battle - English Turkish Sentences
English Turkish
battle savaş n.
  • It does not attempt to involve the public, the citizens of Europe, in this mighty battle for power.
  • Halkı, Avrupa vatandaşlarını bu büyük güç savaşına dahil etmeye çalışmaz.
  • Why are we not facing the battle?
  • Neden savaşla yüzleşmiyoruz?
  • That battle was lost but must now be joined again.
  • Bu savaş kaybedildi ama şimdi yeniden katılmamız gerekiyor.
Show More (134)
battle mücadele n.
  • The mother won the battle for the custody of her children.
  • Anne, çocuklarının velayeti için verdiği mücadeleyi kazandı.
  • The battle against drug usage is fatal for the future of our children.
  • Uyuşturucu kullanımına karşı verilen mücadele çocuklarımızın geleceği için hayati önem taşımaktadır.
  • That, surely, is a critical battle lost in what some call the 'war against terrorism'.
  • Bu, bazılarının "terörizme karşı savaş" olarak adlandırdığı süreçte kaybedilen kritik bir mücadeledir.
Show More (17)
battle mücadele etmek v.
  • The little boy battled against the illness and won.
  • Küçük çocuk hastalıkla mücadele etti ve kazandı.
  • Nevertheless, we continue to battle on together; we will get there one day.
  • Yine de birlikte mücadele etmeye devam ediyoruz; bir gün oraya varacağız.
  • To protect themselves against this, the trade unions in many European countries have battled for years for indexing.
  • Buna karşı kendilerini korumak için birçok Avrupa ülkesindeki sendikalar endeksleme için yıllarca mücadele etti.
Show More (11)
battle muharebe n.
  • The battle between the two enemy countries ended in 2001.
  • İki düşman ülke arasındaki muharebe 2001 yılında sona erdi.
  • We've lost a battle, but we'll win the war.
  • Bir muharebeyi kaybettik ama savaşı kazanacağız.
  • They lost every battle.
  • Her muharebeyi kaybetmişler.
Show More (2)
battle çatışma n.
  • The battle began, the seemingly vulnerable skeletons were so powerful unexpectedly.
  • Çatışma başladı, görünüşte savunmasız görünen iskeletler beklenmedik bir şekilde çok güçlüydü.
  • They died in battle.
  • Çatışmada öldüler.
  • They died in battle.
  • Onlar çatışmada öldüler.
Show More (0)
battle çarpışmak v.
  • My grandfather battled in the Korean War.
  • Büyükbabam Kore Savaşı'nda çarpışmış.
Show More (-2)
battle dövüş n.
  • I need a relationship like "Tom and Jerry" battle every day, still can't survive without one another.
  • Her gün "Tom & Jerry" dövüşü gibi bir ilişki istiyorum, her şeye rağmen birbirimiz olmadan yaşayamam.
Show More (-2)
battle kavga n.
  • I really don't want a battle.
  • Gerçekten bir kavga istemiyorum.
Show More (-2)