
- Could you recommend another hotel?
- Başka bir otel tavsiye eder misiniz?
- Layla decided to do another robbery.
- Layla başka bir soygun yapmaya karar verdi.
- There's another meaning, too.
- Başka bir anlamı daha var.
- That's another thing.
- Bu da başka bir şey.
- Tom needs to find another way to make money.
- Tom'un para kazanmak için başka bir yol bulması gerekiyor.
- Tom said he needs to find another way to make money.
- Tom para kazanmanın başka bir yolunu bulması gerektiğini söyledi.
- This street used to have another name.
- Bu sokağın eskiden başka bir adı vardı.
- He'll look for another lawyer.
- O başka bir avukat arayacak.
- I'm not buying you another drink until you say sorry.
- Özür dileyinceye kadar sana başka bir içki ısmarlamıyorum.
- I'll buy you another one if you want me to.
- Eğer almamı istersen sana başka bir tane alırım.
- They live in another city.
- Başka bir şehirde yaşıyorlar.
- Tom left Mary and went to live with another woman.
- Tom Mary'yi terk etti ve başka bir kadınla birlikte yaşamaya gitti.
- That's another matter.
- Bu başka bir mesele.
- We can't afford another failure.
- Biz başka bir başarısızlığı göze alamayız.
- I have another sister.
- Benim başka bir kız kardeşim var.
- Could you show me another one, please?
- Bana başka bir tane gösterebilir misiniz, lütfen?
- Don't you want to try another one?
- Başka bir tane denemek istemez misin?
- May I suggest another option?
- Başka bir seçenek önerebilir miyim?
- I hear he's just begun looking for another job.
- Onun başka bir iş aramaya başladığını duyuyorum.
- I'm going to another party after this one.
- Bundan sonra başka bir partiye gidiyorum.
- I want to show you another way that can be done.
- Size yapılabilecek başka bir yol göstermek istiyorum.
- You should find another job.
- Başka bir iş bulmalısın.
- Layla found another man.
- Leyla başka bir adam buldu.
- He is on another phone at the moment.
- Şu anda başka bir telefonla konuşuyor.
- Layla spotted another of Sami's prints near the river.
- Layla nehrin yakınında Sami'nin başka bir izini gördü.
- I thought he loved you, but as it is, he loved another girl.
- Seni sevdiğini sanmıştım ama başka bir kızı seviyormuş.
- We'll think of another way.
- Biz başka bir yol düşüneceğiz.
- Let me ask you another question.
- Sana başka bir soru sorayım.
- I saw Tom there with another woman.
- Tom'u orada başka bir kadınla gördüm.
- I did another test.
- Başka bir test yaptım.
- I need another one.
- Başka bir işe ihtiyacım var.
- Say it in another way.
- Onu başka bir şekilde söyle.
- This is an another pair of shoes.
- Bu başka bir çift ayakkabı.
- She was jealous when he talked to another girl.
- O başka bir kızla konuştuğunda kıskanırdı.
- Tom saw Mary kissing another guy at the party.
- Tom, Mary'yi partide başka bir adamla öpüşürken görmüş.
- There's also another meaning.
- Başka bir anlamı da var.
- I can't imagine what life on another planet would be like.
- Başka bir gezegende yaşamın nasıl olacağını hayal bile edemiyorum.
- There must be another way we can help Tom.
- Tom'a yardım etmenin başka bir yolu olmalı.
- Can you show me another room?
- Bana başka bir oda gösterebilir misin?
- Can you suggest another solution?
- Başka bir çözüm önerebilir misiniz?
- Would you like another blanket?
- Başka bir battaniye ister misin?
- I'd like to exchange this book for another one.
- Bu kitabı başka bir kitapla değiştirmek istiyorum.
- You'll find another buyer.
- Başka bir alıcı bulursun.
- I think we should move on to another topic.
- Sanırım başka bir konuya geçmeliyiz.
- Tom finished drinking his beer and ordered another one.
- Tom birasını içmeyi bitirdi ve başka bir tane ısmarladı.
- Where a door closes, another opens.
- Bir kapının kapandığı yerde, başka bir kapı açılır.
- Sami made another shocking decision.
- Sami başka bir şok edici karar aldı.
- A few days later, Tom found another job.
- Birkaç gün sonra, Tom başka bir iş buldu.
- We are waiting for him to make another decision.
- Başka bir karar vermesini bekliyoruz.
- He had to find another way.
- O, başka bir yol bulmak zorundaydı.
- We've got to find another way.
- Başka bir yol bulmalıyız.
- I'll show you another one.
- Sana başka bir tane göstereceğim.
- She lives on another plane of existence.
- O, başka bir varlık düzleminde yaşıyor.
- A daughter language descends from another language - for example, Hindi is a daughter language of Sanskrit.
- Bir yavru dil başka bir dilden türemiştir; örneğin, Hintçe Sanskritçe'nin yavru dilidir.
- To know is one thing, to teach is another.
- Bilmek başka bir şeydir, öğretmek başka bir şey.
- Recently I moved to another apartment.
- Geçenlerde başka bir daireye taşındım.
- May I suggest another solution?
- Başka bir çözüm önerebilir miyim?
- May I suggest another hotel?
- Başka bir otel önerebilir miyim?
- There's another way.
- Başka bir yol var.
- Tom has another girlfriend.
- Tom'un başka bir sevgilisi var.
- I'll never buy another Ford.
- Asla başka bir Ford almayacağım.
- Perhaps you would be happier in another job.
- Belki başka bir işte daha mutlu olursun.
- I'll find another job.
- Başka bir iş bulacağım.
- Everybody wants another chance.
- Herkes başka bir şans ister.
- I'm from another planet.
- Ben başka bir gezegendenim.
- Tom has been looking for another lawyer.
- Tom başka bir avukat arıyor.
- Another, less polite, word for perspiration is sweat.
- Terleme için daha az kibar olan başka bir kelime de terdir.
- Let's find another solution.
- Başka bir çözüm bulalım.
- I'd like to have a word with you on another matter.
- Seninle başka bir konuda konuşmak istiyorum.
- I'm sorry, I have another meeting.
- Özür dilerim, başka bir görüşmem var.
- Sami saw Layla talking to another guy.
- Sami, Leyla'nın başka bir adamla konuştuğunu gördü.
- I have another job.
- Başka bir işim var.
- Tom comes from another dimension.
- Tom başka bir boyuttan geliyor.
- They shouldn't intervene in the internal affairs of another state.
- Onlar başka bir devletin iç işlerine karışmamalıdır.
- She called everybody together for another party.
- Herkesi başka bir parti için bir araya çağırdı.
- Would you please bring up another pillow?
- Lütfen başka bir yastık getirir misiniz?
- Sami found another victim.
- Sami başka bir kurban buldu.
- She left him for another man.
- Kadın onu başka bir erkek uğruna terk etti.
- Sami was offered another job.
- Sami'ye başka bir iş teklif edildi.
- He says one thing and means another.
- Bir şey söylüyor, başka bir şey kastediyor.
- They have enough capital to establish another factory.
- Onlar başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeye sahip.
- There will be another showing of this movie in two hours.
- İki saat sonra bu filmin başka bir gösterimi olacak.
- Tom has found another girlfriend.
- Tom başka bir kız arkadaş buldu.
- Tom had to find another way.
- Tom başka bir yol bulmak zorunda kaldı.
- The wealthy family built another large house.
- Zengin aile başka bir büyük ev inşa etti.
- Do I need another reason?
- Başka bir nedene ihtiyacım var mı?
- I told them to send me another ticket.
- Bana başka bir bilet göndermelerini söyledim.
- We'll get you another balloon.
- Başka bir balon buluruz.
- There's another package for you on your desk.
- Masanda senin için başka bir paket var.
- Tomorrow's another day.
- Yarın başka bir gün.
- We are battling creatures from another world.
- Başka bir dünyadan gelen yaratıklarla savaşıyoruz.
- Do I need another reason?
- Başka bir sebebe ihtiyacım var mı?
- I don't want another one.
- Başka bir tane istemiyorum.
- I've found another way to do that.
- Bunu yapmanın başka bir yolunu buldum.
- Let me give you another example.
- Size başka bir örnek vereyim.
- Make another appointment at the front desk.
- Danışmadan başka bir randevu alın.
- May I suggest another possibility?
- Başka bir ihtimal önerebilir miyim?
- Is this a different word or just another form of the same word?
- Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir şekli mi?
- I'll never buy another one of these.
- Asla bunlardan başka bir tane almayacağım.
- They have enough capital to establish another factory.
- Başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeleri var.
- I have another plan.
- Başka bir planım var.
- Tom decided to sit in another seat.
- Tom başka bir koltuğa oturmaya karar verdi.
- I've found another job.
- Başka bir iş buldum.
- Tom ran into another car.
- Tom başka bir arabaya çarptı.
- Right now, we've got another problem.
- Şu anda başka bir sorunumuz var.
- I have to find another job.
- Başka bir iş bulmak zorundayım.
- Do we have time to watch another movie?
- Başka bir film izleyecek vaktimiz var mı?
- Since they left the national highway, they hadn't come across another car.
- Ulusal otoyoldan ayrıldıklarından beri başka bir arabaya rastlamamışlardı.
- I have another suggestion.
- Başka bir önerim var.
- She was jealous when he talked to another girl.
- Başka bir kızla konuştuğunda, o kıskanmıştı.
- Tom saw Mary kissing another guy at the party.
- Tom, Mary'yi partide başka bir adamla öpüşürken gördü.
- Sami hired another maid.
- Sami başka bir hizmetçi işe aldı.
- We need to buy another bed.
- Başka bir yatak daha almamız gerekiyor.
- Don't use another language!
- Başka bir dil kullanma!
- Don't tell me you sent me another cat video.
- Sakın bana başka bir kedi videosu gönderdiğini söyleme.
- Dan was completely confused when he saw Linda with another man.
- Linda'yı başka bir adamla gördüğünde Dan'in kafası tamamen karıştı.
- Even if you fail this time, you'll have another chance.
- Bu sefer başarısız olsanız bile, başka bir şansınız olacak.
- I'd like to go on another cruise.
- Başka bir gemi yolculuğuna çıkmak istiyorum.
- Are you suggesting another theory?
- Başka bir teori öneriyor musun?
- I have another suggestion.
- Başka bir önerim daha var.
- He is on another phone at the moment.
- O şu anda başka bir telefonda.
- I saw Tom dancing with another girl.
- Tom'u başka bir kızla dans ederken gördüm.
- I'll get you another dog.
- Size başka bir köpek getireceğim.
- It feels like it's going to absorb you into another world.
- Seni başka bir dünyaya çekecekmiş gibi hissettiriyor.
- I don't see another option.
- Ben başka bir seçenek görmüyorum.
- Fadil was also engaged to another woman.
- Fadıl ayrıca başka bir kadınla nişanlıydı.
- Tom has suggested another way to do this.
- Tom bunu yapmak için başka bir yol önerdi.
- Is there another way?
- Başka bir yolu var mı?
- I'd like to get another opinion.
- Başka bir fikir almak istiyorum.
- There are three more pictures of Tom in another folder.
- Başka bir klasörde Tom'un üç fotoğrafı daha var.
- This sentence may be interpreted another way.
- Bu cümle başka bir şekilde yorumlanabilir.
- Sami found another way to make money.
- Sami para kazanmak için başka bir yol buldu.
- That's another concern of mine.
- O benim başka bir endişem.
- I'm sorry, I have another commitment.
- Üzgünüm, başka bir sözüm var.
- He may have gone home by another way.
- Eve başka bir yoldan gitmiş olabilir.
- She was jealous from him talking to another girl.
- Onun başka bir kızla konuşmasını kıskanıyordu.
- We need to find another way out of here.
- Buradan çıkmanın başka bir yolunu bulmalıyız.
- I'm getting another lawyer.
- Başka bir avukat tutacağım.
- I saw her kissing another guy.
- Onun başka bir erkekle öpüştüğünü gördüm.
- We don't want another world war.
