|
- The consequence will be that people will refrain from buying modern, environmentally better, boat engines.
- Bunun sonucunda insanlar modern, çevresel açıdan daha faydalı tekne motorlarını satın almaktan kaçınacaklardır.
- The last thing we want is an extremely bureaucratic system imposed on the boat owners and users of Europe.
- İsteyeceğimiz son şey, Avrupa'daki tekne sahiplerine ve kullanıcılarına dayatılan aşırı bürokratik bir sistemdir.
- There are now over 3.5 million motor boats in the European Union and the number is rising.
- Şu anda Avrupa Birliği'nde 3,5 milyondan fazla motorlu tekne bulunmaktadır ve bu sayı giderek artmaktadır.
- An old boat, however, is a dangerous boat.
- Ancak eski bir tekne tehlikeli bir teknedir.
- In Sweden and Finland, it is also common to sail up lakes in boats that are used for coastal journeys.
- İsveç ve Finlandiya'da kıyı yolculukları için kullanılan teknelerle göllere açılmak da yaygındır.
- The consequence will be that people will refrain from buying modern, environmentally better, boat engines.
- Bunun sonucu olarak insanlar modern, çevresel açıdan daha iyi tekne motorları satın almaktan kaçınacaklardır.
- A few days ago, I was on Lake Como, admiring the beauty of this wonderful Italian lake from a boat.
- Birkaç gün önce Como Gölü'ndeydim ve bir tekneden bu harika İtalyan gölünün güzelliğine hayranlıkla bakıyordum.
- Pleasure boats generate a great deal of noise and pollution.
- Eğlence tekneleri büyük ölçüde gürültü ve kirlilik yaratır.
- Both large and small boats can do that, and small boats may even be more likely to do so.
- Hem büyük hem de küçük tekneler bunu yapabilir ve hatta küçük teknelerin bunu yapma olasılığı daha yüksek olabilir.
- I can assure you that these boats make a hell of a racket and produce an awful lot of exhaust, much more so than cars.
- Sizi temin ederim ki bu tekneler çok gürültü çıkarıyor ve arabalardan çok daha fazla egzoz üretiyor.
- Pleasure boats generate a great deal of noise and pollution.
- Gezi tekneleri çok fazla gürültü ve kirlilik yaratmaktadır.
- In addition, we do not currently have the ability to obtain a higher environmental standard for leisure boats on lakes.
- Buna ek olarak, şu anda göllerdeki gezi tekneleri için daha yüksek bir çevre standardı elde etme imkanına sahip değiliz.
- The abolition of State aid for building new boats and for modernising the existing fleet is unacceptable.
- Yeni teknelerin inşası ve mevcut filonun modernizasyonu için Devlet yardımının kaldırılması kabul edilemez.
- In our countries, there is one boat for every seven inhabitants, so this is an important source of employment for us.
- Ülkelerimizde her yedi kişiye bir tekne düşmektedir; dolayısıyla bu bizim için önemli bir istihdam kaynağıdır.
- Boats often lie at anchor, but environmental policy must also be anchored.
- Tekneler genellikle demir atar, ancak çevre politikasının da demir atması gerekir.
- They prepared a boat for them and they would not even go out in the boat.
- Onlar için bir tekne hazırladılar ve tekneye bile binmediler.
- It rocked the boat and people panicked.
- Tekneyi salladı ve insanlar panikledi.
- This means that they no longer miss the boat, since they are following in their own little boat.
- Bu da, kendi küçük teknelerini izledikleri için artık tekneyi daha fazla özlemeyecekleri anlamına gelir.
- In addition, we do not currently have the ability to obtain a higher environmental standard for leisure boats on lakes.
- Ayrıca, şu anda göllerdeki gezi tekneleri için daha yüksek bir çevre standardı elde etme imkanına sahip değiliz.
- I believe it is a classic boat.
- Bunun klasik bir tekne olduğuna inanıyorum.
- I do not think I am wrong in saying that at this rate we will end up including pleasure boats.
- Bu gidişle eğlence teknelerini de dahil edeceğimizi söylemekte haksız olduğumu sanmıyorum.
- They prepared a boat for them and they would not even go out in the boat.
- Onlar için bir tekne hazırladılar ama onlar tekneye bile binmediler.
- It persists in its Malthusianism tactics by scrapping boats and even by refusing to fund modernisation.
- Tekneleri hurdaya çıkararak ve hatta modernizasyonu finanse etmeyi reddederek Malthusçuluk taktiklerinde ısrar ediyor.
- The same logic should apply to boats as well.
- Aynı mantık tekneler için de geçerli olmalıdır.
- When a boat is manufactured, it is not known which conditions it will be used for.
- Bir tekne üretildiğinde hangi koşullarda kullanılacağı bilinmez.
- There are time restrictions, limiting the use of boats only to certain hours each day.
- Teknelerin kullanımını her gün sadece belirli saatlerle sınırlayan zaman kısıtlamaları var.
- I saw a few boats landing at Parliament this week and notified the security service.
- Bu hafta Parlamentoya birkaç teknenin yanaştığını gördüm ve durumu güvenlik birimlerine bildirdim.
- As a huge number of boats leak, a great proportion of lubricant seeps out.
- Çok sayıda tekne sızıntı yaptığından, yağlayıcının büyük bir kısmı dışarı sızar.
