|
- My second concern applies to Article 53 in the classical directive.
- İkinci endişem klasik direktifin 53. Maddesi ile ilgilidir.
- Its classical field of application are chemical plants and storage facilities.
- Klasik uygulama alanı kimyasal tesisler ve depolama tesisleridir.
- That means that we must not just persist with old, classical tests.
- Bu da sadece eski, klasik testlerle yetinmememiz gerektiği anlamına gelmektedir.
- My second concern applies to Article 53 in the classical directive.
- İkinci endişem ise klasik direktifin 53. Maddesi ile ilgilidir.
- These legal proceedings against a former head of government are classical preventive human rights policy.
- Eski bir hükûmet başkanına karşı yürütülen bu yasal işlemler klasik önleyici insan hakları politikasıdır.
- Its classical field of application is chemical plants and storage facilities.
- Klasik uygulama alanı kimyasal tesisler ve depolama tesisleridir.
- This classical humanism must inspire contemporary science and all citizens.
- Bu klasik hümanizm, çağdaş bilime ve tüm vatandaşlara ilham vermelidir.
- She can play all kinds of instruments, classical or folk.
- Klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabiliyor.
- I am learning in a classical school.
- Klasik bir okulda eğitim görüyorum.
- I personally find blowjobs more enjoyable than classical sex.
- Ben şahsen oral seksi klasik seksten daha zevkli buluyorum.
- She can play all kinds of instruments, classical or folk.
- O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.
- Fadil was learning classical Arabic.
- Fadıl klasik Arapça öğreniyordu.
- I learn in a classical school.
- Klasik bir okulda okuyorum.
- He is a man with a classical education.
- Klasik eğitim almış bir adamdır.
- I personally find blowjobs more enjoyable than classical sex.
- Ben şahsen oral seksi klasik seksten daha eğlenceli buluyorum.
- Fadil was learning classical Arabic.
- Fadil klasik Arapça öğreniyordu.
Show More (13)
|