- Başka bir dünya savaşı istemiyoruz.
- May I suggest another idea?
- Başka bir fikir önerebilir miyim?
- Did you find another picture?
- Başka bir resim mi buldun?
- I can't afford to buy another computer.
- Başka bir bilgisayar almaya gücüm yetmez.
- Do you really want to learn another language?
- Gerçekten başka bir dil öğrenmek istiyor musunuz?
- He had his secretary make another copy.
- Sekreterine başka bir kopya hazırlattı.
- We've got to get another car.
- Başka bir araba almak zorundayız.
- Sami received another receipt.
- Sami başka bir makbuz aldı.
- I'll get another job.
- Başka bir iş bulurum.
- Sami found another way to make money.
- Sami para kazanmanın başka bir yolunu buldu.
- Fadil used another number to call Layla.
- Fadıl, Leyla'yı aramak için başka bir numara kullandı.
- You might not get another chance.
- Başka bir şansın olmayabilir.
- I would like to see another race.
- Başka bir yarış görmek istiyorum.
- She was jealous when he talked to another girl.
- Başka bir kızla konuştuğunda kıskanırdı.
- He didn't live to say another word.
- Başka bir şey söylemeye ömrü yetmedi.
- Unfortunately, the police had to wait until there was another victim to try to find more about the serial killer.
- Ne yazık ki polis, seri katil hakkında daha fazla bilgi edinmek için başka bir kurban bulunana kadar beklemek zorunda kaldı.
- Tom saw Mary with another man.
- Tom, Mary'yi başka bir adamla gördü.
- I saw Tom kissing another girl.
- Tom'u başka bir kızı öperken gördüm.
- My cat fought with another cat.
- Kedim başka bir kediyle kavga etti.
- There's another hitch.
- Başka bir pürüz daha var.
- It is difficult to translate a poem into another language.
- Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- There's no space in the room for another bed.
- Odada başka bir yatak için yer yok.
- Sami saw Layla talking to another guy.
- Sami, Leyla'yı başka bir adamla konuşurken gördü.
- Sing us another song!
- Bize başka bir şarkı söyle!
- Tom has come up with another plan.
- Tom başka bir plan yaptı.
- We'll find another way.
- Başka bir yol bulacağız.
- Tom saw Mary sitting at a table with another man.
- Tom, Mary'nin bir masada başka bir adamla oturduğunu gördü.
- I've found another job.
- Ben başka bir iş buldum.
- I saw Tom kissing another girl at the party.
- Tom'u partide başka bir kızla öpüşürken gördüm.
- We're going to another party after this one.
- Bundan sonra başka bir partiye gideceğiz.
- Did you get another cat?
- Başka bir kedi mi aldın?
- I'm just another man.
- Ben sadece başka bir adamım.
- Tom didn't say another word.
- Tom başka bir kelime söylemedi.
- Tom traveled to another dimension.
- Tom başka bir boyuta seyahat etti.
- Let's play another game.
- Başka bir oyun oynayalım.
- Another patient has died.
- Başka bir hasta daha öldü.
- Mary showed Ken another fortune teller.
- Mary, Ken'e başka bir falcı gösterdi.
- Fadil was also engaged to another woman.
- Fadıl da başka bir kadınla nişanlıydı.
- I have another question.
- Başka bir sorum var.
- Can you think of another solution?
- Başka bir çözüm düşünebilir misin?
- Sami was looking for another job.
- Sami başka bir iş arıyordu.
- Are you working on another book?
- Başka bir kitap üzerinde mi çalışıyorsun?
- Dan had another plan in mind.
- Dan'in aklında başka bir plan vardı.
- I'm sure there's another way out.
- Eminim başka bir çıkış yolu vardır.
- That's another story.
- Bu da başka bir hikaye.
- Tom has another girlfriend.
- Tom'un başka bir kız arkadaşı var.
- Have you got another plan?
- Başka bir planın var mı?
- Water pollution is another problem.
- Su kirliliği başka bir sorundur.
- Can any of you suggest another solution?
- Sizden biri başka bir çözüm önerebilir mi?
- I have another meeting scheduled.
- Planlanmış başka bir toplantım var.
- I saw Tom kissing another girl.
- Tom'un başka bir kızla öpüştüğünü gördüm.
- I've always wanted to go to another country.
- Her zaman başka bir ülkeye gitmek istemişimdir.
- Fadil knows another secret.
- Fadıl başka bir sırrı biliyor.
- She is having second thoughts about buying another car.
- Başka bir araba alma konusunda tereddütleri var.
- Sami was offered another job.
- Sami başka bir iş teklif edildi.
- Tom needed to be transferred to another hospital.
- Tom'un başka bir hastaneye nakledilmesi gerekiyordu.
- Try another door.
- Başka bir kapı dene.
- Tom is sure he'll find another job.
- Tom başka bir iş bulacağından emin.
- There's another package for you on your desk.
- Masanızın üzerinde sizin için başka bir paket var.
- Tom left Mary and went to live with another woman.
- Tom Mary'yi terk etti ve başka bir kadınla yaşamak için gitti.
- You need to get another lawyer.
- Başka bir avukat bulmalısın.
- May I suggest another approach?
- Başka bir yaklaşım önerebilir miyim?
- When I got out of jail, I had no intention of committing another crime.
- Hapishaneden çıktığımda başka bir suç işlemeye niyetim yoktu.
- I'll never buy another Ford.
- Asla başka bir Ford satın almayacağım.
- When I read about the untranslatability of some language, I feel an irresistable urge to go back to my desk and translate another novel.
- Bir dilin çevrilemezliği hakkında bir şeyler okuduğumda, masama dönüp başka bir roman çevirmek için dayanılmaz bir istek duyuyorum.
- I saw her kissing another guy.
- Onu başka bir adamla öpüşürken gördüm.
- Tom had another plan in mind.
- Tom'un aklında başka bir plan vardı.
- From one year to another year.
- Bir yıldan başka bir yıla.
- Tom told me he was going to try to find another job.
- Tom bana başka bir iş bulmaya çalışacağını söyledi.
- She was jealous from him talking to another girl.
- O başka bir kızla konuştuğunda kıskanıyordu.
- Tom is now looking for another job.
- Tom şimdi başka bir iş arıyor.
- Tom deserves another opportunity.
- Tom başka bir fırsatı hak ediyor.
- Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.
- May I have another brochure?
- Başka bir broşür alabilir miyim?
- He didn't live to say another word.
- Başka bir kelime söyleyecek kadar yaşamadı.
- There was another problem.
- Başka bir sorun daha vardı.
- After a little time off, I plan to go on another concert tour.
- Biraz ara verdikten sonra, başka bir konser turuna çıkmayı planlıyorum.
- He'll look for another lawyer.
- Başka bir avukat arayacak.
- Tom has started dating another girl.
- Tom başka bir kızla çıkmaya başladı.
- I was hired originally to do another job.
- Aslında başka bir iş için işe alınmıştım.
- I've always wanted to visit another planet.
- Hep başka bir gezegeni ziyaret etmek istemişimdir.
- I have lost my watch, so now I have to buy another one.
- Saatimi kaybettim, bu yüzden şimdi başka bir tane satın almak zorundayım.
- I think we should move on to another topic.
- Bence başka bir konuya geçmeliyiz.
- That's another matter.
- O da başka bir mesele.
- We're on the verge of another catastrophe.
- Başka bir felaketin eşiğindeyiz.
- That's another problem.
- Bu başka bir sorun.
- I have another man in my life.
- Hayatımda başka bir adam var.
- Painting is another thing I can do fairly well.
- Resim yapma oldukça iyi yapabileceğim başka bir şeydir.
- My luggage has been lost or else they have put it on another airplane.
- Bavullarım kaybolmuş ya da başka bir uçağa koymuşlar.
- I've decided to approach the problem from another angle.
- Soruna başka bir açıdan yaklaşmaya karar verdim.
- Do we have time to watch another movie?
- Başka bir film izlemek için vaktimiz var mı?
- This is just another day.
- Bu sadece başka bir gün.
- There was another guy with her.
- Onunla birlikte başka bir adam vardı.
- I don't see another option.
- Başka bir seçenek göremiyorum.
- Is there another remedy?
- Başka bir tedavi var mı?
- There's another option.
- Başka bir seçenek vardır.
- Another war, and we all will be killed.
- Başka bir savaş daha çıkarsa hepimiz öldürüleceğiz.
- We're staying at another hotel.
- Başka bir otelde kalıyoruz.
- Sami kidnapped another girl.
- Sami başka bir kızı kaçırdı.
- Sami decided to move to another apartment.
- Sami başka bir daireye taşınmaya karar verdi.
- I come from another planet.
- Başka bir gezegenden geliyorum.
- Tom has been offered another job.
- Tom başka bir iş teklifi aldı.
- There is another option.
- Başka bir seçenek var.
- Tom left Mary for another woman.
- Tom Mary'yi başka bir kadın için terk etti.
- We'll live to fight another day.
- Başka bir gün savaşmak için yaşayacağız.
- Can you show me another way to do this?
- Bana bunu yapmanın başka bir yolunu gösterebilir misin?
- I'm sure you can find another job.
- Eminim başka bir iş bulabilirsin.
- Sami saw Layla talking to another guy.
- Sami, Layla'yı başka bir adamla konuşurken gördü.
- I'm here for another reason.
- Başka bir sebepten dolayı buradayım.
- He's in love with another woman.
- O başka bir kadına aşık.
- Is there another way to do this?
- Bunu yapmanın başka bir yolu var mı?
- There must be another way out.
- Başka bir çıkış yolu olmalı.
- Layla had another payment plan in mind.
- Layla'nın aklında başka bir ödeme planı vardı.
- May there never be another world war!
- Başka bir dünya savaşı asla olmasın!
- Sami committed suicide after finding Layla in bed with another man.
- Sami, Layla'yı başka bir adamla yatakta bulduktan sonra intihar etti.
- I'll get you another lawyer.
- Sana başka bir avukat bulacağım.
- I'd like to see another race.
- Başka bir yarış görmek istiyorum.
- Do you have another one for me?
- Benim için başka bir tane var mı?
- There was another problem.
- Başka bir sorun vardı.
- We're forced to look for another way out of this situation.
- Bu durumdan başka bir çıkış yolu aramak zorundayız.
- We're on the verge of another catastrophe.
- Biz başka bir felaketin eşiğindeyiz.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
- Odadan çıkmıyor, çünkü başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemiyor.
- Even if you fail this time, you'll have another chance.
- Bu sefer başarısız olsan bile, başka bir şansın olacak.
- I gave him another chance.
- Ona başka bir fırsat verdim.
- Can I offer you another one?
- Sana başka bir tane önerebilir miyim?
- He is from another world.
- O başka bir dünyadan.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
- O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
- Tom didn't think he'd ever have a chance to live in another country.
- Tom başka bir ülkede yaşama şansına sahip olacağını hiç düşünmemişti.
- Can you give me another example?
- Bana başka bir örnek verebilir misin?
- Sami lived with another woman.
- Sami başka bir kadınla yaşıyordu.
- How long do you think Tom will work for us before he quits and goes to another company?
- Sizce Tom istifa edip başka bir şirkete gitmeden önce ne kadar süre bizimle çalışacak?
- Since they left the national highway, they hadn't come across another car.
- Ana yoldan ayrıldıklarından beri, başka bir arabayla karşılaşmadılar.
- I have another friend in China.
- Çin'de başka bir arkadaşım daha var.
- Tom lives in another city.
- Tom başka bir şehirde yaşıyor.
- Tom took off the picture on the wall and hung another there.
- Tom duvardaki resmi kaldırıp yerine başka bir resim astı.
- Tom doesn't want to buy another car.
- Tom başka bir araba almak istemiyor.
- Let's have another drink.
- Başka bir içki içelim.
- I got another dog.
- Başka bir köpek edindim.
- Tom dumped Mary for another woman.
- Tom başka bir kadın için Mary'yi terk etti.
- Tom doesn't want Mary to say anything to John about seeing Alice with another man.