- Nor must we underestimate the noise generated when the water is displaced by boats travelling at high speed.
- Yüksek hızda seyreden tekneler tarafından su yer değiştirdiğinde ortaya çıkan gürültüyü de hafife almamalıyız.
- It needs to be very simple and effective and, above all, free of charge to those who have boats at the moment.
- Çok basit ve etkili olmalı ve her şeyden önce şu anda teknesi olanlar için ücretsiz olmalıdır.
- The limit values laid down now will only have to be complied with by boats newly brought onto the market from 2005.
- Şu anda belirlenen sınır değerlere sadece 2005 yılından itibaren piyasaya yeni sürülen teknelerin uyması gerekecek.
- There are time restrictions, limiting the use of boats only to certain hours each day.
- Teknelerin kullanımını her gün sadece belirli saatlerle sınırlayan zaman kısıtlamaları vardır.
- The last thing we want is an extremely bureaucratic system imposed on the boat owners and users of Europe.
- İstediğimiz son şey Avrupa'daki tekne sahiplerine ve kullanıcılarına dayatılan son derece bürokratik bir sistemdir.
- We are literally asking our fishermen to burn their boats.
- Kelimenin tam anlamıyla balıkçılarımızdan teknelerini yakmalarını istiyoruz.
- With every boat we scrap, we are destroying jobs, and this must be taken into account.
- Hurdaya çıkardığımız her tekne ile istihdamı yok ediyoruz ve bu dikkate alınmalıdır.
- Why can a boat 12 metres long receive funding, while a boat of 13 metres cannot?
- Neden 12 metre uzunluğundaki bir tekne fon alabiliyor da 13 metrelik bir tekne alamıyor?
- In my city, Amsterdam, the dozens of boats create far more stench than the tens of thousands of cars.
- Benim şehrim Amsterdam'da düzinelerce tekne, on binlerce arabadan çok daha fazla pis koku yaratıyor.
- What sort of boats are involved, however?
- Bununla birlikte ne tür tekneler söz konusu?
- The limit values laid down now will only have to be complied with by boats newly brought onto the market from 2005.
- Şu anda belirlenen sınır değerlere yalnızca 2005 yılından itibaren piyasaya yeni sürülen teknelerin uyması gerekecektir.
- This money must also be used to buy better equipment, not to destroy boats.
- Bu para da tekneleri yok etmek için değil, daha iyi ekipman satın almak için kullanılmalıdır.
- It is also wrong to say that we no longer care about the safety of fishermen and the safety of boats.
- Balıkçıların ve teknelerin güvenliğini artık önemsemediğimizi söylemek de yanlıştır.
- Ten years ago, Namibia threw out the Spanish boats and took control over her 200-mile territorial waters.
- On yıl önce Namibya İspanyol teknelerini kovdu ve 200 millik karasularının kontrolünü ele geçirdi.
- It is a fast, fun boat.
- Süratli, eğlenceli bir tekne.
- It is a fast, fun boat.
- Hızlı ve eğlenceli bir teknedir.
- It is a fast, fun boat.
- Hızlı, eğlenceli bir tekne.
- On this full-day trip, you will boat through the lush green vegetation of these famous canals.
- Tam günlük bu gezide bu ünlü kanalların yemyeşil bitki örtüsü arasında tekneyle dolaşacaksınız.
- On this full-day trip, you will boat through the lush green vegetation of these famous canals.
- Bu tam günlük gezide bu ünlü kanalların yemyeşil bitki örtüsü arasında tekneyle gezineceksiniz.
- On this full-day trip, you will boat through the lush green vegetation of these famous canals.
- Bu tam günlük gezide bu ünlü kanalların yemyeşil bitki örtüsünün içinden tekneyle geçeceksiniz.
- The boat began to take in water and soon sank.
- Tekne, su almaya başladı ve kısa süre içinde battı.
- What's the name of Tom's boat?
- Tom'un teknesinin adı nedir?
- You've missed the boat.
- Sen tekneyi kaçırdın.
- Sami's toys were his cars and boats.
- Sami'nin oyuncakları onun arabaları ve tekneleriydi.
- It's a beautifully designed boat.
- Çok güzel tasarlanmış bir tekne.
- Sami's toys were his cars and boats.
- Sami'nin oyuncakları arabaları ve tekneleriydi.
- Does Tom still have a boat?
- Tom'un hala bir teknesi var mı?
- I'd like to float in a boat on the lake, just the two of us.
- Gölde bir teknede yüzmek isterdim, yalnızca ikimiz.
- He got in the boat with the horse.
- Atla birlikte tekneye bindi.
- I took them for a little trip in a boat.
- Onları tekneyle küçük bir geziye çıkardım.
- We rode on a boat.
- Bir tekneye bindik.
- Bob bragged about his big boat.
- Bob büyük teknesiyle övünüyordu.
- Our boat followed a school of fish.
- Teknemiz bir balık sürüsünü takip etti.
- The boat uses a motor for the power.
- Tekne, güç için bir motor kullanır.
- The boat exploded and caught fire.
- Tekne patladı ve alev aldı.
- Some say the boat got lost, others say it was swallowed by a whale.
- Bazıları teknenin kaybolduğunu, başkaları ise onun bir balina tarafından yutulduğunu söyler.
