|
- Monkeys are kept in cages.
- Maymunlar kafeslerde tutuluyor.
- You should free those animals from the cage.
- O hayvanları kafesten kurtarmalısın.
- I unlocked the cage.
- Ben kafesin kilidini açtım.
- The birds in the cage are canaries.
- Kafesteki kuşlar kanarya.
- This cage is made of wire.
- Bu kafes telden yapılmış.
- The birds in the cage are canaries.
- Kafesteki kuşlar kanaryadır.
- The animal struggled to get out of the cage.
- Hayvan, kafesten çıkmak için çabaladı.
- You opened the cages.
- Kafesleri açmışsın.
- You have opened the cages.
- Kafesleri açtın.
- Release the animals from the cages.
- Hayvanları kafeslerinden azat et.
- I found the cage empty.
- Kafesi boş buldum.
- Lions are in the cage.
- Aslanlar kafeste.
- I unlocked the cage and let the rabbits out.
- Kafesin kilidini açtım ve tavşanların dışarı çıkmasına izin verdim.
- The cage is open.
- Kafes açık.
- Tom opened the cages.
- Tom kafesleri açtı.
- The lion lay in the middle of the cage.
- Aslan kafesin ortasında yatıyordu.
- The animals are kept in very small cages.
- Hayvanlar çok küçük kafeslerde tutulmaktadır.
- I opened the cage.
- Kafesi açtım.
- The parrot escaped from the cage.
- Papağan kafesten kaçtı.
- Free the animals from the cage.
- Hayvanlara kafesten özgürlük.
- Tom opened the cage and let the monkey out.
- Tom kafesi açtı ve maymunun çıkmasına izin verdi.
- Presumably, the parrot escaped from the cage.
- Muhtemelen papağan kafesten kaçtı.
- My hamster escaped from its cage.
- Hamsterim kafesinden kaçtı.
- Free the animals from the cage.
- Hayvanları kafesten çıkar.
- It's a wire cage.
- Bu bir tel kafes.
- Is this cage shark-proof?
- Bu kafes köpekbalığı geçirmez mi?
- I felt like a bird in a cage.
- Kafesteki bir kuş gibi hissettim.
- The lions roared in their cages.
- Aslanlar kafeslerinde kükredi.
- The parrot escaped from its cage.
- Papağan kafesinden kaçtı.
- I unlocked the cage and let the rabbits out.
- Kafesin kilidini açtım ve tavşanları dışarı saldım.
- He opened the cage and set the birds free.
- Kafesi açtı ve kuşları serbest bıraktı.
- My hamster escaped from its cage.
- Hamsterım kafesinden kaçtı.
- The boy released a bird from the cage.
- Çocuk kafesteki kuşu serbest bıraktı.
- I opened the cages.
- Kafesleri açtım.
- It's a wire cage.
- Bu bir kafes.
- This cage is made of wire.
- Bu kafes telden yapılmıştır.
- He opened the cages.
- O, kafesleri açtı.
- Tom opened the lion's cage.
- Tom aslanın kafesini açtı.
- Monkeys are kept in cages.
- Maymunlar kafeslerde tutulurlar.
- Tom shut the cage and latched it.
- Tom kafesi kapattı ve kilitledi.
- You opened the cages.
- Sen kafesleri açtın.
- Tom let the hamster out of its cage.
- Tom hamsterı kafesinden çıkardı.
- She opened the cage and let the bird out.
- Kafesi açtı ve kuşu dışarı saldı.
- Tom opened the cage and let the monkey out.
- Tom kafesi açtı ve maymunu dışarı saldı.
- The bird in the cage is singing happily.
- Kafesteki kuş mutlu bir şekilde ötüyor.
- The tiger laid in the middle of the cage.
- Kaplan, kafesin ortasına yattı.
- He opened the cages.
- Kafesleri açtı.
- She hung the cage from the eaves.
- Kafesi saçaktan sarkıttı.
- I have a parrot in a cage.
- Kafeste bir papağanım var.
- The cage is empty.
- Kafes boş.
- Nightingales will not sing in a cage.
- Bülbüller bir kafeste ötmezler.
- You should free those animals from the cage.
- Bu hayvanları kafesten serbest bırakmalısın.
- The birds in the cage are singing merrily.
- Kafesteki kuşlar neşeyle ötüyor.
- The lions roared in their cages.
- Aslanlar kafeslerinde kükrüyorlardı.
- I unlocked the cage.
- Kafesin kilidini açtım.
- The lion struggled to get out of his cage.
- Aslan kafesinden çıkmak için mücadele etti.
- Release the animals from the cages.
- Hayvanları kafeslerden çıkarın.
- The monkey escaped from its cage.
- Maymun kafesinden kaçtı.
- The bird in the cage is singing happily.
- Kafesteki kuş mutlu bir biçimde cıvıldıyor.
- Tom shut the cage and latched it.
- Tom kafesi kapattı ve onu mandalladı.
- I felt like a bird in a cage.
- Kendimi kafesteki bir kuş gibi hissediyordum.
- The city is a cage.
- Şehir bir kafestir.
- There are birds singing in the cage, aren't there?
- Kafeste öten kuşlar var, değil mi?
- She hung the cage from the eaves.
- Kafesi saçaklardan asmıştı.
- Tom unlocked the cage.
- Tom kafesi açtı.
- She opened the cage and let the bird out.
- O, kafesi açtı ve kuşu dışarı bıraktı.
- The tiger laid in the middle of the cage.
- Kaplan, kafesin ortasına uzanmıştı.
- Is this cage shark-proof?
- Bu kafes köpekbalığına dayanıklı mı?
- Release the animals from the cages.
- Hayvanları kafeslerinden sal.
- The lion struggled to get out of his cage.
- Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.
- The cage is empty.
- Kafes boştur.
- The animal struggled to get out of the cage.
- Hayvan, kafesten çıkmak için mücadele etti.
- The monkey is in the cage.
- Maymun kafeste.
- Nightingales will not sing in a cage.
- Bülbüller kafeste ötmez.
- The lion walked to and fro in its cage all day.
- Aslan bütün gün kafesinde bir ileri bir geri yürüdü.
- There's a bird singing in the cage, isn't there?
- Kafeste öten bir kuş var, değil mi?
- The palace was a gilded cage for the princess.
- Saray, prenses için yaldızlı bir kafesti.
- You can cage the singer but not the song.
- Şarkıcıyı kafesleyebilirsiniz ama şarkıyı değil.
- Tom unlocked the cage.
- Tom kafesin kilidini açtı.
- The animals are kept in very small cages.
- Hayvanlar çok küçük kafeslerde tutuluyor.
- You have opened the cages.
- Kafesleri açmışsın.
- The lion walked to and fro in its cage all day.
- Aslan bütün gün kafesinin içinde ileri geri yürüdü.
- The birds in the cage are singing merrily.
- Kafesteki kuşlar neşeyle şarkı söylüyor.
Show More (80)
|