- Tom, Mary'nin John'a Alice'i başka bir adamla görmesi hakkında bir şey söylemesini istemiyor.
- She's engaged to another man.
- O başka bir adamla nişanlandı.
- Did you know there was another Tom Jackson at this school?
- Bu okulda başka bir Tom Jackson olduğunu biliyor muydun?
- Let's move on to another topic.
- Başka bir konuya geçelim.
- Fadil found another way to make money.
- Fadıl para kazanmak için başka bir yol buldu.
- Another problem has developed.
- Başka bir sorun daha ortaya çıktı.
- Can you give me another sentence to translate?
- Bana çevirmem için başka bir cümle verebilir misin?
- There could be another bomb.
- Başka bir bomba olabilir.
- Does Tom really want another dog?
- Tom gerçekten başka bir köpek istiyor mu?
- Isn't there another way out of this?
- Bunun dışında başka bir yol yok mu?
- This is another story.
- Bu başka bir hikaye.
- Show me another tie, please.
- Bana başka bir kravat göster, lütfen.
- Could you recommend another hotel?
- Başka bir otel önerebilir misiniz?
- Tom has been transferred to another hospital.
- Tom başka bir hastaneye transfer edildi.
- It was another hollow promise.
- O başka bir boş sözdü.
- He lives in another state.
- O başka bir devlette yaşıyor.
- Injuries are another problem.
- Sakatlıklar başka bir sorun.
- Try on another one.
- Başka bir tane deneyin.
- One man's trash is another man's treasure.
- Bir adamın çöpü başka bir adamın hazinesidir.
- We need to hire another French teacher.
- Başka bir Fransızca öğretmeni işe almamız gerekiyor.
- We've got to find another way to get in.
- İçeri girmek için başka bir yol bulmalıyız.
- We need to buy another bed.
- Başka bir yatak almamız lazım.
- While backing up, I bumped into another car and set off its alarm.
- Geri geri gelirken başka bir arabaya çarptım ve alarmını çalıştırdım.
- Sami committed suicide after finding Layla in bed with another man.
- Sami, Leyla'yı yatakta başka bir adamla bulduktan sonra intihar etti.
- I have another friend in China.
- Çin'de başka bir arkadaşım var.
- I got into another fight today.
- Bugün başka bir kavgaya karıştım.
- There must be another way.
- Başka bir yolu olmalı.
- Can you think of another solution?
- Başka bir çözüm yolu bulabilir misin?
- Tom was suspended for throwing a chair at another student.
- Tom başka bir öğrenciye sandalye fırlattığı için uzaklaştırma aldı.
- Can you give Tom another chance?
- Tom'a başka bir şans verebilir misin?
- I've always wanted to visit another country.
- Her zaman başka bir ülkeyi ziyaret etmek istemişimdir.
- Is it OK if I ask another question?
- Başka bir soru sorabilir miyim?
- If you think I'm just going to stand here and take this, you've got another think coming!
- Burada durup bunu kabul edeceğimi düşünüyorsanız, başka bir şey düşünün!
- Try another one.
- Başka bir tane dene.
- These are another pair of shoes.
- Bunlar başka bir çift ayakkabı.
- Tom doesn't deserve another chance.
- Tom başka bir şansı hak etmiyor.
- Tom has started seeing another woman.
- Tom başka bir kadınla görüşmeye başladı.
- There is another way.
- Başka bir yolu var.
- There was another guy with him.
- Yanında başka bir adam daha vardı.
- What is right in one society can be wrong in another.
- Bir toplumda doğru olan, başka bir toplumda yanlış olabilir.
- They're preparing for another attack.
- Başka bir saldırı için hazırlanıyorlar.
- I have another engagement.
- Başka bir sorumluluğum var.
- Tom was sure he would find another job.
- Tom başka bir iş bulacağından emindi.
- We've got to find another way to get in.
- İçeriye girmek için başka bir yol bulmak zorundayız.
- Fadil caught Layla with another man.
- Fadıl Leyla'yı başka bir adamla yakaladı.
- Do you want to consider another possibility?
- Başka bir ihtimal düşünmek ister misiniz?
- Knowing is one thing, teaching quite another.
- Bilmek başka bir şeydir, öğretmek bambaşka bir şey.
- Fadil found another excuse to delay the wedding.
- Fadıl düğünü ertelemek için başka bir bahane buldu.
- Tom said he needed to find another babysitter.
- Tom başka bir bakıcı bulması gerektiğini söyledi.
- Sami would never harm another human being.
- Sami asla başka bir insana zarar vermez.
- We should try doing this another way.
- Bunu başka bir şekilde yapmayı denemeliyiz.
- There's another option.
- Başka bir seçenek daha var.
- She was jealous when he talked to another girl.
- Başka bir kızla konuştuğunda onu kıskanıyordu.
- This is another Tom.
- Bu başka bir Tom.
- We're forced to look for another way out of this situation.
- Biz bu durumdan başka bir çıkış yolu aramak zorundayız.
- Can you think of another solution?
- Sen başka bir çözüm bulabilir misin?
- Tom challenged Mary to another game of chess.
- Tom Mary'ye başka bir satranç oyunu için meydan okudu.
- According to the fortune teller, I was supposedly a prince in another life.
- Falcıya göre, sözde başka bir hayatta bir prensmişim.
- There's another problem we haven't discussed yet.
- Henüz konuşmadığımız başka bir sorun daha var.
- I think everybody should learn another language.
- Herkesin başka bir dili öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum.
- Looks like there is another meaning.
- Başka bir anlamı var gibi görünüyor.
- Sami took another girl prisoner.
- Sami başka bir kızı daha tutsak olarak aldı.
- Tom has written another book.
- Tom başka bir kitap yazdı.
- Let's try another approach.
- Başka bir yaklaşım deneyelim.
- Tom has been going out with another woman.
- Tom başka bir kadınla çıkıyormuş.
- I saw Tom kissing another girl at the party.
- Tom'u partide başka bir kızı öperken gördüm.
- Let's watch another movie?
- Başka bir film izleyelim mi?
- Dan had another plan in mind.
- Dan'in aklında başka bir planı vardı.
- There's another reason.
- Başka bir neden vardır.
- Tom must've gone another way.
- Tom başka bir yoldan gitmiş olmalı.
- Can you think of another solution?
- Başka bir çözüm üretebilir misin?
- Another problem has come up.
- Başka bir sorun ortaya çıktı.
- We need another plan.
- Başka bir plana ihtiyacımız var.
- Sami tried to get another job.
- Sami başka bir iş bulmaya çalıştı.
- May I ask another question?
- Başka bir soru sorabilir miyim?
- Can you recommend another hotel?
- Başka bir otel tavsiye edebilir misin?
- I am looking for another job.
- Başka bir iş arıyorum.
- No sooner had the spy returned home than he was told to go to another country.
- Casus eve döner dönmez ona başka bir ülkeye gitmesi söylendi.
- Would you like to watch another movie?
- Başka bir film izlemeyi ister misin?
- It was torture for him to see his girlfriend with another man.
- Kız arkadaşını başka bir adamla görmesi işkenceydi.
- It feels like another planet.
- Başka bir gezegendeymişiz gibi hissediyorum.
- Can any of you suggest another solution?
- Aranızda başka bir çözüm önerisi olan var mı?
- I have to find another job.
- Başka bir iş bulmalıyım.
- Tom left Mary for another woman.
- Tom, Mary'yi başka bir kadın için terk etti.
- Tom showed Mary a picture of John and another boy.
- Tom Mary'ye John'un ve başka bir çocuğun bir resmini gösterdi.
- There's been another accident.
- Başka bir kaza oldu.
- Tom got another dog.
- Tom başka bir köpek aldı.
- Since the coat Tom tried on was too small, the clerk gave him another one to try on.
- Tom'un denediği palto küçük geldiği için tezgâhtar ona denemesi için başka bir palto verdi.
- You'll get another chance.
- Başka bir fırsatı bulacaksın.
- Tom has been going out with another woman.
- Tom başka bir kadınla çıkıyor.
- The best weapon against an enemy is another enemy.
- Bir düşmana karşı en iyi silah başka bir düşmandır.
- Another nurse came into the room.
- Odaya başka bir hemşire geldi.
- Sami needs another lawyer.
- Sami'nin başka bir avukata ihtiyacı var.
- There are three more pictures of Tom in another folder.
- Başka bir dosyada Tom'un üç resmi daha var.
- If you don't like Tom Jackson, I can suggest another lawyer.
- Tom Jackson'ı beğenmiyorsan, ben başka bir avukat önerebilirim.
- I'm looking for another job.
- Başka bir iş arıyorum.
- They have another plan.
- Başka bir planları var.
- Tom got into a fight with another student.
- Tom başka bir öğrenciyle kavga etti.
- Fadil had another plan for Layla.
- Fadil'in Layla için başka bir planı vardı.
- That's another story.
- Bu başka bir hikaye.
- A few steps behind them came another group of people, illumined by a torch.
- Birkaç adım arkalarında, bir meşalenin aydınlattığı başka bir grup insan belirdi.
- But I had another advantage in it.
- Ama benim başka bir avantajım daha vardı.
- We'll get you another balloon.
- Sana başka bir balon alacağız.
- We'll find you another lawyer.
- Sana başka bir avukat buluruz.
- What would you do if you met a person from another planet?
- Başka bir gezegenden biriyle tanışsanız ne yapardınız?
- Tom is looking for another job.
- Tom başka bir iş arıyor.
- I am leaving work, so let's talk another day.
- İşten ayrılıyorum, başka bir gün konuşalım.
- I saw her kissing another guy at the party.
- Onu partide başka bir adamla öpüşürken gördüm.
- Tom pleaded with Mary to give him another chance.
- Tom, kendisine başka bir şans vermesi için Mary'ye yalvardı.
- I'm just another spoiled Canadian.
- Ben de başka bir şımarık Kanadalıyım işte.
- Learning is one thing, and common sense another.
- Öğrenmek başka bir şeydir, sağduyu başka bir şey.
- His face grew angrier when he saw his girlfriend kiss another guy.
- Kız arkadaşının başka bir adamı öptüğünü görünce yüzü daha da kızardı.
- Are you giving me another chance?
- Bana başka bir şans veriyor musunuz?
- I can't afford another operation.
- Başka bir ameliyatı karşılayamam.
- Can you give me another alternative?
- Bana başka bir seçenek verebilir misiniz?
- Is there another word for synonym?
- "Eş anlamlı" için başka bir sözcük var mı?
- We saw another ship far away.
- Uzakta başka bir gemi gördük.
- Tom has suggested another option.
- Tom başka bir seçenek önerdi.
- I'd like to see another race.
- Başka bir yarış izlemek istiyorum.
- There is another tunnel up there.
- Yukarıda başka bir tünel daha var.
- She lives on another plane of existence.
- Varoluşun başka bir düzleminde yaşıyor.
- I made another appointment.
- Başka bir randevu aldım.
- Fadil uploaded another video on YouTube.
- Fadıl YouTube'a başka bir video daha yükledi.
- We'll get another one.
- Biz başka bir tane alacağız.
- We are waiting for him to make another decision.
- Başka bir karar vermek için onu bekliyoruz.
- Could you bring me another hot towel?
- Bana başka bir sıcak havlu getirir misin?
- Isn't there another way out of this?
- Bundan başka bir çıkış yolu yok mu?
- It made her jealous to see him walking with another girl.
- Onu başka bir kızla yürürken görmek onu kıskandırdı.
- I'm sure you can find another job.
- Başka bir iş bulabileceğinden eminim.
- Tom pulled out another document and laid it on the table.
- Tom başka bir belge çıkardı ve masanın üzerine koydu.
- Is there another option?
- Başka bir seçenek var mı?
- I'd like to get another opinion.
- Başka bir görüş almak istiyorum.
- Can you recommend another hotel?
- Başka bir otel tavsiye edebilir misiniz?
- Do you have another plan?
- Başka bir planın var mı?
- Let's try another one.
- Başka bir tane deneyelim.
- We'll find another way.
- Başka bir yol buluruz.