- This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
- Bu tekne yüksek dereceli alüminyum ve yüksek mukavemetli demirden yapılmıştır.
- Don't put all your wealth on a boat.
- Tüm servetinizi bir tekneye yüklemeyin.
- I'm in the same boat.
- Ben de aynı teknedeyim.
- Did you come by boat?
- Tekneyle mi geldin?
- I want a boat that'll take me far away from here.
- Beni buradan uzaklara götürecek bir tekne istiyorum.
- This boat is no longer seaworthy.
- Bu tekne artık denize elverişli değil.
- We've got a boat.
- Bizim bir teknemiz var.
- You can go there in a boat.
- Bir tekne ile oraya gidebilirsin.
- Get in the boat.
- Tekneye bin.
- Turkish warships intercepted a Greek boat which was suspected to carry illegal immigrants.
- Türk savaş gemileri yasadışı göçmenleri taşıdığından şüphelenilen bir Yunan teknesini durdurdu.
- A new team was formed in order to take part in the boat race.
- Tekne yarışına katılmak için yeni bir ekip kuruldu.
- It looks like there's a pleasure boat.
- Bir eğlence teknesi var gibi görünüyor.
- Let's get back to the boat.
- Tekneye geri dönelim.
- They had a boat.
- Bir tekneleri vardı.
- That's Tom's boat.
- Bu Tom'un teknesi.
- He was kind enough to take us over to the island in his boat.
- Bizi teknesiyle adaya götürecek kadar nazikti.
- We must go across the lake by boat.
- Gölü tekneyle geçmeliyiz.
- Get into the boat, please.
- Tekneye bin, lütfen.
- I got in the boat with Tom.
- Tom'la tekneye bindim.
- The boat is heading toward the harbor.
- Tekne limana doğru gidiyor.
- Boats were racing last night.
- Dün gece tekneler yarışıyordu.
- This boat is seaworthy.
- Bu tekne denize dayanıklı.
- We saw the boat tossing on the stormy sea.
- Biz fırtınalı denizde teknenin savrulduğunu gördük.
- That's Tom's boat.
- O, Tom'un teknesi.
- This is a really good boat.
- Bu gerçekten iyi bir tekne.
- They've missed the boat.
- Tekneyi kaçırdılar.
- I got in the boat with Tom.
- Tom ile tekneye bindim.
- I'm selling my boat.
- Teknemi satıyorum.
- We had wooden boats.
- Ahşap teknelerimiz vardı.
- They got into the boat.
- Tekneye bindiler.
- We were waiting for the boat for many hours.
- Biz saatlerdir tekneyi bekliyorduk.
- Agnès looked at the brown boats.
- Agnès kahverengi teknelere baktı.
- He was kind enough to take us over to the island in his boat.
- O bizi teknesiyle adaya götürecek kadar kibardı.
- Is Tom on the boat?
- Tom teknede mi?
- The island is easy to reach by boat.
- Adaya tekne ile ulaşmak kolaydır.
- I heard you bought a boat.
- Tekne aldığını duydum.
- I have a boat and a car.
- Bir teknem ve bir arabam var.
- Turkish warships intercepted a Greek boat which was suspected to carry illegal immigrants.
- Türk savaş gemileri kaçak göçmen taşıdığından şüphelenilen bir Yunan teknesini durdurdu.
- To cross the river, you can use a boat or the bridge.
- Nehri geçmek için bir tekne ya da köprüyü kullanabilirsiniz.
- Tom actually owns three boats.
- Tom'un aslında üç teknesi var.
- To cross the river, you can use a boat or the bridge.
- Nehri geçmek için tekneyi ya da köprüyü kullanabilirsin.
- I'm taking my boat out this afternoon.
- Bu öğleden sonra teknemle açılacağım.
- A white boat came into sight.
- Beyaz bir tekne göründü.
- We went down the river in a small boat.
- Küçük bir tekneyle nehirden aşağı indik.
- Tom tried to get back in boat.
- Tom tekneye geri dönmeye çalıştı.
- Suddenly a huge wave came and the boat disappeared.
- Aniden büyük bir dalga geldi ve tekne kayboldu.
- Have you ever got on a boat?
- Hiç tekneye bindiniz mi?
- The boat passed under the bridge.
- Tekne köprünün altından geçti.
- I slept on the boat.
- Teknede uyudum.
- The boat drifted down the stream.
- Tekne, akıntıyla sürüklendi.
- We caught sight of his boat.
- Teknesini gördük.
- We rode a boat to the island.
- Adaya tekneyle gittik.
- The boat drifted out to sea.
- Tekne, denize sürüklendi.
- The boat sailed across the Pacific Ocean.
- Tekne, Pasifik Okyanusu boyunca yol aldı.
- He threw everything out of the boat.
- Her şeyi tekneden dışarı attı.
- A trip by boat takes longer than by car.
- Tekneyle yolculuk arabadan daha uzun sürer.
- They cut down many trees to build the boats.
- Onlar tekne yapmak için birçok ağacı kestiler.
- Tom named his boat after his girlfriend, but then she left him.
- Tom teknesine kız arkadaşının adını verdi, ama sonra kız onu terk etti.
- He traveled by boat.
- O, tekne ile seyahat etti.
- Tom crossed the river in a boat.
