bitter - English Turkish Sentences
English Turkish
bitter acı adj.
  • Their joyfulness is tempered only by the continuation of the bitter legacy of Saddam.
  • Onların sevinci ancak Saddam'ın acı mirasının devam etmesiyle azalır.
  • Let me say a few bitter words as an Austrian.
  • Bir Avusturyalı olarak birkaç acı söz söylememe izin verin.
  • The hatred between Sharon and Arafat is bitter and long-standing.
  • Sharon ve Arafat arasındaki nefret acı ve uzun süredir devam ediyor.
Show More (64)
bitter sert adj.
  • Tom was a bitter old man who was sick of life.
  • Tom hayattan bıkmış sert yaşlı bir adamdı.
  • Tom said that Mary wasn't bitter.
  • Tom, Mary'nin sert olmadığını söyledi.
  • She is very bitter toward me.
  • Bana karşı çok sert.
Show More (4)
bitter şiddetli adj.
  • We were all shaking from the bitter cold.
  • Hepimiz şiddetli soğuktan titriyorduk.
  • It's bitter cold.
  • Hava çok şiddetli soğuk.
Show More (-1)
bitter keskin adj.
  • We were all shaking from the bitter cold.
  • Keskin soğuktan hepimiz titriyorduk.
Show More (-2)
bitter amansız adj.
  • They are bitter enemies.
  • Onlar amansız düşmanlardır.
Show More (-2)