- Get me another doctor.
- Bana başka bir doktor bulun.
- Tom is staying at another hotel.
- Tom başka bir otelde kalıyor.
- I'm sure there's another way out.
- Başka bir çıkış yolu olduğuna eminim.
- I have to find another one.
- Başka bir tane bulmalıyım.
- Another man was wounded.
- Başka bir adam daha yaralandı.
- Tom needs to buy another car.
- Tom'un başka bir araba alması gerekiyor.
- Sami was talking to another girl.
- Sami başka bir kızla konuşuyordu.
- It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely.
- Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şey, onu akıllıca kullanmak çok daha başka bir şey.
- It was another hollow promise.
- Bu da başka bir boş vaatti.
- I'm sure there's another way into the castle.
- Eminim kaleye girmenin başka bir yolu vardır.
- I'm writing another story.
- Başka bir hikaye yazıyorum.
- Is there another way in?
- Başka bir giriş var mı?
- Do you think there is another answer to this difficult problem?
- Sence bu zor problemin başka bir cevabı var mı?
- Do you really want to learn another language?
- Gerçekten başka bir dil öğrenmek istiyor musun?
- Do you have another pen?
- Başka bir kalemin var mı?
- When I read about the untranslatability of some language, I feel an irresistable urge to go back to my desk and translate another novel.
- Bir dilin çevirilemezliği hakkında bir şey okuduğum zaman, çalışma masama dönüp başka bir roman çevirmek için karşı konulmaz bir istek duyuyorum.
- Tom is seeing another woman, isn't he?
- Tom başka bir kadınla görüşüyor, değil mi?
- You'll find another buyer.
- Başka bir alıcı bulacaksın.
- I unfortunately did not have another choice.
- Ne yazık ki başka bir seçeneğim yoktu.
- There was another guy with Tom.
- Tom'un yanında başka bir adam daha vardı.
- We've got another one.
- Bizde başka bir tane var.
- Is there another way in?
- İçeri girmenin başka bir yolu var mı?
- What is right in one society can be wrong in another.
- Bir toplumda doğru olan bir şey başka bir toplumda yanlış olabilir.
- When are you going to have another baby?
- Ne zaman başka bir bebeğin olacak?
- Sami caught Layla with another man.
- Sami Layla'yı başka bir adamla yakaladı.
- He promised not to tell another lie.
- O başka bir yalan söylemeyeceğine dair söz verdi.
- Tom pressed a button, but nothing happened, so he pressed another button.
- Tom bir düğmeye bastı ama hiçbir şey olmadı, o da başka bir düğmeye bastı.
- Could you show me another one?
- Bana başka bir tane gösterebilir misiniz?
- I wish I'd married another man.
- Keşke başka bir adamla evlenseydim.
- What would you do if you saw a man from another planet?
- Başka bir gezegenden gelen bir adam görseniz ne yapardınız?
- Dan discovered Linda had another phone.
- Dan, Linda'nın başka bir telefonu olduğunu öğrendi.
- Another store will be opened in Boston soon.
- Yakında Boston'da başka bir mağaza açılacak.
- I'll send you another copy.
- Sana başka bir kopya göndereceğim.
- I have another assignment for you.
- Senin için başka bir görevim var.
- Please show me another example.
- Bana başka bir örnek gösterin lütfen.
- Tom will find another lawyer for you.
- Tom senin için başka bir avukat bulacak.
- It's important to take cultural relativism into account before judging another culture.
- Başka bir kültürü yargılamadan önce kültürel göreceliği hesaba katmak önemlidir.
- Have you got another plan?
- Başka bir tasarın var mı?
- I gave her another chance.
- Ona başka bir şans verdim.
- Tom is giving Mary another chance.
- Tom, Mary'ye başka bir şans veriyor.
- Mary's boyfriend saw her dancing with another guy and got jealous.
- Mary'nin erkek arkadaşı onu başka bir erkekle dans ederken görmüş ve kıskanmış.
- You won't get another chance to do that anytime soon.
- Bunu daha sonraki bir zamanda yapmak için başka bir şansın olmayacak.
- I need to make another call.
- Başka bir arama yapmalıyım.
- There's another rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
- Firmanın iflas edeceğine dair başka bir söylenti var.
- He is from another world.
- O, başka bir dünyadan.
- There is another tunnel up there.
- Orada başka bir tünel var.
- Let me put it in another way.
- Başka bir şekilde anlatayım.
- Have you ever lived in another country?
- Hiç başka bir ülkede yaşadın mı?
- I'm trying to think of another plan.
- Başka bir plan düşünmeye çalışıyorum.
- Don't ever compare your wife to another woman.
- Karınızı asla başka bir kadınla kıyaslamayın.
- That's another issue.
- O başka bir problem.
- I have to make another call.
- Başka bir arama yapmalıyım.
- I don't want another drink.
- Başka bir içki istemiyorum.
- We have to find another way.
- Başka bir yol bulmalıyız.
- I think I should refer you to another therapist.
- Sanırım sizi başka bir terapiste yönlendirmem gerekir.
- Layla had another payment plan in mind.
- Leyla'nın aklında başka bir ödeme planı vardı.
- Are you seriously suggesting that Tom is from another planet?
- Cidden Tom'un başka bir gezegenden geldiğini mi öne sürüyorsun?
- Can I have another one?
- Başka bir tane alabilir miyim?
- I wish there were another way.
- Keşke başka bir yolu olsaydı.
- Layla decided to do another robbery.
- Leyla başka bir soygun yapma kararı aldı.
- Can you get me another pencil?
- Bana başka bir kurşunkalem alabilir misin?
- Please show me another camera.
- Bana başka bir kamera gösterin lütfen.
- Tom has been looking for another lawyer.
- Tom başka bir avukat arıyordu.
- I don't really want to have another child.
- Başka bir çocuk sahibi olmayı sahiden istemiyorum.
- There is another way.
- Başka bir yol var.
- I won't say another word.
- Başka bir söz söylemeyeceğim.
- Let's try another approach to the matter.
- Konuya başka bir yaklaşım deneyelim.
- Many feared the start of another civil war.
- Pek çoğu başka bir iç savaşın başlamasından korkuyordu.
- Don't say another word.
- Başka bir şey söyleme.
- Tom has found another way to make money.
- Tom para kazanmanın başka bir yolunu buldu.
- We'll get you another balloon.
- Sana başka bir balon bulacağız.
- Find yourself another stooge!
- Kendine başka bir yardakçı bul!
- But that's another story entirely.
- Ama o tamamen başka bir hikaye.
- Tom got into another fight.
- Tom başka bir kavgaya karıştı.
- We'll have to find another option.
- Başka bir seçenek bulmak zorunda olacağız.
- I don't want to hear another word.
- Başka bir şey duymak istemiyorum.
- Let me get you another drink.
- Sana başka bir içki getireyim.
- Looks like there is another meaning.
- Görünüşe göre başka bir anlamı var.
- I couldn't get another copy of the book.
- Kitabın başka bir kopyasını bulamadım.
- We'll think of another way.
- Başka bir yol düşünürüz.
- Sami is another friend.
- Sami başka bir arkadaş.
- Tom has another job.
- Tom'un başka bir işi var.
- Mary overheard Tom talking intimately to another woman on his mobile phone.
- Mary, Tom'un cep telefonunda başka bir kadınla samimi bir şekilde konuştuğunu duymuş.
- Is there another solution?
- Başka bir çözüm var mı?
- May I suggest another possibility?
- Başka bir olasılık önerebilir miyim?
- I have another obligation.
- Başka bir yükümlülüğüm var.
- I need to get another lawyer.
- Başka bir avukat bulmalıyım.
- We must think of another plan.
- Başka bir plan düşünmeliyiz.
- I've always wanted to visit another planet.
- Her zaman başka bir gezegeni ziyaret etmek istemişimdir.
- Unfortunately, the police had to wait until there was another victim to try to find more about the serial killer.
- Ne yazık ki, polis seri katil hakkında daha fazla bilgi bulmaya çalışmak için başka bir mağdur buluncaya kadar beklemek zorunda kaldı.
- It's just another story.
- O tamamen başka bir hikaye.
- These are another pair of shoes.
- Bunlar da başka bir çift ayakkabı.
- There's another way out.
- Başka bir çıkış yolu var.
- Show me another watch.
- Bana başka bir saat göster.
- Do you want to consider another possibility?
- Başka bir olasılığı düşünmek ister misiniz?
- Tom is dancing with another girl.
- Tom başka bir kızla dans ediyor.
- Here's another idea.
- İşte başka bir fikir.
- Tom has another plan.
- Tom'un başka bir planı var.
- Let me ask another question.
- Başka bir soru sormama izin ver.
- Not another word!
- Başka bir söz söyleme!
- If there's another war, we'll all die.
- Eğer başka bir savaş çıkarsa, hepimiz öleceğiz.
- Another ship sank.
- Başka bir gemi battı.
- Today I'm going to show you another side of me.
- Bugün sana başka bir yönümü göstereceğim.
- There's got to be another way.
- Başka bir yol olmalı.
- Isn't there another way out of here?
- Buradan çıkmanın başka bir yolu yok mu?
- Tom seems to be about to ask another question.
- Tom başka bir soru soracak gibi görünüyordu.
- She's in love with another man.
- O, başka bir adama aşık.
- Tom is working on another novel.
- Tom başka bir roman üzerinde çalışıyor.
- May I make another suggestion?
- Başka bir teklifde bulunabilir miyim?
- No sooner had the spy returned home than he was told to go to another country.
- Casus ülkesine döner dönmez başka bir ülkeye gitmesi söylendi.
- You cannot defect to another country unless you can travel there.
- Oraya seyahat edemediğin sürece başka bir ülkeye iltica edemezsin.
- Tomorrow is another day.
- Yarın başka bir gün.
- Studying another language is hard, but worthwhile.
- Başka bir dil öğrenmek zordur ama buna değer.
- If it's not one thing, it's another.
- Bir şey değilse, başka bir şeydir.
- She has another man in her life.
- Hayatında başka bir adam var.
- Are you from another planet?
- Başka bir gezegenden misin?
- Sami caught Layla with another man.
- Sami, Leyla'yı başka bir adamla yakaladı.
- But that's another story entirely.
- Ama bu tamamen başka bir hikaye.
- Do you think there is another answer to this difficult problem?
- Sizce bu zor sorunun başka bir yanıtı var mı?
- There may be another way.
- Başka bir yolu olabilir.
- Tom asked Mary to provide another example.
- Tom Mary'den başka bir örnek vermesini istedi.
- I have another idea.
- Başka bir fikrim var.
- Translate the book into another language.
- Kitabı başka bir dile çevir.
- We may never have another chance.
- Başka bir şansımız olmayabilir.
- What is impolite in one culture may not be impolite in another.
- Bir kültürde kaba olan başka bir kültürde kaba olmayabilir.
- Would you like another one?
- Başka bir tane ister misin?
- Tom clicked to another page.
- Tom başka bir sayfaya tıkladı.
- Please show me another example.
- Lütfen bana başka bir örnek göster.
- We have to find another way to do that.
- Bunu yapmanın başka bir yolunu bulmalıyız.
- Are you sure you don't want to consider another option?
- Başka bir seçeneği düşünmek istemediğinden emin misin?
- I'm going to another party after this one.
- Bundan sonra başka bir partiye gideceğim.
- Dan wrote another check for Linda.
- Dan Linda için başka bir çek yazdı.
Show More (1247)
|
|
- Unfortunately it is another incident in the ongoing saga of accessing Strasbourg.
- Ne yazık ki bu olay Strazburg'a erişim konusunda süregelen destanda bir başka olaydır.
- There is another project that would greatly promote exchanges between Europe and Asia.
- Avrupa ve Asya arasındaki alışverişi büyük ölçüde teşvik edecek bir başka proje daha var.
- That is another important reason not to continue the current rules.
- Bu da mevcut kuralların devam etmemesi için bir başka önemli sebep.
- Another example which gives cause for hope comes from Brazil.