- Tom nehri bir tekne içinde geçti.
- Tom is looking to buy a boat.
- Tom bir tekne almak istiyor.
- Neither Tom nor Mary has a boat.
- Ne Tom'un ne de Mary'nin bir teknesi var.
- Tom and Mary took the boat out of the water.
- Tom ve Mary tekneyi sudan çıkardılar.
- They pulled their boat up onto the beach.
- Teknelerini sahile çektiler.
- After the wind has stopped, let's sail the boat off to the open sea.
- Rüzgar durduktan sonra, tekneyi açık denize açalım.
- Get into the boat, please.
- Tekneye binin lütfen.
- I can rent a boat from there.
- Oradan bir tekne kiralayabilirim.
- Tom has a boat.
- Tom'un bir teknesi var.
- We crossed the lake in a boat.
- Biz bir tekne ile gölü geçtik.
- A white boat came into sight.
- Beyaz bir tekne görünmeye başladı.
- That is a boat.
- O bir tekne.
- Sami stole Layla's boat.
- Sami, Layla'nın teknesini çaldı.
- Tom wanted to have a bigger boat than his brother.
- Tom kardeşinden daha büyük bir tekneye sahip olmak istiyordu.
- The waves swallowed up the boat.
- Dalgalar tekneyi yuttu.
- My boat is small.
- Teknem küçük.
- We've missed the boat.
- Tekneyi kaçırdık.
- Do you see a boat on the horizon?
- Ufukta bir tekne görüyor musun?
- Can you see Tom's boat?
- Tom'un teknesini görebiliyor musun?
- You can rent a boat by the hour.
- Saatlik tekne kiralayabilirsin.
- I have a boat.
- Bir teknem var.
- We have two boats.
- İki teknemiz var.
- The storm sank the boat.
- Fırtına tekneyi batırdı.
- She noticed a boat in the far distance.
- Uzakta bir tekne fark etti.
- Many boats are sailing on the sea.
- Denizde birçok tekne yüzüyor.
- What happened to the boat?
- Tekneye ne oldu?
- The boat exploded and caught fire.
- Tekne patlayıp alev aldı.
- We named the boat the Half Moon.
- Tekneye Yarım Ay adını koyduk.
- Do you have a license to operate a boat?
- Tekne kullanma ehliyetin var mı?
- A big wave swept the man off the boat.
- Büyük bir dalga adamı tekneden sürükleyip attı.
- There are two boats on the lake.
- Gölde iki tekne var.
- Tom helped Mary out of the boat.
- Tom, Mary'nin tekneden çıkmasına yardım etti.
- There is no regular boat service to the island.
- Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.
- I stole a boat.
- Bir tekne çaldım.
- The boat made for the harbor.
- Tekne, limana doğru yol aldı.
- Tom keeps his boat at the pier.
- Tom teknesini iskelede tutuyor.
- Do you have a license to operate a boat?
- Bir tekne işletmek için ehliyetin var mı?
- The boat is attached to the anchor by a chain.
- Tekne çapaya bir zincirle bağlı.
- The boat drifted out to sea.
- Tekne, denize doğru çekildi.
- I don't care about boats.
- Ben teknelerle ilgilenmiyorum.
- Tom rowed the boat across the lake.
- Tom tekneyi gölün karşısına geçirdi.
- I'm selling my boat.
- Ben teknemi satıyorum.
- He owns two houses and a boat.
- İki evi ve bir teknesi var.
- Do you want to see my boat?
- Teknemi görmek ister misin?
- Do you have a license to operate a motor boat?
- Motorlu bir tekneyi çalıştırmak için ehliyetin var mı?
- Tom's boat sprung a leak and started taking on water.
- Tom'un teknesinde bir sızıntı oldu ve su almaya başladı.
- Our boat won by two lengths.
- Teknemiz iki boy farkla kazandı.
- This boat has six oars.
- Bu teknenin altı küreği bulunur.
- Did you build us a boat?
- Bize tekne mi yaptın?
- Do you want to see my boat?
- Benim teknemi görmek ister misin?
- Tom stole a boat.
- Tom bir tekne çaldı.
- My boat sank.
- Teknem battı.
- You're going to need a bigger boat.
- Daha büyük bir tekneye ihtiyacın olacak.
- Does Tom have a boat?
- Tom'un bir teknesi var mı?
- Tom threw Mary off the boat.
- Tom Mary'yi tekneden attı.
- That's a boat.
- O bir tekne.
- Have you ever got on a boat?
- Hiç tekneye bindin mi?
- Sami placed Layla's body on the bottom of the boat.
- Sami, Leyla'nın cesedini teknenin altına yerleştirdi.
- Several hundred men were packed into the boat.
- Birkaç yüz adam tekneye doluşmuştu.
- He crossed the river in a small boat.
- Küçük bir tekne ile nehri geçti.
- We've got a boat.
- Bir teknemiz var.
- Tom got in the boat with Mary.
- Tom Mary ile birlikte tekneye bindi.
- Your boat stinks.
- Teknen leş gibi kokuyor.
- I have a boat and a car.
- Bir teknem ve arabam var.
- This boat is no longer seaworthy.
- Bu tekne artık denize dayanıklı değil.
- He explained the process of building a boat.
- Bir tekne inşa etme sürecini anlattı.
- The boats looked unoccupied.
- Tekneler boş görünüyordu.
- I am taking Tom on a boat trip tomorrow.
- Yarın Tom'u tekne gezisine götüreceğim.
- I want a boat.
- Bir tekne istiyorum.
- The old man the boat.
- Yaşlı adam, tekne.
- He took me over to the island in his boat.
- Teknesiyle beni adaya götürdü.
- She's missed the boat.
- Tekneyi kaçırdı.
- Tom has been living on a boat for the past three years.
- Tom son üç yıldır bir teknede yaşıyor.
- Tom helped Mary into the boat.
- Tom Mary'nin tekneye binmesine yardım etti.
- They dragged their boat onto the beach.
- Teknelerini sahile sürüklediler.
- We've missed the boat.
- Biz tekneyi kaçırdık.
- I saw the boat sink.
- Teknenin battığını gördüm.
- The boat uses a motor for the power.
- Tekne, güç için bir motor kullanıyor.
- The boat floated away from the shore and soon disappeared into the fog.
- Tekne kıyıdan uzaklaştı ve kısa süre sonra sisin içinde kayboldu.
- The boat capsized.
- Tekne alabora oldu.
- I don't care about boats.
- Tekneler umurumda değil.
- Tom got into the boat.
- Tom tekneye bindi.
- We saw the boat tossing on the stormy sea.
- Teknenin fırtınalı denizde savrulduğunu gördük.
- A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.
- Araba, bisiklet, uçak, tekne ve tren birer ulaşım aracıdır.
- That is a boat.
- Bu bir tekne.
- Tom needs a bigger boat.
- Tom'un daha büyük bir tekneye ihtiyacı var.
- Do you have a license to operate a motor boat?
- Motorlu tekne kullanma ehliyetin var mı?
- Tom arrived on a boat.
- Tom bir tekneyle geldi.
- A new team was formed in order to take part in the boat race.
- Tekne yarışına katılmak için yeni bir takım oluşturuldu.
- You can go there in a boat.
- Oraya bir tekneyle gidebilirsiniz.
- When does the boat set out?
- Tekne ne zaman yola çıkıyor?
- What do you think of Tom's boat?
- Tom'un teknesi hakkında ne düşünüyorsun?
- This boat goes through the jungle.
- Bu tekne ormandan geçiyor.
- She succeeded in crossing the Pacific Ocean by boat.
- Pasifik Okyanusu'nu tekneyle geçmeyi başarmış.
- He traveled by boat.
- O tekneyle seyahat etti.
- We went down the river in a small boat.
- Küçük bir tekne ile nehirden aşağıya doğru gittik.
- The boat anchored near the shore.
- Tekne, kıyıya yakın demir attı.
- Boats can sink.
- Tekneler batabilir.
- Tom jumped from the boat.
- Tom tekneden atladı.
- Why don't we take turns rowing the boat?
- Neden teknede sıra ile kürek çekmiyoruz?
- Their boat is adrift.
- Tekneleri sürükleniyor.
- Traveling by boat is a lot of fun.
- Tekneyle seyahat etmek çok eğlencelidir.
- All boats are equipped with oar.
- Tüm tekneler kürek ile donatılmıştır.
- I got in the boat.
- Tekneye bindim.
- The boat anchored near the shore.
- Tekne, kıyıya yakın bir yere demirledi.
- A trip by boat takes more time than one by car.
- Tekneyle yolculuk, arabayla olandan daha fazla zaman alır.
- The boat sank to the bottom.
- Tekne dibe battı.
- That boat was full of refugees from Cuba.
- O tekne, Küba'dan gelen mültecilerle doluydu.
- She was able to cross the Pacific Ocean by boat.
- Pasifik Okyanusu'nu tekneyle geçebildi.
- She caught sight of a rowing boat in the distance.
- O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü.
- Boats were racing last night.
- Tekneler dün gece yarışıyorlardı.
- The boat is sinking.
- Tekne batıyor.
- The boat can still be seen.
- Tekne hala görülebilir.
- I swam back to the boat.
- Ben tekneye geri yüzdüm.
- You're going to need a bigger boat.
- Daha büyük bir tekneye ihtiyacınız olacak.
- Get on the boat.
- Tekneye bin.
- Do you know where I can rent a boat?
- Nereden tekne kiralayabileceğimi biliyor musun?
- They disguised themselves as fishermen and escaped in a boat.
- Balıkçı kılığına girip bir tekneyle kaçtılar.
- Tom was born on a boat.
- Tom bir teknede doğdu.
- This boat has six oars.
- Bu teknenin altı küreği vardır.
- They dragged their boat onto the beach.
- Teknelerini sahile çektiler.
- Tom used to live on a boat.
- Tom eskiden bir teknede yaşardı.
- I just bought a boat.
- Daha yeni bir tekne aldım.
- The boat crashed into the pier.
- Tekne iskeleye çarptı.
- There was a boat race last night.
- Dün gece bir tekne yarışı vardı.
- Tom's boat sank.
- Tom'un teknesi battı.
- Tom used to live on a boat.
- Tom bir teknede yaşardı.
- We'll never get across the river without a boat.
- Tekne olmadan nehri asla geçemeyiz.
- The boat was equipped with radar.