- Umut veren bir başka örnek de Brezilya'dan geliyor.
- There is another European Union-Canada Summit.
- Bir başka Avrupa Birliği-Kanada Zirvesi var.
- The quality of consultation is another problem that concerns democratic control.
- İstişarenin kalitesi, demokratik kontrolü ilgilendiren bir başka sorundur.
- I suppose we also have to learn from experience, which is another form of information in this regard.
- Sanırım bu konuda bir başka bilgi biçimi olan deneyimlerden de ders almamız gerekiyor.
- It is almost even stranger that another important aspect is missing.
- Bir başka önemli hususun eksik olması ise neredeyse daha da gariptir.
- Another failure on our part to show unity would further undermine the EU's credibility in foreign affairs.
- Birlik olma konusundaki bir başka başarısızlık AB'nin dış ilişkilerdeki güvenilirliğini daha da zayıflatacaktır.
- Then there is another problem.
- Bir başka sorun daha var.
- Mr Prodi also has another proposal about preferring regulations to directives.
- Sayın Prodi'nin ayrıca yönetmeliklerin direktiflere tercih edilmesine ilişkin bir başka önerisi daha bulunmaktadır.
- There is another key element in favour of implementing the programme as a matter of urgency.
- Programın ivedilikle hayata geçirilmesi lehine bir başka kilit unsur daha bulunmaktadır.
- Another category could be household appliances.
- Bir başka kategori de ev aletleri olabilir.
- There is another individual measure that has been well received today.
- Bugün iyi karşılanan bir başka bireysel tedbir daha var.
- Fourteen years after its destruction, another wall is causing nightmares in Palestine.
- Yıkılışından on dört yıl sonra bir başka duvar Filistin'de kabuslara neden oluyor.
- The European Parliament resolution is just another manifestation of this European powerlessness.
- Avrupa Parlamentosu kararı, Avrupa'nın güçsüzlüğünün bir başka tezahürüdür.
- We cannot be content with just another declaration of good intentions or the assumption of a political position.
- Bir başka iyi niyet beyanı ya da siyasi bir tutumun üstlenilmesiyle yetinemeyiz.
- There is another judgment dated 28 January 1986 concerning type approval for woodworking machines.
- Ağaç işleme makineleri için tip onayına ilişkin 28 Ocak 1986 tarihli bir başka karar daha bulunmaktadır.
- This, then, is another reason why a regulation would be the more appropriate legal instrument.
- O halde, bir yönetmeliğin daha uygun bir yasal araç olmasının bir başka nedeni de budur.
- Another thing we must maintain and develop is the non-market sector.
- Korumamız ve geliştirmemiz gereken bir başka şey de piyasa dışı sektördür.
- Restructuring the agricultural sector is another medium-term issue that needs to be tackled.
- Tarım sektörünün yeniden yapılandırılması, çözülmesi gereken bir başka orta vadeli konudur.
- Another interesting proposal is the introduction of a tax on monetary transactions.
- Bir başka ilginç öneri de parasal işlemlere vergi getirilmesidir.
- This is another way to use this Convention.
- Bu Sözleşme'yi kullanmanın bir başka yolu da budur.
- Yesterday, we had another tragedy, in the St Gotthard tunnel.
- Dün, St Gotthard tünelinde bir başka trajedi daha yaşadık.
- The provisions applying to regional trade agreements are another subject of negotiation.
- Bölgesel ticaret anlaşmalarına uygulanan hükümler bir başka müzakere konusudur.
- Another solution would be for these countries to have licences that authorise them to produce generic drugs.
- Bir başka çözüm de bu ülkelerin eşdeğer ilaç üretmelerine izin veren ruhsatlara sahip olmalarıdır.
- Sadly, this is another own goal by the Commission.
- Ne yazık ki bu da Komisyon'un kendi kalesine attığı bir başka gol.
- That is another reason why I believe it should not be done.
- Bunun yapılmaması gerektiğine inanmamın bir başka nedeni de budur.
- The firm sits over there in Luxembourg and laughs at us, while the Commission issues another fatuous communication.
- Firma Lüksemburg'da oturup bize gülüyor, Komisyon ise bir başka saçma tebliğ yayınlıyor.
- Sadly, this is another own goal by the Commission.
- Ne yazık ki bu da Komisyonun kendi kalesine attığı bir başka gol.
- Take another example, which also applies to the Parliament's budget.
- Meclis bütçesi için de geçerli olan bir başka örneği ele alalım.
- This move could prove to be another bone of contention between the United States and Europe.
- Bu hamle ABD ile Avrupa arasında bir başka anlaşmazlık konusu olabilir.
- Then there is another major political theme which is connected with the subject of this evening's debate.
- Bu akşamki tartışmanın konusuyla bağlantılı olan bir başka önemli siyasi tema daha var.
- We now see another trend towards internationalisation, and this is also necessary.
- Şimdi uluslararasılaşma yönünde bir başka eğilim görüyoruz ve bu da gerekli.
- Yet again this Parliament finds itself debating another maritime disaster.
- Bu Parlamento yine kendisini bir başka deniz felaketini tartışırken buluyor.
- The European Parliament resolution is just another manifestation of this European powerlessness.
- Avrupa Parlamentosu'nun kararı Avrupa'nın bu güçsüzlüğünün bir başka tezahürüdür.
- This is another sign that the political decisions taken to support the unification of the continent were right.
- Bu da kıtanın birleşmesini desteklemek üzere alınan siyasi kararların doğru olduğunun bir başka göstergesidir.
- That brings me to another important point concerning regional security and stability.
- Bu da beni bölgesel güvenlik ve istikrarla ilgili bir başka önemli noktaya getiriyor.
- Another point concerns the service providers.
- Bir başka nokta da hizmet sağlayıcılarla ilgilidir.
- That brings me to the question of self-regulation, another new buzz word.
- Bu da beni bir başka yeni moda kelime olan özdenetim konusuna getiriyor.
- Another issue of considerable concern is the loading and unloading of animals.
- Kayda değer bir başka endişe konusu da hayvanların yüklenmesi ve boşaltılmasıdır.
- And an ageing population is another reason to look after the Stability Pact.
- Ve yaşlanan nüfus, İstikrar Paktı'na sahip çıkmak için bir başka nedendir.
- Another good example is the Northern Dimension.
- Bir başka iyi örnek de Kuzey Boyutu'dur.
- Lastly, I would like to highlight another issue the Commission has failed to deal with.
- Son olarak Komisyonun ele almakta başarısız olduğu bir başka konunun altını çizmek istiyorum.
- Let us reflect on another issue here which causes me some concern.
- Burada beni endişelendiren bir başka konu üzerinde daha düşünelim.
- There is another requirement, in addition to these.
- Bunlara ek olarak bir başka gereklilik daha var.
- For instance, installing black boxes on trains is another safety measure that I completely endorse.
- Örneğin trenlere kara kutu yerleştirilmesi, tamamen desteklediğim bir başka güvenlik önlemidir.
- There is another factor that we must not lose sight of.
- Gözden kaçırmamamız gereken bir başka faktör daha var.
- We are now witnessing another milestone in the return to peace for future generations.
- Şimdi gelecek nesiller için barışa dönüşte bir başka dönüm noktasına tanıklık ediyoruz.
- Yet again the British Conservatives voted with great pleasure against another report.
- İngiliz Muhafazakârlar yine bir başka rapora karşı büyük bir memnuniyetle oy kullandılar.
- Another point, the validity of which passes me by, is the setting up of a separate European cultural university.
- Geçerliliği beni yanıltan bir başka nokta da ayrı bir Avrupa kültür üniversitesinin kurulmasıdır.
- Which is another reason why the current enlargement round cannot be compared with previous rounds.
- Bu da mevcut genişleme turunun önceki turlarla karşılaştırılamamasının bir başka nedenidir.
- As I see it, this is another area where there is a major role for the private sector.
- Gördüğüm kadarıyla bu, özel sektörün önemli bir rol oynayabileceği bir başka alan.
- The chairman of another Spanish company has warned that worse is still to come.
- Bir başka İspanyol şirketinin başkanı daha da kötüsünün geleceği konusunda uyarıda bulundu.
- Interinstitutional cooperation is another area where huge savings could be made.
- Kurumlar arası iş birliği, büyük tasarrufların yapılabileceği bir başka alandır.
- Another point regards civil expenditure.
- Bir başka nokta da kamu harcamaları ile ilgili.
- There is another problem concerning EQUAL, one of the components of the Social Fund.
- Sosyal Fonun bileşenlerinden biri olan EQUAL ile ilgili bir başka sorun daha var.
- Another area of concern to which more attention should be given is media pluralism in Central and Eastern Europe.
- Daha fazla dikkat gösterilmesi gereken bir başka endişe alanı da Orta ve Doğu Avrupa'daki medya çoğulculuğudur.
- Another difficult problem that is particularly controversial is the use of GMOs.
- Özellikle tartışmalı olan bir başka zor sorun da GDO'ların kullanımıdır.
- So that is another potential effect and one that we must prevent.
- Bu da bir başka potansiyel etki ve önlememiz gereken bir durum.
- I would like to tell you another story, which does not have such a happy ending.
- Size sonu pek de mutlu bitmeyen bir başka hikâye anlatmak istiyorum.
- Another conclusion on which we more or less agree is the dual role of the audiovisual media.
- Üzerinde aşağı yukarı mutabık kaldığımız bir başka sonuç da görsel-işitsel medyanın ikili rolüdür.
- That brings me to another aspect of my thoughts on the subject.
- Bu da, beni konuyla ilgili düşüncelerimin bir başka yönüne getiriyor.
- Another raft of reforms should be aimed at redirecting budget priorities.
- Bir başka reformlar kümesi, bütçe önceliklerinin yeniden belirlenmesini hedeflemelidir.
- And to mix up policy reforms with enlargement is another mistake.
- Politika reformları ile genişlemeyi birbirine karıştırmak da bir başka hatadır.
- Consequently, another 'No' vote from the Irish people cannot be ruled out.
- Sonuç olarak, İrlanda halkının bir başka 'Hayır' oyu vermesi ihtimal dışı bırakılamaz.
- There is another border problem that has regrettably not yet been solved.
- Ne yazık ki henüz çözülememiş bir başka sınır sorunu daha var.
- Another important aspect has to do with making lawmaking simpler.
- Bir başka önemli husus da yasa yapımının daha basit hale getirilmesiyle ilgilidir.
- A European referendum is needed urgently and, if the people opt for it, another constituent process.
- Acilen bir Avrupa referandumuna ve eğer halk bunu tercih ederse bir başka kurucu sürece ihtiyaç vardır.
- The directive that the plenary has adopted today represents another important step.
- Genel Kurul'un bugün kabul ettiği yönerge bir başka önemli adımı temsil etmektedir.
- That would be another means of undermining the actual WTO process.
- Bu da gerçek DTÖ sürecini baltalamanın bir başka yolu olacaktır.
- What is, unfortunately, certain is that there will certainly be another outbreak of foot and mouth disease.
- Ne yazık ki kesin olan şey, bir başka şap hastalığı salgınının yaşanacağıdır.
- That means, I believe, that another solid success will be ours.
- Bu da, inanıyorum ki, bir başka sağlam başarının bizim olacağı anlamına gelmektedir.
- There is another problem, apart from the clear dominance of films from the USA, which we must not draw a veil over.
- ABD filmlerinin açık hakimiyeti dışında bir başka sorun daha var ki, bunun üstünü örtmemeliyiz.
- The directive that the plenary has adopted today represents another important step.
- Genel Kurul'un bugün kabul ettiği yönerge de bir başka önemli adımı temsil etmektedir.
- Another group, among whom I count myself, declared that the proposal had to be improved.
- Benim de aralarında bulunduğum bir başka grup ise teklifin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
- This is another reason why I would have welcomed the presence of Members of Parliament during that time.
- Bu da o dönemde Parlamento Üyelerinin bulunmasını memnuniyetle karşılamamın bir başka nedenidir.
- This too is another brick in the wall of the single market.
- Bu da tek pazar duvarındaki bir başka tuğladır.