- Tekne radar ile donatılmıştı.
- Tom tied his boat to the dock.
- Tom teknesini rıhtıma bağladı.
- You've missed the boat.
- Tekneyi kaçırdınız.
- Our boat approached the small island.
- Teknemiz küçük adaya yaklaştı.
- I have a friend who lives on a boat.
- Teknede yaşayan bir arkadaşım var.
- What's the name of Tom's boat?
- Tom'un teknesinin adı ne?
- He's missed the boat.
- Tekneyi kaçırdı.
- Tom tried to get back in boat.
- Tom tekneye dönmeye çalıştı.
- The boat drifted down the stream.
- Tekne, akıntıya kapıldı.
- The boat drifted about on the sea.
- Tekne denizde sürüklendi.
- Tom is getting the boat ready.
- Tom tekneyi hazırlıyor.
- I am taking Tom on a boat trip tomorrow.
- Yarın Tom'u bir tekne gezisine götürüyorum.
- Tom tied his boat to the dock.
- Tom teknesini iskeleye bağladı.
- Tom helped Mary out of the boat.
- Tom Mary'nin tekneden çıkmasına yardım etti.
- We must go across the lake by boat.
- Gölün karşısına tekneyle geçmeliyiz.
- I took them for a little trip in a boat.
- Ben onları bir tekneyle küçük bir geziye götürdüm.
- Many boats are sailing on the sea.
- Birçok tekne denizde seyrediyor.
- Tom actually owns three boats.
- Tom aslında üç tekneye sahiptir.
- She succeeded in crossing the Pacific Ocean by boat.
- O, tekneyle Pasifik Okyanusunu geçmeyi başardı.
- There were some boats on the lake.
- Gölde bazı tekneler vardı.
- My boat is small.
- Benim teknem küçük.
- Tom lives on a boat.
- Tom bir teknede yaşıyor.
- Some boats are on the lake.
- Gölde bazı tekneler var.
- The boat began to take in water and soon sank.
- Tekne, su almaya başladı ve kısa süre sonra battı.
- Layla hid in a boat.
- Layla bir tekneye saklandı.
- The boat sunk and everyone died.
- Tekne battı ve herkes öldü.
- He's now on the boat.
- O şimdi teknede.
- The boat sank to the bottom of the lake.
- Tekne, gölün dibine battı.
- I've finally gotten used to living on a boat.
- Sonunda bir teknede yaşamaya alıştım.
- You can rent a boat by the hour.
- Saatlik olarak bir tekne kiralayabilirsiniz.
- The boat is attached to the anchor by a chain.
- Tekne bir zincirle çapaya bağlıdır.
- I swam back to the boat.
- Yüzerek tekneye geri döndüm.
- That's a boat.
- Bu bir tekne.
- The boat sank in a flash.
- Tekne, bir anda battı.
- I live on a boat.
- Bir teknede yaşıyorum.
- There are a few boats on the lake.
- Gölde birkaç tekne var.
- I want a boat that will take me far away from here.
- Beni buradan uzaklara götürecek bir tekne istiyorum.
- Tom got in the boat with Mary.
- Tom, Mary ile tekneye bindi.
- Do you have a boat?
- Teknen var mı?
- Tom has a huge boat.
- Tom'un büyük bir teknesi var.
- Tom's boat sprung a leak and started taking on water.
- Tom'un teknesi su sızdırdı ve su almaya başladı.
- He is sailing a little boat on the water.
- Küçük bir tekneyle suda yüzüyor.
- Layla was hiding in a boat.
- Layla bir teknede saklanıyordu.
- Sami's boat was stolen.
- Sami'nin teknesi çalındı.
- The little boat bobbed on the rough sea.
- Tekne dalgalı denizde şiddetle sallandı.
- The old man the boat.
- İhtiyarlar tekneye geçti.
- The little boat, tossed about by the angry waters, appeared and disappeared in the waves.
- Kızgın suların savurduğu küçük tekne, dalgaların arasında bir görünüp bir kayboluyordu.
- The boat is on fire.
- Tekne yanıyor.
- The sea was full of boats.
- Deniz teknelerle doluydu.
- We were waiting for the boat for many hours.
- Saatlerce tekneyi bekliyorduk.
- You can take a boat trip to the island.
- Adaya tekne turuyla gidebilirsiniz.
- The boat isn't where I left.
- Tekne bıraktığım yerde değil.
- I have a friend who lives on a boat.
- Bir teknede yaşayan bir arkadaşım var.
- Did you build us a boat?
- Bize bir tekne yaptın mı?
- He threw everything out of the boat.
- O her şeyi tekneden attı.
- I want a boat that'll take me far away from here.
- Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum.
- Don't put all your wealth on a boat.
- Bütün servetini bir tekneye koyma.
- Tom offered to ferry us across the river in his boat.
- Tom bizi teknesiyle nehrin karşısına geçirmeyi teklif etti.
- They had a boat.
- Onların bir tekneleri vardı.
- We hired a boat by the hour.
- Biz saatlik bir tekne kiraladık.
- The boat is heading toward the harbor.
- Tekne limana doğru yöneldi.
- Your boat stinks.
- Tekneniz kötü kokuyor.
- I got into the boat.
- Tekneye bindim.
- The boat was very crowded.
- Tekne çok kalabalıktı.
- It's a beautifully designed boat.
- Bu güzel tasarlanmış bir tekne.
- The boat shipped water and nearly capsized.
- Tekne su aldı ve neredeyse alabora oluyordu.
- That boat was full of refugees from Cuba.
- O tekne, Kübalı mültecilerle doluydu.
- We'll cross the river in a boat.
- Nehri bir tekneyle geçeceğiz.
- The boat was clean.
- Tekne temizdi.
- The boat isn't where I left it.
- Tekne bıraktığım yerde değil.
- Our boat followed a school of fish.
- Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
- We named the boat the Half Moon.
- Tekneye Yarım Ay ismini verdik.
- He's now on the boat.
- Şu anda teknede.
- Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
- Umalım da Hawaii yolunun yarısında bu teknenin motoru bozulmasın.
- Tom helped Mary into the boat.
- Tom, Mary'nin tekneye binmesine yardım etti.
- The boat can still be seen.
- Tekne hala görülebiliyor.
- He took me over to the island in his boat.
- Beni teknesiyle adaya götürdü.
- They cut down many trees to build the boats.
- Tekneleri inşa etmek için çok sayıda ağaç kestiler.
- Tom pushed Mary out of the boat.
- Tom, Mary'i tekneden dışarı itti.
- Do you own a boat?
- Tekneniz var mı?
- A boat capsized.
- Bir tekne alabora oldu.
- Tom jumped out of the boat.
- Tom tekneden atladı.
- A trip by boat takes more time than one by car.
- Tekneyle gezi, arabayla olandan daha fazla zaman alır.
- The little boat bobbed on the rough sea.
- Küçük tekne dalgalı denizde sallanıyordu.
- The boat floated away from the shore and soon disappeared into the fog.
- Tekne kıyıdan çıktı ve kısa sürede siste kayboldu.
- Layla hid in a boat.
- Leyla bir teknede saklandı.
- Our boat won by two lengths.
- Teknemiz iki boyla kazandı.
- We caught sight of his boat.
- Biz onun teknesini gördük.
- Does Tom still have a boat?
- Tom'un hâlâ bir teknesi var mı?
- When does the boat set out?
- Tekne ne zaman yola çıkar?
- This river isn't deep enough for this kind of boat.
- Bu nehir bu tür bir tekne için yeterince derin değil.
- If I were to go abroad, I would go by boat.
- Yurt dışına gitsem, tekne ile gitmek isterim.
- Tom is looking to buy a boat.
- Tom bir tekne satın alacak gibi görünüyor.
- They got into the boat.
- Onlar tekneye bindiler.
- All boats are equipped with oar.
- Bütün tekneler kürekle donatılmıştır.
- I've never been on a boat.
- Hiç tekneye binmedim.
- The boat sank during the storm.
- Tekne fırtına sırasında battı.
- Do you know where I can rent a boat?
- Nerede bir tekne kiralayabileceğimi biliyor musun?
- Tom arrived on a boat.
- Tom teknede geldi.
- We have two boats.
- Bizim iki teknemiz var.
- I don't want to rock the boat.
- Tekneyi sallamak istemiyorum.
- Tom's boat was stolen.
- Tom'un teknesi çalındı.
- The boat was tied with a short line.
- Tekne kısa bir halatla bağlıydı.
- Did you build us a boat?
- Bize bir tekne inşa ettin mi?
- After the wind has stopped, let's sail the boat off to the open sea.
- Rüzgar durduktan sonra, tekneyle açık denize yelken açalım.
- I heard you bought a boat.
- Bir tekne almışsın diye duydum.
- The boat was broken by the floating ice.
- Tekne, yüzen bir buz tarafından parçalandı.
- The boat was equipped with radar.
- Teknede radar mevcuttu.
- Layla was hiding in a boat.
- Leyla bir teknede saklanıyordu.
- We like to travel by boat.
- Biz tekneyle seyahat etmeyi severiz.
- Can you give me a boat?
- Bana bir tekne verebilir misin?
- I got in the boat.
- Ben tekneye bindim.
- You can hire a boat by the hour.
- Saatlik tekne kiralayabilirsiniz.
- Do you have a boat?
- Bir teknen var mı?
- Can't this boat go any faster?
- Bu tekne daha hızlı gidemez mi?
- I can see some boats far away from the shore.
- Kıyıdan uzakta bazı tekneler görebiliyorum.
- The boat is going against the current.
- Tekne akıntıya karşı gidiyor.
- She was able to cross the Pacific Ocean by boat.
- O tekneyle Pasifik Okyanusu'nu geçmeyi başardı.
- Can we rent one of these boats?
- Bu teknelerden birini kiralayabilir miyiz?
- He crossed the river in a small boat.
- Nehri küçük bir tekneyle geçti.
- We hired a boat by the hour.
- Saatlik bir tekne kiraladık.
- A rising tide lifts all boats.
- Yükselen bir gelgit tüm tekneleri kaldırır.
- Tom took Mary out on his boat.
- Tom, Mary'yi teknesiyle gezintiye çıkardı.
- Tom owns two houses and a boat.
- Tom'un iki evi ve bir teknesi var.
- Tom got in the boat.
- Tom tekneye bindi.
- Tom threw Mary off the boat.
- Tom, Mary'yi tekneden attı.