- Another example is the person in charge in Ghana, who told me that women yield more than tomatoes.
- Bir başka örnek de Gana'daki sorumlu kişi, bana kadınların domatesten daha fazla ürün verdiğini söyledi.
- Public involvement in the creation of the draft European constitution is another step in this direction.
- Avrupa anayasası taslağının oluşturulmasına halkın katılımı bu yönde atılmış bir başka adımdır.
- Thirdly, there is another aspect to this GALILEO project.
- Üçüncü olarak GALILEO projesinin bir başka yönü daha vardır.
- Simplification is another area on which we are about to set to work.
- Basitleştirme, üzerinde çalışmaya başlamak üzere olduğumuz bir başka alandır.
- Johannesburg was another disappointment in terms of what had been expected of it.
- Johannesburg, kendisinden beklenenler açısından bir başka hayal kırıklığı oldu.
- The accessibility guidelines recommendation from the Commission a few weeks ago is another example here.
- Birkaç hafta önce Komisyon'dan gelen erişilebilirlik kılavuzları tavsiyesi de bunun bir başka örneğidir.
- Integrating the "issue of the ageing population" into national budgets is another move in the same direction.
- "Yaşlanan nüfus meselesinin" ulusal bütçelere entegre edilmesi de aynı yönde atılmış bir başka adımdır.
- Mr Prodi also has another proposal about preferring regulations to directives.
- Sayın Prodi'nin tüzüklerin direktiflere tercih edilmesine ilişkin bir başka önerisi daha var.
- On the subject of Wednesday's sitting, I have another proposal regarding the oral question on capital tax.
- Çarşamba günkü oturumla ilgili olarak sermaye vergisine ilişkin sözlü soru önergesiyle ilgili bir başka önerim var.
- There is another reason why rejection is also incomprehensible to me.
- Reddedilmenin benim için de anlaşılmaz olmasının bir başka nedeni var.
- There is also another legal instrument in the form of the computerised reservation system regulation.
- Bilgisayarlı rezervasyon sistemi yönetmeliği şeklinde bir başka yasal araç daha var.
- It would be another useful area for comparison in an open method of coordination.
- Açık bir koordinasyon yönteminde karşılaştırma yapmak için bir başka yararlı alan olacaktır.
- I am thinking of the postal services and the risk that oligopolies will form, and another example is telecommunications.
- Posta hizmetlerini ve oligopollerin oluşma riskini düşünüyorum ve bir başka örnek de telekomünikasyon.
- As another speaker said, we need appropriate solutions for each particular environment.
- Bir başka konuşmacının da söylediği gibi, her bir ortam için uygun çözümlere ihtiyacımız var.
- There is, though, another peculiarity to which I would like to draw your attention.
- Bununla birlikte, dikkatinizi çekmek istediğim bir başka husus daha var.
- I am thinking of the postal services and the risk that oligopolies will form, and another example is telecommunications.
- Posta hizmetlerini ve oligopollerin oluşma riskini düşünüyorum ve bir başka örnek de telekomünikasyondur.
- That brings me to another aspect of my thoughts on the subject.
- Bu da beni konuyla ilgili düşüncelerimin bir başka yönüne getiriyor.
- I should also like to highlight another issue in this debate.
- Bu tartışmadaki bir başka hususu da vurgulamak isterim.
- There is, though, another peculiarity to which I would like to draw your attention.
- Bununla birlikte, dikkatinizi çekmek istediğim bir başka özellik daha var.
- And to mix up policy reforms with enlargement is another mistake.
- Politika reformlarını genişleme ile karıştırmak da bir başka hatadır.
- Another point that has already been mentioned is the issue of indicators.
- Daha önce de değinilen bir başka nokta da göstergeler meselesidir.
- That is another reason why I believe it should not be done.
- Bunun yapılmaması gerektiğine inanmamın bir başka nedeni de bu.
- I should also mention another major development, the mid-term review of the common agricultural policy.
- Ayrıca bir başka önemli gelişmeden, ortak tarım politikasının orta vadeli gözden geçirilmesinden de bahsetmeliyim.
- The second area, concerning environmental considerations, is another very important question.
- Çevresel hususlarla ilgili ikinci alan ise bir başka çok önemli sorundur.
- We also have very special agreements with Morocco, another country which does not comply with human rights.
- İnsan haklarına uymayan bir başka ülke olan Fas ile de çok özel anlaşmalarımız var.
- Another somewhat problematic issue is that of intermediate storage.
- Bir başka biraz sorunlu konu da ara depolama konusudur.
- Another disagreement concerns tax policy.
- Bir başka anlaşmazlık da vergi politikasıyla ilgilidir.
- On the other hand, the United States' rejection of the ICC is another attempt to weaken the entire authority of the UN.
- Öte yandan, ABD'nin UCM'yi reddetmesi, BM'nin tüm otoritesini zayıflatmaya yönelik bir başka girişimdir.
- Along with the availability of euros, payment by bank card is another bottleneck.
- Avronun mevcudiyetinin yanı sıra, banka kartıyla ödeme de bir başka darboğazdır.
- The training of staff moving to the delegations in the different regions is another entry point.
- Farklı bölgelerdeki delegasyonlara giden personelin eğitimi de bir başka giriş noktasıdır.
- There is another border problem that has regrettably not yet been solved.
- Ne yazık ki henüz çözülememiş olan bir başka sınır sorunu daha var.
- I would like to turn to another point of the motion for a resolution which caught my attention.
- Önergede dikkatimi çeken bir başka noktaya değinmek istiyorum.
- In another company in my constituency, B&Q, the grey revolution has begun.
- Seçim bölgemdeki bir başka şirket olan B&Q'da gri devrim başladı.
- Another point of controversy concerned the responsible person.
- Bir başka tartışma konusu da sorumlu kişiyle ilgiliydi.
- Another example is the Basque Country.
- Bir başka örnek de Bask Bölgesi.
- There is another aspect that I would like to highlight.
- Vurgulamak istediğim bir başka husus daha var.
- There is another matter which is becoming traditional on these occasions.
- Bu vesilelerle geleneksel hale gelen bir başka konu daha var.
- This is another key dimension.
- Bu da bir başka önemli boyut.
- I should also mention another major development, the mid-term review of the common agricultural policy.
- Bir başka önemli gelişmeden, ortak tarım politikasının orta vadeli gözden geçirilmesinden de bahsetmeliyim.
- The Council has met us halfway as regards another point, namely the labelling of flavourings.
- Konsey bir başka konuda yani tatlandırıcıların etiketlenmesi konusunda bizi yarı yolda bıraktı.
- Chronic monetary instability is another problem.
- Kronik parasal istikrarsızlık bir başka sorundur.
- I hope this is another sign of our long-term commitment to Mercosur.
- Umarım bu Mercosur'a olan uzun vadeli bağlılığımızın bir başka işaretidir.
- And that is another reason to stand together.
- Ve bu da birlikte durmak için bir başka nedendir.
- The approval of establishments is another difficult question.
- Kuruluşların onaylanması da bir başka zor sorundur.
- The Council has met us halfway as regards another point, namely the labelling of flavourings.
- Konsey bir başka konuda, yani tatlandırıcıların etiketlenmesi konusunda bizi yarı yolda bıraktı.
- There is another problem that needs to be clarified.
- Açıklığa kavuşturulması gereken bir başka sorun daha var.
- That is another way in which Parliament can put forward its opinion forcefully and with conviction.
- Bu da, Parlamento'nun görüşünü güçlü ve ikna edici bir şekilde ortaya koyabilmesinin bir başka yoludur.
- There is another element which I would not like to pass over in silence.
- Sessizce geçiştirmek istemediğim bir başka unsur daha var.
- Another problem is choosing between maximum harmonisation and minimum harmonisation.
- Bir başka sorun da maksimum uyumlaştırma ile minimum uyumlaştırma arasında seçim yapmaktır.
- It is almost even stranger that another important aspect is missing.
- Bir başka önemli hususun eksik olması neredeyse daha da garip.
- Take another example, which also applies to the Parliament's budget.
- Parlamento bütçesi için de geçerli olan bir başka örneği ele alalım.
- That is another truth that needs to be spoken here today!
- Bugün burada konuşulması gereken bir başka gerçek de bu!
- There is also another amendment which details my wish to pose the question of funding.
- Finansman konusunu gündeme getirme isteğimi detaylandıran bir başka değişiklik daha var.
- Another thing we need is social cohesion.
- İhtiyacımız olan bir başka şey de sosyal uyum.
- Another problem is administrative expenditure, which exceeds the financial perspectives by EUR 66 million.
- Bir başka sorun da mali perspektifleri 66 milyon Avro aşan idari harcamalardır.
- Another aspect of the same subject is the mobility of professional labour and professional categories of workers.
- Aynı konunun bir başka yönü de profesyonel işgücünün ve profesyonel kategorilerdeki çalışanların hareketliliğidir.
- Another important point concerns phosphates.
- Bir başka önemli nokta da fosfatlarla ilgili.
- This is another reason why we do not accept that it should be reopened.
- Bu da davanın yeniden açılmasını kabul etmememizin bir başka nedenidir.
- Another thing that has been ascribed to me is subservience to the United States.
- Bana atfedilen bir başka şey de ABD'ye boyun eğmektir.
- That would be another unnecessary sign of impotence, which we really cannot afford at this time.
- Bu, şu anda gerçekten göze alamayacağımız bir başka gereksiz güçsüzlük işareti olacaktır.
- There is also another amendment which details my wish to pose the question of funding.
- Finansman konusunu gündeme getirme isteğimi detaylandıran bir başka değişiklik önergesi daha var.
- Yet, on 15 February, another upheaval occurred.
- Ancak 15 Şubat'ta bir başka altüst oluş yaşandı.
- Another bill amending certain articles of the penal code is currently at the Parliamentary Committee stage.
- Ceza yasasının bazı maddelerini değiştiren bir başka tasarı, halen meclis komisyonu aşamasındadır.
- At every turn, another Member State emerges from the wings to block this agreement.
- Her seferinde bir başka Üye Devlet bu anlaşmayı engellemek için ortaya çıkıyor.
- Another issue is production in Europe itself.
- Bir başka konu da Avrupa'da üretimin kendisidir.
- Another possibility would of course be for it to be decommissioned before Lithuania joins the European Union.
- Bir başka olasılık da elbette Litvanya Avrupa Birliği'ne katılmadan önce hizmet dışı bırakılması olacaktır.
- Another document has been published in the last few days, contrastingly more interesting than this report.
- Son birkaç gün içerisinde bu rapordan daha ilginç bir başka belge daha yayınlandı.
- Four months ago we took part in another debate about Afghanistan in this very room, with some of the same people.
- Dört ay önce yine bu salonda aynı kişilerle Afganistan hakkında bir başka tartışmaya katılmıştık.
- That is another reason why the Commission is extremely happy with this report.
- Komisyonun bu rapordan son derece memnun olmasının bir başka nedeni de budur.
- This is another area in which we must take action if we genuinely want to eliminate terrorism.
- Bu, terörizmi gerçekten ortadan kaldırmak istiyorsak harekete geçmemiz gereken bir başka alandır.
- Another problem I have relates to the reduction in loans for food and humanitarian aid by EUR 55 million.
- Bir başka sorunum da gıda ve insani yardım kredilerinin 55 milyon Avro azaltılmasıyla ilgilidir.
- I think there is another reason why implementation should give us cause for concern.
- Bence uygulamanın bizi endişelendirmesi için bir başka neden daha var.
- That brings me to another important point about the transatlantic partnership.
- Bu da beni transatlantik ortaklıkla ilgili bir başka önemli noktaya getiriyor.
- These three pandemics have reminded us that the planet is like another Space Shuttle Columbia.
- Bu üç salgın bize gezegenin bir başka Columbia Uzay Mekiği gibi olduğunu hatırlattı.
- Unfortunately it is another incident in the ongoing saga of accessing Strasbourg.
- Ne yazık ki bu, Strazburg'a erişim konusunda süregelen destanda bir başka olaydır.