- If I were to go abroad, I would go by boat.
- Eğer yurtdışına çıkacak olsaydım, tekneyle giderdim.
Show More (375)
|
|
- They will go to Greece by boat.
- Gemiyle Yunanistan'a gidecekler.
- Which is precisely why they need a clear signal that they have not missed the boat in Copenhagen.
- İşte tam da bu nedenle Kopenhag'da gemiyi kaçırmadıklarına dair net bir sinyale ihtiyaçları var.
- UNHCR and WFP are in the same boat.
- Dünya Gıda Programı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği aynı gemide.
- What sort of boats are involved, however?
- Bununla birlikte ne tür gemiler söz konusu?
- If we want to talk about punishing terrorists, then we have, in fact, already missed the boat.
- Teröristleri cezalandırmaktan bahsetmek istiyorsak aslında çoktan gemiyi kaçırmışız demektir.
- It is clear from the debate that we need to act because we are all in the same boat.
- Tartışmalardan da anlaşılacağı üzere hepimiz aynı gemide olduğumuz için harekete geçmemiz gerekiyor.
- We are certainly in the same boat so to speak.
- Tabiri caizse aynı gemide olduğumuz kesin.
- We are attempting to move more goods on to rails and boats.
- Daha fazla malı raylara ve gemilere taşımaya çalışıyoruz.
- We Europeans are all in the same boat, and that is the key message of this disaster.
- Biz Avrupalılar hepimiz aynı gemideyiz ve bu felaketin temel mesajı da budur.
- Traveling by boat is a lot of fun, isn't it?
- Gemiyle yolculuk etmek çok eğlenceli, değil mi?
- I'm in the same boat as you.
- Ben de seninle aynı gemideyim.
- Traveling by boat takes longer than going by car.
- Gemi ile seyahat etmek araba ile seyahat etmekten daha uzun sürer.
- Traveling by boat is a lot of fun.
- Gemi ile seyahat etmek çok eğlencelidir.
- Tom was born on a boat.
- Tom bir gemide doğdu.
- Don't forget that all of us are in the same boat.
- Hepimizin aynı gemide olduğunu unutma.
- This is the last food there is on this boat.
- Bu gemideki son yiyecek bu.
- We are sitting in the same boat.
- Aynı gemideyiz.
- He's fresh off the boat.
- Gemiden yeni indi.
- The more I get to know people, the more I realize why Noah only let animals on the boat.
- İnsanları tanıdıkça, Nuh'un gemiye niye sadece hayvanları aldığını daha iyi anlıyorum.
- Remember that we're all in the same boat.
- Hepimizin aynı gemide olduğunu unutma.
- Don't forget that all of us are in the same boat.
- Hepimizin aynı gemide olduğu unutma.
- We're all in the same boat.
- Hepimiz aynı gemideyiz.
- It seems we are in the same boat.
- Görünüşe göre aynı gemideyiz.
- We're not all in the same boat.
- Hepimiz aynı gemide değiliz.
- Remember that we are all in the same boat.
- Unutma, hepimiz aynı gemideyiz.
- Remember that we're all in the same boat.
- Hepimizin aynı gemide olduğunu hatırla.
- He's fresh off the boat.
- Gemiden yeni inmiş.
- The boat sailed across the Pacific Ocean.
- Gemi Pasifik Okyanusu'nu geçti.
- Traveling by boat takes longer than going by car.
- Gemi ile gitmek arabayla gitmekten daha uzun sürüyor.
- We're in the same boat.
- Biz de aynı gemideyiz.
- Tom is in the same boat.
- Tom da aynı gemide.
- Some say the boat got lost, others say it was swallowed by a whale.
- Bazıları geminin kaybolduğunu, bazıları da bir balina tarafından yutulduğunu söylemektedir.
- Don't rock the boat.
- Gemiyi sallama.
- The more I get to know people, the more I realize why Noah only let animals on the boat.
- İnsanları tanıdıkça, Nuh'un neden sadece hayvanları gemiye aldığını daha iyi anlıyorum.
- Tom and Mary are in the same boat.
- Tom ve Mary aynı gemide.
- Traveling by boat is a lot of fun, isn't it?
- Gemiyle seyahat etmek çok eğlenceli, değil mi?
- We're in the same boat.
- Hepimiz aynı gemideyiz.
- Tom and Mary are in the same boat.
- Tom ve Mary aynı gemideler.
- We like to travel by boat.
- Biz gemiyle seyahat etmeyi severiz.
- The more I get to know people, the more I realize why Noah only let animals on the boat.
- İnsanları tanıdıkça, Nuh'un neden gemiye sadece hayvanları aldığını daha iyi anlıyorum.
- Remember that we are all in the same boat.
- Hepimizin aynı gemide olduğu unutma.
- The boat was approaching the English Channel.
- Gemi Manş Denizi'ne yaklaşıyordu.
- Remember that we are all in the same boat.
- Hepimizin aynı gemide olduğunu hatırla.
- The boat sank in a flash.
- Gemi, aniden battı.
- I'm in the same boat.
- Aynı gemideyim.
- The soldiers on the boats would be easy targets.
- Gemilerdeki askerler kolay hedef olacaktı.
- We are sitting in the same boat.
- Biz aynı gemide oturuyoruz.
Show More (44)
|