- This is another important tool in the fight against illegal immigration.
- Bu, yasadışı göçle mücadelede bir başka önemli araçtır.
- It is clear that another aspect, namely safety, should also be Europeanised.
- Bir başka hususun, yani güvenliğin de Avrupalılaştırılması gerektiği açıktır.
- This is another indication of the potential for confusion.
- Bu da kafa karışıklığı potansiyelinin bir başka göstergesidir.
- There is another important problem, which is how to prevent the sick from being ostracized.
- Bir başka önemli sorun da hastaların dışlanmasının nasıl önleneceğidir.
- Another option would be to finance them through the European Development Fund.
- Bir başka seçenek de bu projelerin Avrupa Kalkınma Fonu aracılığıyla finanse edilmesi olabilir.
- The increasing awareness of the possibility of infringement of environmental law is another instance.
- Çevre hukukunun ihlali olasılığına ilişkin artan farkındalık da bir başka örnektir.
- We have also presented another amendment on the issue of fishing in the Adriatic.
- Adriyatik'te balıkçılık konusunda da bir başka değişiklik önergesi sunduk.
- Another issue is that of scientific and technological cooperation.
- Bir başka konu da bilimsel ve teknolojik işbirliğidir.
- Despite the efforts some have made, it is another regulatory nightmare.
- Bazılarının gösterdiği çabalara rağmen, bu da bir başka düzenleyici kabus.
- That means, I believe, that another solid success will be ours.
- Bu, inanıyorum ki, bir başka sağlam başarının bizim olacağı anlamına geliyor.
- To kill another human being is not easy.
- Bir başka insanı öldürmek kolay değildir.
- Süleyman S. Terzioğlu is another author who discusses the mother tongue issue in his work.
- Süleyman S. Terzioğlu da anadil meselesini kitabına konu eden bir başka yazar.
- Another opportunity we have is our school campus.
- Sahip olduğumuz bir başka imkan ise okul kampüsümüz.
- Again, we see another powerful consequence of free choice.
- Yine, özgür seçimin bir başka etkili sonucunu görüyoruz.
- This is another negative command that keeps the victim from escaping.
- Bu, kurbanın kaçmasını engelleyen bir başka olumsuz komuttur.
- We were out to dinner with another couple last Saturday night.
- Geçen Cumartesi akşamı bir başka çiftle yemekteydik.
- Another thing that makes Chrome one of the best web browser applications is multi-device support.
- Chrome'u en iyi web tarayıcı uygulamalarından biri yapan bir başka şey de çoklu cihaz desteğidir.
- The local device name has a remembered connection to another network resource.
- Yerel aygıt adının bir başka ağ kaynağına yapılmış anımsanan bağlantısı mevcut.
- He's just another uncooked burger you're willing to eat.
- O da sizin yemeye razı olduğunuz bir başka pişmemiş hamburger işte.
- And that's another reason why I want to build something.
- Ve bu da bir şey inşa etmek istememin bir başka nedeni.
- Supplementation of exogenous proteolytic enzymes is another method that can help break down excess protein.
- Ekzojen proteolitik enzim takviyesi, fazla proteinin parçalanmasına yardımcı olabilecek bir başka yöntemdir.
- This is usually another great reason why he's pulling away.
- Bu genellikle uzaklaşmasının bir başka büyük sebebidir.
- That's just another good reason to buy and eat local.
- Bu da yerel ürünleri satın almak ve yemek için bir başka iyi neden.
- This is usually another great reason why he's pulling away.
- Bu genellikle neden ayrıldığını gösteren bir başka harika sebeptir.
- I reckon that's another reason he preferred working with you.
- Tahminime göre seninle çalışmayı tercih etmesinin bir başka nedeni de bu.
- Hence, another national goal must be to heal the wounds.
- Bu nedenle, bir başka ulusal hedef de yaraları sarmak olmalıdır.
- Hence, another national goal must be to heal the wounds.
- Bu nedenle bir başka ulusal hedefimiz de yaraları sarmak olmalı.
- Now normally this would be just another big night in Texas.
- Normalde bu Teksas'ta bir başka büyük gece olurdu.
- And that's another reason why I want to build something.
- Bir şeyler inşa etmek istememin bir başka nedeni de bu.
- Another major challenge for suppliers is the complexity of world trade.
- Tedarikçiler için bir başka büyük zorluk da dünya ticaretinin karmaşıklığıdır.
- It is not easy to kill another human being.
- Bir başka insanı öldürmek kolay değildir.
- Another big change will be in the insurance industry.
- Bir başka büyük değişim de sigortacılık alanında olacak.
- Pick another player that you want to draw a cactus card.
- Kaktüs kartı çekmesini istediğin bir başka oyuncu seç.
- Brave is another open-source web browser by the co-founders of the Mozilla project.
- Brave, Mozilla projesinin kurucu ortakları tarafından geliştirilen bir başka açık kaynaklı web tarayıcısıdır.
- That flash drive Nikki stole from the art gallery led us to another one of our wayward souls.
- Nikki'nin sanat galerisinden çaldığı flash disk bizi bir başka asi ruhumuza götürdü.
- Another interesting source of energy is the heat that can be recovered from radioactive waste material.
- Bir başka ilginç enerji kaynağı radyoaktif atık malzemeden elde edilen ısıdır.
- Another problem concerns the gym equipment.
- Bir başka sorun da spor aletleriyle ilgili.
- Another problem is where to stop the car.
- Bir başka sorun da, arabayı nerede duraklatacağımız.
- Linux Deepin is another wonderful Linux distribution.
- Linux Deepin de bir başka harika Linux dağıtımı.
- Another interesting source of energy is the heat that can be recovered from radioactive waste material.
- Bir başka ilginç enerji kaynağı da, radyoaktif atık maddelerden geri kazanılabilen ısıdır.
- It's just another day.
- O sadece bir başka gün.
- Juggling is another thing I'm not very good at.
- Hokkabazlık da pek iyi olmadığım bir başka şey.
- There has been another case of cholera in the neighborhood.
- Mahallede bir başka kolera vakası var.
- Another fierce battle was ready to begin.
- Bir başka şiddetli savaş başlamaya hazırdı.
- Of course, another explanation of this situation is that Chinese is harder to learn than English.
- Tabii ki bu durumun bir başka açıklaması da Çince öğrenmenin İngilizce öğrenmekten daha zor olması.
- Sami was offered another job.
- Sami bir başka iş önerildi.
- Logging is another important industry.
- Tomrukçuluk bir başka önemli endüstri.
- Knowing is one thing, teaching quite another.
- Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.
- Juggling is another thing I'm not very good at.
- İyi olmadığım bir başka şey hokkabazlıktır.
- They'll finish this another day.
- Onlar bunu bir başka gün bitirecekler.
- Tom will give you another chance.
- Tom sana bir başka şans verecek.
- The committee adjourned to another hall.
- Komite, bir başka salona geçti.
Show More (202)
|
|
- It is therefore difficult to compare one system with another.
- Bu nedenle bir sistemi diğeriyle karşılaştırmak zordur.
- The Member States should work towards a situation in which crimes and penalties do not differ from one place to another.
- Üye Devletler, suçların ve cezaların bir yerden diğerine farklılık göstermediği bir durum için çalışmalıdır.
- I should like to address another two parts of the supplementary budget.
- Ek bütçenin diğer iki bölümüne de değinmek istiyorum.
- No country can claim to have a better system than another.
- Hiçbir ülke bir diğerinden daha iyi bir sisteme sahip olduğunu iddia edemez.
- Conditions vary widely from one airport to another.
- Koşullar bir havalimanından diğerine büyük farklılıklar göstermektedir.
- The speed limit is 90 km/hour in one Member State, 100 km/hour in another and 80 km/hour in the next.
- Hız sınırı bir Üye Devlette 90 km/saat, bir diğerinde 100 km/saat ve bir diğerinde 80 km/saattir.
- When we coordinate the processes, however, no one process is more important than another.
- Ancak süreçleri koordine ettiğimizde, hiçbir süreç diğerinden daha önemli değildir.
- In many ways, the prerequisites differ from one Member State to another.
- Ön koşullar birçok yönden bir Üye Devletten diğerine farklılık göstermektedir.
- Another area where the Commission has an important role to play relates to defence equipment policy.
- Komisyon'un önemli bir rol oynadığı bir diğer alan da savunma teçhizatı politikasıyla ilgilidir.
- I am not concerned here with apportioning blame to one side or another, but with finding solutions.
- Ben burada bir tarafı ya da diğerini suçlamakla değil, çözüm bulmakla ilgileniyorum.
- We need to stop people passing the buck from one to another.
- İnsanların sorumluluğu birinden diğerine atmasını engellemeliyiz.
- The way in which the targets formulated are achieved may differ from one Member State to another.
- Formüle edilen hedeflere ulaşma şekli bir Üye Devletten diğerine farklılık gösterebilir.
- No country can claim to have a better system than another.
- Hiçbir ülke diğerinden daha iyi bir sisteme sahip olduğunu iddia edemez.
- Let there be an end to this jumping from one Directorate-General to another.
- Bir Genel Müdürlükten diğerine atlamaya bir son verilsin.
- This results in the same tools being cheap in one country and expensive in another.
- Bu da aynı araçların bir ülkede ucuz, diğerinde pahalı olması sonucunu doğurmaktadır.
- The time should be past when a constitutional court declares one political party after another illegal.
- Bir anayasa mahkemesinin bir siyasi partiyi diğerinden sonra yasadışı ilan etmesinin zamanı geçmiş olmalıdır.
- No one coastal zone is the same as another.
- Hiçbir kıyı bölgesi bir diğeriyle aynı değildir.
- By withholding government support, it is punishing one fishing segment for the excess capacity in another.
- Devlet desteğini keserek bir balıkçılık segmentini diğerindeki kapasite fazlası için cezalandırmaktadır.
- First, we should not be mild-mannered psychotherapists in one country and unrelenting public prosecutors in another.
- Birincisi, bir ülkede yumuşak huylu psikoterapistler, diğerinde ise acımasız savcılar olmamalıyız.
- This employment problem could be resolved in part though the transfer of qualified resources from one sector to another.
- Bu istihdam sorunu, nitelikli kaynakların bir sektörden diğerine aktarılmasıyla kısmen çözülebilir.
- Not one citizen will understand why the remittance of euros from one country to another involves such high costs.
- Hiçbir vatandaş, bir ülkeden diğerine avro havalesinin neden bu kadar yüksek maliyetler içerdiğini anlamayacaktır.
- These three elements - in my judgement - should move forward in parallel and neither one of them should hijack another.
- Benim görüşüme göre bu üç unsur paralel olarak ilerlemeli ve hiçbiri diğerinin önüne geçmemelidir.
- In many ways, the prerequisites differ from one Member State to another.
- Ön koşullar birçok açıdan bir Üye Devletten diğerine farklılık göstermektedir.
- Social security systems differ very widely from one EU Member State to another.
- Sosyal güvenlik sistemleri, bir AB Üye Devleti ile diğerleri arasında çok büyük farklılık göstermektedir.
- Legal systems cannot, as it were, be transplanted like flowers from one pot to another.
- Yasal sistemler, çiçek gibi bir saksıdan diğerine nakledilemez.
- We wish to remove bans upon, and threats in connection with, converting from one religion to another.
- Bir dinden diğerine geçişle ilgili yasakların ve tehditlerin kaldırılmasını istiyoruz.
- We really have gone from one obstacle to another, but we have been able to surmount them all.
- Gerçekten de bir engelden diğerine geçtik ama hepsinin üstesinden gelmeyi başardık.
- I am not concerned here with apportioning blame to one side or another, but with finding solutions.
- Ben burada suçu bir tarafa ya da diğerine yüklemekle değil, çözüm bulmakla ilgileniyorum.
- This would end the damaging rotation whereby first one country then another sees its numbers peak.
- Bu, önce bir ülkenin sonra diğerinin sayılarının zirveye ulaştığı zarar verici rotasyonu sona erdirecektir.
- Attitudes towards research on human embryos differ from one Member State to another.
- İnsan embriyoları üzerinde yapılan araştırmalara yönelik tutumlar bir Üye Devletten diğerine farklılık göstermektedir.
- It must be wrong to penalise one segment directly for the acts or omissions of another.
- Bir kesimi, bir diğerinin eylemleri veya ihmalleri nedeniyle doğrudan cezalandırmak yanlış olmalıdır.
- It would permit one fisheries segment to be penalised for things done, or left undone, in another.
- Bu, bir balıkçılık segmentinin diğerinde yapılan veya yapılmayan şeyler için cezalandırılmasına izin verecektir.
- When we coordinate the processes, however, no one process is more important than another.
- Ancak süreçleri koordine ettiğimizde hiçbir süreç diğerinden daha önemli değildir.
- Trading in what one business has too much of and another too little.
- Bir işletmenin çok fazla, diğerinin ise çok az sahip olduğu şeylerin ticareti.
- This debate on the International Criminal Court has gone from one extreme to another.
- Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne ilişkin tartışmalar bir uçtan diğerine savrulmuştur.
- There is no sense of passing from one part of the world to another.
- Dünyanın bir yerinden diğerine geçmenin hiçbir anlamı yoktur.
- It is illogical for people to apply for asylum between one Member State and another within the European Union.
- İnsanların Avrupa Birliği içerisinde bir Üye Devletten diğerine iltica başvurusunda bulunması mantıksızdır.
- When coordination takes place, no area must be given precedence over another.
- Koordinasyon söz konusu olduğunda, hiçbir alan diğerine tercih edilmemelidir.
- When coordination takes place, no area must be given precedence over another.
- Koordinasyon söz konusu olduğunda hiçbir alan diğerine üstün tutulmamalıdır.
- We turn now from one end of Europe, as it were, to another.
- Şimdi Avrupa'nın bir ucundan diğerine dönüyoruz.
- It is not only a question of child labour, but children are also sold as slaves by one cocoa producer to another.
- Mesele sadece çocuk işçiliği değil, çocuklar aynı zamanda bir kakao üreticisi tarafından diğerine köle olarak satılıyor.
- We would like to see figures which would enable us to compare one year with another.
- Bir yılı diğeriyle karşılaştırabilmemizi sağlayacak rakamları görmek istiyoruz.
- With regard to costs, there are two models, one for historical waste and another for new equipment.
- Maliyetlerle ilgili olarak, biri tarihi atıklar için diğeri de yeni ekipmanlar için olmak üzere iki model bulunmaktadır.
- We really have gone from one obstacle to another, but we have been able to surmount them all.
- Gerçekten bir engelden diğerine geçtik ama hepsinin üstesinden gelmeyi başardık.
- There are many reasons why we go from one state to another.
- Bir eyaletten diğerine gitmemizin birçok nedeni var.
- One for his daughter, and another for the woman he loves.
- Biri kızı için, diğeri sevdiği kadın için.
- I reckon that's another reason he preferred working with you.
- Seninle çalışmayı tercih etmesinin diğer nedeni de bu sanırım.
- Additionally, there may exist a co-infection by another bacterium.
- Ayrıca diğer bir bakteri yüzünden de enfeksiyon oluşmuş olabilir.
- Two employees at the hotel, another two were attending the conference.
- Otelde iki çalışan vardı, diğer ikisi de konferansa katılıyordu.
- Wait for a knock, step through another door, and you're in.
- Kapının çalmasını bekle, diğer kapıdan geç ve içerdesin.
- Now, on the second memory stick is another file.
- Şimdi, diğer dosya hafıza kartının içinde.
- This handheld device converts energy from one form to another.
- Bu el tipi cihaz, enerjiyi bir formdan diğerine dönüştürür.
- Now, on the second memory stick is another file.
- Şimdi, ikinci hafıza kartında diğer dosya var.
- Dave Kunst completed the journey with another brother, Pete.
- Dave Kunst yolculuğunu diğer kardeşi Pete ile tamamlar.
- This handheld device converts energy from one form to another.
- Bu el cihazı enerjiyi bir formdan diğerine dönüştürüyor.
- Thereafter, you can massage of another leg too.
- Bundan sonra, diğer bacağa da masaj yapabilirsiniz.
- First by one finger, then by another.
- Önce bir parmağımla, sonra diğer parmağımla.
- You can use a USB flash drive to transfer music files from one computer to another quickly.
- Müzik dosyalarını bir bilgisayardan diğerine hızlı bir şekilde aktarmak için bir USB flash bellek kullanabilirsiniz.
- Very much like Russian dolls, one doll inside another.
- Rus matruşka bebeklerine çok benziyor, bir bebek diğerinin içinde.
- One for his daughter, and another for the woman he loves.
- Biri kızı için, diğeri de sevdiği kadın için.
- One star looks much the same as another.
- Bir yıldız diğerini çok andırıyor.
- He's just another uncooked burger you're willing to eat.
- O da ısırmaya razı geldiğiniz bir diğer ham meyve, hepsi bu.
- Two employees at the hotel, another two were attending the conference.
- Otelin iki çalışanı, diğer ikisi de konferansa katılıyordu.
- Nearly a year later he had another surgery on his feet.
- Yaklaşık bir yıl sonra ayağından diğer bir ameliyat geçirdi.
- Very much like Russian dolls, one doll inside another.
- Rusların oyuncak bebeklerine çok benziyor, bir bebek diğerinin içinde.
- The Powerlift is suitable for transporting loads from one floor to another.
- Powerlift, yükleri bir kattan diğerine taşımak için uygundur.
- Just pay the minimum and live to fight another month.
- Sen asgari miktarı öde ve diğer ay da geçinebilmek için hayatta kal.
- This handheld device converts energy from one form to another.
- Elle kullanılan bu cihaz, enerjiyi bir formdan diğerine dönüştürür.
- Profit is also payment for a service done by one individual for another.
- Kâr aynı zamanda bir kişinin diğerine yaptığı hizmet karşılığında yapılan ödemedir.
- Two employees at the hotel, another two were attending the conference.
- Oteldeki iki çalışan, diğer ikisi de konferansa katılıyordu.
- Because he gave another to someone else for us to go find.
- Çünkü diğerini gidip bulmamız için başka birine verdi.
- Elias, I just found another piece of the puzzle.
- Elias, yapbozun diğer parçasını az önce buldum.
- It shifts between this dimension and another.
- Bu boyut ile diğeri arasında geçiş yapar.
- One man's gain is another man's loss.
- Birinin kazancı diğerinin kaybıdır.
- God never closes a door without opening another.
- Tanrı bir kapıyı açmadan diğerini asla kapatmaz.
- One failure followed another.
- Bir başarısızlık diğerini izledi.
- He lit another cigarette, but immediately put it out.
- Diğer sigarayı yaktı fakat onu derhal söndürdü.
- One man's terrorist is another man's freedom fighter.
- Birinin teroristi diğerinin özgürlük savaşcısı.
- Each house is near another.
- Her ev diğerine yakındır.
- Never choose a vocation just because your friends are in it, nor refuse another just because your worst enemy is in it.
- Asla bir mesleği sırf arkadaşlarınız o meslekte diye seçmeyin, bir diğerini de sırf en büyük düşmanınız o meslekte diye reddetmeyin.
- What is polite in one culture may not be polite in another.
- Bir kültürde kibar olan şey diğerinde kibar olmayabilir.
- One event followed another.
- Bir olay diğerini izledi.
- One beats the bush, and another catches the bird.
- Biri çalıyı döver, diğeri kuşu yakalar.
- Some people are color blind; they cannot tell one color from another.
- Bazı insanlar renk körüdür; onlar bir rengi diğerinden ayıramaz.
- Another thing to consider is the payment.
- Düşünülecek diğer şey ödemedir.
- It's six of one and a half dozen of another.
- Birinin altısı, diğerinin yarım düzinesi.
- Some people are color blind; they cannot tell one color from another.
- Bazı insanlar renk körüdür; bir rengi diğerinden ayırt edemezler.
- Each house is near another.
- Her ev diğerine yakın.
- They were transferred from one office to another.
- Bir ofisten diğerine transfer oldular.
- He is on another phone.
- O diğer telefonda.
- Tom was suspended for throwing a chair at another student.
- Tom diğer bir öğrenciye bir sandalye fırlattığı için okuldan uzaklaştırıldı.
- It is difficult to translate a poem into another language.
- Bir şiiri diğer bir dile çevirmek zordur.
- One thing led to another.
- Bir olay diğerini doğurdu.
- Over 68 percent of Earth's freshwater is locked up in ice and glaciers; and another 30 percent is in groundwater.
- Dünyanın tatlı suyunun %68'inden fazlası buzda ya da buzullarda kilitlidir; ve diğer %30'u yeraltı suyudur.
- For one thing he is lazy, for another he drinks.
- Öncelikle o tembeldir, diğer taraftan içki içer.
- She went from one shop to another.
- O bir dükkandan diğerine gitti.
- One man's loss is another man's gain.
- Birinin kaybı diğerinin kazancıdır.
- One man's terrorist is another man's freedom fighter.
- Birinin teröristi diğerinin özgürlük savaşçısıdır.
- How can you afford another suit?
- Diğer takım elbiseye gücün nasıl yetebilir?
- From one year to another year.
- Bir yıldan diğer yıla.
- One man's trash is another man's treasure.
- Birinin çöpü diğerinin hazinesidir.
- He has two houses, one in Turkey and another one in Germany.
- Biri Türkiye'de, diğeri Almanya'da olmak üzere iki evi var.
- One nail drives out another.
- Bir çivi diğerini çıkarır.
- Tom went from one shop to another trying to find what Mary had asked him to buy.
- Tom, Mary'nin almasını istediği şeyi bulmak için bir dükkândan diğerine dolaştı.
- He complains about one thing or another all the time.
- Her zaman bir şeyden ya da diğerinden şikayet eder.
- He frequently jumps from one topic to another while he is talking.
- O konuşurken çoğunlukla bir konudan diğerine atlar.
- She went from one shop to another.
- Bir dükkandan diğerine gitti.
- My youngest brother has two children from his first marriage, and another child from his second.
- En küçük erkek kardeşimin ilk evliliğinden iki çocuğu var, ve diğer çocuk ikinci evliliğinden.
- One event followed another.
- Bir olay diğerini takip etti.
- For one thing, I am poor; for another, I am busy.
- Bir yandan fakirim, diğer yandan meşgulüm.
- One plane after another took off.
- Bir uçak diğerinden sonra havalandı.
- He jumped from one subject to another.
- Bir konudan diğerine atladı.
- They were transferred from one office to another.
- Onlar bir ofisten diğerine transfer edildi.
- He frequently jumps from one topic to another while he is talking.
- Konuşurken sık sık bir konudan diğerine atlıyor.
- God never closes a door without opening another.
- Allah diğerini açmadan bir kapıyı asla kapamaz.
- Everybody had changed so much that I could hardly tell one from another.
- Herkes o kadar değişmişti ki, birini diğerinden ayırt etmekte zorlanıyordum.
- There's a movement from a context to another.
- Bir bağlamdan diğerine bir hareket var.
- Let one of us keep watch while another takes a nap.
- Birimiz nöbet tutarken diğerimiz uyusun.
- In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
- Ayaklarımızı sıcak tutmak için bir ayaktan diğerine geçmek ve hareket etmeye devam etmek zorundaydık.
- He has two houses, one in Turkey and another one in Germany.
- Onun iki evi var, biri Türkiye'de ve diğeri Almanya'da.
- Tom went from one shop to another trying to find what Mary had asked him to buy.
- Tom Mary'nin onun almasını istediği şeyi bulmaya çalışırken bir mağazadan diğerine gitti.
- The bank robbers killed one guard and injured another.
- Banka soyguncuları bir güvenlik görevlisini öldürdü ve diğerini yaraladı.
- Everybody had changed so much that I could hardly tell one from another.
- Herkes o kadar değişmişti ki, birini diğerinden neredeyse ayıramıyordum.
Show More (120)
|
